6 * Sayfa SON POSTA Bir tavuk hırsızlığı Çekoslovakyada birçok şehirleri altüst etti Tavukları çalınan profesör bunların zehirli olduklarını ilân etti, halk tavukçulara karşı boykot yaptı, derken tavukçular profesörü dava ettiler ve iş bütün memleketi işgal eden hukuki bir mesele oldu, çıktı Çekoslovakyanın Brno kasabasın- da çok şayanı dikkat bir hâdise olmuş, yalnız Brno'un değil Ayrupanın bile tanıdığı tıb üstadlarının biri aleyhinde bir sırkat hâdisesini müteakıp tavukçu ve çiftçiler büyük bir dava açmışlar- dır. Polis bir taraftan doktorun evine giren hırsızları ararken müddelumu- milik de doktor aleyhinde müheyyiç neşriyat yapmış olmaktan — dolayı ta- kibata başlamıştır. Hâdise şöyle cereyan etmiştir: Brno'da bir gece doktor (Przek) in — Bu işmi istediğiniz şekilde telâf- fuz edebilirsiniz! — bahçesine — gece bir kaç kişi girerek kümesteki tavuk- gü i ları, horozları, hindileri, — kaz, ördek A ı eç ! ve tavşanları çalmışlar. ' Dr. Przek Ertesi günü kümese giden profe- sör Przek vaziyeti görünce hiç bir şey söylememiş fakat kendisini büyük bir telâş almış. Sağa sola baş vurarak, 50 tane tavuk kaz vesaire ile 30 tane tav şanın iade edilmesini istemiş, gazete- lere ilân göndererek - hırsızları da ele vermiyeceğini ve hattâ iade ettikleri takdirde mesruk hayvanların bedelle- rini nakden dahi ödeyeceğini söylemiş. İlâna rağmen kimse çıkıp gelmemiş. Bunun üzerine profesör Przek ka- rakola giderek şu ifadede bulunmuş- tur: — Çalınan hayvanların kıymetinde değilim, alan adama hepsini hediye e- diyorum. Yalhnız sizi büyük bir tehli- keden haberdar etmeğe geldim. Tıb â- leminde mühim bir fırtına koparacak olan bir keşfe hazırlanıyordum. Bu hayvanlar benim tecrübelerime yarı- yordu. Hepsine — zehirli bir madde zerketmiştim. Şimdi bu hayvanlar sa- tılacak, herkes bunlardan yiyecek ve bir çok kimseler zehirlenecek. Şunu da " söyliyeyim ki, hayvanlara zerkettiğim madde gayet kuvvetli bir zehirdir.» Bu ifade tabit karakolu altüst et- miş polisler dört tarafa adamlar koş- turarak tavuk ve tavşan satışının önü- nü almak istemişler, diğer taraftan doktor Przek çok müdebbir bir adam olduğu için, bu ihbarla da iktifa etmi- yerek gazetelere büyük ilânlar vermiş, halkı ikaz etmiş ve bir müddet için ta- vuk, kaz, tavşan gibi şeyler yememe- lerini rica etmiştir. İşin vahametinden korkan halk, ta- bit olarak, tavuk ve tavşan yememeğe ve hattâ yumurta bile almamağa başla- mışlar. Tavukçuların işleri birdenbire bozulmuş, onlar itiraz etmişler ve de- mişlerdir ki: — Çalınan tavukların miktarı topu topu 50 tanedir. Günde dünyalar ka- dar sarfiyatırrız varken satışımız bir- denbire durmuştur. Sattığımız tavuk- ların menşelerini bildirdiğimiz ve her tavuğun üzerine hangi çiftlikten aldı- ğimıziı yazdığımız halde kimse gelip bizden alış veriş etmiyor. Profesör ti- caretimizi mahvetti, kendisinden dava edeceğiz. Bu vaziyetten kasaplar büyük kâr- lar temin ettikleri için, onlar da bir ta- raftan profesörü himaye ve diğer ta- raftan da kazandıkları menfaatleri el- den kaçırmamak için harekete geçmiş- ler, doktorla mülâkatlar yaparak, hay- vanlara zerkedilen zehirlerin kuvve- tinden bahseden yazılar yazdırmışlar- dir. Nihayet, tavukçular doktoru mah- kemeye vermişler, ve müddeiumumi- lik de doktorun aleyhine efkârı umu- miyeyi tehyiç davası açmıştır. Müddeiumümi verdiği iddianame- de şöyle söylemiştir: (Devamı 12 inci sayfada) —— ı._ — —_ CÖNÜL İŞLERİ' karşısında bana nasıl bir hattı hare— ket tavsiye edersiniz?» “Kadının vekarr Ve gururu Sevişerek evlenmek güzel şeydir. Fakat maalesef bu şekil izdivaçlar pek çabuk tavsayıp ayrılıkla netice- leniyor. Hele iki taraftan birinin sev- M. B. * Kadınla erkek yaradılışı arasın - daki bariz farklâardan biri de kadının vakarı gurur haline getirmesi ve KA fr a 'ı'ı’.'ıl,ı. Göz kapaklarının boyanması Makyajın — en mühim bir kısmı da göz kapakla - rının boyanma - Her göz, her yüz gibi, ken. dine göre bir bo - yanış ister. Gö - zün neresine ve nasıl bir boya sü- rüleceğini tesbit etmeden rastgelı boyanmak ekse . riya gözün ve yüzün manasını değiş - tirir ve çirkinleştirir. Her şeyden evvel göz kapaklarına sürülecek boyanın rengi gözün rengine üuygun olmalıdır. Ve her gözün şekline göre icap eden yerlere sürülmelidir. Umumiyetle kirpiklerden itibaren kaşlara kadar bütün göz kapağı bo - yanır. Fakat bazı gözlerin hususi şe - killerde boyanması lâzımdır. | — Yuvarlak gözleri hafifçe uzun gös termek için boyayı yukarıdaki resimde gördüğünüz şekilde alt ve üst kirpik- lerin istikametinde harice doğru ta - şırmalı, sonra parmakla bu boyayı ya- yarak hafif bir gölge haline getirme - sıdır, &. Kırk aşmdakl Güzel kadın lidir. Kaşlar kısa ise ayni renk kalemle uzatılmalıdır. Bu gözlere kısa kaş ya- kışmaz. 2 — Çukur gözleri boyamak için, bo- yayı üst göz kapağının tam ortasına koymalı, sonra şakağa doğru parmakla yaymalıdır. Boyanın şekli ortadaki re- simde çok güzel görünüyor. 3 — Küçük gözleri büyütmek için alt kirpiklerin etrafına ince bir çizgi çekmelidir. Ve rimeli yalnız üst kir - piklere sürmelidir. Rimeli sürdükten sonra derhal ku- ru bir fırça ile kirpikleri tek tek a - yırmalıdır, Hiç bir şey birbirine ya - pışmış kirpik kadar gözü çirkinleş - tirmez. Soldakl resme dikkat ediniz J ( Güzellik yaşla solup azalmakla P| raber büsbütün uçup gitmez. Kırk yE şinda bir kadın hâlâ güzel sa_yıl.ııı'fi'ıı Ancak yılların yüzüne çizdiği ve ia 19[ vırlarına verdiği yorgunluk izl€f silmesini hiç değilse gizlemesini bi melidir. Her şeyden evvel yüzünü a iyice tetkik ederek dudaklarının E€©. | | narlarını ve bütün yüzünü aşağı dğ; rTu çeken yorgun duruşu düzeltm | ıv“’”” Yeni bir ; şapka modelı ukarıdaki şapka yepyeni bir modadiır. vızıyer vardır. Arka düzdür. Viziyerin üzerine kabarık çalışmalıdır. Bunün için ağzın adale / lerini mümkün olduğu kadar ge€ ğ bırakmamaya itina etmek Iazmd' | Sonra saçları arkaya doğru taramâli ulî | dır. Arkaya doğru taranan saç büt yüz çizgilerinin biraz yukarıya kâ masıni temin eder. ö Bu yaşta bir kadın göz kapak'al! asla boya sürmemelidir. Fazla sü kullanmamalıdır. Gözlere ancak genç yaşlarda fazla tuvalet yapılab lir. Yaş ilerleyince göze sürülen ç boya yüzdeki çizgilerin daha ziy& | meydana çıkmasına sebep olur. Dudak boyasını dudaklarından İ şarıya taşırarak sürmemelidir. Kıp | , kırmızı ve büyük bir ağız yü. dıgbî: kısımlarındaki yorgunlukla fena tezat yapar ve yaşlı gösterir. y Ü Umumiyetle küçük gözler yüzü, * duğundan fazla genç gösterdiği — İS7| kark yaşında bir bayan - eğer -rololeı tabil olarak büyük değilse - asla bü yük göstermiye çalışmamalıdır. pilâ * işlemeler yapılmıştır. Tepe de, arkada | kis bundan memnun olmalıdır. VÜ , toparlaktır. Önden gelen kısım geriye | cudunun genç görünmesi için fazla âîf Elbisenin S gisine kapris, iradesizlik ve acullük te karışırsa, büsbütün fena bir ne - tice veriyor. Adapazarında oturan bir okuyu - cum da bana ümitsizliğinden ve bedhatlığından bahsediyor: — 26 yaşımdayım, diyor. Tahsi - lim orta.. Üç dönt senedir evliyim. Fakat bu evlilik hayatımın ancak iki üç ayını bahtiyar olarak geçir - dim. Şimdi derin bir yeis içinde - yüm, Karım lise mefunu çalışıyor. Aramızda her gün bir gürültü ve geçimsizlik çıkıyor, geçinemiyoruz. Hele son günlerde artık kar: koca - hktan tamamen çıktık, iki düşman olduk. Fakat sizin tuhaf göreceğiniz nok- ta şu ki, sevişerek evlendik. Bu se- vişmenin ben, bize uzun yıllar bah- tiyarlık ve saadet vereceğini sanı - yordum, meğerse aldanmışım, — Ne yapayım, bilmiyorum. Bu vaziyet kendisinden aşağı gördüğü erkeğe karşı tahakküm etmek istemesidir. | İşte sizin karınız da ayni haleti ru- hiyeyi taşıyan kadınlardan biridir. Severek değil, kendi kaprisine ka - I pılarak sizinle evlenmiş olduğunu sanıyorum., Bunun en bariz isbatı da bir iki ay içinde aranızda geçimsiz - liğin başlamış olmasıdır. Bir çocuğunüuz olsaydı, belki ka - rınız süzerinde bir değişiklik husule getirirdi. Amma, bu geçimsizliğin önüne geçmek için yapacağınız en iyi hareket karınızı bir gün bir ke - nara çekmek, mülâyim bir dille bu geçimsizliğin feci âkibetini anlat - maktır. Ayrılık, hüsran, ümitsizlik, ve yalnız muhakkak ki, her ikinizi de perişan edebilir. Hüsnü niyetle anlaşmağa imkân göremezseniz, ay- Tılınız. Bu, belki şimdiki halde ya - şamanızdan daha hayırlı bir netice verebilir. TEYZE Garnitür elbisenin şıklığında mü - him bir rol oynar. Düz, sade bir elbise 'güzel bir garnitürle en güzel ve göz 'alıu bir elbise halini alır. Resmini koyduğumuz fiyonga alela- 'de bir elbiseyi baştan başa değiştirip guzelleştırece'k kadar şıktır. Maron ü- |zerine gümüş rengi (gri arjan) benekli ince bir yünlüden yapılmıştır. Orta ye- rinden gümüş rengi bir kordonla sı - |kılmış, püsküller göğüs üzerinde uzun- ca sarkıtılmıştır. Maron veya gri arjan bir elbiseyi ne kadar şıklaştırabilir. Tabil elbisenizin rengine göre siz bu renkleri değiştirirsiniz. Bu şekilde garnitürlerden yeni elbi- seleriniz için olduğu kadar modası geç- miş bir robunuzun biçimini değiştirir - ken çok istifade edebilir ve onu kolay- Tıkla son moda ve şık bir hale koyabi- lirsiniz. Diğer moödeldeki koyu renk bandlar maron renginde jerseden ince parçalar kesilerek yapılmıştır. Elbise açık mavidir. |- pencere önüne ko- doğru katlanmıştır. manlamamaya çok dikkat eımîh) Paravan nasıl olmalıdır Bir paravan se - çerken her şeyden evvel, paravanın ne maksatla alındığını düşünmek — lâzım - dır. Oda içinde bir hava' cereyanına - kurander - mâni ol- sun diye mi, görün- mesini istemediğfi - niz çirkin bir köşe- yi kapamak için mi, yoksa yalnız süs di- ye mi? Kuranderi menet- mek için alınan pa - ravan ağır, kalın ve nulacağına göre - ışığa mâni olmıyacak şekilde olmalıdır. Bu işe en iyi yarıyan cam paravanlardır. Bilhassa üs tüne nakışlar hâkkedilmiş bir cam paravan ayni zamanda çok şık ta görünür. Çirkin bir köşeyi kapıyacak bir paravan her şeyden evvel geniş olmalıdır. Süs olarak kulla- nılacak paravanların en güzeli el ile yapılmış resimlerle süslü olanlardır. Paravan seçerken düşünülecek ikinci ngkta da, konulacağı odaya uymasıdır. En güzel bir paravan konulduğu odanın mobilyesine uygun olmazsa çirkin görünür. Ceviz mobilyeye hiç bir paravan, tatlı renkte düz*bir deri paravan kadar yaraşmaz. Üstü resimli deri paravanlar daha süslü ve kıymetli mobilyelerle kullanılme ıdlr Modern ve sade döşemelere muşamba kaplı yahut cilâlı, fakat boyanı amii tahtadan paravanlar gider. Bu odalara parşömen paravanlar da uyar. Emprime'basma veya ipekli bir paravan, en ziyade bayanların (| yaraşır. Çocuk odasına kumaşı yıkanır cinsten ve tahtası boyalı bir pa. a*? koymak doğru olur. Sik sık temizlenip, boyatılabilir. ipa - F