Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SON POSTA p ir_i BiR TÖRK ZABİiTi /J!ı Z U D .J ü aa d h b ( LA T Mülâzım — Cemil'in âkıbeti â IKINCl KISIM — Â. R. Cemil hiç beklemediği bir zamanda, esrarengiz tarafından, şifresile gizli bir adam teşkilâtı - mahsusanın bir emir aldı - Cemil, Kazak alayı — kumandanı Marki Gaorçakofun ziyaretinden av - det ederken, şatogun asma köprüsüne yakın bir yerde, sık ağaçlar arasından, köylü kıyafetinde bir adam fırlamış; elindeki mektubu Cemile uzatmış: — Yariın.. bu vakit.. burada... C. vap bekliyorum. — Dedikten sonra, gene ormanın sık ağaçları arasında koşmıya başlamıştı. - Cemil, birdenbire şaşırmıştı. Bir müddet, bu adamın arkasından, baka kalmıştı...Sonra; bunun bir desise ol- ması ihtimalini de düşünerek; üze - rinde hiç bir yazı olmıyan kalın zarfı açmıştı. Ve açar açmaz da, derin bir hayretle sarsılmış: — Olur şey değil. Diye mırıldanmıştı. — Mektup, bir Türkün elinden çıktı - ğına hiç şüphe edilemiyecek kadar iş- lek bir. yazı ile yazılmıştı. Altında (B. Ş.) harflerinden ibaret bir imza; bu imzanın üzerinde de, hususi bir şekilde konulmuş olan Üüç noktadan ibaret bir şifre vardı. Cemil derhal mektubu pantalonunun arka cebine sokmuş; atını mahmuzla- mişti... Şatonun büyük kapısı önün- de atından atlamış, hayvanı bir bahçı - van yamağına verip ahıra gönderdik- ten sonra, sür'atle dairesine çıkmış; odasına kapanmış; mektubu okumi - ya başlamıştı. Mektupta, şu satırlar vardı: «Aziz kardeşim; Sarıkamış harbinde esir olduğunu duyduktan sonra, aylardanberi uğra - şa uğraşa, izini güçlükle bulabildik. Sana bu mektubu veren (Akmes - cit) li (Ali Can Bey), hususi bir va - zife ve talimat ile oraya gönderilmiş - tir. Birbirinize muavenet ediniz. |- Ben ve bütün arkadaşlar, gözlerin- den öperiz.» Cemil; bu satırları okurken sevin - cinden çıldıracak hale geldi. Mektu - bun; sahte ve bir casusluk eseri olma- sı ihtimaline mebni kâğıdı, evirdi, çe- virdi. Dikkatle muayene etti: - — Hayır!. Bizimkilerden... Teş « kilâtı mahsusanın bu şifresini, müm- kün değil bir yabancı bilemez. Hem de; yazı, tamamile doktorun yazısı. Elli yazının içinde olsa, onun yazısı - nı derhal tanırım... Ah Yarabbi.. bu geceyi nasıl geçirmeli. Yarına kadar, meraktan çatlıyacağım. Aklına, birdenbire Maşa geldi. Mektubu, para cüzdanının iç gözüne dikkatle sakladıktan sonra, Maşanın odasına geçti. © Maşa; Cemili görür görmez, yata- gından kalkmak istedi. Fakat Cemil, ellerile onun omuzlarına dayanarak tekrar yatağına yatırırken: " — — Hayır, Maşa.. kımıldanmıyacak- sın. Dedi. Maşanın vücudu, ateşler içinde idi. Te i Duru beyaz yanakları, al al hârelen - ' mişti. - Cemil, endişeli bir tavırla, sözüne devam etti: — Söyle bakalım, nasılsın?.. " — Fena değilim. " — Amma, senin çok ateşin var, Şato kâhyasına haber vereyim. Bir doktor getirteyim. Maşsa, birdenbire telâş etti. Âdeta, yalvarır gibi cevap verdi: liyor bana, ; — Şapkanın kenarını yukarıya doğ- ru kaldırırsak sana dâha iyi yakışa - cak sanırım. Ve Nermin, mes'ut gözlerle âaynaya baktığı zaman artık kendisini eskisi gibi çirkin bulmuyor, yüzünde sevim- li hatlar keşfediyordu. Çirkin kız, sev- gi ve saadetle güzelleşmişti. — Rica ederim, bunu yapmayınız. — Niçin?.. — Hiç iyi bir şey olmaz. — Canım; bir doktorun gelip gör- mesi, hiç iyi bir şey olmaz mı?.. Maşa, daha endişeli bir tavırla, ce- vap verdi. — Emin olunuz ki, olmaz... Ah, siz bilmezsiniz. Olabilir ki doktor, istira- hate lüzum gösterir. — İyi ya, Maşa.. sen de gider isti- rahat edersin, — Evet, amma.,. o zaman buraya bir başka hizmetçi getirilir. — E.. ne çıkar, yavrum?.. O hiz - metçi gelir. Bir kaç gün kalır. Bu müddet zarfında sen istirahat edersin. İyileşirsin. Ondan sonra, tekrar gelir- sin, he Maşa, gittikçe artan bir endişe ile muhalefet gösterdi: — Hayır.. hayır... Rica ederim, bu fikirden vaz geçin. Ben, tahmin etti - ğginiz kadar rahatsız değilim., Görecek- siniz. Yarın sabaha kadar, hiç bir şe - yim kalmıyacak, Hattâ, şimdi kalkıp akşam yemeğinizi hazırlıyacağım. Cemil, elini Maşanın alnında gez - dirdi. Bu ipek gibi parlak ve yumu - şak derinin altındaki gizli ateş, Ce - milin kalbine derin bir ıiztırap ve tees- sür verdi. — Maşa.. yavrum!.. Şayet, istira - hat zamanlarında parasız kalmaktan korkuyorsan; ben sana muavenet e - derim, Demek mecburiyetini hissetti... Bu teklif karşısında, Maşa büsbütün si - nirlendi: ; — Rica ederim.. çok rica ederim.. bu mesele üzerinde daha fazla ısrar etmeyiniz... İstemiyorum. Buraya, be- nim yerime bir başka hizmetçinin gel- mesini istemiyorum. Bana, yarına ka- dar müsaade edin. Göreceksiniz ki, hiç bir şeyim kalmıyacak. Cemil, derin bir ketumiyetle hisle- rini saklamıya çalışan bu hassas kızı, daha fazla üzmek istemedi. — Pekâlâ, Maşa.. istediğin gibi ol- sun... Fakat, sen de benim sözümü dinliyeceksin. Vereceğim ilâçları ala - caksın. Ben izin vermedikçe de, yata- gından kalkmıyacaksın. Söz veriyor musun ? — Teşekkür ederim. (Arkası var) C ir Doktorun Günlük KAKaT Notlarından — (*) Yeni doğan çocuklar Ve kiloları Yeni dağan çocuklara verilen gidanın kâfi gelip gelmediğini anlamak için ço- cuğun tartısına ve tabiatine dikkat et- mek kâfidir. Küçük çocük ana ve baba- larına, aşağıdaki listeyi takip etmelerini tavsiye ederiz. Bu cetvel tabil vasati bir levhadır. Çocuk doğumda 3250 gram olmalıdır. Bir aylıktan itibaren şöyle devam etme- lidir; 1 aylık — 3750 gram 2 aylık — 4500 gram 8 aylık — 5250-gram 4 aylık — 5950 gram 5 aylık — 6550 gram 6 aylık — 7T100 gram T aylık — 7600 gram 8 aylık — 8000 gram 9 aylık — 8350 gram 10 aylık — 8650 gram 11 aylık — 8950 gram 12 aylık — 9250 gram (*) Bu nmotları kesip saklayınız, ya - hut bir albüme yapıştırıp — kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar “ Son Posta,, nın zabıta roman ! 48 Yazan : Hugh Austin SY d DİZ İngilizceden çeviren : Hasnun Uşaklığil Sıra genç kızı dinlemeye geldı Hendriks şefinin kendisine göster- mek istediği şeyi görmek için başını kaldırdı. Çavuş artık kendini tütabilecek hal- de değildi. Bir kaç dakikadanberi bir de mide bulantısı hissetmiye başlamış- H . Acaba bu, sıcaktan mı, yemekten mi, yoksa şu kesik burunlu cesetten mi ileriye geliyordu). Kendi kendini tatmin etmek isti - yormuş gibi alçak sesle: — Biz bunun gibi daha neleri gör- müşüzdür, diye söylendi. Kent cevap verdi: — Belki. Fakat böyle seri halinde yekdiğerine bağlı üç cinayeti bir arada aslâ görmemişizdir. Hendriks topuklarının üzerinde dö- nerek sahanlığa çıktı, yavaş fakat kat'i adımlarla Langın duş yapmış olduğu banyo dairesine doğru yürüdü ve ka- pısını açarak içeri girdikten sonra ar- kasından kapadı. * Bir kaç dakika sonra yüzünü elleri- ni soğuk su ile yıkadı ve havluyu ısla- tarak uzun müddet boğazının üzerinde tuttu ve nihayet aynaya baktı, kalın parmaklarını terden ıslak hale gelen saçları üzerinde tarak gibi kullandı ve ondan sonra da yüzü gene solgun ol - duğu halde Pattonun odasına gitmek üzere dişarıya çıktı,. Ağır adımları sahanlığın döşemesi ü- zerinde akisler yapıyordu. aşağıki holden yukarıya doğru bir ko- nuşma sesleri yükseldiğini işitti. Çayır |biçki makinesinin töf töfünü de duydu. Boş kalan midesi sancı yapıyordu. Fakat bü sancı deminki bulantıya el- bette müraccahtı, Odaya girerken: — Biraz iyileştim, diye söylendi. Fakat dikkat etti ki oda boştu. Ha- yır boş değildi. Pattonun cesedi gene oradaydı. Yalnız teğmen yoktu. Ça- vuş şefinin genç kızı isticvap etmek üzere alt kata inmiş olduğunu anladı. |Ve o zaman holde beklemiye karar ve- rerek merdivene doğru yürüdü, duş cihazının hiç kesilmiyen su şıkırtısı sinirlerini bozuyordu. ŞK gn L 'Boş oda ( Saat 6, dakika 58 - âaat 7, dakika 2 ) Madmazel Patton kendisini bu bi- tip tükenmek bilmiyen beklemiye ne- den icbar ettiklerini düşünüyordu. Doktorun ona: dar kuvvet hissedip etmediğini, sor - duğu zamandanberi dakikalar, belki de |saatler geçmişti. Bir defa bu sual o - nün canını sıkmıştı. Vâkiâ — doktor Vingrat iyi ve nazik bir adamdı, am- ma neden ısrar ediyordu? Genç kızın söylediği «evet» kelimesi ile neden ik- tifa etmemişti; Neden: — Emin misiniz? — Yorulmaz mısınız? diye ustuste sormuştu? Madem ki genç kız «evet» demiş - ti, bu cevabı kâfi bulmalı idi. Genç kız doktorun yüzüne karşı bağırmamak için kendisini zor tut - muştu. Fakat artık yetişir diye düşü- nüyordu. Ne soracaklarsa sormalılar, sonra kendisini rahat bırakmalılardı. Fakat her halde yalnız kalacak de- gildi. İhtiyar hizmetçi kadını neden savmışlardı? İşte pekâlâ onunla ko - nuşuyordu, birlikte anlıyorlardı, bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. Böyle yalnız kalmak, babasının öl- Yürürken | — Bir isticvaba karşı koyacak ka -| d 'Mithat Cemal, kin mektebi 5 den 185 Fahir, İstanbul | düğünü, ümitlerinin öldüğünü, her şe- yin öldüğünü bilerek bu sönmüş ocak karşısında