< y e , * olursa İngilterenin bunu yapmaktan Sayfa 2 Hergün A'ıırupan; ;ıar;ı ve sulh Mukadderatında İngilterenin rolü ç —Yydozan: BMuhittin Birgen' s devlet züm çarpan — hareketli on günlerde mul şekil faraza İspanyadaki kunacak bir tek kıvılcımdar Avrupa- yangını çıkabi 1 düşün: | memek imkânsiz oluyor. Fakat, işlerin | bir de başka tarafı var: Acaba, Avru- pada cereyan eden bu işler hakkında İngiltere ne diyor? Büyük bir sür'atle silâhlanan, bir yandan mevcut eskimiş silâhlarını değiştirirken bir yandan da bunlara yenilerin! ilâve eimek sureti- le kuvvet varlığını belki de birkaç mis- Ni arttırmakla meşgul olan İngilterenin rAvrupa işlerinin Aalacağı istikametler üzerinde tesiri elbet harbe veya sulha doğru gidiş hareketini bir dereceye ka- dar idare edeceği muhakkaktır. * Acaba İngiltere ne düşünüyor? Bu merak verici suale doğru ve kat'i bir cevap vermek, hattâ bugünkü İngiliz hükümetinin başında bulunan muhafa- zakâr fırkasına mensup mühim şahsi- yetler için dahi kabi! olmasa gerektir ki, onların arasında da muhtelif siya- set temayülleri vardır. İngiltere siya- setinin hakiki yapıcıları İngiliz devle- tinin birkaç mühim müessesesinin bir- kaç mühim dairesidir. Bunlarıf ne dü şündüklerini bilmek kimseye müyes- ser olamaz. Fakat, şurası cihanca ma- lümdur. ki bütün şu —Avrupa sahnesinde oynanan siyaset oyunu, bü- ştün şu diplomasi cambazlıkları, bütün hazeketler, hep İngilterenin karşısın- da yapılır: Avruanın muhtelif memle- ketlerini idare eden herhangi bir baş, Milletler arası siyasetini alâkadar e- den herhangi bir mesele üzerinde her gün bir hareketi düşünür, tasarlar ve yaparken mutlaka zihnini İngiltereye teveccüh âöden düşünce kısmı, en bü- yük yeri tutar. Bu bakımdan denebilir ki çok uzun bir zamandan beri Avru- pa, sahnede oynamış, İngiltere İse ku- Tiste oyunu idare etmiştir. Dönüp dola- şıp herşey Avrupada onun istediği ta- rafa doğru gider, Bu gidişte bazan İn- Biltereyi mağlüp olmuş gibi gördüğü- müz zamanlar da vardır. Fakat, işler, dünya nisbetinde kararlara varacak şe- Resimli Makale Bazı adamlar vardır, mütemadiyen servetçe kendilerinden yüksek olan- lara bakarlar, iç çekerler, niçin onla- ra benzeyemediklerini düşünürler, kendi kendilerini bedbaht ederler. Bazı adamlar da vardır ki, fakirdir- ler, sıkıntı içindedirler, fakat içleri ferahtır, zamanı olur kendilerini mes- ut görürler, çünkü kendilerinden yu- karıda olanlara değil, aşağıda olanla- ra bakarlar. — ——— —— SÖZ ) Saadetin sırrı yağmurlu bir günde, kalabalık bir tramvayda giderken, geçen muhteşem otomobillerin için- dekileri değil, eokakta yalın ayak yü- rüyen, soğukta titreyen zavallıları dü şünmektedir. ARASINDA ) Amerikada bir yenilik:|'“üarnaim; B yaımı * Kadınlar yelkenli HERGÜN BİR FIKRA Arabalar kullanıyorlar|| Sormak, kabahat! Şimdiye kadar denizde yelken a- çıldığını bilirdik amma karada da yel- ken açıldığını görmemiştik. Son gelen Amerikan gazetelerinin birinde gördü- killere girdikçe nihayet görürüz ki her ğümüz şu resim, Amerikada çarşıya, şey