Para buhranının bizdeki Akisleri birer birer Meydana çıkıyor Yazan: Muhittin Birgen eee Postanın çarşamba günkü on hasında, beynelmilel — para n bizde yapabileceği akislere niştim. Aradan henüz birkaç halde mühim meseleler kar- şısında bulunduğumuzu görüyoruz. Bunlardan birincisi şudur: İzmir ih- racat kendilerinin iş yaplık- ları mu para kıymetlerinin bir « denbire inmesi yüzünden çok fena bir Başkalarından — bahse- derken, söze ekseriya ha- fif bir tenkit ile başlarız, fakat bu tenkit biz farkına | varmadan dedikoduya in- kılâp eder, H Dedikodu o kadar sari © kadar müzmin bir has- ” talıktır ki, dı mi ardı arkası gelmez, sanın bütün ömrünce sürüp gider. SON POSTA MAHKEME Erkekler arasında, iş â- leminde başlayan dediko- dunun sonu da mutlaka işin bozulmasına gider. Ra hat etmek istiyorsak, de- dikodu yapmıyalım, ya - panları dinlemiyelim. Fakat dikkat edelim : Kadınlar arasında, kadın meelisinde başlayan dedi- kodu dajresini genişletir ce ekseriya alle yuvasının bozulmasına kadar gider. bir defa başla- mevkie düşmüşlerdir. İhracatın en ke-| sif bir mevsiminde yakalandıkları bu | -— fırtma, onlara büyük zararlar vere - cektir. Uğrayacakları zarar, gene p z le bir ihracat mevsiminde düşmüş ©- Jan İngiliz lirasının vermiş olduğu za- rarla nisbet kabul etmiyecek derecede mühimdir. Bu vaziyet karşısında, zaten bu sene incir ve üzüm fiyatları dolayı- sile de zararda olan ihracatçılar, hep bir araya toplanıp, hariçteki müşterile- rinden, satın alınan mallar bedelinin 26 Eylül tarihinden evvelki kurlar üze- rinden ödenmesini talep etmeğe ve bu talepleri is'af edilmediği takdirde sev- kiyat — yapamıyacaklarını bildirmeğe karar vermişlerdir. İşin fenalığı şurada dır ki bizim ihracatçıların müşterileri | olanlar da, kendi memleketlerinde İz- mirden aldıkları malları hiç olmazsa kısmen daha evvelce kendilerine mal olan fiyatlar üzerinden yaptıkları he- saplarla satmış bulunduk di onlar bizimkilerin tal edecek olsalar, kendi müşt! gı bizzat müşkül bir mevkie * Amerikada vergileri Protesto için sokağa Çıplağ çıkan kadınlar işecekler, ni külliyetli zarara bizzat onlar uğ- rayacak' ir. Bunun için zannetmiyo- ruz ki bizim ihracatçılarımızın karşı- larında bulunan ecnebi ithalâtçılar, bi- zimkilerin taleplerini kolayca is'afa ya- naşsınlar, Diğer taraftan, mesel ihracatçılarını değil, alel: racatçılarımızı alâkadar eder, Bunun için faraza İstanbul ihracatçılarının da İzmirdeki meslekdaşları tarzında bir karar vermeleri pek muhtemeldir. Şu balde, iş, aftık lflîn veya falan laîir lar ve sokağa bu tarzda çıkmışlardır. veya piyasanın, son para buhranı kar- Bu hâdiseyi yazan gazete şunu da şısında, harice yapılmış satış taahhüt- |ilâve ediyor: leri itibarile, alacağı vaziyet mesele - «Protestonun, tesiri herhalde müs- sinden çıkarak Türkiye ihracatçıları -|bet olmıyacaktır. Beşte bir vergi alan- nın, bu meselede alacakları vaziyel şek-|ların protestoyu daha şümullü bir şe- Dne intikal etmiş :luyon kilde görebilmek için vergiyi beşte be- - h shti Bu vaziyetin ciddiyeti çok âşikâr ol- ;ıcnikn;:;'îukulımelm de Htirmab e makla beraber bunun içinde gizlenen En uzun ve en kısa İsim daha vahim meseleler birdenbire göze 5 ğ çarpmıyabilir. Bunun için bu mesele-| — Hanalulu'da bir çocuğa babası 63 ler üzerinde bir Tâhza durmak lâzımdır. | harflik bir isim - takmıştır. Çocuğun Birinci derecede, ihracatın şu sırada | babasının adı çoçuğunkine tamamen zıddır. kismen olsun sekteye uğraması derhal Mahsul borsalarında fiyatların düşme- Babanın adı yalnız bir tek harfle yazılmaktadır. sini, sonra da bu keşmekeşin devami bazı mahsullerimizin - ve bu meyanda ğ imdili zi ümü n k tile, şimdilik bizim önümüze en tehlikelisi olmak üzere kolay bozu- :;kuı:: ve, î wıyı geç, halli matlup olan muammalar bunlardır. lan mahsul kısmının - satılamıyarak x m_üaıheuin bundan büyük zararlar görmesini intaç edebilir. Bu cihet, şim- Derhal söyliyelim ki bü muammalar hangi istikametle halledilirse edilsin, diye kadar satılmış olup ta sevkiyatı durdurulan mahsulün mikdarına bağ- bunlardan memleketimizin hariçle olan iktısadi münasebetleri itibarile hiç ol- hdır. Eğer şu dakikada henüz sevkedil- miyen mikdar hatırı sayılacak derecede | mâzsa manen pek çok zararlar husit- le gelecektir. Zararsız işin İçinden çık- ise bunun dahili piyasa üzerindeki le- maya imkân yoktur. Geçenlerde de söy- Amerikada (Müstakbel vergiler mağdurları cemiyeti) ismile bir cemi-| &. yet kurulmuştur. Orada kazancın beşte biri vergiye gitmektedir. Bunu protesto için genç ——— - © | Sinema yıldızı Kamilla Horn komünist iken kızlar elbiselerinin beşte birini yırtmış-| Faşist oldu SINDA *| Dünyanin en meşhur Falcısı zenci Lodia Nasıl zengin oldu? HERGÜN BİR FİKRA Cevap getirdiniz galiba? Geçen gün ölen, Osmanlı impa- Katorluğunun son sadrazamı Tevfik Paşa gayet ince nükteler yapardı. Hariciye nazırı bulunduğu sıra- larda, bir gün tanımadığı bir adam kendisini ziyarete geldi. Tevfik pa- şa, herkese yaptığı gibi, bu adama da nazikâne yer gösterdi ve ne iste- diğini sordu. Herif teklifsizce oturup, ayak a- yak üstüne attı, bir de sigara yaka- rak: — Beni tanımadınız galiba?. Fa- kat bilmem ki! hatırınızda mıdır: Bundan on sene evve | bana filânca zate hitaben bir mektup vermişti- niz?, Diye söze başlayınca, Tevfik pa- Şşa, en tabil bir eda i — Yaz?. Evet.. Evet!. dedi. Anla- Gım.. Siz şimdi 6 mektubun cevabı- nı getirdiniz galiba, değil mi? Resmini gördüğünüz zencinin ismi Lodia'dır. Ve istikbale —ait hâdiseleri keşfetmesile meşhurdur. Londrada ©- turur. Rivayetlere göre şimdiye kadar bir çok şeyleri evvelinden — bilmiş ve bilhassa bu bilgisini kendi menfaatleri uğrunda kullanmıştır. Ezcümle İngil- tere Kralı beşinci Jorj'un öleceğini sene evvel tarihile haber vermiştir. Lodia büyük piyangolarda — hangi numaralarda isabet vaki olacağını bil- mekte ve o numaraları satın almakta imiş, şimdiye kadar kendisine bir çok kereler isabetler vaki olmuş. Kadınlar çapkıa erkeklerden nasıl kurtulurlar? Vak'a Fransada geçmiştir. Genç bir kadın daima peşini kovalıyan çapkın bir erkekten yakasını kurtarmak için şöyle bir çare bulmuştur: Bir gün çantasına bir çok boncuk- lar koymuş ve çantanın bir yerini bir boncuk düşecek kadar söktükten son- ra sokağa çıkmıştır. Erkek gene peşi- ne takılınca erkeğe iltifat göstermiş, beraber yürümeğe başlamışlar. Kadının evvelden hazırladığı boncuklar - birer birer düşmeğe başlamışlar ve erkek her boncuk düşüşte yere eğilip boncu- ğu almış ve kadına vermiş, İki saat kadâr beraber dolaştıktan sonra erkeğin tahammülü kalmamış: Meşhur sinema yıldızı. Kamilla İçirkin bir elbise biçimi daha görülme- B erlinde — hayvanat «Mermer Salonu» nda geçen şam Alman modasi namına büyük süvare tertip edilmiş. Burada ittifaklâ beğenilerek birinciliği kazanan elbist, vaktile bizde Malakof denilen, küfe bi” çiminde geniş etekli, krinolin fistan © muş. Bu haberi: Alman gazetelerindE okuyup, resmini de görünce, uzaktâli uzağa kulağımın içinde eski bir şarki canlandı: «Karyolada yan yatışın..» «Malakof fistan sallayışın!..» ğ Bu acaip elbisenin Malakof tesmiyE edilişi, rahmetli anamdan duyduğuma, Eöre, bizim memlekette Kırım hartk zamanında intişar etmiş olmasındalk fleri gelmiştir. O vakit, Türk . İngili ve Sardenya ordularının müttefikan! kazanmış oldukları Malakof zaferinin hâtırasını bu süretle tebeil etmek mişler, Ben kendimi bilmeğe başlad neler bu moda çoktan terkedilm lakaflar ortadan kalkmıştı. —F: bu' kıyafetle çektirilmiş birçok kadın 104 toğrafları hatırlarım. Hattâ bir gün ki bir elbise dolabının içinde, b ra atılmış böyle bir fistan da gördüy düm. Bana öyle geliyor ki, m se< Ma- bunun kadar miştir. Kadının tabii zerafeti bu kı maştan fıçinin içerisinde âdeta lur. Bununla oturmak bir be Malakof, korktuğum gibi, yenide da olursa - zira insanların kaçıklığı- na payan yoktur - bir akşam üstü tüne- lin, tramvayların halini bir gözönüne getiriyorum.. Sonra o dapdaracık. ba - sık tavanlı modern otomobillere kadın- ların nasıl girip çıkacaklarını da ta - savvur ediyorum da kendi kendime — kahkahalarla gülmemek elden gelmi < yor. d Buna rağmen, çok korkârım ki bu moda taammüm edecektir. Çünkü zayıf kadınların boyuna her yerde makbul ve muteber olmsalarıni artık çekemiyen şişmanlar için öç al- mak zamanı gelmiştir. Malakof modası bu intikamı teshil edecek en mükem - mel bir vasıtadır. Biliyor musunuz ? | — Yeni Zelland adaları nerededir? 2 — Kristof Kolomb ve Müacellar dünyanın yuvarlak olduğunu isbat et- tikten sonra papaslar ne yapmışlar « dır? 3 — Güneşin döndüğü isbat edilmez- den evvel insanlar güneşi ne şekilde görürlerdi? 4 — Dolmabahçe sarayının mimar? kimdir ? (Cevabları yarın) *—.* (Dünkü suallerin cevabları) 1 — Hanolulu Büyük Okyanasta, Ha- sirleri ağır olur. İkinci derecede göze şarpan mesele de şudur: Para kıymet- n & g b z T LA *0 İlediğim gibi, bugün ticaret bir talih o- );rı':l:, îıı.