Z2 Sayfa SON POSTA Üü - Hergün Fransadaki siyaset Muhtekirleri —SOecyöazan: Muhlttin Birgen —| (Baştarafı 1 inci sayfada) Fakat, işlerin bu kadar gergin bir safhaya girmesinden dolayı mes'ul ©- lar da münhas sız müstem lekecileridir. O F leri, ki Fransız matbua kısmı da tıpkı bizim gösterdi; beplerden dolayı ke lerinden şikâye! açık; dürüst 1 sevmezler diye Versay mua €er on anyayı el şe sevketmiş olanlar da ge- ne onlardır. Fransanın dünya siyase- tini bütün milletlerin karşısında küçük düşürmek için hiç bir şeyde kusur et- miyen bu entrika, uzatma, sinir öldür- me, sabrı boğma siyasetin) tenkit edin« ce de «Türk matbuatı da pek şiddetli neşriyat yapıyorlar!» diye şikâyeş eder Türk matbu: aklı başında olan bir kısım P" matbuatından azla ne söyliyor * Hakikaten, profesyonel müstemleke- n maskeli siyasetleri Fransa için de Avrupa için de çekilmez bir galle şeklini almıştır. İşleri güçleri Fransız efkârı umumiyesini tahriktir. Tahrik için de ellerinde bir umacı vardır: Al- manyva ve Hitler! Sancak meselesinde Türkiye Türkün hakkını mı istiyor? He men umacıya müracaat ederler: «İşte|. 'Türkler, Almanlarla beraber oluyor: lar ve şu gaileli zamanımızda biz dost- larına böyle muamele ediyorlar!» diye feryada başlarlar. Filhakika, Sancak rine vermeği taahhüt ettikleri l i vermemek için on beş sene- den beri her türlü oyunu yapan müs- temlekeci dostlarımıza gaile çıkarmak istemiş olsak belki de yerden göğe ka haklıyız ama, biz sulh ve müsala- met unsuru olmaya karar vermişiz ve hakkımızı sulh yoliyle almaya ködir olduğumuza emin bulundufumuz nüd detçe ne silâha, ne de hattâ siya$i en<ri kaya müracaat etmiyerek hedelimize doğru, açıkça ve dümdüz yürümeği tercih ederiz. Biz bu yolda, dümdüz yürüyerek, hak ve adaletten başka birşey istemiye rek dürüstçe Fransaya müracaat ettik. Bizce bu kadar ehezimiyeti olan bir meseleyi sükünla, güler yüzlülükle, dostluk sözlerile karşılayıp işi medre- seye düşürüp zamanın uyuşlurucu ve unutturucu tesirine terketmek ve bizi müzmin bir hastalığı laşıyıp gitmeğe rmak istediler. Bugü: lâ da onu yapmak fikrindedirler. İşte bunların başlıra — neşriyat — vasılaları olan «Tenps» gazetesinin bu me ye tah- sis ettiği gayet yumuşak ve riyakâr ifa deli bir başmakale: son fıkrası; «Paris ile Ankara arasında 1921 an- i zaten bir, ancak istiklâl bahsini hariç tutan bir muhtariyet üzerinde konuşabiliriz. - esasları üzerinde bir prensip anlıışmıııl teessüs ettiği takdirde mesele halledil- miş bulunacak ve tekrar konseyin kar | şısına çıkıldığı zaman meselenin eşası- | mı müzakereye lüzum kalmıyacaktır.» Hop ayni şey! Oyalamak, uyuştur- Mak, sinirleri yıpratmak ve enerjiyi öl- dürmek siyaseti! * Biz biliyoruz ki hükümetimiz, bu maskeli, iki yüzlü oyuncuların bütün taktiklerini çok iyi tanır, Fransanın bu günkü Halk Cephesi hükümetinin ar- | kasına gizlenerek mütemadiyen onları fitileyen, gazetelerile Fransız efkârını tahrik eden, her ne tarafa dönerlerse yüzlerine başka türlü bir maske takan | bu beynelmilel siyaset muhtekirleri bu | sefer de ellerinden gelen Vıpucıklır-l dır. Fakat, mademki Halk de düşmanları bunlardır. Frans letini'de lete sev € hn—(-nlnı mül-i fletten hatava, hatadan gaf- kuüvvet budur, ve nlha Resin-li Makale: (l Eski zamanlarda bir memleketin terakkisinin derecesini anlamak için kadımlarına