daha ziyade İngilterenin istediği is- pazara giden bayanların yelkenli hu- tikamete doğru gitmiş ve onun istedi- ği neticeye varmıştır. İngiliz İmparatorluğunun büyük mad di ve mânevi servetlerine dayanan bu siyaset kuvveti bugünlerde hep sulhlen bahsediyor. Bu, harbin yakın olmadı- “ğını gösteren kuvvetli bir delildir. Bir zamandan beri Almanyada göze çarpan sükünet, müstemlekecilik propaganda- sının birden bire duruşu, Polonya Ha- riciye Nazırının Londraya seyahati gi- bi hâdiseler gösteriyor ki Avrupa mil- letleri kendi aralarında ne düşünür ve ya yaparlarsa yapsınlar, bir gözlerile de öteki tarafa bakmakta, İngilterenin çehresindeki mânaları tetkike ehemmi. yet vermektedirler. Her kim ne yapar- sa yapsın, İngilterenin istikametini gür meden karar verecek değildir. Madem- ki bugün İngiltere sulhten bahsediyor, şu halde hükmedebiliriz ki yakın bir zaman için bir harp, ancak, herhangi bir barut deposunun kaza eseri olarak patlaması mahiyetinde birşey olur. İn- giltere, sulh istiyor, çünkü silâh kuv- vetini arttırmaya mühtaç olduğunu an Tamıştır. O, bir taraftan sulhü uzata- cak, bir taraftan da silâhlanacaktır, A- ra yerde sulhü, İngiltere için faydalı olmasa bile, hiç olmfazsa zarar vermi- yecek bir istikamette uzatmaya imkân çekineceğin! zannetmeğe sebep yoktur. Bugün harbin hiç bir tarafta dostu yok- tur. Hülâsa, Avrupa ve cihan işlerinin alacağı istikamette, bilhassa Avrupa- dan harp veya sulh mukadderaltında İn- gilterenin oynayacağı rolün ehemmi- yeti çok büyüktür. O ise henüz ahvali yakından takip etmek ve kâh tazıya #tutl» kâh ta tavsana «kaç'» demekle meşgüldür. Sulha karşı büyük bir dost- hissi beslediklerini her sözlerile te- n Çi d İ susi arabalar vasıtasile hiç yorulma- dan işlerini gördüklerini anlatmakta- dır. Dünyanın en güzel kadınını arayan milyarder Amerikalı bir milyarder, dünyanın en güzel kadınının adresini kendisine verene büyük * bir para vaadetmiştir. Bü haber dünyanın her tarafinda du- yulmuş. Ve bir çok kimseler bir çok yerlerden milyardere en güzel tanıdık- lart kadınların adreslerini bildirmişler- | dir. Bu kadınların içinde hakikaten bi- | zim de güzel diyebileceklerimiz olru- ğu gibi bir dudağı yerde bir dudağı gökte zenci güzelleri, derisi üzerine bıçakla resimler yapılmış Avusturalya- güzelleri de vardır. yit eden İngiliz devlet adamlarının bu sözlerinde samimi okduklarına tama- men inanırım; ancak sulhün İngiltere- ye hiç olmazsa zarar vermemesi lâzım- dır, İş böyle oldukça sulh devri de u- zayacaktır. Muhittin Birgen arabası, Sirkecide bir yük arabasile ça gün, birçök yerlerde eşine rastladığımız şekildeki .hafif çarpışma neticesinde ne tramvay arabasının cilâsı, ne de yük arabsamın kenarı aşınmıştır. Fakat Je diyemediğimiz temasın bütün zararını da halk çekmiş- tir. Çünkü hâdise mahalline memuürlar gelip te kazanın İSTER Ayni zamanda, Kültür Bakanlı - gının yüksek memurlarından olan tanınmış bir muharririmiz Anado - luda bir tetkik seyahati yapıyordu. Bir gün, mühimce bir şehirde si- nemaya gitti. Oranın âdetlerine vâ- kıf olmadığı için, yer gösteren ada- ma sordu: — Burada sigara içilir mi? — Hayır, bayım! Yasaktır! — Peki amma, bu yerdeki izma - ritler nedir öyle ise? Adamcağız yere baktı ve lâkayt bir tavırla omuz silkerek: — Onları, sormadan içenler at - mış olacak, bayım! dedi. Rişard Ştrav'se Altın madalya verildi * Londranın Royal Filarmonik Cemi- yeti konserinde, meşhur bestekâr Ri- şard Ştravs'e bir altın madalya veril- miştir. Böyle bir tevcih yüz senedenberi ilk defa olarak — yapılıyormuş, Buna mukabil Rişard Ştravs de, bestelediği yeni bir operetin ilk sayfasını cemiye- te hediye etmiştir. Mısırlılar televizyona vakıf imişler Mısırda tetkikatla bulunan bir â- lim, eski Mısırlıların televizyonu keş. fetmiş olduklarını iddia etmiştir. Âli- min böyle bir iddiada bulunmasına se- bep eski mezarlardan birinde gördüğü taş üzerine yapılmış bir resmin aynen şimdiki televizyon âhizeleri biçiminde olmasıymış! İSTER İNAN İSTER İNANMA! Bundan iki gün evvel, 103 numaralı Fatih - Beşiktaş | mahiyetini tesbit edinceye kadaz tam yirmi beş dakika geçmiş, ve, yirmiden fazla araba, biribiri arkasına birik- * Arabaların birikmesi, vak'ayı görmiyenler arasın- da kaza şayiaları çıkmasına sebep olmuş, ve bu yüzden Sirkeci muhitinde bulunanlar hayli telâşlanmışlardır. Bu vaziyet karşısında, masına kâfi derecede dikkat olunabildiğine artık: İNAN İSTER İNANMA! rpışmıştır. Bu, her Mmişti t bu adına kaza bi- ÜÜi $i cti Döelde ll ee Üİ Üü Yaeklleri 5 Otomobil kazalarına Karşı yeni bir tedbir: Omuzlara konan ayna Son zamanlarda otomobil kazala- iıntn artması üzerine yalnız önünü de- gil ayni zamanda arkasını da görmek isteyen İtalyalı bir adam, koluna tak- tığı bir ayna ile arkadan — gelebilecek tehlikeleri de görmektedir. Aletin ismini bu genç İtalyan (20 inci asır tehlikelerinin can kurta- ranı) tesmiye etmiştir. e Çin kadınları Dansingde Çinliler fevkalâde müteassıptırlar. Kadınlarını kolay kolay sokağa çıkar- mazlar. Ayaklarını demir papuçların içinde büyüterek zavallıları kırlar, Son zamanlarda bu taassup, ya- vaş yavaş ortadan kalkmaktadır. Bun- dan dolayı Çin kadınları ve kızları memnuniyetlerini beyan etmek üzere mütemadiyen dans etmekteler imiş. Şanghayda meyhane kadar bar açıl- miş, Ve dünyanın bir çok yerlerinde henüz tatbik edilmeyen (Taks Görl) sistemi orada tatbik ediliyormuş. Greta Garbo başını dinlen- direcek yer arıyor Meşhur sinema artisti Greta Gar- bo büyük bir keder - içindedir. Holi- vutta oturmaktan, kalabalıktan dola- yı, hoşlanmamaktadır. İsveçte ise bü- tün millet kendisile iftihar ettiği için gene rahat/ edememekte, her gün çeşit çeşit ziyaretçileri kabul etmek tetırar rında kalmaktadır. Bunun için Fransada Normandi- yada dünyadan alâkasını kesmiş bir yerde bir şato kiralamıştır. Bu kışı ora- kda geçirecek ve başını dinleyecektir. şehirde seyriseferin inkıtaa uğrama- Kiğra, —— v ae a &P S DA p0 S DU NC AÇ CIR Gi » | yol arkadaşlarıma teveccüh ettim: Ko- alil bıra- | İkinciteşrin 10 ,' Sözün Kısası Maddi ızlır;p.. Manetvi