29 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

29 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa “Son Posta ,, nın tefrikası :45 - İçine alan; gözlerini Maşanın gözlerinden ayırmıyan k mil onun kalbindeki yaranın ne olduğunu anlamıştı — Camil, yemek adasına geçmişti.ıkararttım. Önümde açılan uçurum ne Biraz sonra da, Maşa sessizce kapıdan|kadar derin olursa olsun, ona atıla - — girmişti. Cenç kızın duru beyaz çeh «|caktım. Ve.. atıldım... resinde gözlerinin etrafı kırmızı bir| — Maşal.. Hangi uçurumdan bah- l halka ile çevrilmişti. Bu hal, ona çok|sediyorsun?.. — hazin bir güzellik vermişti. — Hangi uçurumdan mı?.. — İşte. — Otur Maşa, bu halden.. bugün, içine yuvarlandığım — Hayır... Bırakınız; böyle konu-/uçurumdan... şalım. — Yani?.. — Niçin oturmuyorsun?.. — Yani.. şeyden.. hizmetcilikten... — Ben, hizmetçiyim. Sizin karşı -|Benim gibi... — mizda, nasıl oturabilirim. Maşa, birdenbire ellerini - kaldırdı. - — Hayır, Artık, arkadaşız... O -|Kendisini azâb içinda yaşatan hisleri — hun için rica ediyorum. Otur... Hah,|dağıtmak istiyormuş gibi başının üs - göyle... Şimdi söyle bakalım.: Niçin tünde salladı: ağladın?.. Amma, çok rica ederim.| — Kâfi.. rica ederim, kâfi.. artık be- — Gene öyle; evet, hayır; diye cevap'ni, daha fazla söyletmeyiniz. verme... Şöyle, adamakıllı konuşalım.| — Diye bağırdı. Maşa, derin derin içini çekti. Göz-| Dirseklerini masaya dayıyan; çene- | İerini önüne indirdi. Masanın örtü -İsini avuçlarının içine alan; gözlerini — Bünü parmaklarının ucunda kıvırarak | Maşanın gözlerinden ayırmıyan Cemil; ezgin bir sesle cevap verdi: onun kalbindeki yaranın ne olduğunu — — Niçin, ağladığımı size nasıl izah'şimdi anlamıştı. “edeyim, bilmem ki.. bunu, isterseniz.| Aradaki süküt, dakikalarca uzadı. bir sinir zayıflığına atfediniz. Cemil vaziyetini hiç değiştirmeden: — — Pekâlâ, Öyle olsun. Fakat sen,| — Pekâlâ, Maşa... Bu bahis, bugün bir yaradan bahsettin. Kalbindeki bu|burada kalsın. Fakat, zamanı gelince, /— yaranın ne olduğunu sorabilir miyim? |buna tekrar devam edelim. Maşa, tekrar içini çekti. Diye mırıldandı. — — Buyaramı.. e — Dedi... Ve sonra, hafif hafif başını sallıyarak ilâve etti. Cemil, yatak odasına çekildiği za - — Bu yara, yalnız benim kalbimde|man; bütün hisleri ve sinirleri, isyan — değildir... Bu, memleketin yarasıdır. | halinde idi. Çünkü; bugün gözlerini İhtiyaç, zaruret memleketi ateşler için-|açtığı dakikadan itibaren marüz kal- /— de yakıp kavuruyor. Bizi, her gün se « |(dığı hâdisat, onu fena halde sersem - | faletin derin çamurlarına batırıyor... |letmişti. yuiyflînıden, çok müın.ıı.irim.. Bana,| —Prenses Emma., Cemilin gözlerin - lll gü ü wrmuqtunu)z.