bakmak küâfidir, derler- di, bu cümleyi bir atalar sözü sayat- lardı SÖZ Dünyada mevcut Elmas yekünu 50 ton tutuyor Elmas payitahtı olan Anverste pırlantalara kıymet takdiri Bütün dünyadaki elmasları bir a- raya getirseler acaba kaç kilo tutar tahmin eder misiniz? Bu hesabı meşhur — bir kuyumcu yapmış ve dünyada mevcut elmasların 50 ton sikletinde olduğunu tesbit et- miş., Buna mukabil elmas madenlerin- de çalışan amelelerin miktarı yarım milyon, toptan elmas ticareti yapan tüccarların adedi on bin, ve küçük ku- yumcuların da miktarı yüz bin imiş. Bu suretle 50 bin kilo ağırlığındaki el mastan dünyada 610 bin kişi geçinebi. liyormuş. Dünyada kaç tane yamyam var? İnsan eti yiyenlerin hayli olduğu zannolunurken İngiliz rinden meşhur Amers Vil dünyada kaç tane yamyam — mevcut olduğunu merak etmiş, ve bütün dünyayı dola- şarak tetkikat yapmıştır. Amera Vil dünyada bir milyon yamyam old_ı_ı_'E_ıir_ıu ıöyl_e_mııxir. yet, mademki Türkiye, işini bilir ve | Atatürk, arkasındaki milletin fedakâr- lığından emindir, Türkiye bu defa bu unsuru mutlaka mağlüp edecektir. Muhittin Birgen -— Dün müddeiumumiliğe garip bir Şevket isminde fakir ve perişan kıyafetli bir adam Karagümrükte Şevkiye isminde bir kadının evi önün- de dolaşmakta ve kendini kardan ve soğuktan koru- mağa çalışmakta iken onun bu halini gören Şevkiye Şevkete acıyarak kendisini muhafaza etmesi — için bir kaç çuval vermiştir Şevket bu çuvallarla giderken onun hal ve tavrın- dan şüphelenen bekçi arkasından «durt» l kırmış, l* Şevket çuvallarını yere atarak kaçmağa başla- İSTER 20 inci asır terakkinin derecesini ölçmek için, el ile tutulabilecek, göz- le görülebilecek daha maddi bir ölçü buldu. RARASIN HERGÜN BİR FIKAA | Dirilen ölü Ahmet Mithat Efendi merhum Tereümanı Hakikate yazdığı roman Tarı günü gününe yazar bırakırmış. Bir gün verdiği bir yazıda roman kahramanını öldürmüş. Romanın bu kısmı gazetede çıkınca gazelenin sa hibi Mehmet Cevdet Beyin ctekleri tutuşmuş; doğru Ahmet Mithat E- fendiye koşmuş: — Aman Efendi, demiş, ne yaptı- nız? Bu roman yüzünden gazetenin satışı bir misli artmıştı. Siz roma- nn kahramanını öldürdünüz. De - mek oluyor ki - romanı bitiriyorsu- nuz. — Evet! — Satış gene düşecek. “Ahmet Mithat Efendi düşünmüş: — Sen git, demiş, ben çaresini bu Turum. Ertesi günü çıkan tefrika göyle «Ey kariler, gerçi dünkü tefrika- mızda mezburenin öldüğünü yaz- mışsak ta, mezbure hakikaten öl- müş değil, ölü taklidi yaparak yere uzanmıştı. Birdenbire ayağa kalktı, vesaire... vesaire... 86 yaşında 69 çocuğu Olan kadın Yunan gazetelerinde — yazıldığına göre, Avusturyalı Madam Bernard Sa- inberg 56 yaşında olduğu halde 69 ço- cuk doğurmuştur. Madam Sainberg hiç bir defa tek bir çocuk doğurmamıştır. dört defa dörder, yedi defa üçer ve on defa da ikişer çocuk doğurmuştur. Madam Sainberg ölmüştür, kocası | bunun- üzerine tekrar evlenmiştir. Bu gün 77 yaşında olan bu adam hâlâ sa- DA |) Bugün bir memleketin müterakki olup olmadığını anlamak için ©o mem lekette tüten fabrika bacalarının, ba sılan kitapların sayısına bakınız, al- dan nız. Bal ayı Seyahati için en iyi Yer neresidir? ! Liverpolda evlenen bir çift, mede- niyetin” gürültüsünden — patırdısından bıkarak, bal aylarını Kanadanın gar- bında, müncemit havalide geçirmeğe karar vermişler ve muazzam Karinti- ya