14 — Sayfa Cemil kendisini tarassut etmek için orada bulunan hizmetçisi Maşayı istievap etmiş fakat ağzından tek bir kelime alamamıştı. “Ne kadar durgun tabiatlı kız Annanın tamamile aksine,, diye düşünmüştü, Ellerini Cemil şaşırmıştı. - kaldırarak: — İstirham ederim, Prenses Emma.. “beni, müşkül bir mevkide bırakma - havaya| — Başka iş bulamadım. — Bhü şatoya intisabın çok eski mi7, — Hayır. Çok yeni. Cemil, “Tunursa, nasıl reddedebilirim... — İster L iz; ona karşı isyan edeyim, Siz- den mahrum kalmıyacağım: Bilsem.... — Zekânızı işletiniz. Kıvrak bir ya- .lan söyleyiniz. Behemehal, bizimle be- yabör geliniz... E,, Allaha 1smarladık. | Buradan yemek salaonuna gidebilmek için hiç olmazsa on beş dakika sırfet - mek lâzım. Daha geç kalırsam: hala - mın merak etmek ihtimali var... Siz de işlerinizi bitiriniz. Ve derhal geli -| vam etmişti. niz. * * Prenses Emma, - süzülen bir yıldız ; gibi ortadan kayboluvyermişti. Sessizce ( kapı açılmış; hizmetci Maşa, bir gölge gibi sükünetle içeri girmişti. Elindeki bir kaç kitabı yazı masasının üzerin - deki kalın meşe ağacından yapılınış o- Tan zarif rafa yerleştirecekti: Cemil, içinden gelen dayanılmaz bir arzu ile onunla konuşmak istemişti. — Maşat.. Maşa, cevab vetmemişti. Zabitin - den emir almıya hazırlanan terbiyeli .bir nefer gibi dimdik durarak Cemilin mişti. sonra içinden: nanm, tamamile faksine... Cemil, gece yarısına ancak bir saat kala dairesine avdet edebilmişti. Elindeki; beş mumlu bir şamdan ile şatonun girişli çıkışlı koridorlarında, |merdivenlerinde kendisine yol göste - ten uşak dairenin kapısını açarak ges ri çekilmiş; yerlere kadar eğilerek: — Allah rahatlık versin. Demiş.. Cemil içeri girdikten tonra tekrar kapıyı kapıyarak çekilip gitmişe ti. Cemil. tavandan asma bir petspl lâmbası yanan o küçücük holde bir kaç Maşayı - tipki: — çiftlikteki Uymız. Halamz böyle Bir teklifte bu -|hizmetci Anna gibi - uzun uzun söy - letmek istediği halde; onun, gayet sa- kin ve hareketsiz bir tavırla kısa kısa cevablâr vermesi, Cemili sinirlendir. - Maşaya, uzun bir nazarla baktıktan — Ne kadar durgun tabiatlı kız. An- Diye söylenmiş.. prensesin avdetine | icabet etmek için, hazırlanmasına de- YEDİR ARASINDA İagilizceden çeviren : Hasnun Uşaklıgil Şüpheli iki kişi —— Bu iki kişinin ikisi de cinayeti yapmak için bit | — sebebe ve bir imkâna malik bulunuyorlardı Binaenaleyh Mösyö Arnold'un ağ- John sen de banyo dairesini temizlet! zandan tek bir kelime çıktığı takdirde | Teğmen merdivenden aşağıya iner mahvolacağı katilce de meçhul olma -| ken iki polis tarafından itile kakıla yu- mak lâzımdı, Şimdi Mösyö Arnold'u|karıya getirilen bahçıvana rastgeldi. A, banyosunda oturmuş vaziyette tahay- |dam durmadan itiraz ediyordu. Fakat yül edelim. polis şefi tevakkuf etmedi. Hole var Bir bereketle Hendriks'in nazarı|dığı zaman dokuzuncu mıntakanın ça- dikkatini celbetti : vuşuna: — Şu perdeye bak, dedi. Bahte giri-| — Bana Merrit'i yollayınız, dedi ve şirim ki Mösyö Arnold bu perdeyi sağ | şöminenin önüne oturarak bir sigara Inırıfını eğri olarak taplamış değildi. | yaktı. Banyonun içine girince perdeyi sol e- * Kle banyonun baş tarafına doğru itmiş| — Mösyö Merrit polis âmirinin işaret olacaktır. ettiği koltuğu sessizce kabul etti. Ren- Kent bu cümleyi söylerken perde -İgi ilk mülâkatlarındakinden daha sob nin kıvrımlarını tabit bir vaziyette bır|gun, gözleri de daha çekingen, — daha raktı. Perdeyi yukardan tutan ince ma-|muhterizdi. Bununla beraber ilk defa- şalar yerlerinden kımıldanmamışlardı. |kinden daha az heyecanli görünüyor - — Bak, dedi. Perdenin normal vas|du. r silsilesinin sona ermesini bekledi. hayet sardu!: ğ — Sizi balkon üzerinde bıraktıff dakikadan — itibaren, geri döndüğf| zaman merdiven ayağında bulduğ dakikaya kadar bütün — yaptıki Bana tafsilâtile anlatınız.. Merrit gözlerini sildi ve aynı şahsi ve ölü sesle söylendi: — Butaya geldik ,oturduk. Möf Arnold viski getirmeye gitti. - Başının bir hareketi ile gerida üzerinde düran kadeh ve şişe dolu siyi gösterdi, ve ilâve etti: — Sonra ben.. bir iki bardak daha içmek için aşağıda kaldım. (Arkası var) ziyeti budur. Şimdi katilin nasıl hare -| — Oturdu. Zayıf bacaklarını kavuş - RADYO ket etmiş olacağını gözden geçirelim. |turdu. Koltuğa yaslandı, fakat birden» mk“ wa bire şiddetle sarsıldı ve şiddetle aksır - M İkinciteşrin 936 Kent tekrar kapının eşiğine döndü: |dı. İSTANBUL — Mösyö Arnold'un banyoda kı -| — Kent ıö_ıî_allyıcaku. fakat aksırık |— Ökte neşriyatı : mıldanarak suyu şıkırdattığını unut - y 12.30: Flâkla Türk musikisi. 1250: dis, 1305: Plâkla hafif müzik. 13:25: lf plâk neçriyatı. Akşam neşriyatı : TAKVIM ma, dedi. Perdenin arkasına geçti. İhtiyatla; yüzüne bakmakla iktifa etmişti. — Maşa.. sen, nerelisin?.. — (Yalta) lı, — Demek ki, fransızca bilmiyor - sun. — Hayır. — Almanca da bilmiyorsun. — Hayır. — Demek ki, büyük şehirlerde o - #urmadın?. — Hayır, — Mektebe gittin miğ — Evet. — Tabısilinin derecesi nedir?. — Jimnaz. — GCoo.. jimnaz mı?,, — Evet. — Fakat.. jimnaz, iyi bir tahsil de- #nektir, — Belki, Cemil, hafifce ve manalı bir şekilde : tebessüm ederek suallerine devam et- ""_“"""“ kaldırmış, dudaklarını bük- mişti: — E-. böyle bir tahsil gördükten Bonra, niçin daha mühim bir işe girmi- Yorsun?. Maşanın mat ve duru beyaz çehre- |Mişti. Bi. hafifce pembeleşmişti. Ve, kirpik- Teri hafifce titriyerek cevab vermiş - tiz Açık havada Yürüyünüz! Hükümet ve banka memurları, fabrika- Jarda çalışan amele, mağazalarda bulu - nan müstühdemin ve sabahtan akşama kadar kapalı yerlerde günlerini geçir - mek mecburiyetinde olanlar akşam üzeri işlerinden çıktıkları vaklt derhal tram- vaşlara, olomobillere — binmemelidirler. Her gün biç olmazsa bir sant kadar de- niz kenazında, ve yanud açık ağıçlıklı yerlerde yorulmamak şartile gezinmeli - dirler. Güneşil yerler dalma bercili edil- melidir. ' Unutmayınız ki insan dentlen çiçek, Miş- lenin dediği gibi, güneşi en çok seven bir çiçektir. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya - but bir albüme yapıştırıp - kolleksiyon zamanınızda bu notlar lsadüften sonra, burada ve öaniye yalz kalmıyir Ve sonın, e -| aa yerlerinden imiklarmadın, yikne dipteki küçük: Kapı-açılmıştı. A- nu uzattı, birisini ıaçiııındın yakalı - çdılan :ııı'ııda Maşanın mühteşem en “İyormuş g'lıi parmaklarını açtı. Sol ko- lamı dalgalanmıştı. B Ğ vi . . |lunu şiddetle aşağıya doğru eğdi. Son- Gi M Y takdirkür bir y sağ kolunu kaldırdı. müteâkiben o ü ği en’ ıı)ı HL ldan, İnu da indirdi. Palis şefinin bidayette mıqu'm c ue ea a ittiği perde tıpkı cesedin bulunduğu za- — Ay. daha yatmadın mı, Müşa?.. man olduğu gibi yere gitmişti. SE ERr Kent sözüne “devam etti: zi SAa ; — Artık su şıkırtısı kalmamıştır. _ğ:r: beni mi Bekledir. Musluklara doğru yürüdü. Bir kıs- e K ek ti İiT suyun akma deliğini tıkamış olan öle Ğ:bıf_îî_m Şa Hakde, ürtik lak kümaş parçası musluklara sarılmıştı. e Mti Polis şefi muslukları açıyormuş gibi Na e e . g |bir hareket yaptı : küxîşz'kî;:;ıs:“m'w; Eîıpd,m 'l"_ — İşte, dedi. İki kadin suyun aktı - çinde analıtarın çevrildiği işitilmişti. jpal CARRAR x?ıgme!stcxrk_x. Cemil kuvvetli bir el tarafından sarsıl Kent ellerini, dirseklerine kadar kol- İnşı gibiç sedanrnlemüşli. larını yıkar gibi bir hareket yaptı. Ha- K ;ıan Taşiyeli balilik ,|yali bir havluyu tutarak silindi. Sonra B EZRR havluyu yere bıraktı ve nihayet ayak- müş; larının ucuna basarak Mösyö Arnold'- — Ne tuhaf kız. - Âdeta, canlr bir |A oda kapısına doğru yürüdü, orada İheykel, (Hendriks) e hitab etti: - e YA SORSANER M İi bapsalaledir Si endi ddi Doi : si benim bulduğum izah şekline ne Halbuki bu gece Cemil; oyalana -|ft benin ç t cak, ve zibnini tırmalıyan — bir takım dersin? İtirazın varsa, çekinmeden ü deri i ihti: iş - yleri unutacak bir şeye ihtiyaç his Gevoği A — Amma, bütün bunları kim yaptı, Gündüz, öğle yemeği bir hayli neş'-|mesele onu bulmakta, diye hamurdan- eli geçmişti. Yemekten kalkılıp da si- dı. gara şalonuna geçildiği zaman, Kontes )OIgı sözü bir biçimine getinerek: I — Türkler, esasen merd ve sevimli i ıinıanlırdır. Fakat. sizi, bunların en|' sevimlisi görüyorum. Demişti. Cemil, bu sözlerin delâlet ettiği maksadı hissetmekte geçikmedi. Lâ -| Çavuşun yüzü ıydı:ıhndı: kin: birdenbire Prenses Eramayı sinir-| —— Bu defa yalnız üç maznun var, Il:udixc::k ve gücendirecek bir hareke-|'dedi. te meydan vermemek için, s#afderun| Teğmen banyo salonundan çıkar « bir tavır takmarak: ken: ğ — Türkler hakkındaki teveccühü -|- — Öyle mi> diye söylendi. Benim |nüze çok teşekkür ederim, Kontea| hatırımda kaldığına göre yalnız bir tek hazretleri... Ben de, maalesef Rusları| maznun olacak! hiç tanımamıştun. Büyük bir takdir ile| Odaya henüz girmiş olan adliye arzedeyim ki; Ruslar, misalirperver -|doktoru ile knrqılaştıllar. Doktor For - |liklerini lütüfârlık derecesine çıkaran| bes'in arkasından bir sedyeyi taşı - bir milletmiş... Ehemmiyetsiz bir te -|makta olan beyaz bluzlu iki hasta - huzuru -|bakıcı geliyordu. İ nuzda nâil olduğum hüsnü kabule na-| Teğmen durmadan: n sıl mukabele edeceğimi bilmiyorum. — Banyo dairesinde, dedi. Ölüm Diye cevab vermişti. saatini biliyoruz, doktor cesedi götü- Üen De GKai tebilirsiniz. Fişi (Hendriks) e veriniz. | e gea İHTİLÂTLAR (Sazt 6, dekika? - sant G, düküke 9) — Kumaş parçasını, şüphe yok, ma-| günde ve daha evvel Nizip belediyesine müracaatları ilân olunur. (2881) pelaan tti b linirltatn // antdeee ee kaaresöd aei ” 18,30: Ambasadörden naki! varyete mi Bi, 20: Saz heyeti, 20.30: Müzeyyon ve daşları tarafından Türk musikisi ve © Şarkıları, 21; Örkestra, 22: Plakla 22,30: Ajans ve Borsa haberleri BUKREŞ 1820: Şarkılar. 18AŞ: Mektub kutusu. 10: Dans müusikisi. 2045: Orkestra, 21.45: Wf |berler, te (e — Kasım W BUDAPEŞTE 19: Şarkılar. 19.80: Tiyatm, 2140: Hab lar. 215: Orkesira. 24.5: Haberler. PRAG 17.55: Almanyadan nakil, şarkılar, 190 Plâk neşriyatı. 1945: Askeri bando. " İzeno'dan nakil. 2215: Plük neşriyatı, Orkestra. Nöbelci Eczaneler Bu gece nöbetdi olan cezancler şunlar - dir : İstanbul cihetindekiler : Aksarayda : (Sarlın), Alemdarda : (All Riza). Bakırköyünde : (HNM). Beyazid- da : (Cemli). Eminönünde ; (Mehmet Kâzım). Fenerde : (Vilali). Karagümrük- to : (M. Fuad). Küçükpazarda VİYANA 17: Plük seşriyatı. 17.46: Walk çarkıları. 15: Öperet. 21.15: Plâk neşriyatı, 2220: klar. 23.10: Plâk noşriyatı. 2350: $ kuartet. VARŞOVA 17: Şarkılar. 19.30: Orkestra. 21: Şark vaları, Hind şarkıları ve saire. 21:30: Mub telif şarkılar. 2230: Dans havalnrı. Yarınki program $ (Yurgl. 15 İkinciteşrin 926 Bamatyada : (Teofilos), Şehremininde : İSTANBUL (Nüzim), Şehzadebaşında : (Üniversito). Öğle neştiyatı : Beyoğlu cihetindekiler * Calatada : (Hüseyin Hümü). Haşköyde: (Barbut), Kasımpaşada : (Vasıf), Mor- kez nabhiyede : (Dellâ: Suda, Kinyoll). Şişlide : (Nargileciyan), Taksimde : (Li- monelyan). Üsküdar - Kadıköy ve Adalardakiler : Büyükadada : (Şinasi). Heybelide ; (Ta- naş). Kadıköy eski İskele caddesinde : (Sotraki), Kadıköy — Yeldeğirmeninde : (Üğşler). üsküdüar Selimiyede : (Selimiya), 12.80: Plükla Türk müsikisi. 12560: Havi' dis; 1308: Plâkla hafif müzik. 13:25: Muhif” Nf plâk neşriyatı. Akşam neşriyalı : 18.30: Plükla danş musikisi, 19.30: Tana: Suad. Derviş tarafından. 20: Belma arkadaşları tarafmdan Türk musikisi Bbalk şarkıları. 2030: Münir Nureddin ve Il kadaşları tarafından Türk musikisi ve b garkıları, 21: Orkestra. 22: Plükla zololar, Tâ 30: Havadis. : . . Nizip Urayından: 2/ 10/1936 tarihinden 2/11/1936 tarihine kadar bir ay müddetle ka- pahi zarf usulile eksiltmeye konulan ve bedeli muhammaeni 2980 Hira olan Nizip kasabasının halihazır haritasının ihalesine mezkür günde talip zühur etmediğinden 17/11/1936 sah günü saat 14 de ihalei kat'iyesi icra edik mek üzere 15 gün müddetle temdit edilrfiştir. 2490 sayılı kanun ahkârm göz önüne alınarak ve harita Nafin Vekâle- tince yapılan şartnameye uygun bir şekilde olacağından taliblerin mezkür İstanbul Kültür Direktörlüğünden: Birinci Kânundan itibaren de talebe alınacakir. 2 — Pansiyonun yıllık ücreti 80, iki aylık ücreti 20 liradır. Büyük tatil de okulda kalacaklardan ayda 12,5 lira almır. 3—leııkveiıü—h—ıl-k'—ı—lıin(“m