ıbğıçın h!meı *İde, dağ gibi büyüyüvermişti. Pijaması- — çilik ediyorsun, deı:nıınmz... Size, ni giyerken, âdeta onun o heyecanlı, Bt cevan vermiştim, Madem ki, öğ- berrak, her türlü riyâ ve yapmacıktan — renmek istiyorsunuz. Şu halde size "',iri olan sözlerini duyar gibi oluyor: | ziyetimi biraz daha izah edeyim..! Üç| —— İster; âsületmeâb ve müteveffa sene evvel babama felç geldi. O za - Prens Feedorovna hazretlerinin sul - Mmandanberi bir külçe et ve kemik ha- bünden gelmiş, hakikt bir asılzade ol- dinde bir köşede yatıp duruyor. Bir se- ,, isterse, oda uşağı bilmem kimin 'e evvel, fabrikada annem kolunu ma-| Ci Olsun.. aslan gibi kız, vesselâm... kineye kaptırdı. Kolu, dirseğine ka -İBütün hayatımda, hakikati bu kadar dar parçalandı. O da işsiz kaldı. Üç kü- açık ve dürüst söyliyen bir kimseye çük kardeşim yar. — Bunlar, ekmeğe rastgelmedim... Hele; bu kadar refa- _ınııhı.ıç, Fakat, ekmek nerede?.. Size hı, tantanayı, debdebeyi — ayaklarının _ıiiylı'.diğim gibi, iş aradım. Onları aç ıılt'ımiı çiğnemeyi göze alarak meçhul Vr:ıkmamayı çalıştım. Fakat; her ça | 5 . betlere atılmak.. hem de, gözlerinin dığım kapıda, büyük bir mânia ikrönünde. yüz binlerce misal varken; Si- | karşılaştım. Ve, eve boş dö"düi“m'biryılııı. zindanları, kırbaçları, Mosko-. - <amanlarda; o, beş aç midenin şikâyet va meydanlarının birinde, bir kulaç i- ıztırapları karşısında; şaşırdım, kal- pin ucunda bacaklarını sallamayı göze dim..- Artık dayanamadım. Gözlerimilalmak.. her babayiğitin kârı değil... İşte; anadan doğma, kan kırmızı ko - miteci, buna derler... Ah, âlemde, ne olmalı idi de ben, serbest olmalı idim. Bugünkü kayıtlar, şartlar altında bu - lunmamalı idim de, şu kızla elele verip çalışmalı idim... Alimallah, Çar haz - retlerinin o haşmetli saraylarını harman yerine çevirirdim. Diye düşünüyordu. Lâmbasını söndürmüştü. Karyolası- na girecekti... Koridorda, evvelâ bir ayak sesi, sonra da Maşanın kapısının kapandığını işitmişti. Düşünceleri, şim- di de Maşanın tarafına kayıvermişti | — Ya, bu kız.. bu zavallı mahlük.. bu da, büsbütün ayrı bir mevzu... E - minim ki, bunun damarlarında da Em- :ınııım kanından bir kaç damla var... Ancak şu farkla ki; Emma gibi ser - best ve pervasız yaşamamış, Talih ve |kaderin darbeleri altında pek çok ezil- diği için, ödek ve sinik bir hal almış... |O göz yaşlarının, o hıçkırıkların haki- İki sebebini bana dağruca söyliyebildi imi?.. Hayır... Yemin edebilirim ki, İbu kızxı kalbindeki yara, büsbütün baş- 'ka... Âdeta, vicdan azâbına benzer bir DELRE. !şey... Zavall, bunu bir türlü söyliye - B c v '“'"' kesip saklayına, ya - | medi. Ve, söyliyemezdi. Çünkü, Pren- k :' '_'"n'm'"'"“"" h:= ses Emnuı.gıibî. tamamile serbest, ve Bi £4 ğ p I N F | Eir Doktorun Günlük Notlarından — €) -Küçük Çocukları Memeden kesme Zamanı Memeden kesme çocuğu kat'! olarak an- hesinin memesinden ayırmak, ana sülü yerine inek sütü ve unlu bulamaçlar ver- /— Mmel? demektir. *Tecrübelere nazaran çocukları geç, yanl on ikinct aya doğru memeden kesmek tcâb ediyor. Annelerin çocu 12-15 arasın- , da memeden keserler. | Anne sütünün kıt olduğu defalarda bile —| yavrucukları bu aylara kadam emzirmek bayırlıdır. Memenin eksiğini kapı sütile tamamlamak her zaman kabildir. Böyle karışık bir emzirme sırf anne emzirmesi- || Je memeden kesme arasında bir köprü hizmetini görmüş olur. Meselâ anne iki ve yabtud üç meme verir. Ceri kaları üç vweya dört meme yerine de çocuğun ya- şina göre un İlâve edilmiş İnek sütünü SON POSTA “ Son Posta,, nın zabıta roman ! 42 Yazan : Hugh Austin RT ile Hü 55 v D ARAJINDA tngilizceden çeviren : Hasnun Uşaklıgil Oda kapısı vuruluyor! Genç kadın polis amirinin suallerine derhal cevap vermiyor, vakit kazanmak istiyordu - gaŞ a 'TEMETTÜLER ( Sant 6, dakika 37 * esat 6, dakika 41 ) Norman Lang şiddetli bir garken: — Hayır, gitmiyeceğim! diye bağır- dı. Kanapeye doğru yürüdü. Fakat do- kuzuncu mıntakanın çavuşu — onu bir |dirsek hareketi ile uzaklaştırdı. Elinde viski ile dolu bir bardak vardı. Kanapenin önünde diz çöktü, bir e- li ile Madmazel Patton'un başını kal- İdırdı,viski içirecekti. Aradan bir saniye henüz geçmişti. Norman Lang kolunun tekrar yakalan- dığını hissetti, ve arkaya dönmeye mecbur kalınca, teğmenin önüne geç- Hi. Kent zor zaptedilen bir hiddetle: — Mösyö Lang, dedi. Kanunu tem- sil eden bir adamiın ihtarlarını dinle - memek suretile kendinizi neye mâruz bıraktığınızı bilirsiniz, dedi, Hole ge- çiniz, yoksa sizi zorla götüreceğim. Bu, bir tehdid değil, kat'i karar ha- linde söylenmiş bir vak'aydı. Lang hiddetinin tesirile titriyordu. O- dayı holden ayıran büyük kapıya doğ- ru yarı ililerek, yarı yanında bulunula- rak, ilerledi. Kolunu elân tutmakta olan Kent'in tazyikı delikanlıyı biraz kendisine ge- |türdi. Holde Norman sıkıştırılmış bir hay- van gibi hücuma göğüs gerdi. Artık genç kızın baygınlığını düşünmüyor - du. Pattonun odasındaki müthiş man- zara gözünün önüne geldi. Bu cinayet, onu elbette birisi yap - mıştı. Norman Lang şimdi kendi ha - yatını müdafaa etmek zaruretinde bu- lunduğunu anladı. Kent ona manevra yapmak için va- kit bırakmadı. Ve Norman Lang polis memuruna doğru daha dönmeden ön- ce ilk suali sordu: — Niçin Pattonun oda kapısına vur- dunuz? Delikanlı hücumun ani oluşu kar - şısında biraz şaşırarak derhal cevap vermedi. Kent: — E söyleyiniz -bakalım, diye ısrar etti: — Fakat tabil onu görmek için.. Polis âmiri eğlendi: — Tabit bir hareket öyle mi? Ve çok seri bir hareketle delikan - hinın ropdöşambrini - tutup — açıverdi. Delikanlı beyaz bezden kısa bir. don hariç olarak çırçıplaktı. Kent ısrar etti: — Birisini ziyarete gitmek için bu kostümü tabit mi buluyorsunuz? Lang sapsarı kesilmişti. Ropdöşambrının iki eteğini kavuş - turarak : — Hlfayır, diye kabul etti, fakat onu görmeyi çok istiyordum, biraz fazla bekleyince giyinip aşağıya inmesinden korkuyordum, 'Teğmenin kuru sesi: — O halde niçin soyunmadan ev - vel gitmediniz? diye sordu. — Çünkü konuşmıya henüz karar vermemiştim. — Bu kararı ne vakit verdiniz. — Duş yaparken. y7 b el e * sarsıntı | geçii ile kendisini Teğmenin kolundan kur-'Mösyö Lang siz hisle hareket eden bir tardı ve gözleri hiddetle kıvılcım sa -|adamışınız, bir empülsifsiniz. — Bakalım bir defa: Birinci kata çıkıyorsunuz; — soyunuyorsunuz, — bir duş yapıyorsunuz, ve o zaman sizin için Mösyö Patton ile konuşmanın pek mühim olduğunu keşfediyorsu - nuz. Ve bunu o kadar mühim telâkki ediyorsunuz ki ayağınıza bir pantalon iye bile vakit bulamıyorsunuz. Delikanlı şaşırmadan cevap verdi: — Benim Mösyö Patton ile konuş- mak isteğim birdenbire döğmadı. Bu- nu daha evvel düşünmüştüm. Nihayet karar verdiğim zaman kararımı tat - bik için fazla vaktim kalmamıştı. İşte Iher şey bundan ibarettir. Kent sabırsızlığını yenmiye çalışa rak: — Kapılarına vurulduğu zaman ce vap vermiyen adamların odalarına hct vakit bu derece kolaylıkla girer mi: siniz? diye sordu. * Genç adam polis âmirinin sualle rine hiç bir zaman derhal cevap ver miyordu, vakit kazanmıya çalışıyor denilebilirdi. — Hayır, tabit! diye mantığı kabul etti. (Arkası var) Geçen Bilmecemizde Kazananlar (Dünkü nllslııamızdın kalan kısım) Diş İstanbul erkek lisesi 2/A dan 53 M. Yılmaz, Vefa erkek lisesi 2/B den 131 Ali, Fatih Fevzipaşa cad. Altay 140 da Sait Ünsü, Fatih Sarıgüzel cad. 20 de Bedia, Beyoğlu Senpülşeri kız mektebi Ayda Elüstü. DİŞ MACUNU Lüleburgaz çocuk mektebi 2 den 448 İlhan, İstanbul Fatih Çırçır Hacı Hasan sokak 18 de Enver Toprak, An- talya lisesi 10 uncu aınıftan Sakip, Di- yarıbekir P, T. T. müdürlüğünden mü- tokait Vasfi oğlu Servet, Kumkapı or- ta mektep 2/3 den 504 İrfan, Lülebur- gaz ilk mektep 2 den Lâtif, İstanbul erkek lisesi Ercümend Celâl. MUHTIRA Ankara erkek lisesi 3/A dan 358 Ali, Gedikpaşa Nev'iye sokak 39 da A!dis Çapyan,Antalya hususi muhasebe mas- raf memuru Nevzat oğlu Vedat, Ka - dirga 61 inci mektep 2 den 221 Sevim Yunus, Ankara Erzurum mahallesi Aytan sokak 8 de J. yüzbaşısı İbrahim oğlu Orhan, Nuruosmaniye Alibaba so- kak 34 de Naciye, Cihangir Kumru so- kak Kumru apar. 3 de Ayşe Güler, Çorlu polis İbrahim Çelebi oğlu Öz - can, TARAK Beyoğlu 11 inci mektep 105 de Meh- met, İstanbul 2 nci mektep 591 Yusuf Özkan, Halıcıoğlu topçu okulu 2 den 147 Münip oğlu Abdultah, İstanbul erkek lises! 5/A dan 385 Ekrem, İz- tanbul 49 uncu mektep 180 Feyzi. PARA ÇANTASI İstanbul 44 üncü mektep 5/A dan 62 Mihriban, İstanbul 44 üncü mektep 3/A dan Ülker Baykal, Galata Lüleli- hendek cad. Papadüpolo apar, Yıldız, İstanbul erkek lisesi 476 Celâleddin Evrem, İstanbul 6 ncı mektep 33 Ke - maleddin. BOYA KALEMİ İstanbul Cumhuriyet kız mektebi 275 Hüsniye, İstanbul 2 nci mektep 5/B den 164 Yaşar Erilçin, İslanbul 44 üncü mektep |/A dan 43 Yaşar, Fatih 12 nci mektep 2 den 42 S. Selçuk, Ka- bataş erkek lisesi 1/C den 1249 Refet Aksoy. KİTAB Nazillide Not oğlu Nimet Usberg, Gireson belediye sağlık memuru Şadi kızı Ayşe, Kozlu Kömür İşte Hidayet kızı Gülen, Gireson Sokakbaşı No. 170 de Mitat Oktan, Ankara Ulucanlar Ak- baş mah. Günlemeç sokak | de Gönül, Balıkesir Lis, 50 Fevzi Üngör, Diyarı- bekir postane karşısı Meş Tecimevi vasıtasile Sami, Eskişehir Sakarya cad 125 Nimet Erccl, Beyoğlu Musevi Lis. 384 Jan Pepo. Gebze ilkmek, $ den Nevzad Öz - merç, Şehremini Ereğli M. Pazar Tek- kesi so. 19 da Hüsnü Çelen, Göztepe Çifte havuzlar Yeşilbahar so. | de Meh- met Cellâ Bilgin, Balat Tahta mağaza Çiçek bostan so. sa IBdquelKerşon.İı-l mit Ulu Gazi mek. 4/A dan 672 Ziya Yusuf, Taksim Cumhuriyet cad. Uğu: lu palâs 2 de Refik Çelikel, Ankara Devrim mek. 4/B den 658 Nureddin, Eskişehir Orta mâh. Köprübaşı bakkal Ömer oğ. Kemal, Ankara Demirtaş mah. Hacı Musa B. cad. Yeniyol 30 da Ceylân, Ankara Atilâ cad. Gündüz so. 5 de Oğuz Özdeş, Ankara İktısat Vekâ- leti Zât İşleri dainesi Zekiye kızı Gü- nay, Afyon Avukat Nazif oğ. Rüştü Kutman, Ankara Akif Bey mah. 193 Süheylâ, Beyoğlu Sen Pülşeri mek. 2025 Şefika, Bozdoğan kemeri Ki- razlı mescid 17 de Püâkize, Eskişehir İs- tasvon Akarbaş cad. Taşköprü yanın - da 107 de Neriman, Fatih Tezgühlar so. 45 de Zehra Özadası, İst. 44 üncü mek. 5/A dan 164 Hikmet Demirel, 43 üncü mek. 3/B den 52 Ömer Faruk, Davud- paşa örtamek. 2/C den 575 Muammer Deniz, Fatih 12 nci mek. 42 Selçuk, İst. Erkek Lis. 3/F den Asaf, Fatih orta - mek. Hasan Özenç, Küçükayasofya Mehmet paşa yokuşu 25 de Fehmi, 44- üncü mek. 339 Mazhar, Konya Pinü - çüklü mah. 27 de Semahat, Ankara Do. gan bey mah. Taşdöşeme so. 7 de Remzi Türk, İst. Erkek Lis, 2/E den 1020 Zi- ya, Cağaloğlu Kupalıfırın | de Haydar, İst. Erkek Lis. 724 Ati Türkây, 52 nci mok. 3/A dan Yaşar, İzmri Birincikor- don 366 da Nesrin Şeker, İst. Erkek Lis, 2/C den 456 Özbey, İst, Erkek Lis. 3/A dan M. Enver, Kadıköy 1 inci mek Bacide Bâlim, İst. Haseki Hastanesi ec- zacı Sabri kızı Enver, Ortaköy Dere - köyü 67 de Münevver, Zeyrek Yenlakıl s0. | de Mazhar, Beyoğlu 12 nci mek. 453 Feyzan, Şehzadebaşı Feti Bey cad. 73 de Süreyya Meriç. RADYO Bugünkü Program 29 İkinciteşrin 1936 İSTANBUL Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk Mmusikisi, 1240: Hava, dis, 13/05: Plükla hafif müzik. 13.25: Muh Yelif plâk neşriyatı, Akşam neşriyatı: 18.30: Piğkla dans musikisi, 19.30: Kontfe- yans: Suat Derviş tarafından, 20: Belma ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve balk şarkıları. 20.30: Nezihe ve arkadaşları tarafından Türk muzikisi ve halk şarkılari İ21: Örkesira. 22: Plâkla sololar. Yarınki program 30 İkinelteşrin 1936 İSTANBUL Öğle neşriyatı : 1230: Plâkla Türk musiklal. 1250: Hava- |dis. 1308: Plâkln hafif müzik. 13.25: Muhte- Hf plâk mneşriyatı. Akşam meşriyatı * 18.30: Plâkla dans musikisi. 19.30: Çocuk- lara masal : İ. Galib tarafından. 20: Rufat İve arkadaşları tarafından Türk musikisi VE İhalk şarkıları. 20.30: Satiye ve arkadaşlari |tarafından Türk müusikisi ve halk ııh!ln' 2i: Örkestra. 22: Plükla sololar. K

Bu sayıdan diğer sayfalar: