10 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

10 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— FENNİ BAHİSLER. Ekseriya sabıkalıların Saçları dökülürmüş! * * 3 Şikago hastanesinin sertabibi, “Dımaği meşgu- liyet ile saç dökülmesinin alâkası yoktur. Saçların kırlaşmasını kedere ve teessüre atfet- mek de saçmadır ,, diyor 6 SON POSTA .Bizde Spor Ruhu! — Gülle atıcı İrfanın “İngilterede Spor Ruhu,, diye “Son Posta,, da yazdığı yazıları okuduktan sonra birde “Bizde Spor Ruhu,, diye bir yazı yazılsa, kimbilir yüzümüz ne kadar kızarır! Yazan: Ömer Besim |le bunların h-:li:uni; o 1“' larlar. Bu da da bur dığını görmek nasip||takım ant Tüzere düdük yerlerini aldıla de bir tanesinin bu fena hareketi âdeta huy miz niçin evakit nakittir. e ) devri bilenler çok iyi demişler, bilmiyorum | tanes bas i hafta oynanan Gi enzer bir vak'a ol ü Mister Booth ân ed saatte buşlamaması O| bir şekil almıştır ki, oyuncuların, mensup ol- dukları teşkilâtlo, halk ile, hakemle daki takımla âlay edecek k: haftaki maçlarda görmek m r Pazar günü üçle yapılacağı şiktaş maçı ancak Üç buçukta başladı. Sabahleyin yapılan lik maçlarının vaktinde ba: oyunlar sona doğrü yarım saat kadı tamam olr ği zerine keskin bi pti Uzaktan bir yette saha; nik t — karşıların- n oyuna başlayamad rdüklerini her sesi ile ikinci bir ih ilân edilen Galatasaray, Be-| üç beş î kışını esirgemediler. Bu oyuncu muradına ermiş, küçük dağları ben yarattım gibi bir eda ile hiç istifini bozmadan, “lütfen yerini al- Katil, hırsız, yankesiciler. arasında saçları dökülmüş olanların mikdarı namuslu kimselere nazaran hemen iki misli imiş. — Bunu Şikağo has- tanesinin sertabibi Dr. Paul A. 'l'hpmu söylemiştir. Dr. Paul, senelerini, cilt ve saç hastalıklarını tetkik etmekle geçir- miş, şehirde, köyde, ve hapishanelerde uzun tetkikler yapmıştır. Dr. Paul A 'Thomas Amerikan Veekiy gazetesinde yazdığı bir makalede fikrini şu yolda izah etmektedir: 3 «Kanuna hürmetkâr, dürüst ve na- muslu vatandaşların bir çoklarının da saçları dökülmüştür, onlar, sakm ken- dilerini sabıkahlara mahsus bir kana sahip olduklarını zannetmesinler, ka - bak kafalı olmak muhakkak, anadan doğma mücrim olmağa delâlet etmez. Şu izahattan soönra zannedilmesin ki, Baçları döken sebep, şahsın kafasında beslediği caniyane fikirlerdir.. Eğer böyle olsaydı, polisin işi çok kolaylüş- mış olur, ve yolda rastgeldiği, kabak başlıları derhal karakola sevkeder ve ieaplarına bakardı Saçları döken sebep uzviyetteki bo - zukluğun bir neticesidir. Ve ekseriya bu bozukluk insanın müâneviyat ve ru- hu üzerinde tesirler ika ederek şahıs- ları cürümlere sürüklemektedir. Kana- atimce, cürüm, marazi bir halin bir ne- vi tezahürüdür. Hapishanelerde yaptığım tetkikler neticesinde mücrimlerin ekserisinin hasta olduklarını gördüm. Bir ta- kım marazlar neticesinde ruhi delâlet- Yere uğradıklarını tesbit ettim. Mücrimlerin ekserisi ruhi âsap buh- ranlarına musaptırlar ve işte bu âsap hastalıkları da saç dökülmesinde birin- ci derecede müessirdirler. Muntazam bir hayat sürmeyen, se - fih tabiatli insanlar da hiç mücrim ol- madıkları halde ayni asabi sebepler- den saçlarını kaybederler, Bu sözlerimi de umum! bir kaide ola. e rak kabul edemeyiz. Dünyadan ellerini ayaklarını çekmiş olduklarını iddia e- den papazlardan birçoklarının da kafa- ları pırıl piril parlamaktadır. Şunu da ilâve etmek lâzımdır ki, saçların dökül- mesi üzerinde bakımsızl zaafı umu Minin ve çalışma şekillerinin de büyük tesiri vandır. Delilerde saç dökülmesi yüzde 35 dir ilarda yüzde 33, sanayi amele- zde 23, nakliye amelesinde ve bilhassa gemicilende yüzde 19, mühen dis, — gazeteci, — doktor, — muhasip 16, mağaza salıcılarında yüzde 15, tüc- carlarda yüzde 14, çiftçilende yüzde 10 san'atkârlarda yüzde 7, atleilerde yüz- de 3 tür. Dimaği moşguliyetin saçları döktüğü hakkındaki umumi! kanaat şimdi mev- zuu bahsettiğimiz istatistikten de anla- şılacağı veçhile iyen yanlıştır. Sanayi amelesinin saçlarının dökül- mesi, asabi hastalıklardan ziyade hava- larda uçan toz ve toprakların saçları pisleterek mesamatı tıkamasından ile- ri gelmektedir. ylülerin ve atletlerin saçlarının dökülmemesi, sıhhatlerinin olu- şundan ileri gelmektedir. Artistlere ge- lince, onların saçları temiz tutulduğu ve daimi bir ihtimama mazhar olduğu için dayanmaktadır. 20 yaşındaki insanlarda saç dökülme nisbeti yüzde altıdır, 21 ile 30 y sında bu nisbet yüzde elli beşe kadar çıkar. 30 dan 40 a kadar dökülme nis- beti yüzde dokuzdur. ve ondan sonra gittikçe azalır. Saçların dökülmemesi için kökün - den ustura ile kesmek usulünün hiç bir faydası yoktur. Bilâkis pisliklere ma- ruz kâlan başta mesamatı kâpatarak saçların dökülmesini teshil eder. He- yecan ve teessürün saçları beyazlataca ği hakkındaki zan da tamamile yanlış- tır. Saçlar da hayatiyetini kaybeden her uzuv gibi ecellerile ölmeğe başla- dıkları anda ağarırlar, iyi —a Bu üç kızdan Hangisini almalığım? Eğer yanılmıyorsam, buna benzer bir sualin karşısında, iki üç yıl ön- ©e bir defa daha kalmıştım. O za - man verdiğim cevabı. şimdi aynen hatırlıyorum, fakat mantık” ve mu- hakeme değişmiyeceğnie, bugün ve- receğim cevabın o günküne çok ben- ziyeceği muhakkaktır. Bu dela sual soran bir erkek okuyucum, İzmirli hangisinde, bunu tâyin edemiyorum. Hangisinin karşısındaysam onu se - viyorum, fakat ayrılıp da diğerile karşılaştığım zaman bu beri diğimi zamanı gelmemiş olmasa, böyle devam edip gidecek, fakat ak- Bi gibi seçmek mecburiyetindeydim ve tereddüd içindeyim.» sanıyorum. Karar vermek bu oyun * Üç kızı aynı zamanda seven erkel hiç birini sevmiyor, demektir. Ol Galatasaray, Beşiktaş maçının son ) içinde geçli En basit bi ama, affedi yapamamak kimin | yecek bir kusuru d menedemiyoruz. Oyuna geç başlama derdinin ayrı ve daha m bu işe gösterdikleri gev- de hakem oyunculara Lü- müsabaka saatine mecburdur. Spor işlerimizin daha babayani idare edildi. acıklı bir tarafı da oyuncu şekliktir. Dünyanmn hiç bir y ilâkis, sporcu devirlerde maça tarlarının binkaç alkışını toplayanlara Fransada 7 milyon insan bisiklete binerken bazı şehirlerimizde halkın bu spordan — menedilmesi hayret edilecek bir iştir Olimpiyatlarda ve aşağı yukarı bir çok büyük müsabakalarda Fransız bi- sikletçileri en 1 dereceleri almak- tadırlar, biç olma adam sokmak birinciliğini € lar. Fransada bu spor büyük bir alâka görmüştür. 43 milyon Fransız içinde 7 milyon insan bi sızlar en küçük işlerini bile iki t lek vasıtasile görmektedirler. Gazete müvezzileri arasında birçok yarışlar tertip ediliyor, her sene her sı- nıf halk için sakaklarda, kırlarda, pist- lerde muntazam bisiklet müsabakala- rı yapılıyor. Birincilerle gazetelerde uzun uzadı- ya mülâkatlar yapıyorlar,- resimleri neşrediliyor. Her gün çıkan ve yalnız spordan buh seden Oto gazetesi birinci ve ikinci sayfalarını bisiklet hareketlerine ayırı- yor. Dünyanın her yerinde kapışılan bu in oyunculardan sonra çıkarak esadüf ederdi Bisiklet sporuna | ehemmiyet vermeliyiz 41 dakikası karanlık 'nü kendisini 'ama, herhalkde bu ratâsıdır, bilmiyoruz azmaktan kendimizi uymr de spor ruhu diye raf- | zümüz kızarır He Mill Ankara, (Hususi) — Umumi merkez i olantıda Berlin Olimpiyadı mas İkinci bir top- e işi görüşülecek- tir. Milli küme meselesi hakkında An- karada yepyeni bir cereyan vardır. Bi- jrinc, kümede on iki klübü olan İstan- bul milli kümeye dört klüp verdiği hal- an ve sekiz klübü bulu- nan Ankaranın Milli kümeye iki klüp vermesi orlaya yeni dedikodular çıkar mıştır. Ankara sporcuları milli küme işinde futbol federasyonunun muâay- yen bir nisbet dahilinde hareket etme- diğini ileri sürmektedirler. İstanbul ta- ikımlarının Ankarada aldıkları bozük gazete gene bisiklet yazıları sayesinde fevkalüde çok okunmaktadır. Bu hareketten Pransız hükümeti de mühim bir istifade temin etmekte ve ber plâkadan 12 frank afarak 84 mil- yon 764 bin frank varidat elde etmek- tedir. Fransada küçük, büyük herkesin bi- İngiliz antrenörün bu zi henüz görüp — Rorma: şaşmış ve sonra da bu işe bir h Kembriç Üniversitesinde tahsilini y gülle alıcı İrfanın «İngilterede spor ruhu» diye zıları dikkatle okuduktan sonra fırsat düş i Küme Ankarada da beğenilmedi (İstanbul klüplerinin aldıkları sonra, Ankaradan Milli Kümeye yalnız iki klübün iştirâki haksızlık telâkki ediliyor. nda ne düşündüğü- m için bilmiyorum ruhiye dolayısile evvelâ ayli sıkılmış olsa gen . pan bi emektat yazdığı ya- e de bir de hiz- bir yazı yazılsa, Kimbilir ne kadar yüs garip hâleti Ömer Besim projesi fena neticelerden dereceler bu küme işi üzerinde mühim meselelar çıkaracağa benzemek! Ankarada bulunan Harbiye tak: bölcülerinin Muhafızgücünde Pları da ayrı bir mesele olara çıkmıştır. Bugün Ankarada Harbiye, Muhafızgücü, Askeri - Sanayi, Askeri Baytar, ve Kırıkkale gibi teşekküllerin bir arada yeni birlik veya turnuya ya- parak birleşik hakle karşılaşmaları fik- ri üzerinde yeni bir cerayan . Spor teşkilâtı talimatnamesine göre askeri birlik kurulması icap etmekte- dir. Bu mesele umumi merkezde görü- şülerek halledilecektir. Selim Tezcan fut ynama- ayö siklete binmek suretile spor yapması bem maddi ve hem de müânevi ve bes deni birçok faydalar temin ettiğini gör dükçe, bazı şehirlerimizde halkın bi- Biklete binmekten menedilmesi hüyret edilecek bir iştir. Cehti Şahingiray Bay Ahmet Ragıb diyor ki: Kızlardan birincisi mavi, ikincisi elâ, üçüncüsü de siyah gözlü. Boy bosca ve tahsil itibarile aralarında hiç fark yok. Para bakımından da yekdi ine müsavi sayılırlar, Ben bunlardan her üçünü de ala- bilirim. Fakat gönlüm içlerinden yucum belki garib görecek, fakat kendisine bu üç kızdan hiç birisine bağlanmamasını tavsiye edeceğim. Kendisi için izdivaç çağı henüz gel- memiştir. Bir müddet daha ağlenmi- ye ve avunmıya mühtaçtır. Bu za - manı geçirdiği zaman karşısına üç tane bir tek kız çıkacak ve onu ala - caktır. TEYZE Geçen hafta pazar günü Pariste Kolom p stadında İngilizlerin moşhur Arsenal takımile İstanbulluların pek iyi tan.dık ları Rasing karşılaşmış, ve maçın neticesi 8 - O Arsenalin galibiyeti ile neticelenmişli. Resmimiz Fransızların meş- hur kalecileri Rudi Hiden'in beşinci golü nasıl yediğini gö stermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: