: j : — di, hââââ.. — gibine yatarlar, onun önünde - sadık — bir köpek gibi kuyruk çalkarlar. Hem — hinde söz söyliyerek gurur taslarlar... — Bari benden güzel mi idi?.. — yanın en anlayışlı adamısınız?.. — mazel.. Siz de dünyanın en sevilecek “olmayınız... Sigara dumanı, — en nefis kokulu — mahsusada yapılmıştır... Durunuz, bir rada zevkimize bakalım. — bir koku yayılmıştı. Amorfiya, bir - /— safirinin karşısında pek fazla asabiyet — gösterdiğinden dolayı utanmıştı. ç Mden sonra, y : y SON POSTA Mehmedin Yeni Maceraları Son Posta'nın © kız ne oldu?.. diye sual etti. Fani, bu sözlere karşı bir kahkaha attı.. Ar- tık o koktu, Çöp tenekesine attım, ce- vabını verdi... İşte, zamane gençleri. Şimdi geliniz de bunların sözlerine ina- ninız, verdiğiniz sözde durunuz... Amorfiya, birdenbire yerinden fır- ladı. Kuyruğuna basılmış bir kedi gi- — bi cıyak cıyak bağırmıya başladı... Biraz evvelki nezaketi, terbiyeyi, za- rafeti unutmuştu. Bir elini kalçasına dayamış, diğer elile de mübalâğalı işa- — getler yaparak bağırıyordu: — Baunları.. Bu sözleri, Fani söyle- Demek ki, siz de işittiniz, öyle mi?.. Vay köpek vay... Ben kok- | muşum, öyle mi?.. Beni çöp teneke -| sine atmış öyle mi?.. Hoşt, köpek... CİBALİ ZİNDANLARI | zabıta romanı: 6Gİ ——— diden, memnuniyetle size vaadede * bilirim, dı. O kadar hoşlandı ki; derhal elle - rini çırparak: — Âzizim!. Yüz defa, bin defa, on bin defa yemin ederim ki, siz dünya - nin en cömert, en kibar adamısınız. Diye bağırdı. Bu takdirden memnun görünen Gâ- vur Mehmet, dizip dökmiye başladı: — Mükemmel, kamara.. Mükem - mel, yemekler.. En nefis, içkiler, Lâtif bir deniz.. Zannederim, mehtap ta var... Amorfiya, artık dayanamadı. Ye - rinden fırladı. — Aman.. Sus, dostum. Fena halde Daha dört beş saat evvel, balazda ö -İağzım sulanıyor. nümde kıvrım kıvrım — kıvranıyordu. Diye bağırdı. Ve kollarını, bu ki « Yakında Viyanadan yüz bin korun ge-|bar, âlicenap, cömert müşterinin boy- lecek. Bunları hep senin ayaklarının y dibine dökeceğim, diye yeminler edi- yordu. nuna doladı. Ve sonra; — Ah.. Belki, beni de bu hayattan Gâvur Mehmet, birdenbire Amor-| kurtarırgınız.. Artık; bıktım, usan « fiyanın sözünü kesti: —Ah, affedersiniz. İstemiyerek sizi müteessir ettim. Eğer bu adamın sizinle alâkadar olduğunu bilseydim. kat'iyyen bir şey söylemezdim.. Maale- sef, çok fena bir nişanlı intihap et - mişsiniz. — Nasil?.. Nişanlı mı?.. Asla.. Az- la.. Ona hiç bir söz vermedim.. Sadece gönlümü eğlendirdim. — Ah, matmazel.. Siz bu erkekle - rin ne kadar adi, ne kadar mahlüklar olduğunu bilmezsiniz. Hem bir taraftan bir kadının ayaklarının yalancı de, başkalarının yanında onuün aley- | — Alçak.. Rezil.. Namussuz.. Çin- gene... Yanındaki kadın nasıl şeydi?.. BL'Ne gözer aü müklli. Röroda büsi sizden güzel değildir. — Gördünüz mü?.. Canım kurban olsun, sizin gibi nazik adamlara.. A - zizim!.. Yemin ederim ki, siz; dün - — Ben de yemin ederim ki, mat - kadınısınız. Onun için, kıymet bilmi —i yen bir budalanın, böyle ahmakça muamelesinden; kat'iyyen müteessir ansanın —bütün teessürlerini dağıtmıya kâfidir.. | Alınız bakayım şu sigarayı. İskeçenin e tötününden — sureti de ben yakayım.. Hah, şöyle.. Şimdi,' bunların dumanlarını savuralım. Şu- Odaya, hakikaten tatlı ve mestedici dım, bu zevzek heriflerden... Diye mırıldandı... Tekrar kanape - sine oturarak başını arkaya dayadı. — Bakınız.. O kadar yorulmuştum ki.. Âdeta, gözlerim kapanıyor. Derken, derin derin esnemiye baş- ladı. Gâvur Mehmedin gözleri, sevinçle parladı. Bu Akşamki Program İSTANBUL 18: Dans müsikisi (plâk), 19,15: Muhtelif plâklar, 19,30: Çocuk şaati (hikâyeler) — Mes'ut Cemil tarafından, — 20: Çocuk Müsikisi (plâk), 20,30; Stüdyo orkes- traları, 21.30: Son haberler. Baat 22 den şonra Anadolu ajansının ga - 10: Haberler, İzetelere mahsus havadis servlal verilecektir. BUDAPEŞTE 19,30: Plâk konseri, 20,)0: Konferana; 21,30: İOrkestra könseri, 22,40: Haberler, 23: Çiçan |musikisi, 2 Cazbant. PRAG 1855: Müuziklli almanca neşriyat, 20: Ha- berler, 20,15: Eğlencell musiki, 21: Konuş - malar, 21,20: Johan Staussun opereti (Gece Kuşu), (Pledermaus), 243,15: Plâk, 23,30: Eğ - lenceli gece musikisi, BELGRAT 20,50: Radyo orkestrasi, 22: Halk şarkıla - Tı. 28: Haberler, 23,20: Konser nakli, 24: Danş plâkları. VİYANA (49,5$ metre kısa dalga): 20: — Haberler, 20,10: Konuşmalar, — 20,2$: — Şarkılı piyes, |22,40: Film bahsi, 22,10; Harp refakatile şar- kılar, 2415: azbant. BÜKREŞ 6.80: Sabah neşriyatı, 13,30-15: Plâk ve ha- ber servisleri, 19,03: Askeri müsiki, 2005; denbire kendini zaptedemiyerek, mi- — Lânet olsun, o alçak herife.. Eğer ona bir tek lâkırdı göylersem, bütün azizler beni çarp - sın... Artık bitti. Evet.. Zevkimize ba- kalım.. İstikbale ait şeyler konuşa - hm. Dedikten sonra; artık iyiden iyiye gözüne kestirdiği, milyoner misafirine sualler sormıya baslamıştı: — Odesadan ne zaman döneceksi - — ÖOn beş.. Nihayet, yirmi gün — © zaman burada çok kalacak mı- sınız?.. — Belki, üç gün. — Fakat, çok âz. — Ne yapalım, sevgilim?.. Alaca- ğam vapurları, Pireye kadar beraber götürmek lâzım. — Ah, ne hoş.. Kendi vapurunuzla — Beyahat etmek... — E, bu seyahati o kadar zevkli (_îbuluyorıınız: vapurumun en güzel, — €n süslü ve en rahat kamarasını; şim- L ÜN ASA BN SAD K e a YD L A Fot #L Konferans, 20,23: Kabare musikisi, 21,90: Or- kestra, 22,30: Spor, 22,45: Caz, 2345: Pran- sızca, almanca haberler. YVARŞOVA 20: Küçük orkestra konseri, 21,18: Uzak- taki yurddaşlara mahsus neşriyat, 22: Piya- no konseri (List Mozart), 23: Spor, 23,15: Hafif musiki, 24,15: Dans plâkları. € Eylül Pazar İSTANBUL 12,30: Muhtelif plâklar ve halk musikisi, 18: Tepebaşı bahçesinden nakll, 19: Haber- yer, 19,15: Muhtelif plâklar, 20: Muhtelif 80- lolar plâk, 2030: Stüdyo orkestraları, 21.36: Son haberler. Sant 32 den sonra Anadolu ajansının gaze- telere mahsüs havadi sservisi verilecektir. Muzadı. taaffün ve de- riyi takviye hassalarına malikiyeti Krem Perle. vin bugünkü göhret ve şümulünün — bariz de- lilidir. İsalsiz tezahüratda, ittihatçıların |gazap ve gayzini eskisinden daha fazla S Nasıl Son Posta'nın siyasi tefrikası t Demişti. Zaten istikbalcilerin adedinden ve / MUHALEFET doğdu, Nasıl yaşadı, Nasıl öldü? HT geee Amorfiya, bu tekliften pek hoşlan- İş bu kadarla kalsa birşey değildi.. Prens valdesi sultanın ikamet ettiği Kuru- çeşmedeki yalıya yerleşir yerleşmez bir takım ziyaretçiler sökün etemeğe başlamıştı ile - Osmanlı İttihat veTerakkt cemi- yeti ile birleştikleri zaman - programın- mürekkep olduğu cins ve milletlerden |dan tay ettiği, kemali memnuniyetle fena halde sinirlenmiş olan ittihatçılar bu sözler üzerine bütün bütün öfkelen- mişlerdi. — Görüyor musunuz?.. Ne yaptı, yaptı. İki kelime ile olsun, kendi prog- ramına reklâm yapmayı unutmadı. Diye, infiallerini birbirlerine ihsas eylemişlerdi. Adedi binleri geçen — istikbalcilerin hemen hemen onda sekizi, Rumlar ve Ermenilerden mürekkepti. Her iki mil- letin siyasi münevverleri, çok yaygaralı nutuklar söylemişler; istikbale ait ü- mitlerinden bahsederlerken, ince istih- zalarla malâmal olan cümleler kullan- mayı ihmal etmemişlredi. Hülâsa, prens Sabahaddin Bey; İs- tanbula tam bir (muzafler, meşrutiyet fatihi) gibi girmişti. Ve yapılan bu em- kin, teşdit etmişti. Hattâ bu aralık mühim bir mevki işgal eden bir zat, yanındaki arkadaşı. nin kulağına eğilerek: — Azizim!... Prens hazretlerinin, bu memlekette görüp göreceği rahmet, budur. İttihatçılar yaşadıkça, eğer bu adam da bu memlekette mahalle bek- çisi olursa, şu sakalımı bıyığımı kazı- tır, öyle gezerim. Demisti, merkezde idi. İş bu kadarla kalsa, bir şey değildi... Prens, valdesi sultanın ikamet — ettiği Kurüçeşmedeki yalıya yerleşir yerleş- mez, bir takiım ziyaretçiler sökün et- mişti. Bu ziyaretçiler de, Rum ve Er- meni patrikhanesine mensup bir takım heyetlerle, yine bu iki millete mensup, (siyasi münevverler) den iharetti. Bu münasebetle, iki taraftan da nu- tuklar söylenmiş; (teşebbüsü şahsi) ve (ademi merkeziyet) esavına müste- nit programdan bahsedilm'şti. (Meş- rutiyet)i çok geniş manasile tefsir eden bu program izah edilirken; ittihatçıla- rın bugünkü hareketleri, Abdülhamit devrinin kıpkızıl istipdadı derecesine indirilmekte idi. Abdülhamit hafiyelerine işden el çektirilmiş ise de, İttihat-Terakki maha- filinde (hafiyelik) en revaçlı br hale gelmişti. Ellerinden başka bir iş gelmi- yen bu san'at erbabı, cemiyetin iler gelet'zevatını ihata etmişlerdi... İşte bunlar, prens Sabahaddin Beyin ika- met ettiği yalının içini ve dışını tama» men abloka ederek duyduk'arı, — işit- tikleri, gördükleri, hissettikleri şeyleri; on misli mübaleğalarla süsliyerek cemi- yet erkânina yetiştirmektelerdi. İttihatçılar, evvelâ prense karşı hu şunetle hareket etmek istemişlerdi. Fa- kat; efkârıumumiyenin Sabahaddin Beye gösterdiğ temayül ve teveccüh üzerine, bir müddet sabır ve süküt et- meye; ve hattâ aradaki münafereti ha- rtice sezdirmemeye karar vermislerdi. Hiç ümit edilmediği halde, Hüseyin Cahit Bey tarafından (Tanin) de bir makale neşredilmiş; (teşebbüsü şahsi) hakkında şu sözler söylenmişti: (.. (Teşebbüsü şahsi) — esasında, müteaddit hürriyet fırkalarının kabul edemiyeceği bir nokta yoktur. Bu da, meşrutiyet idare gibi her fırkanın prog- ramında bulunmaya şayeste bir emel- dir. Fakat, teşebbüsü şahsi, bu esası makulda bırakılmayıp da bir sureti if- ratperveranede tefsir edilecek olursa, © zaman (ademi merkeziyet) vadileri- ne düşülmüş; Osmanlı memleketi, in- kıraz ve izmihlâle doğru götürülmüş olur.)| (Sabahaddin Beyin; istikbali vatan için, gayet nazik olan bu noktayı takdir « hakikat da, tam bu görülmüştür. Vatanın selâmetini arzu ve derkeden hamiyetli bir Osmanlıdan da, başka türlü bir hereket beklene- mezdi,) Hüseyin Cahit Beyin, bu yazısı, çok mühimdi... O kadar mühimdi ki; bu yazıyı okuyan Türkler, ve bilhassa Rumlar ve Ermeniler büyük bir hay- retle telâkki etmişler: — Ay., Prens Sabahaddin Bey, ce- miyet ile birleşti mi?.. Demek ki, prog- NE ) &ZT Yazan: Ziya Şakir «« etti, haaa. aman yarabbi!.. Bu, me mes* leksizlik?.. 4 Diye, prens aleyhinde bir dedikodu" ya girişmişlerdi. Ş Prens Sabahaddin Bey, hakikaten (cemiyet) ile birleşmiş.. ve programın — dan da, (ademi merkeziyet)i tây etmif mi idi?.. Bu suale kat'i olarak cevap vermek: — henüz mümkün değildi. Vakia bir kaf' gün evvel, bazı gazetelerin hâvadislet' arasında (İttihat - Terakki cemiyeti| tarafından tebliğ edilmiş şöyle bir kür — çük ilân göze ilişmişti. " ramından (ademi merkeziyet)i de, tây (Arkası var) İstanbul Ziraat Bankasından: Bankanın malı olan: 1. — Kocaelinde Kozlukta Kabristan caddesinde sağı bakkal Zerre- can vereseleri hanesi, solu yol arkası Hacı Kiyok bahçesi, önü yol ile — mahdut Marmara Üssübahri Kocacli Müstahkem Mevkiü Kumandalığının tahtı isticarında bulunan maa bahçe bir bap mağaza. 2. — Kocaelinde Kozlukta Moskof oğlu bostanı, şarkı tariki has, — şimalen yukarda hududu yazılı mağaza bahçesi, garben müba- — dillerden Hüseyin çavuşun hane bahçesi, cenuben tarik ile çevrilmiş arsa. — 8. — Üsküdarda iskele araba meydanında Tahan fabrikası. 4. — Tahan fabrikası yanında iki dükkân, x 5. — Üsküdarda Hayreddin Çavuş mallesinde Selim Paşa Taş — sokağı 10 No.lu hane. ” Yukarda cins ve hududu yazılı gayri menkuller peşin veya beş taksitte satılmasına karar verilmiştir. 3 Şartnameleri görmek ve fazla malümat almak isteyenlerin Bankanın — Kocaeli ve İstanbul şubelerine müracaatları. Açık arttırmaya iştirak edeceklerin birinci gayri menkul için maktâan “500,,, diğer gayri menkullerin her biri için «200» zer lira nakit veyâ bu kıymette milli bankalardan birinin teminat mektubunu veyahut Bankaca şayanı kabul olan tahvilât ve hisse senedatı vermeğe mec- burdur. Açık arttırma 15/9/936 Salı günü saat 2de İstanbul Ziraat Banr kasında yapılacaktır. “TOT,, Belediye matbaası için lâzım olan muhtelif cins kâğıt kapalı eksiltmeye konulmuştur. Bu kâğıtların hepsine 6683 lira 40 fiat tahmin olunmuştur. Eksiltme 14/9/936 Pazartesi günü saat Daimi Encümende yapılacaktır. Şartnamesini isteyenler parasız Levazım Müdürlüğünden alırlar. Talip olanlar kanunun tayin ettiği — vesika ve 502 liralık teminat makbuz veya mektubile beraber teklif zarflarını yukarda yazılı günde saat 14e kadar Daimi Encümene vermelidirler (B.) — (820) Bolu İli Orman Direktörlüğünden: n Bolu İli Merkez ilçesinde Hudutları şartnamede yazılı kalınca ve Konur oğlu Devlet ormanından “bir yıl içinde imal ve ihraç olunmak üzere, numaralanmış ve ölçülmüş gayri mamul 1978 Mmetre mik'ap — ve 120 desimetre mik'aba denk 3653 adet devrik çam ve 1078 — metre mik'ap ve 221 desimetre mik'aba denk 927 adet devrik köknar ağacı bir ay müddetle ve kapalı zarf usuliyle arttırmıya kot — nulmuştur. Â 2 — Arttırma 25/9/938 Cuma günü saat 15 de Bolu Orman — | Müdürlüğünde yapılacaktır. ' İT İti DT AT meina ü 3 — Beher Gayri Mamül metre mik'ap Çamın muhammen 210 kuruş, Köknarın 170 kuruştur. 4 — Muvakkat teminat 450 liradır. 5 — Şartname ve mukavelename projesini görmek isteyenler bü müddet içinde hergün Boluda ve İstanbulda Orman Müdürlüklerine ve Ankarada Orman Umum Müdürlüğüne müracaat edebilirler. 'ğ 4 Akay İşletmesi Direktörlüğünden: 6/9/1936 Pazar günü Deniz yarışları münasebetiyle vapurla' ! Moda, Kalamış iskelelerine gidiş ve dönüşte uğramıy: Ş Ada seferlerini yapan vapurlar Moda iskelesi yerine $ uğrayacaklardır. Devlet Basımevi Direktörlüğünden: Basımevinde keşif mucibince yapılacak otomatik yangın ihbar Z tesisatı açık eksiltmeye konulmuştur. aç İhale 21/10/936 Çarşamba günü saat 15 de Basımevinde yapıltr —— caktır. İsteklilerin eksiltme çağından önce *b 7,5 ilk pey akçesi olaft 266,5 lirayı Basımevi veznesine yatırmaları gerektir. Şartname Dir V rektörlükten istenilebilir. - «980» kç” F TERLAN