ııı'ienbı)r:k âu'"u",'_ _kamsmd" yunu balini almıştır. Beynelmilel ti -|Horn şimdiye kadar komünist - iken ;,u';q ZL::':G 3 J::;ı Vaziyetleri ne | e münasebetlere hâkim olan bugün-|sön zamanlarda kanaatlerini değiştire- kütdir: Ama:_““”' "ı';ld“k'*“ *$i- İkü ruh devam ettikçe ne beynelmilel | rek faşist olmuştur. Ve faşistlere kar- Bi iesime b_._,“".. acatçılar bu sene, | mübadele tacirleri; ne dahili titaret er-İşı beslediği muhabbeti de son zaman- hemen hemen k'ztl:ıııilı:mıîarîmşıam:iİbnb: ve ne de müstahsil için iktisadi 'larda sırtına giydiği altı tane ipekli n z a KADEt- ği Tei . : aa üzur ve emniyete ır_nkân k’ıfm'“'s-'"'lpı)unıyı satışa çıkarmak suretile Bunua için gönlül iştiyor Kl hiç dcğüm'lemıiştir. Her pijama 260 Türk lirası- mâk mevkiine düşmüş- bulundukları | için acaba, ü i * i 2 için acaba, bugün para tahavvüllerile şu beynelakilel “mübadele' ficareti. Kık- e D K mani olsun hükümet kend! üzerine al * garhek n tahaddüs eden vaziyeti istişmar ede - HÇS vay adalarının ortasında küçük bir şe- hirdir. Havay adalarının merkezidir. 83 bin nüfusu vardır. 2 — Mitolojiye göre çiçekler ve bah- çelerin ilâhı Flor'dur. İlâhlardan Zefir ile sevişmiş, ilkbaharın anası olmuş - tur. 3 — Çiçek aşısımı Garba götüren 1716 senesinde İstanbulda bulunan İngiliz — İstemem, demiş, boncuk — topla- maktan bıktım. bundan sonra ne bon- cuğunu toplarım, ne de seni isterjm! En güzel kumbara Bir Fransız san'atkârı bir kumbara icat etmişlir. Bu kumbara bir uçuru- |mun kenarına konulmuş bir kaya şek- f““k_ ir taraftan taahhütlerini zararla sin ve böyle buhran zamanlarında kâ- faşistlerine gönderilmi: Tindedir. sefirinin karısı Ladi Montagu'dur. Bu — iladan - kurtulmak, diğer taraftan da rın da, zararın da mes'uliyetlerini ken- |ni olsun. Harp sonu iktisadiyatının bi- Ve kumbaranın üzerinde şu “yazılaşı Londrada !aîhık:nzı Büşleur 'baş © dahil piyasasını düşürmek gibi bir ti- di omuzlarına yüklenerek, beynelmilel |2i sürüklediği devletçilik böyle bir ne- | vardır: lanmaz müthiş bir isyan koparmış, hassa papaslar bunun büyük bir günâh U düşmemek isterseniz pa- Te olduğunu söylemişlerdir. ranızı kumbaraya atınız! ticeyi günden güne zaruri bir şekle sok- muştur. Mnllınm Birgen İSTER İNANMA! tuz ile karabiber ekerek öylece yediler. e) Biz uzaktan bu manzarayı seyrederken bu seyyan çlerdi. Yemekten sonra kavun getirttiler. Son derece | grupunun içinde ağzının tadını bilen kimse bulunduğu- l ğ li üzerine de | na inanmadık. Fakat okuyucu sen : ; Bemdü © hiç olmazsa manevi bir tazyik altı- Hai ol Si ypağlün. eli olan bu. Kayunes (ü FTT ten dışarı çıkarılmışlardır. Yulâf fiyas va almal; mıdır? İŞTER ıNAN lSTER ıNAN MA! t artmakta devam ederse bu - gidişle İğte; Giğer mMöstizlere henliz dokunma- | Lere e SÖT Te uf S ue rit DU LK lasi 5 eee ll l G İlPalltr at bakpiyacakıniş! €k ka- e mü taret manevrasına girişmiş değiller mi- ü İ v dir? Bu şekilde müîıle:ı r.d:ldığ: ]zcanîı'.m İJIIII.A Te lazr bi Mmesele büsbütün ehemmiyet kazanıyor. | Za Üçüncü mesele de şüdür: İhracatçı ların tuttukları bu siyaset karşısında | hükümetin mevkii nedir? Hükümet ih racatçıları bu yolda teşvik ve hattâ hi- | maye etmeli midir? Yoksa «zarar kârın ortağıdır'. diyerek ihracatçıları taahhüt lerinin ifasına sevketmek üzere btn'a İSTER İNAN , erkek sekiz kişiden mürekkep Amerikalı bir ah grupu dün Beyazıtta tanınmış bir lokantaya gel- Paristo at kalmıyor Yulâfın Pariste yirmi franktan yüz franga çıkması Paristeki atların büs- yük bir kısmının mezbahaya sevkine sebep olmuştur, Mezbahaya gitmeyenler de Paris-