B . * 12 Sayfa 5 AM Kokulu E ÂAnasını yumruklıyan, hizmetçiyi döven talebe Gece yarısındaq sonra eve sarhoş gelen ve önüne gelene taarruz eden 16 yaşında delikanlı mahküm oldu, cezası tecil edildi Beyazıtta Yıldız oteli sahibi Meh-|çocukluk etti. Ziyanı yok, met Eminin oğlu Ticaret lisesi talebe-| vermiştir. lerinden on altı yaşında Etem evvelki| — Fakat müddeiumüumi ananın dava- gece eve saat yarımda sarhoş olarak|dan vazgeçmesinin kanuna göre hu- gelmiş ve kapıyı geç açtığı için hiz-İkuku âmme davasını düşüremiyeceği- getçi — Meleğe bir tokat vurmuştur. ni ileri sürmüş, Etemin tecziyesini iş- Yukarıya çıktıktan sonra hiddetini ye- temiştir. Ş nemiyen Ek_cm hizmetçi kızı dövmeğe Dinlenen şahitler hâdiseyi tafsilâti- d""fnv etmiş ve aralarına — girip hiz—lle anlatmışlar, neticede mahkeme E- metçiyi kurıı_rmak isteyen annesi Ay-'tem hakkında açılan zabıtaya hakaret şenin de yüzüne bir yumruk vurarak |(davasından dolayı yaşının küçüklüğü- yaralamıştır. nü nazarı dikkate alarak 15 gün hap- Annesi Ayşenin polisi haberdar et- |*İNE ve 20 lira para cezası vermesine, mesi üzerine polis İbrahim eve gele-| SHdit suçu sabit görülmediği için bu yok Eicini Karakola davet öeküşlür. Pu cihetten beraetine, diğer davacılar da: kat Etem pencereden polise gelemiye- "]f"nd'n vazgeçtikleri için bu husus- beğini bikilerniş 've yeni baştan' müsidk taki bukuku âmme davasının da suku- cevabını REN Kolonya yat verir, ve mis gibi kokutur, isim ve markasına dikkat ediniz. Tanınmış eczane, itriyat ve tuhafiye mağazalarında satılır. Deposu Evliya Zade Nureddin ticarethanesi, İstanbul. SON POSTA İkinciteşrin 17 Kalp ve ciğerlere ferahlık veren sıhhi yeni icat feykalâde mükemmel bir kolonyadır. Boş gram EREN kolonyası banyonuzu çam ve kır çiçekleri kokularile ilkbahara çevirir Cildinize taze hi — SKBti bi #obetsizlik yapmağa başlamıştır. Hakkında şikâyetçi olduğu için za- bıta Etemi ertesi günü takip etmiş, Yıldız otelindeki odasında yakalamış, fakat Etem yakalanacağını anlayınca kapıyı kilitlemiş ve duvardaki çifteyi alıp polisi tehdit etmiştir.. Maamafih rağimen yakalanmış, ve İmnüddelumumiliğe sevkedilmiştir. Müd vazife — ifasından men için tehdit etmek: zabıtaya vazife halinde hakaret, anasını dövmek ve hizmetçiyi dövmek maddelerinden E- temi mahkemeye sevketmiştir. Dör- düncü ceza mahkemesinde yapılan du- tuşmada davacılardan Etemin annesi Âyşe: — Efendim, davamdan vazgeçiyo- rum. Analık değil mi? demiş. Hizmetçi de: — Ben de davamdan vazgeçtim. Onların bu kadar 'iyiliğini gördüm Bir tem buna eiumumilik polisi tuna karar vermiştir. Fakat suçlunun hususi vaziyeli na- |zarı dikkate alınarak cezasının tecili» ne karar verilmiştir. Hâkim kararı teb- |liğ ettikten sonra: — Bir daha böyle şeyler yapma. E- ğer tekrar karşımıza gelirsen bu ceza- yı da o zaman sana çektirirler demiş- tir. Profesör K. Kömürcanın Modern ve herkese clzem kitapları Kıy. Ameli ve tatbiki kambiyo 3i Yeni muhasebe usulü 122,50 Ticari malümat ve bankacılık 105 İktisat ilmi B7,50 'tisan muhasebeleri (şirket, sanayi, zirast, banka) 175 Ticari ve mali besap | ci bsim n Zihai hesap kaideleri 20 Logaritına cetvelleri (yeni takam) 56 Yeni hesabi ticarf (mufansal eser) 200 Mhal! cebir (istikraz ve siyorte hasapları) 100 Başlıca satış yeri: İkbal Kitabevi (65) —— İktısat Vekâletinden: «İŞ KANUNU» nun dokuzuncu «Teşkilât» faslındaki hükümlere göre kurulan «İŞ DAİRESİ» nin Teşrinisani 1936 başladığı 145 inci madde mucibince “Son Posta,, nın edebi tefrikası : 33 itibaren faaliyete ilân olunur. «1661» «2802» TiFOBiL Dr. Ihsan Sami Tifo ve paratifo hastalıklarına tu- tulmamak için ağızdan alı tifo haplarıdır. Hiç rahatsızlık mez. Herkes alabilir. Kutusu 55 Kr. Doktor —W İbrahim Zati Öget Belediye — kurşısında, — Piyerloti vaddesinde 21 numarada hergün öğleden sonra haştalarımı kabul eder. — NUN | C;ımhurbaşkanlığı Filârmonik Orkestrası Şefliğinden: 1 — Orkestra için seçme sınaviyle şu Müzisiyenler alınacaktır, A — Bir Flüt ve küçük Flüt çalan, B — Birinci ve ikinci keman çalanlar, ” C — Viyola çalabilenler, Ç — Bir kontrbas çalan, D — Bir üçüncü Trombon çalan, 5 E — Bir obuva «Korangle» 2 — Seçme sınavları İkinciteşrinin çalan, 23 - 27 inci «Pazartesi, Salı; Çarşamba, Cuma» günleri saat 10 da Galatasaray Lisesinde yapı- lacaktır. (2736) Yazan Fakat beni gördüğü için ya o kaçmak İsterse! Ya gururu benim maiyetimde çalışmaktan onu menederse! Ne yapa- yam? Ona nasıl muamele edeyim? O- ha benden - kaçacak.. Ben ondan kaçsam, onu tanımıyorum veya ona hakaret ediyorum sanacak. Herhalde ona karşı en tabil bir tavır takınmalıyım. Onun bilhassa gururü- na ilişmeden ne fazla lâübali , ne de fazla sağtiık olmamağa - çalısmalıyım. İyi bir memurunu takdir eden bir âmir gibi.. hayır, eski bir âaile dostu gibi...» yakinlaşsam, ... Bay Taylan kapıda garsona Hofma- ni sorduğu vakit, onun şirkete gittiği- hi haber aldı ve hemen bir taksiye at- hyörak şirketin adresibi verdi: Artık bütün sükünetini ve soğuk < kanlılığını bulmuş, kat't kararını ver- mişti: — Pu zavallı genç kızı bir defa ya- rtalamış'ın.. sencler bittabi onun bu yaras'n' tedavi etmiştir. Bundan böyle ona k- ş1 hakiki bir dost olacağımı is- pat etireliyim, kafasının arkasında : Musazzez Ti J“UŞE, W > n Berkand gizli hiç bir düşüncesi olmayan — açık kalpli bir dost ... — Her Hofman nerededir matma - zel? — İçeride müdürün dairesinin bek- |leme salonunda kâtibile birlikte çalı « şiyor. Kapıyı açtığı vakit, pencerenin ö - nük, yazı makinesinde çatır çatır yaz- maktarolduğunu gördü. Arkasında beyaz elbisesi ve sim si- yah dalgalı kesik saçlarile on sene ev- velki genç kızdan farksızdı ve Ekrem ona bakan gözlerinin bulutlandığını kendi kendine itiraf etmemek için he- |men Holfmana doğru yürüdü: — Bonjur Hofman. — Bonjur Taylan... Hastalığınızı pek merak ettim, fakat sizi rahatsız etmemek için gelmedim. — Teşekkür ederim azizim., Ehem- miyetsiz bir yorgunluktu, geçti. Bu - gün kendimi pek iyi duyuyorum ve is- tediğim kadar çalışabileceğimi ümit e- diyorum. BunAu söylerken gözucile Muı"iyar bakıyordu. Makinenin çıtırtısı hafifle- miş, ağırlaşmış gibi idi sanki,., Direktörün bakışını takip — eden Hofman hemen atıldı: — Müsaade ederseniz- size Bayan Dalmöni tamtayım. Dün “Bunü yakli Bulamamıştım, a Ekrem bir saniye, bir nefes kadar |kısılan bir saniye gözlerini kapadı ve sonra gülerek Muallâya döğru yürür - ken sakin bir sesle Hofmana - cevap verdi: — Ben de Bayan Dalmeni dün se- lâmlıyamadığım için mütcessirim a « | receğine dair bir gece evvel kendi ken- e Başinı çevirdiği vakit Hafmanın disine verdiği kararını hatırladı ve sa-|hâlâ hayretle bir Muallâya, bir de ken- dece: — Teşekkür ederim efendim. Diyerek yazısına dönmek istedi, fa- kat Ekrem ona elini uzatmıştı.. disine baktığını görünce gülerek ona yaklaştı. — Bu garip tesadüfe pek mi şaştı- nız dostum? Halbuki yeni Türkiyede — Bayan Dalmen, elinizi veriniz ve |bu gibi sürprizlere alışmalısınız artık. size saygılarımı sunmama müsaade e- diniz. Genç kız, ince parmaklarının — dost bir el tarafından — sımsıkı — sarıldığını duyarken bütün benliğinin sarsıldığı - ni belli etmemek için dişlerini birbiri- ne kilitlemişti; fakat bir gece evvelki kararı o kadar sarsılmıyacak bir irade nünde Muallânın arkası kapıya dö -| zizim. Ancak bundan sonra yeni soy|ile bütünevarlığını sarmıştı ki parmak- adı almak biz Türklerde böyle çok bü-|larını Ekreminkilerden ayırırken ta * yük sürprizler yaratacak galiba... Dal-|bii ve bir teli titremiyen bir sesle ona men ismi altında ben de çocukluğunu |cevap verecek kuvveti kendinde bula- bildiğim ve eski bir aile dostu oldu -|bilmişti: - ğ İğum Bayan Muallâyı tanıyamamıştım.| — Teşekkür ederim Bay Taylan. Bu mağrur kızın hiç bir ikilik ka - Muallâya yaklaşmıştı :..Genç kı - bul etmiyen ağır ve tabif tavırları Ek- zın ellerini makineden çekerek kalk- vi K l L e Di S ile tığını ve kendisine büyüyen gözlerle | 1 *mışlar gibi titretmişti. baktığını görmemiş gibi ona — türkçe Hayi':ılc ağzi açık onlara bakan hitap etti; Hofmana doğru gitmeden evvel pen- — Bayan Dalmen, sizi gördüğüme |cereden eğilerek kalabalık sokağı sey- pek memnunum. Aylardanberi bü -|rediyormuş gibi bir iki dakika orada yük fedakârlıklarla şirketimizde çalı -|kaldı. şan kiymetli memurun siz olduğunuzu| — Kulağının dibinde Muallânın ma - tahmin edememiştim. kinesinden fışkıran ve binlerce küçük Bundan sonra beni bir âmir gibi de-|mitralyöz birden patlıyormuş gibi bey- gil, eski bir aile dostu gibi görmenizilninde uğuldıyan tıkırtı onda rahatsız - rica edeceğim, lığa benziyen bir titizlik uyandırmış- Muallâ, onu tam bir âmir gibi gö -İtı. * Senelerdenberi Ahmet diye tanıdığı - nız bir dostunuz, yeni bir aile ismi ala- rak bir kart bastırsa ve bu kartı oda - cınıza vererek size yollasa, sizin: — Bu yabancı adam kim? Şimdi meşgulüm, onu kabul edemiyeceğim! Diyerek kendisini savmak isteme - niz tabif görülmez mi? — Elbette... — Halbuki bir saniye sonra arkada« şınız yaptığı muzipliği bir tarafa bıra- karak odacıyı ilip içeri gitte, sizdeki hayreti artık görmeli! Hofman ağır Alman zekâsile bu in- ce vaziyeti anladığı vakit bu garip te- sadüfe gülmekten kendini alamamış- tı. — Demek Bayan Dalmen sizi, siz de onu pek iyi tanıdığınız halde, beş altı aydır beraber çalıştığınız kimse - nin hakikf hüviyetini ancak şimdi öğ- renebildiniz. Bunu söylerken Muallâya gözucile bakıyordu. Ekrem de baktı, fakat genç kız başka bir dünyada yasıyormuş ve konuşulan sözleri hiç işitmiyormuş gi- bi durmadan elindeki yazısile uğraşı- İna vardı. yordu. Yüzünde ağır, durgun bir ma- (Ç(Arkası var)