EDEBİYAT RÖPORTAJI Şair ve Romancılarımız bu sene bize neler okutacaklar ? Ankarada at yarışlarının altıncı haftası bitti Hükümet erkânımız y;şlnrla yakından alâkadar oluyorlar, bütün Ankara Hipodromda toplanıyor, Bahsimüşterek hayli müşteri çekiyor —— R Z Seyyar kitapçı, Mehmet Reşat, Derviş Suat, Nâzım Hikmet, Kara Davut önümüzdeki neşriyat mevsimi için neler hazırladıklarını anlatıyorlar ? la Kemal Tahir İ tapçılara bugünlerde daha okkaya bir| dığımı soracaktım.. ıni» okudunuz l İ şey çıkarmamışlar.. Okkaya ne çıkar-| , .—. Hazır.. »mek, şimdi de bana so- — Sen de okudun mu? — Kemal Tahirin neye imzası var? Bu iş Kemal Tahire verilmişti. Ke- Tahir işi beceremedi. Yerine ben Yatım.. Fakat aramızda anlaştık. Rö - Ve gene onun imzasile çıkacaktı.. ben bu meseleden kimseye bahset- Tülyecektim, Sözümüz sözdü. Fakat bu sözü Ke - Mal Tahir bozdu. Hizmetime mukabil bir kahve ısmarlıyacaktı. Ismar - a O sözünü tutmadığı için ben de sözümü tutmüyor, sırrı ifşa ediyo - Tum, Gazetede çıkmıyan Kemal Tahirin Yaptığı röpurtajı da aynen yazıyorum. * ,.ql—ınin neşriyat müdürü bana bir için di: Romancılarımızın bu mevsim eler hazırladıklarını soracaktım.. « Tayyare cemiy aki dar sokağa süptım... Adamın biri yere kitaplar yaymıştı. , dedim, konuşmam lâzım ge- len adamlardan bi anına sokuül - dum, o seslendi; — Bayım bu - yurun, Kerem ile Asli var, külliy: tı letaif var, yir- sen burada — Bir şey soracaktım: h; Sor bakalım; bu cadde Sirkeciye » Yurakı doğru gidersen Şehrema - çıkarsın.. — Soracağım bu değil, önümüzdeki için neler hazırlıyorsunuz? — Neler hazır ğım, baktım ki « YILDIRIN VE Yazan: ŞİMENDİFER. F. MİNİMİN aşltan aşağı donan - € atsan yere düş- glden tramvaylar Hele Sultanahmet bir şeydi. Meyda - yani Alman çeş - da taht kurulmuş - sabahtan tahtın et - H Yürümüş olan halkı geri çekilme- davel y liyorlardı. Vakxt öğleye doğru' idi. Bir boru se- düyuldu. Padişah geliyordu. Bütün © tarafa çevrildi. Yıldırım Be - & £ | birlikte sa bahtımıza. Kendisine teşekkür edip ayrıldım. Mehmet Reşat: Bir romancı adı düşündüm, aklıma * Fakat ne Reşattı. Reşat Ali, Hayır — bunlar değildi... Düşün - Ğ düm, düşündüm // nihayet buldüum: &) Mehmet Re « şat. Tü kendisi.. Mehmet Reşat ola - caktı. Bir tütüncüye sordum: şadı nerede bulabili - rim? Tütüncü yüzüme baktı: — © çoktan gitti. — Nereye gitü?. — Öbür dünyaya — Vah vah vah.. — Neye acıdın? — Kendisile bir mülâkat yapacaktım da.. Ne yapalım Mehmet Reşat yok - tu. ABaşka bir muharrirle mülâkat yap- ma ğ | Derviş Suat: Derviş Suatla mülâkat yapardım.. ğ Eski bir tekkenin | "ıı*, kapısını çaldım. L — Derviş Suat N burada mı? Kapıyı Açan yaşlı bir kadın güldü: — İlâhi çocuk dedi, Derviş Suat burada ne ge- zer.. Tekkeler ka- pandığını sen da- ha hâlâ bilmiyor musun? Nâzım Hikmet: Derviş Suatla konuşamamıştım. Nü- ..?ğ Si “İzan Hikmetle bir konuşayım, dedim.. Aradım, ara « dım, nihayet bul- dum. Nuri usta - nın oğlu Ömerle Meser - ret kahvesinde o- turmuşlar, — çay içiyorlardı.. — Merhaba üs- tadım. — Merhaba dâ- hi, ne istersin ba« kalım.. Çay mı, kahve mi? — Ne çay, ne kahve.. Neler hazırla- BUHTUNNASIR İ ELLİ Tefrika No, sız || yazıdın bindiği at göründü. Tramvay durağından sola doğru kıvrıldı. Tam taht yerinin önüne geldiği zaman ve - zirler koşuştular, Yıldırım Beyazıdın arkasında iyi bir terzi elinden çıkmış olduğu yeknazarda belli olan bir jaket atay vardı. Her zamanki kırmızı fesi gene başında idi. Yıldırım attan indi. Vezirlerile bir - likte tahta yürüdü. Tahtın üstüne bağ- daş kurup oturdu. Meydanm etrafına konulmuş olan hoparlörler yıklırımın geldiğini ve biraz sonra merasimin başlıyacağını ilân ediyorlardı. Osmanlı tarihi o gün yeni bir hâdi - Dazır dazır.. Ne ki?.. Peki! Hazırladım şimdi Kimdi? Bunu bana soran.. — Ben soruyorum-üstat. — Üstat. Dedin tad var mı da bu işte İşte. Hazırladığım yumruk, Al sana bir tane.. Bahane ile yumruğu yemiştin Yanından: — Allaha ısmarladık.. Demeden ayrıldım. Kara Davut: Kara Davudu hatırladım. Bir kere de ondan sorardım. Açık Söz garzete - sinde kendisini buldu: — Üstat Kara Davut zatıâliniz mi - siniz?, — Evet zatıâlim üstat Kara Davut, | ve dişi taylarıma mahsustu. İkramiyesi Köroğlu, Derli Deryalı benim.. — Bu mevsim için ne hazıriryorsu - nuz? — Hangi mevsim?. Wz YA — Hangi mevsim olacak, önümüz - deki mevsim. — Ha anladım, On çeki odun, bir kaç yüz kilo kömür.. Kâfi değil mi? — Kâfi üstadım. — Öyle ise senin de sorgun kâfi! Daha başka romancılarla da konu - şacaktım amma.. Hiç birini hâç bir yer- de hulamadım.. Kemal Tahir Kopya eden Mizahçı seyle karşılaşıyordu. Yıldırım Beyazıt |kan haberin bir hakikat, olduğunu ve | ye bitkin bir halde dizleri Çaldıran meydan muharebesinden ga- Hp geldiği için Buhtunrasırdan hilâ- feti alacak, vesmen halife ilân edile - cekti. Fotoğrafçılar mütemadiyen resimler Hipodromda tribünler ve yarış Ankara 8 (Husust) — Yarış ve ıslah şencümeninin hazırladığı sonbahar at yarışlarımın altıncısı pazar günü hipod- romda yapıldı. Başta Başbakanımız İs- get İnönü olduğu halde Adliye, Hari- ciye, Maarif, Ziraat vekillerimz Şük- Tü Saraçoğlu, Tevfik Rüştü Aras, Saf- fet Arıkan, Muhlis Erkmen ve daha börçok tanınmış zeyat hipodrama gele- vek yarışları takip ettiler. Alan, geçen haftalara nazaran daha balıktı. Koşular programa göre in- fizamla yapıldı. Birinci müsabaka: Hendikaplı üç ya- şındaki yerli yarım kan İngiliz erkek 445 lira idi, biri Bayburdu kazandı İkinci koşu: Ü. taki haliskan İn, iliği Fevzi Çakmağın e daha yukarı yaş- at ve kısraklarına ları takip eden Ankaralılar mahsustu. İkramiyesi 300 Hra idi. Bi jmüsabakalarda birinciliği Halim Sadı din Sund And Air'i kazandı. Üçüneli koşu: İki yaşında ve koşu ka zanamamış haliskan İngiliz erkek ve d ği taylarına mahsustu. Bu müsabakı 2600 metre üzerinde idi. Bay Şabanış Bozkurdu kazandı. Son koşu: Üç yaşındaki y kan Arap haliskan Arap erkek ve dişi taylara mahsı âuda Ahmet Ağanın Payzası birinci gel i. Koşular'da bahsi müşterek ğ Ankara at koşularında bahsi müşte rek üzerinde oynayanlar hayli artmışı tır. Bahsi müşterek fevkalâde rağbel görmektedir. Hipodrom, Ankara halke nın toplandıkları en iyi seçilmiş bir yeş olmuştur. .. Atletizm Federasyonunun Güzel bir kararı Ankaradan ilk müjdeler geldi. Yedin gi Balkan oyunlarından geleli henüz o- tuz iki gün olduğu halde Atletizm Fe- derasyonu, Bükreşte yapılacak Sekizin- ci Balkan ayunları için elddi ve esaslı tedbirler aldı. Bugüne kadar alışık olmadığımız bu Akabilt mesai hiç şüphe yok ki her kes- ten evvel bizi memnun etmiş otdu. Atletizm için hemen her devirde o | kadar çok vaitler duyduk ve o kadar püyük ümitlere kapıldık ki bugüskü