vir çox muheni tıra; viçakları vurdir. Faki : MOND-EXTRA bir tanedir ve (ROTBART) mamulâtındandır. Her yerde satılır. pi Asipin Kenan- Sizi soğuk algınlığından, nezledon, gripten, baş di "larından koruyacak en İyi ilâç bud İsi dikkat SU RUBU — — TERKİBİ: Kez öm. — “Son Posta,, nın edebi tefrikası: 45 Yazan: Muozzez Tahsin Berkand — Meallâ, bu kar fırtınası içine a-)Muallâyı içinin en ince tellerine kadar almayınız... Muallâ, bu havada yürü- #ttetmişti. meyiniz... Tekrar hâstalanırsanız ne; — Bediacığım, Bay Özkan beni bu- yaparım ben? raya kadar getirdi. hiç üşümedim. Hem Benliğinde kasırgalar koparan bir/csasen senin söylediğin kadar (fırtına , yaşlı gözlerinin içinde titri -!yok... Boş yere üzülmüşsün yavrum. oğulan ve boğan bir ses kulağına) — Fırt'na mı yok? Mutlaka senin fasildıyordu: etrafına melekler kanadlarile duvar — Muallâ... Muallâ, 55» çekmişlerdi. Görmüyor muzun, adam; iyerden kaldırıp bir çöp gibi uçuracak ka — Teyzeciğim, seni beklerken ne dar şiddetli bir rüzgâr esiyor. Saat beş» kadar üzüldüğümü bilemezsin. Bu müt- te Üniversiteden çıktığımız vakit Feri hiş fırtınada nasıl geldin? dunla bir adım yürüyemedik. Bereket Bedia bir taraftan teyzesinin donmuş İversin baş bir otomobil bulduk da beş i ellerini nefeslerle ısıtmağa çalışırken, 'arkadaş güç belâ kendimizi evlerimize I bir taraftan da helecan ve telâşla ve tattık. Ö vakittenberi rüzgâr ve kar da- cevab beklemeden soruyordu: ha da arttı, — Bir otomobil bulamadın mı?) — Görüyorsun ya sağ salim yuva Tramvaylar hiç mi işlemiyordu? “Çok İmıza döndüm. Kaşlarını kaldır ve be- üşüdün mü? Karlar üstünde kayıp düş İni öp bakayım, Daha ne duruyorsun meden buraya kadar gelebildin mi? Oo (yaramaz? Yüzüme öyle dikkatli baka- İ Bedianın bu sicak şefkat ve sevgisi cak ne var? SON POSTA BİR AY EVVEL BENİ KURBAĞA DERİLİ KA ça IN DİYE URİYORLARDI Şimdi 1s6, cildim şayanı hayret bir derecede açık ve tazedir. Girkin bir vene malik olan binlerce kadınlar; bu yeni ve hasit tedbir saye- sinidş on baş gÜD zarfında açık, teze ve yumuşuk bir eld sahibi olmağa muvaf- fak olmuşlardır. Cd mütehasasları, se- melerdehberi, olidi tasfiye etmek Ve yu- muşatmak İçin en tabii tedbir olarak su- reti hususiycde İstihzar edilmiş taze kro- ma ve musaffa zeytinyağı tavsiye et — mektedirler, Bu unsurlar, bugün (yağsız) beyaz rengindeki Tokülon kreminin ter- kibinde mevcuttur. Bu krem mesamata nüfuz ederek Sabunun temlaliyemediği bütün gayri saf maddeleri eritir, siyah benler zail olur. Beyaz rengindeki Tokk- lon kreminin, mesameleri kapatan, cildi gençleşilrerek beyaz yumuşak ve nermin künm mukavvi ve besleyici unsurları da vardır. Doktor HORHORNİ Eminönü eczanesi yanında. Her gün akşama kadar hastalarını kabul eder. Tel. 24131 KIŞ GELDİN PALTOLARIMIZI MUŞAMBA PARDESÜ , MANTO ve KOTÜMLERİNİZİ Teminatlı ve her yerden ucnz yalnız Galata'da EKSELSYOR Elbise müessesesinden Tedarik ediniz! Doktor Ibrahim Zati Öget Belediye (karşısında, Piyerloli caddesinde 21 numarada hergün öğleden sonra haşlalarını kabul eder. Bedia teyzesinin o boynuna hp onu öperken gülüyordu. — Yüzünde o kadar memnun bir mana var ki seni çiçekler arasında ra- hat ve sâkin bir gezintiden dönüyor- san - sun sanıyorum. Halbuki soğuktan el- lerin ve ayakların donmuş. * Haydi gel sicak çorbamızı içelim. Yemekten sonra Bedia ertesi günün dersini hazırlarken Muallâ sıcak kimo- nosuna bürünmüş yerdeki ayı postu üzerine uzanmış, sobanın elevlerine bakıyordu. Odunlar çıtırdatıkca hırıltılı bir dal ga kabarıyor, titriyor, dağılıyor ve & levler parça parça mor ve kızıl ışıltılar. la yayılıyor. Kuvvetli uğultularla rüzgür dışarı - da kükrüyor, buzlu karlar çıtırdıyarak titriyordu. Genç kız başının altındaki yumu - rini kapadı. Vücudünü gevşeklik kaplamıştı. Kalbindeki ik sandetle oracıkta ömrünün sonuna kadar kıpırdamadan İyatmak istiyordu. Dışarıdaki fırtına ve soğuğa karşıhk içinde sıcak bir sükü - bayıltıcı bir net vardı. camlara yapışıyor, pencereler gıcırtileİladığı yazıh olduğunu görünce sevinçle İmiş, eline bir kitab alıp okuyacak şak yastığı omuzlarına çekerek gözle-| PIN Li PA LALEMÇCİ,HANA Türk Hava Kurumu BÜYÜK PİYANGOSU “Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. 2.ci keşide 11/7 Birinci kânun/936 dedır. Büyük ikramiye: 40.090 liradır... Ayrca: 15.000, 12.000, 10.000 Lirahk ikramiyelerle (10.000 ve 20.000) liralık iki adet mükâfat vardır. DİKKAT: Bilet alan herkes 7 / Birinci kânun /936 günü akşamına kadar biletini değiştirmiş bulunmalıdır. Bu tarihten sonra bilet üzerindeki hakkı sekit olur... | İnhisarlar U. Müdürlüğünden: | 6.664 Adet İskarta çuval Paşabahçe Fabrikası 7.625 Kilo Yamalık kanaviçe Ahırkapı bakım evinde 9.496 w İskarta kanaviçe « « « 1.6625 « Yamalık çul « “« â 1267 « İskarta çul « ye 11 w İskerta çuval « MO 336 « Gayrı mamul kıl çul « « « 1.200 « Çinko Karsağaç Fişek deposunda 500 « Çuval «Keten» Kabataş Levazım anbarında 250 Adet Tuğla « « « 1.500 &« * Boş bobin sandıkderi Cibali fabrikasında 97 « Boşfıçı Likör fabrikasında 727 Kilo Çul Şemsipaşa bakım evinde Yukarıda cins ve miktarları yazılı * iskarta malzemenin satışı 1/12/936 Salı günü saat ona uzatılmıştır. İsteklilerin malları görmek üzere her gün hizalarında gösterilen mahallere ve pazarlık için de tayin olunan gün ve | saatte 90 7,5 güvenme paralariyle birlikte Kabataşda İnhisarlar levazım ve mübayaat Şubesi Müdürlüğündeki salış komisyonuna müracaatları. «2721» ama aa — Ekrem beni seviyor. Ekrem benilda kalıp hemen dönmüştü. Fakat ayn düşünüyor. yabancı adamdı. Yalnız ilk geldiği 28 Bu ne rahatlık verici ve dinlendiri -|man gözlerinde bir saniye için bir 99 ciydi... Yorgun ve yarı uyuyan kafa -| vinç ışığının yanıp söndüğünü Muall8 sında ve vücudünde bundan başka hiç | görebilmişti, Sonra gene ayni uzak v9 bir bis yaşamıyordu şimdi. Ne isyan, İsoğuk yabancılık... ne göz yaşı, ne de helecan! Onün bu halleri Muallâyı büsbütün Halbuki bu son bir ay ne azablı ve)sinirli ve zavallı bir kadın yapmağa işkenceli saatlerle dolu geçmişti. İlkin|fi geliyordu. İstiyordu ki kendisi on * Ekrem sanki ona karşı göstermekte ol-|dan uzak olduğu halde, ondan batlâ duğu yakınlığı geri almak istiyormuş ufacık bir dostluk bile bekleyemiyec8” gibi uzaklaşmış, onun varlığını unut-İğini her halle ve sözlerile haykırdığ! muştu, Hanâ gözleri bile tanıyan be-|halde gene o uzaklaşmasın, k: kışlarını ondan esirgemişti. bir yabancı gibi görmesin! Bir iki bün bu soğuk hava Muallâyı| İşte bir gün böyle içli ve derin du?” #tretmiş ve hırpalamıştı. Sonra bir gün |gular arasında çırpınırken o büsbütü” Ankaradan gelen bir mektupta, Bay /maddi ve bağırtacak kadar kuvvetli bir Taylanın aylardanberi oraya gidece-|act zaaf benliğinde en büyük fırtmağ” ğini haber verdiği halde hâlâ görün -|koparmıştı. memesi işlerin' yolunu bozmağa bâş -! O gün her nedense işi erkenden bit acı gene kalbinde çarpışmağa başla -İbulmuştu. Dalgınlığı arasında Ekre * Traşti. min odasından gelen ince bir ayak *© — Benden uzaklaşacak, onun âreirlsini duyuyor, fakat oreda isi yözünden, ağır tavırlarından ve beni! olabileceğini düşünemiyordu. O #0 İgörmiyen bakışlarından kurtulacağım, Ida kapısı açıldı. Beyaz kürkü içind ne iyit başındaki kürk şapka ile bir beyaz Hü — Fakat onu kim bilir ne kadar za: |vercine benziyen küçük bir kız içeri?* man görmiyeceğim.. burası bana zin-|girdi: dan olscak, ne fenal — Bonjur Bayan... babam daha ge” Ekrem ancak dört beş gün Ankara-İmedi mi? (Arkası var) i