e S1 ( Parçası t Terzilik sön ”— Su andı 3 İkincikânun ayyare piy angosunun eni talihlilerile konuştum * ra bulunmazdı.» K 5; di Bırdi: «Bu senin kaderin! n B ti Yazanı Balina ÇTi gelmiyor mu? İçime iti- İ LA[':'IF“S bir acaip meraktır l “îıjrı devlet kuşu kimlerin İrak di ““'“k_? Gözlerimin önün- Bene çe düşüp bayılanlar olacak a. Barip cevaplar alabilecek, tu yeler — dinleyebilecek miyim? dıklarına havadan ka - vaz m“:’“dtn hazırlanmış pro- BSene bir taksiden l;"f'"k. kapı kapı Şüşen bu kabil * t_"Pl!lıyo:duııL sorguların cevap n b 4 Ta kazanan talihlilerin dört Jıhınbuldaymış_ Ktş—nl!ıı.ı_ Falı biletin bir parçası, dlye çi tarafından, Kadıköyünde, B Sokağında, 12 numaralı ev- ildar Bay Galip Toplara Sahibi — Ba; N y İsmail Vermek üzer d * niyetlenmi, Hyeni mişti) ik. Y“muızı, inip bir tak- dolaşıyor, zih- birlikte e Kadıköyüne geç k. Dillere destan 0 Vâpur saatini bekli- Ü, ea orta — yaş üler “îğ bir zat sokuldu: vüĞi 'Yüne mi teşrif? llah, işesi sahibi Beni “M adım Galip Toplar!.. Ben eVi $ 3 * sİzin Müjdenizi bekle- Oordum! l tuhaf P . Te ŞdÜf üçümüzü de güldü işeye l':ı tahsildarı aramıza ala- Bu Par, Tken konuşuyoruz: . 'Ayla ne yapmak niyetinde- y Mley'.mı' he yapacağını şaşırmış SeĞim, — Caki ıum; Cebime yüz lira koyup tıp Ya»: Bideceğim. İki üç tek Caklarımı tasarlayacağım. halde î;ş'şin;'îfian pîieılnc'ni havaya savur nuı,:îı” » dört bin beş yüz lira- Su çanta) leştirirken gülüyor: Yorun Byı ilk defa kendi paramı Öt çok “:mn içinde binlerce lira Sit dqğıı;fk'?dı. Fakat on parası lira BARildi. Elimdeki çantada on !u:“'. cebimdeki cüzdanda l Mazdı... Kaderde bugün l fi na hail, * ş 'ar Galip: «Artık çantama hendi paramı da koyuyorum diyor, bu çanta binlerce lira taşırken cebimdeki cüzdanda on pa- İki terzi hemşireye nişanlıdan bahsettiğim zaman ellerindeki Z"_'d':”en salladılar: «Bize asıl bu lâzımdı. Ötesi kolay artık» Cebinde cigarası bile kalmıyan Hakkı evlâdını öptü ve ba- Manok ta alacaklılarının yüzünü güldürmeğe karar verdi. Naci Sadullah - Paraları doğru bankaya | '|param yok. istemiyen — gişe sahibi| $ * Hakkının talihli $ — Yarın götürürüz. Bu csvap bite- cek bu akşam! — Bay Papazyanın bizim eve girdi | ğini herkes gördü. İkramiye kazandığı mız da duyulmuştur. tabii. Bu vaziyet- te, bu kadar parayı evde tutamam ben — Dağ başında mıyız?.. Yarın götü- rürüz Bankaya, Senin hissen dursun. Ben kendi- minkini götüreceğim! — Bu esvap ne olacak? ursa olsun. Böyle günde de dikiş dikecek değilim ya? | Öteki temkinli: diyor... Piyangoyu ka- zandık ama, bir müşteri kaybedeceğiz! Papazyan gülüyor: — Size artık müşteri değil, nişanlı lâzım! Kızlardan birisi, elindeki banknol destelerini göstererek cevap veriyor: | — Bize asıl bu lâzımdı. Ötesi kolay artık! * Büyük ikramiyeyi kazanan talih'i- lcrde;l birisi de, Akay idaresinin gaz "pu:unda kamarotluk eden Ha kı. Onu, Kader gişesi sahibiyle birlik- te, Etmeydanında Peştemalcılar soka - gında, 12 numaralı evinde bulduş Müjdeyi alır almaz ne hale girdiğini edemem. üçük çocuğunu öperek: — Bu, dedi. Benim kı n değil, se- k ilâve etti: — Şu mangalda son kömürleri yâk- mıştık. Cebimde cigaram bile kalma - mıştı. Bugümsizinli olduğum halde, beş | Soki çıkamıyordum. Pi şin de bu kadar zamanında 'ermek 'zikleşmi 'ndan muz Bekdi *i tlinde, tal T Sevin, iş. Piyango müdürlüğü ça Yöze edildikten sonra i” 'Bİ belli. Bir elinde ad- Te " götüreceği Ç Şaşkınlığı arasında: Uyurnu “ımııu': ;?;es diye 4500 lirayi ldüm: Bu adresi imi bat ğ h“hmaun.:wmm' bir daha K Bafletinin farkına vararak gü- Dalginlik Bayım, ; vindim. Çünkü Bana vurmuş " diyor, ve anla- b zeT 45 bin lirayı kazanan biletin ağında ,;::"'“G"'d—’»- Eşref Efen- Ve Madlen a sumarada oturan Vir- 5 nda iki kızcağızda n bu kızcağızlar, hay ; | görür gör - Talarını ikisi birden, 'u“)'d:hr. Ve bizim mevcu- buta Haa Ya IL"r:şu:::-“k biribirlerile müna "Ndi hemen bankava götüre - Hazreti Hızır bugün lerde tayyareyle dolaşıyor galiba. Kader gişesi sahibi, benden duydu ğu demirbaş suali soruyor: — Ne yapmak niyetindesin bu para- larla? Hakkı gayet ciddi: — Vallahi, diyor, ilk niyetim aktımı başıma toplamak ! * Dördüncü talihli, Taksiımde, Çaylak sokağında, 56 numaralı evde oturan Manuk. Biletini Servet gişesinden 2l- mış. Onü, gişeden paralarını alırken buldum. Keşide esnasında salonda bu- lunuyormuş: — Numaram çıkınca, sokağa fırla - dıim, Tramvaya kim biner? Derhal bir taksi çevirdim. Cebimdeki para taksi- yi ödemeye yetmedi. Üstünü gişede verdirttim. ; — Artık yan gelip oturmak niyetin- de misin? |hapsine karar vermiş, fakat teşebbüs |tenzil edilmiş, 3ON POSTA Çocuğunu sokağa Bırakırken Yakalanan ana Mahkeme bir sene hapis cezası verdi, fakat cezayı tecil etti Evvelki gün, adliyede çok hazin bir hâdise cereyan etmiştir: Hâdisenin zavallı faili Abdullah kızı Ayşe adın- da genç bir kadıncağızdır. Ayşenin kocası, bundan iki ay ev- vel ölmüş. Karnında çocuğile dul ka> lan kadıncağız, — kapı kppi dolaşarak i$ aramaya koyulmuş. Ve nihayet| merhametli bir kapıya hizmetçi olar rak yerleşmeye muvaffak olabilmiş. Fakat bir hafta evvel, kamnındaki çocuğunu doğurunca, vaziyeti yeni- den bozulmuş, Çünkü çalıştığı yerden kendisine: — Biz, demişler, çocuklu hizmetçi kullanamayız. Ona dadılık mı edecek- sin, bize hizmet mi? Ayşaceğiz, böylece sokağa atılın- ca yeniden iş peşinde koşmaya başla- mış. Fakat kucağındaki yavru, her çaldığı kapının suratına kapanmasına sebep oluyormuş. Çünkü hiç bir mü- essese, hiç bir yer, kucağı çocuklu bir kadına iş veremiyormuş. Biçare Ayşe, bu vaziyet karşısında günlerce aç kalmış. Bir iş bulabilmek, ve açlıktan ölmekten — kurtulabilmek Jiçin çocuğunu bir yere bırakmaktan ka çare görememiş Evvelâ Darülacezeye baş vurmuş. Oradan kendisine: — Biz, demişler, anaları, babaları bulunmuş çocuklara yer Senin çocuğunu alamayız. Ayşe, bu cevabı alınca, çocuğunu Darülacezeye yatırmak için basit bir| hile tasarlamış. Yavrusunu, gelip ge- çenler tarafından görülebilecek bir ta- rafa bırakmaya karar vermiş. Bu katarla, kucağında çocüğile Fe> tih camisinin önüne gitmiş. Evlâdını | ağlaya, ağlaya sön“defa öpüp kokla- dıktan, sevip okşadıktan sonra, avlu | duvarının pencerelerinden birinin içi- ne bırakmış. ! Fakat onun bu hareketi, orada oy-! namakta olan çocukların nazarı dik | katlerini celbetmiş. Derhal koşup po-| lise haber vermişler. Polisler de, yola| veriyoruz. | biçare kadını yakalamışlar. Kadın mahkemeye verilmiş. Mahkeme dün, kadının bir sene| nakıs görüldüğünden bu ceza dört aya dört aylık ceza da, 89 uncu madde mucibince tecil olun- muştur. K Kadıncağız da, kucağında çocuği- le, Kumkapıda, Talaman — sokağında, b numaralı evine dönmüştür. Ayşe, dün kendisile evinde görü- |şen bir muharririmize, hâdiseyi yuka- rıya yazdığımız şekilde — anlattıktan sonra: — Ne yapaydım? demiştir. Kendi- mi ve çocuğumu kurtarmak için onu Darülacezeye kabul - ettirmekten baş- ka çare göremedim. Besleyemeyince ne yıpıcıklım)... Nimet gişesi tarafından, Çakmakçılar- da, dokuma fabrikası amelelerinden on kişiye satılmış. Aynalıçeşmede, 78 numaralı evde 0- turan Hrisanti, Safia adındaki hatun- cağızlar da, Kader gişesinden aldıkları biletle 45 bin lira kazanmışlar. Bankalar caddesinde, 12 numaralı evde oturan B. Mişel 10000 Tira, Satie | montörlerinden Bay Bedrettin 12000 |lira almışlar. 15000 lira kazanan bilet Üyerden birisi deServet gişesi tarafından Yenişehirde, Dereboyu sokağında 3 nu | maralı evde oturan Karniğe satılmış Karnik: - Bu, diyor, benim ilk aldığım bi — Kat'iyyen... Ben bu parayı, ala - caklılarımın duaları sayesinde dım. İlk işim onların da yüz dürmek olacak ! 10,000 Jira kazanan biletlerin birisi, Sabahleyin, az kalsın b tım biletimi. Bir daha böyle ha! gelir mi aklıma. Alimallah ceketimi sa tarım, biletimi satmam ! Naci Sadullah | ( Paris şoförleri Sayfa 7 korku İçinde Azılı haydutlar, şoför avcılığına Üç dört gün ev- vel Pariste bizin paramızla tam 110 kuruş için bir ada- min canına kıydı. lar. İki serseri arasın- için kavga çıktığı, bu kavganın cina - yetle neticelendiği arasıra görülen şey" lerdendir. Fakat bu defaki cinayet bir kavga neticesi değil, mün hasıran mikdarı iti- barile çok olmiya- cak bir parayı gas- betmek için yapılmış, î;rm hiyeti de olduğundan 18 nin derhal gözlerine çarpmıştı sus! mahiyet maktulün bir şoför, lin de bir müşteri oluşudur. * husust ma gazeteleri- ır. Bu hu kati- Son yıllar içinde Paris serserileri a- rasında «Şoför avcılığı» dmil!bllu_îek olan garip bir cinayet usulü türemişti: Sicilinde bin bir hâdise yazılı bulu- nan bir serseri kendisine çeki düzen malüm olan çocuklara değil, sokakta| yererek bir centilmen kıyâfetine giri- yor, sonra ekseriya gece yarısı bir tak- si otomobiline atlıyarak şehir haricin- de bir adres veriyor, şehir haricine çı- kınca da arkadan bir kurşun sıkarak biçare şoförü öldürüyordu. Maksat ta- bil zavallının cebinde bulunan birkaç rayı elde etmekten ibaretti. Bu tarzda yapılan cinayetler o ka- dar çoğalmıştı ki, iki yıl önce Paris şo- förler cemiyeti bütün üyelerine birer mektup göndererek: — Şoför, gece yarısından sonra ta- nımadığın herhangi bir müşteriyi oto- mobiline alma, — böyle bir mü i ile asla şehir haricine çıkma! Bu, ö; bir tedbirsizliktir ki, hayatına mal ©, bar, demiş O vakit Fransız gazetelerinde yakın e VÜÇEŞ : | düşerek, ağır ağır uzaklaşmakta olan | |£ V iL etmiştik. Şoförler bu ihtarı dinlemişlerdi. Bunun üzerine de Paris- te för Aavcılığı» nihayete ermişti. Su meselesi Büyük alâka Uyandırdı Belediyemizin mahrum olan evlere su tedarik e debilmeleri için kolaylık göstermek tasavvurunda bulunması şehrimiz de büyük bir alâka uyandırdı. Min net ve şükran hisleri ile karşılandı Fakat anlaşılıyor ki bu tasavvurun filiyatta iyi bir netice verebilmesi için ölçünün biraz daha geniş tutul- ması lâzım gelecektir. İşte size ya pılması lâzım gelen şeyler hakkın da bir okuyucu düşüncesi: Kıymetli gazetenizde su mesele sini ve bugün de vali ile görüşme nizi okudum. Affı! de bir şekil batırlatmak ist Belediye fakirlere su tesisa! dava yapacakmış. Orta hallilere de Ü bir kolaylık gösterilmek suretile SI dan mahrum edilmemek mümkü mi? pısının önünden ana hat a K çen bir eve suyu kapıdan içeri aa bilmek için en az kırk lira verilmesi lâzım. Bu parâyı orta halli Gdeğil, b zenginlerin bile bu zamanda defa ten verebilmesine imkân yok. Bu para gaz ve elektrik şirketl «& * * Gece otomobili tenha yerlere sürdürüp tabancayı önde oturan şofö- rün kafasına boşaltmak sabıkalılara kolay geliyor. 110 kuruşunu al- mak için bir zavallıyı daha böyle öldürdüler I terkos suyundan ı diliyerek ben tını be başladılar! Polis memurları yaralı şoförün metrük otomobili önünde Ufak tefek bazı teşebbüsleri istisna e- derseniz iki yıllık bir fasıladan sonra dört gün önce yapılan bir suikast ile bu eski usul dirilmiş oluyor ki, işle Fransızların gözlerine çarpan nokta d9 budur. * Şimdi size vak'ayı anlatalım: yarısından sonra Paris civarın da Brunoy nün jandarma karakö lunun kapısı çalınır. Nöbetçi jandarma yukarıdan pencereyi açıp bakar, aşağı da yorgun, bitkin bir adam duvarâ yas lanmış beklemektedir. Jandarma inip kapıyı açar. Bekleyen bir yaralıdır. Ve kan içindedir. Adam içeri girer ve an« latmaya başlar: — Adım Marsej Persaulttur. 32 ya: şındayım. Mesleğim şoförlüktür. Dün gece sant 11,5 da Pariste Klişi meydanında otomobilime bir müşteri bindi. Bu zatı evvel de tanırdım, ken- disini birkaç defa Mongeron köyüne yö türüp getirmiştim. Bu itibarla şüphe- lenmedim. Adam bu defa da ayni nd- resi verdi. Yola çıktık, soğuk, sisli bir eceydi, bunun için takip edilecek is- ikameti takipte adam da bana yardım &d — Sağa, sola diyip duruyordu. Paris ten çıkmıştık. Bir aralık onun sözleri- ni dinleye dinleye kendimi ormanın or ta yerinde buluverdim. Tam o dakika- (Devamı 12 inel sayfada) — rinin yaptıkları gibi bir senede tak- sitle alınsa, halk, hem de bele « diye için daha faydalı olmaz mı? O vakit belediyenin fazla suyuna mahallji sarf aramağa lüzum kaj * maz. Valimiz bu noktayı da gözö * nünde tutarsa bu hayırlı işe delâle - tinizden dolayı halk sizlere minnet- tar kalacaktır. h * Düzcenin çalışkan kaymakamı ve Düzcelilerin teşekkürü Düzce okuyucularımızdan bir ka- çından müşterek bir mektup aldık. Bu mektupta Düzce kaymakam: İs. mail Hakkının kasabanın imar ve umranında, içtimai uyanışında gös - terdiği çalışmadan sitayişle bahse - diliyor ve deniyor ki - Kaymakamımız harap bir hal- de bulu ) konağını gü « la çevirtmiş, bir şekilde zim ettir şiir lan başka köy yolları, yatı ) mekteplerini kazı ce muhitinde topla: konferanse lar, konuşmalar yaptırarak içtimli bir bhayat uyandırmıştır. ndirmiş, Düze -