Transatlantiğile, 7000 millik bir se- yahate çıkmışlardır. Kendilerini uğurliyanlara demed: — Biz birbirimizi o kadar hararet- le seviyoruz ki yanıp kavrulmamak i- çin ancak kutup - istikametlerine git- mekliğimiz lâzımgeldi! demiştir. Dişler arasına sıkışan fotoğraf makinesi Panama hükümet zabitası, geçen « lerde Panama kanalının memnu olan mıntakasında Japonya hesabına ca - susluk eden Braun — isminde bir İngi- lizi yakalamıştır. Braun memnu mıntakanın fotograf Tarını almakta ve Japönyaya satmak - ta imiş. Bu casusun, kullandığı fo - toğraf ağzında ve dişlerinin arasında imiş. Braun her defa ağzını açıp kapa- dıkça resim alırmış. Canavarlığın bukadarı olur mu? Craç şehrinde Hirç isminde 43 ya- şında bir adam — 63 yaşındaki anasını öldürmüş, ve kadının başını gövde- sinden ayırdıktan sonra, ocağa atarak İarşisinida pipo içmeğe beşlırnış, Yaptığı bu cinayeti karısı polise haber vermiş. İşin güzel tarafı da şu: Hirç bu cinayeti karısınr fazla sevdiği için işlemişmiş, Bir gün anası karısı i- çin: — Senin karın seni sevmiyor de- mişmiş!... pasağlamdır. Ve yeni karısından da üç defada dokuz çocuğu olmuştur. —a DeüL 2 sanzde öi KDİ TalA e üğdalada dökuz gdcağm olmuktur — İSTER İNAN İSTER İNANMA! hâdise gelmiştir: | mıştır. Bekçi de a: ÇELAVİĞ Şevket hırsiz 7; kedilmiştir. Müddeiumpymi diye hay- | masım olduğu anl rilmiştir. İNAN İSTER İNA rkasından koşmuş ve Şevketi yaka- annedilerek müddeiumumiliğe sev- Hikmet Sonel hâdisenin tahkikatını yapmıştır. Şevket işin içyüzünü müddeiumumiye an- latmış ve derhal Şevkiye celbedilerek keyfiyet — sorul- muştur. Şevkiyenin verdiği cevap üzerine Şevketin laşılarak çuvallarile NMA! beraber salıve- Sözün — Sahi mi? — Vallahi ! i ismet — Dışarda kar yağış” Sahi mi? Vallahi!.. bize Naciye Sahi mi? — Vallahi!.. yacakmış. — Sahi mi? a girmiş hiç bif e bulunmam.. 188 Sualile: — Vallahi ğ Cevabı yok mu? Işte cevabının bir an evvel atılmasını — istiyorum. #'lerim olsa her elimi Dilş nüne tutacağım VE' — Sahi mi? nin «sa> sı ağzından cağım. Muhatâğ aynı tarzda: * Kelimelerin şekilleri Diye cevab vermesint rakmıyacağım. zılış tarzları mı güç? YÜ Bunların hiç biri değil, &? fade ettikleri mana, ve VEŞ gizlenmiş olan — Sahi mi? Sualini soran şunu d&T sansın, yani yalancı diy€ sakın bu da yalan olmasi” — Vallahi! söyle değildir. Diyerek karşısındakini şıyor. j * Her halde yalancılıklâ — Aldım, kabul ettimi Diye benimsemek Dil alışkanlığı, deyip | — Sahi mi? Sualine mürüz kalmal Dil alışkanlığını ortay& de basit şey İçin: — Vallahi, billâhi, ta lerle karşımızdakini — Vallahi.. limelerle iltibas mı — Sen daima yalan Cevabını veren de bü hepsinin yalan olduğunU rim, fakat bu sefer mek fena bir şey, ve bu & Kendimizi yalan söylem lam. Bu daha iyi değil disşe ortadan kalksın ve yalım! | Biliyor musu — Milli Müdafaa Ve&? Özalp hangi yılda, net 2 Mondrös mütal Gaziantep, Urfa, Marâşı |Y 'Bini ik olarak (bu yerler bilâhare altına girmi 3 — Umumi harbin sof devletlerle, hangi isimleri taşıyan sulhlar # * Dünkü Suallerin p | — Sevilde hükümet # ların ilk kralı birinci den 1042 ye kadar Oğlu ikinci Abad bab geçmiş, 1069 da-onun K? çüncü Abad da 1095 e kadö m . * Babülmendep nizi ile Kırmızı denize önünde Perim adası vâ: : Horace — trajedi? Fransız tiyatro muharrif? mıştir. 2 Zi | | mej Üme bir ni ikte 8Or tiğ tT Bü *A kany