hareketin çok ciddi olduğunu bitmeşek kulaklarımıza kadar gelivermiş olan bu müjdeye bile az kalsın inanamıyacak- dik. Memleket atletizmi İçin beraberce emek sarfettiğimiz, bu aporun selâmeti jçin gece gündüz bir arada mücad » ettiğimiz ve nihayet başbaşa kaldığı muz günler bile, bir tek fikir, yalnız bir tek düşünce etrafında hep bir gaye için uğraşıp didindiğimiz ve bugün de At- letizm Federasyonu ikinci reisliğine ge tirilmiş olan eski atlet Şinasi Reşkdin Ankara gücü Çankayayı yendi Ankara, © (Hususi) — Ankaranın et, ymühim oyunlarından biri olan Çankak arasındaki futbol müh bir kalabalık önündü yasında bugün oynandı Çankayanın hücumile başlayan oyuz Ankaragücü müdafaası önünde kırıld' Buhnun üzerine derhal kendini toparlı. yan Güçlüler 8 inci dakikada ilk golü ragücü bi yaptılar. Ve devre bu suretle y İkinci devrede Çankaya takımı daliş güzel oynadı. Fakat beraberliğ l__emh! edernedi. Oyun 2 - | Anka Jehine bitti. Çankay Gazi, Kâmil, Nihat, Müustafa, Venson, Hayrullah, Fual Ömen 1 Fethi, Musa, Semih, Env F gar, Fahri, Hamdi'den terekküp etmlşk ti. Selim Tezcan — İde içinde bulunduğu bu işte, artık çı- kulaklarımıza kadar gelen her hava- disin tahakkuk etmiş bir iş olduğunu | imanla kabul ediyorsa, atletizmin sene lerden beri ihmal edilmiş dertl: «inden * Ğ zerine y ğ tısıtna Uğ ğılıp dakikalarca kalp ?İP'" tn amamış, ne bileyim, hülâsa bu işi yap n z n bir atletin can damarı ş edinerek halletmelerine yoktu. * plan bu işi, £ Maçı Kemal Halim idare etti. Üre biri, hattâ birincisi mevsim içinide ya-| etbette imkân alıyorlar, gazeteciler günün haberini | Pilacak müsabakaların şekil ve tarihle. gazetelerine bir an evvel götürebil -| rinin tesbit edilmemiş olmasıdır. mek için birbirlerile âdeta yarış edi -|. Uzun seneler zuhurata tâbi olarak Gelişi güzel, hattâ ayaküzeri hazır « Janan müsabakalar neticesidir ki, Atx İ ğ ökleşmiş bir letizm memlekette - kök ; kil alamamış, atletler de boş geçen bul. yorlardı. İyapılan Atletizm müsabakaları için ne Buhtunnasır da gelmişti. Mağlüp ku- mandan Yıldırımın tahtının önünde a-|' yakta duruyordu. Başında demir - bir miğfer verdi. Miğferin üstünde Roma imparatorlarının kartal arması pıril pırıl yanıyordu. Kızı yanıbaşında idi, Bu bütün dün- evvel Pariste yapılan güzellik müsa - bakasında birinciliği kazanan kız şim- di Sonu gelir amma bu kadarı kâfi, ler çektiğimizi biz biliriz. min en çok içine gir- ât adamları bile bu der- umuz çin bir acı, hattâ ,bir yara olduğunu görememiş, sezeme- miş olduklarını yoruz. Bütün bir mevsimi muhtemel! müsabakalar için form altında geçirmek ne demekti Bunu çivili papucu giymemiş, bir mü-| zu ettiğimiz en iyi işlerden biri yapılır | — sabakaya hazırlanmamış, rejim yapmâ | ve bu büyük derdimiz de bu suretle mış, bir yarışın hareket hattında atı -| dörtbaşı mamur bir şekilde doöstu dü, lan tabancanın sesini duymamış dözt | düşmanı da tatmin edecek bir halde yüz metrlik bir Efordan sonra yorgun İ halledilmiş olur. Ömer Besim günler içinde form tabir em'ğimiz ert hassas vaziyetlerini Tüzumlu lüzu! sarfedip durmuşlardır. j P) Federssyonlar arasında yapılacak iyi bir teşriki mesaiden sonra Atletizm fe- derasyonu mevsim için hazırlamak iste kadarlara bildirirse senelerden beri aP aragücü 17 inci dakikadi — wunüı__ diği programı tesbit eder, ve bunu alâe |