ıztırap.. A iki tane Gündüz. olduğu içi: da başka türlü bir güzellik a! nadolu yakasındaki İst. 1 seyrede ede İzmite kadar geldim. Burada, birazdan gözden kayhede * cek olduğum denize son bir veda bit kışı atfettim. Bundan sonra manzatf değişecek.. Eskişehire kadar zengi fe bir tablat, sonra, Türkün enel jisini imtihan etmek için yaratılmış hi k sini veren step başlayacak. Rejimin yüzaklarından biri olan Çetinkayanın himemnetiyle azami der_'* cede kısalan bu Ankara yolculuğu güll düz daha zevkli oluyor. Bi herhangi bir iş takibi için de; iştiyakı ile yola çıkmış olanar biraz Gi o yurdun köşe bucağını gündüz gözl ile görmekten hâüz duyarlar. & Böylece etrafa bakınıp giderken, tre* | h nimiz bir istasyonda iki tane yük ka* | a tarmın ara yerine kısılıp kaldı. Bu var |& ziyette uzunca bir müddet bekledik | Seyrine dalacak birşey bulamayıncAı ğ E. Talu nkara trenindeyim. Benim'e .ı_-ı'd kompartımanda, zeki, cerbezelli nuşuyorlardı. Delikanlının biri, ötekine sefesini izah ediyordu. Gençlik bu! na yakışan mevzu aşktan başka ne ola* | © bilir? t Uzak bir âşimaya dalr taze hir habef | ti işitiyormuş gibi kulak kabarttım: Tanl ş bu esnada, genç, sevginin, karşılıkll |T olmazsa, hâsıl edeceği mânevi ıztırabıll |& şiddetinden, bu-ıztırabın hiç mak'is olamıyacağından, maddi lardan hiç birinin, hiç bir vakit bu la ölçülemiyeceğinden dem vurmağlf |a başladı. © Pu Bu bahsi çok dinlemiş, pişkin bir a- dam kayıtsızlığı ile, o aralık kendi kendime şöyle düşündüm: ğ — Hey gafil çocuk! Sen bu sözlerine le kimi, yoksa kendini mi kandırmalt istiyorsun? Mânevi ıztırabın maddi 12- tıraptan üstün olduğunu sana kim söye ledi?, Şu dakikada hele blr dişinin ağ rısı tutsa, o zaman görürsün gününü! ll —mam Biliyor musunuz? 1 — İtalyadaki Lombardiya eyâale -! tinin merkezi hangi şehirdir?, 2 — Madagaskar adasi hangi yıldd Fransızların kolonisi haline gelmiştir? | 3 — Yıllarca Osmanlı devletini uğ* raştıran, binlerce Türkün kanına malo- lan Girit harbinin patlak vermesinlm sebebi nedir? (Cevapları Yarın) nn ğ * Dünkü Suallerin Cevapları: 1 | — Hippolyte Amazonların krali « çesidir. Yaptığı bir harfp neticesinde Hercule'e yenilmiştir. j 2 — Osmanlılara elçi olarak gelen | iki kadın vardır. Biri Uzun Hasan tas rafından Fatihe, ikincisi Gürcistan ta- rafından dördüncü Murada gönderil :« 3 — Rus ihtilâleisi Lenin, Simbrisk: | de doğmuş, 54 yaşında ölmüştür. Asıl ismi Vladimir Ulyanoftur. İ çatttf Bir pazarı midelerine indiren arılar Cenubi Rodesya'da Bulagngi cad desinde her haftanın bir gününde par zar kurulmaktadır. Geçenlerde gend böyle bir pazarda ahali ahş veriş içiri toplandıkları bir semtte müthiş bir arl hücumuna uğramışlar, pazardan kaç mağa mecbur kalmışlardır. Pazardi insan kalmadığını hisseden arılar teşt hir edilen şeker ve şekerli maddeler ür zerine konarak saatlerce yiyip içtikteli | sonra geldikleri yere gitmişlerdir. Arat — dan bir kaç saat geçtikten sonra geleri — pazarcılar malların hepsinin yenilip bir tirildiğini görerek hayret — içinde lml;, mışlardır.