— zihniyetin hatadan başka bir şey do -|Pusuk metre yüksekliği vardır. S ON ,POŞT_ 2 “Sayfa — Hergün Filomuzun Yunanistanı Z yaretindeki manalar Yazan: Muhittin Birgen kdenizde Türk bayrağına şerefli bir gezinti yaptıran filomuz, | Maltadan dönerken Yunan sularını da | ziyaret etmeği unutmadı. Bu dost su- larda uzunca bir durma yapan gemi- lerimizin orada kendilerini, kendi su- larımızdaki kadar rahat* hissettiklerin- den ve etraflarını kuşatan dostluk ku- cağından dolayı da ayrıca bir hâz duy- duklarından eminiz. Yunan büyükile - rile Türk bahriyelileri, Türk diplomat- ları ve Türk gazetecileri arasında vu- kua gelen temaslar, ziyafetler ve bun- ların arasında söylenen sözler, teati e- dilen hisler ve fikirler ve i zamâan- da Yunan gazetelerinin hararetli dost - luk yazıları, bütün bunlar iki memle - ket arasında hüküm sür seneler geçtikçe nâsıl derinleştiğini gös- teren tezahürlerdir. Yunan kralı Jorj etmesi hazretlerinin filomuzu ziyaret de bizi ayrıca sevindiren bir h SS B Çabuk kızmayınız B Resimli Makale: Hiddetinizin tamamen sönmese bi- Je yarı yarı eksilmiş olduğunu gö - 24 saat düşününüz, acı kelimeyi söylememek — arasındaki Birisine kızdığınız zaman hiddeti - nizi derhal izhar etmeyiniz, biraz söylemekle Kral Jorjun # - —4x| 240 Büyük baba Köpekleri HERGÖN BİR FIKRA | Tzoplanarak hoş Satıldı Kai Bir gece geçirdiler Bayanın yaşı İkinci Abdülhamid devrinde bi- ümit ediyoruz ki dosi milleti kümdarı, göğsünde cihan harbinin ki bilir kaç torpil yarasını taşıyan emek- tar ve tecrübeli Yavuzu gezerken ica- bında bizzat Yunan vatanını müdalaa edecek bir kaleyi teftiş esnasında du - yacağı hisleri duymuştur. * Filomuzun Yunanistanı ziyare'ti, ba- na iki memleket arasında bir vakitler hüküm sürmüş olan deniz rekabetini ve bu deniz rekabetinin en hararetli de - virlerine ait başlıca hâdiseleri hatır - lattı. O zamanlar, bu iki memlekette birbiri aleyhine dönmüş iki emperya- list his hâkimdi: Bir tarafta, tutul - ması müşkü; bir imparatorluğu, olduğu — gibi bütün hudutları ile tutmıya çalı- — şan, öbür tarafta da bu imparatorluğu — yıkıp ondan en büyük miras parçasını — koparmak istiyen bir emperyalizm, / Birbiri aleyhine dönmüş olan bu 1ki | bis, bu iki memleketi bir çok yanlış! yollara sevketti. Türkiyenin Alma!i | dan, Yunanistanın da Amerikadan iki- | — ger kadro harici gemi aldıkları devir, her iki memleketin de kendi kendile - | — rine gülmeden hatırlıyamıyacakları bir devirdir. Sonradan bir de, Yunan / da bunları birbirimiz aleyhine kullan- — Miya heves ettik. Onların da, bizim de elimizden hayli sarı milyon çıktı, fa- — kat elimize bir iki di Ot isminden. başka bir şey geçmedi. Ancak onlarla biz böyle bir rekabet ve hattâ husu - met içinde yaşarken başkaları bun - dan pek güzel istifade ettiler ve kâh | bizden bir toprak parçası koparmıya, kâh bizleri, sırf kendi siyasetleri he- | sabına, birbirimize kırdırmıya muvaf- | fak oldular. Halbuki Avrupanın ve — dünyanın büyük kuvvetleri arasında /— bizim küçük kuvvetlerimize - yakışan | şey büsbütün başka idi: Bunların bir- / birlerini . tutmaları, birbirlerile dost | olmaları lâzımdı. Türkiyede bir sürü| Yunan millettaşı, Yunanistanda — bir — sürü Türk bulunurken #sralarında â.- / deta siyasi bir hısımlık mevcut olan — bu iki memleket birbirlerile kanir mu- — harebeler yaptılar. Bu devir, hatalı bir “yBurmiyan hezeyan devri idi; Her iki ta- /Jraf ta bunu farketmekte, bereket ver- sin, gecikmedi. K * - Bugün © deniz rekabeti de, o husu- /— Met devri de eski bir tarih olmuştur. -Bugün her iki taraf ta eğer donanma- larına yeni bir kuvvet — ilâve eîmeği[ düşünürlerse bilirler k! bu yeni kuv- — vet yalnız bir tarafın değildir. İcabin - da bu kuvvet öteki tarafın da kuvyeti- dir ve iki memleketin kuvveti birbirini —ikmal eden bir küllün iki muhtelif par- / çasından başka bir şey değildir. Bunun — İçin, donanmamızı hararetle ve coş - — kun bir dostlukla misafir etmiş olan € inasebetle iz - — bar ettiği hisler, siyasi münasebet - |lerde izharı âdet olan hislerden değil, velki de menfsatları yalnız dostlukta aolduğunu —binbir tecrübe ile anlamış iki milletin birbirlerine karşı samimi — sürette izhar etmleri tabif olan düygü- — lârındandır; Bundan eminiz. — Dananmamız bü ziyareti — m __Lekeun eç ile arasındaki yeni hayatı iki ve aC . -)dan yüz iki yaşında olanı kendisinin — tan da dritnot sahibi olm!ya ve icabin- |diğerinden daha yaşlı olduğunu iddia lhıyel iş mahkemeye kadar aksetmiş - tir, raf makinesini ona kuruyorlar, göre y le bir çok gönülleri - tutuşturmuş, kületmiş olan Bayan V.. hâlâ genç- lik iddiasındadır. Bu iddiasını çürütmesinler diye de, yüzünün buruşuklarını, kalın krem ve düzgün tabaklarile mun - tazaman örter. lerde, bir salonda, Ekrem l Talu ile Reşad Nuri, konuşuyorlar- | | dı. Reşad: — Bu bayan V.. epey geçkin ol- malı, fakat yaşını itina ile saklıyor.. Deyince, Talu: — Hayır! dedi. Buna, saklıyor de- mezler,. Yaşını gömüyor demek bu- rada daha doğrudur! ——— ——— -» Amerikanın en güzel Kız talebesi Sinema yıldızı old. M | İngiltere Kralı Sekizinci Edtardın babası Kral jarja ait köpeklerden on beş tanesi yüksek fiyatlarla satılmış - Geçenlerde Lonaranın garbında bir otelde 240 tane büyük baba bir araya gelmişler, yemişler, içmişler eğlenmiş- ler. Şatranç, domino, iskambil oyna- mışlar, şarkılar söylemişler, üç saat mütemadiyen keyif çatmışlardır. En ihtiyar büyük baba 93, en küçük bü- yük baba da altmışlıktı. Toplantıya gelen büyük babaların yaşları mec - muu 17,280 ediyordu. Bu arada beş yeni âza daha toplan- tıya katılmış, bunların da yaşları mec- muu 583 dü. Romalılar zamanında zehir ve elektrikle tedavi Bugünlerde moda olan yılati tehirk le tedavi üsulü Ramalılar zamanında vardı. Neronun doktorları kan akması- na karşı yılan zehirini kullanırlardı. Elektrik tedavisini de şu suretla ya- parlardı: Romatizmalıları canlı torpil balığı- nın üzerinde ayakta durdururlar, tor- pil balığının çıkardığı elektrikle roma- tizma tedavi edilirdi. Amerikada sigorta hesabı Amerikada bir sigorta kumpanyası sigorta olanların kaç sene yaşayabile- ceklerini şu suretle hesaplamaktadır : Kumpanya sigorta olacak müşteri- nin anasının ve babasının yaşlarile, onların analarile babalarının yaşları- nin yekânünü altıya taksim etinekte ve bulduğu adedi sigorta olacak ada - mım azami yaşayabileceği yaş addet - mektedir. tır. Satılan köpeklerin isimleri (S) harfi ile başlamaktadır. Yaş kavgası yüzünden mahkemeye gidenler Yaş yüzünden kadınlar arasında kavga çıktığını biliriz, birbirinden genç olduklarını iddia eden kadınlar bunu yapabilirler. Fakat birbirinden yaşlı olduklarını iddin eden kadınların kavga ettikleri hiç işitilmiş değildi. İşitilmemiş bu hâdise de bugünler- de Amerikada cereyan etmiştir. Haki- ki yaşları 109 ve 102 olan iki kadın hep etmiş ve aralarında kavga çıkmış, ni- Fotograf çeken güvercin Almanlar güvercinlere fotograf çek- tiriyorlar. Güvercinlerin boyunlarına çok ufak fotograf makineleri takıyor- lar. Bunların hangi saniyede nereden uçacaklarını hesaplıyorlar. Ve fotog - Güvercin kendi haberi olmadan resmi çekiyor ve getiriyor. Çok küçük olan bu resimleri büyültmek imkânı da meycuttur. En büyük otomobil — |olarak tanılan bu'kız Oklahama üni: ş n siğ versitesinde talebe idi. Sinema kum-| Dünyanın en büyük otomobili Ber- payilarsi Kondisini' angüğe iek ” istöğ | linde bir kolacıdadır. Bu otomobilin miltü'de alebs bi kübul ei 99 SN Yorü Aimüilkanın el ŞÜNE kan eli metre uzunluğu 2 metre eni ve 3İÇ Fakat nihayet bir kumpanya lıeln': 3 2 disine en tanınmış yıldızlara — verilen Kuyu ağzındaki armonik İparayı vadedince genç kız da talebe| Karolinde bir kuyudan mütemadi - İhayatından sinema hayatına geçmiye Yen gaz çıkmaktadır. Oranın yerlile yinden biri bundan istifade etmeyi dü- şünmüş ve kuyunun ağzına bir armo- nik takmıştır. Bu armoniği çalmak i - çin yalnız tuşlarına dokunmak kâfi - dir. yeni dostluğu bir kere daha kuvvet - lendirecek yeni bir hâdisedir. Bir va- kitler âaramızda bir rekabet ve husu -|"*7t olmuştur. met âleti olan bir şeyin, bugün ki| İnsan südü inek südü gibi memleketi birbirine daha ziyade yak- salılıyor laştıracak tezahürlere vesile vermesi iki memleket talihinin güzel bir cil -| Pariste belediye doğumhanelerinin vesinden başka bir şey değildir. Eminiz| birinde, bir insan südü kısmı açılmış- Cep t:le/onu ki Eğe denizinin iki müşterek sahibi|tir. Burada sütlü kadınlar bulunmak-| — Bir İtalyan mühendie böyle bir te- arasındaki bu dostluk, iki millet istik-|ta ve sütü olmıyan kadınlar çocukları (Jefon icat etmiştir. Bu telefon tadyo balinin hayır ve selâmetinden başka|için süt istedikleri zaman kadınlar ve telefon arasında bir ülettir. bir netiçe vermiyecektir. elektrikli bir âletle sağılarak sütleri şi-| — Bu âlete sahip olanlar birbirlerile şe içinde satılmaktadır. konuşmak imkânını bulabileceklerdir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! İçişleri Bakanlığından gelen bir tamim üzerine İstan- bul belediyesi otomobil, tramvay, araba gibi nakil va - şebbüs faydasız sayılamaz, yalnız biz halk ta yardım et - medikçe bilhasso tramvaylara asılan çocukları indirmek- sıtalarının çok olduğu şehrimizde yol kazalarının önüne | te müessir olmadıkça bulunabilecek yeni tedbirlerin de geçmek için yeni tedbirler yraştırmaya başlamıştır. Te - | semere vereceğine inanmıyoruz, fakat ey okuyuc. &: İSTER İNAN İSTER İNANMA! Biri-*ikânun 4 Sözün Kısaxı ! ee Oruç Keyfi E TYalı arvin'in, insanları maymundan ürettiren nazariyesini pek te ya- bana atma iyız. Bunu, şimdi burada, damdân düşer gibi yazıvermekliğim, sebepsiz deı;d"l « dir. Ramazanın on beş günü, şöy'e böy- le, geçti gitti. Ve ben, gezdiğim her yer- de dikkat attim. Vaktiyle, oruç keyfi, oruç tiryakiliği diye bellemiş olduğu « ğumuz hususi hâleti ruhiyeyi belli e « dene hiç rasgelmedim. Acaba, oruç tü- tan mı kalmadı? Hayır.. deği i biliyorum ki, dinin bu farizasın edenler gene pek çoktur. Fakat, —— D - günkü günde, ibadet ve oruç, artık Tde ya âleti olmaktan lamamile çıkmış, viCe dani ve samimi bir itikadın icâbatı ola- rak ifa edilmekte bulunmuştur. Din ve dünya işleri ayrılalıdanberi, insanlar, Tanrıya kârşı borçlarını öder- ken, bunu artık dünyevi bir tefahür vesilesi yapmıyor, atalarımızın: İbadet mahfi olmalıdır!. düsturuna uyuyor « lar. $ L 2Onün içindir ki, eski günlerde oldü « ğu gibi, artık sokaklarda, kahvelerde, hattâ ve bilhassa devsirde, dudakları kurumuş ,gözleri dönmüş, saçı başı ka- rışık, sakallarının telleri dik dik ol « muş, elleri tesbihli, ağızları tekdire mü- heyya, sahte oruç tiryakilerine rasla « maz olduk. Onlar, bunu görenekle yapıyorlar ve bu hâüle kendi kendilerini de inandım « yorlardı. Bu adamlar, babalarında, her Ramazan, aynı hâli müşahede etmişler, bunun, orucun icabatından olduğunu sanmışlar, nihayet buna alışmışlardı. Ve bu, bir maymunluk, bir takiidçi- lik, şuursuz bir ananeden başka bir şey değildi. Bugün, Darvin nazatiyesine göre maymunun torunu insan, anlaşılan maymunluğundan - tekâmül edip - bi raz daha uzaklaştı ki, görenek denilen münasebetsizlikleri yavaş yavaş ve bi rer birer terkediyor. İ Bu, onufi Jehine kaydedilecek önem- H bir ilerleyiştir. y Biliyor musunuz ? 1 — Buckingham kimdir? 2 — Kâtip Çelebi ismile anılan meş- hur âlimimizi, Avrupalılar nasıl bir isimle anarlar? 3 — Kapo D'İstria kimdir? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: , I— Avrupanın sayılı radyo islas « yonlarından biri olan Brno Çekvslo « - vakyadadır. 2 — Derley İngilterenin sayılı dev '« let adamlarından Conservateur partisi şeflerindendir. Lord Edward Geoffroy Derby ismile anılır. Oğlu Edward Henri Smith de 1893 yıllarnda İngiliz politikasında mühim bir rol oynamış adamdır. 3 — Eski bir eyaletimiz olan Bos « na 1878 de Berlin muahedesile Avus- turyaya terkedilmiştir. 4 — 1885 de Amerika reisicunıhur -» luğunu Cester Alan Arthur temsil e- diyordu. amaemı eypemer aa Demiryolu makastarlığı imtihanı Demiryolları makastarlığı çok so- gukkanlılık isteyen bir iştir. Macaris- tandaki bir demiryolu idaresi makas: tarlık için aldığı memurlarını şöyle bir imtihandan geçirmektedir: Memura 25 tane anahtar verilmek- te, bundan sonra adam yirmi beş kis Kitli çekmece bulunan biç odaya s0* en ae ) l zarfında kızmadan, küfür etmeden bü (kulmaktadır. Muayyen bir. müddet b İyirmi beş çekmeceyi de açan kimst Lminlııhyı kazanmaktadır. —