yapayalnız kalmak elbet te tahammül edilir şey değildi. * Birden genç kız polis teğmeninin karşısında olduğunu gördü. Niçin bu kadar çabuk gelmişti? Kendisini biraz yalnız, biraz rahat bı- rakamazlar mı idi? Bu odada, çayır biçki makinesinin yeknesak sesi ile pekâlâ başbaşa kalabilirdi elbet. Peki, sonra da bu polis âmiri neden ona değişmiş gibi görünüyordu? Ha - linde bir başkalık var gibi idi. Bir defa gözlerinin kenarları içine çökmüştü, kır saçları balkonda konuştukları za- mana nazaran daha ağarmıştı; yüzü de muhakkak daha sarıydı. Polis müfettişi o zaman ona korku vermişti. Şimdi bunun sebebini /lı - yamıyordu. Polis olmuş veya olma - Madmazel Patton hem biran evvel isticvap edilmesini istiyor, hem de polis ile karşılaşmaktan korkuyordu mış, onun da bütün diğer insanlarda!' ne farkı vardı? Fakat bu da ne? İşte genç kız tekrar korkmıya başlamıştı. | Fakat bu defa B1 korkunun hangi se bepten ileri geldiğini pek iyi biliyor- | du. Polis müfettişinin halinde, tav * | rında, hattâ sesinde bir sabırsızlık, kuvvetli bir sabırsızlık vardı. Genç kız | Az kalsın titre < ' ondan körkuyordu. miye başlıyacaktı. Polis şefi: — Madmazel Patton odanıza gir J dikten sonra babanızı bir defa daha gördünüz mü? - Diye sordu. Polis şefi o kadar yorgun görünü * yordu ki, genç kiz onun bir sandalye: ye ilişmesini temenni ediyordu. Fakat | o, oturmüyordu. Genç kıziın önünde, genç kız ile ocağın arasında ayakta duruyordu. (Arkası var) Geçen Bilmecemizde Kazananlar (Dünkü nüshadan kalan kısım) DİŞ MACUNU i Bursa Umurbey mahallesi Çeşme sokak 3 de Yıldız, Vefa lisesi 245 Ta- rık Erman, Ankara hususi Bizim mek- tep 371 Necati Türkeri, İstanbul böl- ge san'at mektebi ihzari 1/C den 442 Halit, İstanbul bölge Endüstri mekte- bi 416 da Z. Soönceley, İzmir Faikpaşa mahallesi Karakuyu caddesi 17 de Ze- kâvet, İstanbul Gelenbevi orta mek - tep 352 K. Turna oğlu. DİŞ FIRÇASI Kadıköy Mektep sokak 24 de Cevat kızı Nebahat, İstanbul erkek lisesi 494 Ruknettin, İstanbul bölge endüstri o- kulu 416 Z. Sonceley, Samatya 43 ün- cü ilk mektep 4 de 173 Müfide Hüs - nü, Arnavutköy birinci cadde 90 da Şake, PARA ÇANTASI Alayköşkü caddesinde Tevfik kızı Türkân Doğan oğlu, İstanbul erkek li- sesinde Ercümend Celâl, Fatih Sarı - güzel caddesi 20 de Bedia, İstanbul er- kek lisesi F/3 de 723 Mehmet, Vefa er- kek lisesi A/2 de 445 Cemil, MÜREKEKEPLİ KALEM İstanbul kız orta okulunda A/l de 325 Mürüvvet, İstanbul lisesi 830 Yıl- '|maz, Çemberlitaş Peykhane sokak 23 de Mehmet Tuncer, Kabataş erkek li -| sesinde C/1| de 1537 Zafer, İstanbul erkek lisesi 1/E den 864 Nejat Özdağ. BOYA KALEMİ Zile İstiklâl mektebinde 164 Na - hit, İzmit demiryolu şapkacı Hâmit va- sıtasile Necdet; Beyoğlu Seniye apar- tımanda Attilâ Can, ÂAnkara Necati - bey ilk mektep D/5 de 782 İbrahim, İstanbul erkek lisesinde 828 Kemal. : KİTAP* İzmit piyade alatı 3 üncü tabur ka - mutanı oğlu Orhan, Üniversite edebi - yat fakültesi son sınıf talebesinden Ankara Cebeci İlte - 5 inci ilk mektep 4 de Ratip Tahir, Bt- yemez Sultansuyu sokak 7 de Kemal, Kayseri lisesinde 1 de 1149 Cabir, Kumkapı orta okulda 2/3 de 504 İr - fan, Mersin Yoğurt pazarı kahveci Mehmet vasıtasile Enver, İstanbul mu- sevi lisesi 384 Jak Papu, İstanbul er - kek lisesi 728 Lütfullah. KART Vefa erkek lisesi A/4 580 Kemal, Konya Mecidiye hanı altında terzi Se- yit oğlu Bekir, Nuruosmaniye Übeyt sokak 4 Nihat, Sivas posta kutusu *|| Şerife, Denizli emüniyet dairesi kısmı adlide polis Ali oğlu Haydar Kozak, Ankara Hacıdoğan mahallesi İbadu| - lah caddesi 49-51 Salâhaddin, Arna - vutköy Sekbanlar sokak 24 de Adnan, 54 üncü ilk mektep 4/B den 315 Meh: met, Foça nüfus memuru Galip kızi Jale, Kilis Kemaliye ilk mektep 3 den 827 Necdet, Hayriye lisesi 10 dan 437 Mehmet Sayreç, Küçük Ayasofya Şe- hit Mehmetpaşa yokuşu 25 de Fehmi Baysal, Bandırma orta mektep 32 de C. Umut, Elâziz Taşmağaza sokak 42 de T; Şendil, Sivas erkek kak 98 Ali, Maraş orta mektep 2/A dan 55 Mehmet Deligönül, Konya Pur;akli mahallesi 27 de Semahat, Gerede A * | — | lisesi 3/B Ş, den 184 Sami Olgun, Ankara İsmet | ” Paşa mahallesi Zafer cad. Selâmi so - ELERERF . e< y z < öre nadolu oteli müsteciri Tevfik oğlu İs- |h : mail Akartünk, Kayseri İstanbul cad * — desi 47 de Kirkor, Çorlu orta mektep | 6 Hamdi Aytaç, Konya maliye tahsil şubesi memuru Sait kızı Muazzez, Es- kişehir Ülkü ilk mektebi karşısı 7 de |4 Süveyda, Ankara Gazi lisesi 2/B den İx, 1105 Muammer, İstanbul Rüstempaş3 |4 mahallesi İpçıler 13/15 de Şerif Ay- ŞA demir, 2/B den 318 Ayşe Yen, Kabataş lisesi 3/A dan Nevzat, Ziya Gök Alp 1/5 den — Aliye Kızkaç, Balıkesir 6 Eylül okulü 5 de Bedri Güneş, Yeşilköy ilk mek * |h. tepte 42 Sabahat, Lüleburgaz 2 de 448 | Hüseyin İhsan, Kadıköy Yeldeğirmeni Kırkahve sokak 16 da Necmettin, Bus* tancı Fırınlı sokak 9 da Seyfeddin; santralında Ankara elektrik şirketi Sait, Ankara Yenihayat mektebi 617 Yaşar, İzmir Kemeraltı Hacı Sadullah ! öteli 13 de Tahsin, Ankara erkek lise- | si 4/C de 430 Enver, Ankara gümrük” ler tetkik müdürlüğü 2 nci şube me* murlarından Şevket kardeşi Nadide. , Nöbetçi Eczaneler Bu geceki nöbetçi eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Ziya Nuri), —Alemdarda! (Abdülkadir). Bakırköyünde: (Merke8g). Beyazıtta: (Haydar). Eminönünde: (Hüs- nü Haydar). Fenerde: (Arif). Karagüm- rükte: (Arif). Küçükpazarda: Cemil). Samatya — Kocamustafapaşada! (Rıdvan). Şehremininde: (Nâzım), Şelh- zadebaşında: (Halil). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada: hiyede! (Kanzuk, Güneş). — Şişlide! (Halk). Taksimde: (Taksim, İtimat). Usküdar, Eş'ıdıköy ve Adalardakiler! Büyükadada: (Merkez). Heybelide: (YU” Modada: mediyede: (Ahmediye). Ankara Yenihayat mektebi İt (Sporidis). Hasköyde: (Bar “ | but). Kasımpaşada: (Vasıf). Merkez na * | suf). Kadıköy Pazaryolunda: (Merkez): | — (Faik İskender), Üsküdar A” | (Hikmet | |*