25 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VZSAâıMoı Kahramanlık, aşk, heyecan ve macera KORSANIN KIZI SON POSTA Yazan : Kadircan Kaflı Son Posta'nın tarihi tefrikası Cezayir kalesinin mazgal ve kulele- ri arasında da birdenbire koşuşmalar, bağrışmalar oldu: — Silâh başına... Silâh başına!... Düdükler ötüyor, davüllar çalınıyor- du. Divan kapısı açılmıs ve oradan fır- hyan yüzlerce levent tersane önünde demirli duran kadırgalara koşuyor - lardı. Öyle ki bunların pek çoğu hem koşuyorlar, hem de cepkenlerini gi - yiyorlar, silâhlarını kuşatıyorlar, kü - lâh veya kavuklarını başlarına geçiri- yarlardı. Adakalenin ortada görünmeyişine mana vermek güç değildi. Çünkü bu - nun için Hayreddin beyin orayı ele ge- çirerek yıkmış olmasından başka bir sebep olamazdı. Fakat Adakalenin Himanındaki ge- mi direkleri kimlerin gemilerine aitti? Bunlar, Türklerden başkaları ola - Tersane önündeki Türk kadırgala - rtında koşuşmalar oluyor: — Dayan!... — Gardiyan çabuk oll... Gibi kumandalar duyuluyordu. Aydınlı Durmuş tam topun fitilini ateşlemek için emir vereceği sırada bunları görmüş, durmuştu. Çünkü Türk kadırgalarının ortalı - ğın ancak aydınlandığı böyle pek er - ken bir zamanda çabucak demir alarak lmandan çıkmağa çalışmaları - elbet sebepsiz olamazdı. Baş direkteki vardiya heyecanla ve bir çığlık halinde güverteye doğru hay- kırdı: u — İspanyollar... İspanyol kadırga - 1... Adakalenin arkasından çikiyor- Herkes merakla ve heyecanlıe> ta- rafa baktı: - İlyas Reis Uzun Veliye döndü: — Sancağa dön... Dosdoğru düş - Mana... Dedi. i — Başüstüne Reis... İlyâs Reis şimdi'yayından firliyan bir ok gibi güverteye atlamış, Koca A- liye de şu emri vermişti: — Top Mmenziline girince kürekleri kanat üstüne al... Başka emir vermeğe lüzum kalma »- Mıştı. Herkes yaman bir savaş başlıyaca - ginı çoktan anlamıştı: - —— Vay canına burun buruna gel - dik... — Böyle gelişe can kurban... — Yaman kısıldılar. Aydınlı Durmuş işi anlamıştı ar - tık, — Gülle sür... Gülleleri sür!... Toplar, kuru sıkı atılmak için hazır- lanmış olmakla beraber, çok ses çık - sın diye barut hem fazla konulmuş, hem de iyi sıkıştırılmıştı. — Granit gülleler topların ağzından içeriye sürüldü. Topçular sevinç içindeydiler, Biri- bi; — Bir taşla iki kuş vuruyoruz. Dedi. Diğeri ilâve etti: — Öyle ya, hem selâm topu, hem savaş topu... Adakalenin cenup burnunda bir İs- Panyol kadırgasının burnu göründü. — Sonra rambata ve direkler meydana Çıktı. Teknenin har tarafı zırhlı ve Zırhsız askerlerle dolmuştu. Hepsi de harbe hazır bulunuyorlardı. Bununla raber kürekleri var kuvvetlerile çe- iyorlar, yelkenleri de hemen ve ala « ildiklerine şişirmek için burundan k“rı'ılıı'ıayı bekliyorlardı. Türk kadırgası sipsivri provasını Pek kısa bir zamanda Adakalenin ce- hup burnuna çevirmişti. Top menziline girmişlerdi. İlyas Reis baş kasaradan Aydınlı rmuşa emretti: — Dikkat... ya... Rambata dedikleri yer İspanyol ge- milerinin baş kasaralarıydı. Burada birbirlerine sıkışık bir halde elli altmış seker bülünürdü. Hayreddin bey liman kapısının 80- lundaki kulede göründü. Kalenin üç dört topu birden ateş etti. Diğerleri de ateşe başladılar. Hayreddin beyin yanındaki diğer Reisler denizi gösterdiler: —Bürlyas Röhstir”. . 'Tâam zama - nında yetişti... — Aferin İlyasa... memiş... Son sözleri Hayreddin bey söyle - mişti. Hem de boş gel- rinci topa kendi elile ateş verdi. Türk kadırgasının provası sarsıl - dı. Düşman gemisinin baş kasarasına atılan gülle onun üstünden — aşmıştı. Fakat boşa gitmemişti. Tesadüf onu düşman gemisinin da- ha can alacak yerine götürmüştü. İspanyol kadırgasının kıç kasara « sında bir kargaşalık oldu. Üç kişi gü- verteden denize fırladı. Beş altı kişi yere serildiler ve diğerleri güverteye doğru kaçıştılar. lacak inşaat: A, — Eksiltme şartnamesi B. — Prtoje. Aydınlı Durmuş nişan aldı ve bi - Numara : 56 Dosdoğru rambata -| İspanyol gemisinin kıç tarafındaki süslü ve büyük fener parça parça ola- tak denize yuvarlanmıştı. Küçük Ali gerek denizde ve gerek limanda ve karada olan bu kaynaşmayı sonsuz bir heyecanla karşılıyordu. Hat- tâ heyecandan Çopur İsmaile de hiç, bir şey soramıyordu. Halbuki sorup ta anlamak istediği ne çok şeyler vardı. İkinci top dosdoğru rambataya çarp- tı, bir tarafını olduğu gibi denize yıktı ve onunla birlikte yirmi otuz İspanyol askeri de denize yuvarlandılar. Aydınlı Durmuşun at-şlediği üçün- cü top da düşman gemisinin prova top- İarının ortasına bütün hızile düşünce orası darma dağan oldu, Halbuki he - men hemen o anda Türk gemisine a- teş etmek üzere idiler. İlk gemide panik başlamıştı. Güvertede uzun kılıçlı ve zırhlı bir kaç zabitin sağa sola koşuştukları, kargaşalığı düzeltmek için çalıştıkları görülüyordu. Fakat bunlar hep faydasız uğraşma—' lardı. Düşman kadırgası Adakalenin ce- nup burnuna gittikçe yaklaştı, Birdenbire sarsıldı. Yan yattı ve devrild! Kıyıdaki kayalardan birine çarpmış- . ( vi Kapalı Zarf Usulile Eksiltme ilânı Yüksek Mühendis mektebi Satınalma Komisyonundan: 1. — Eksiltmeye konulan (İstanbulda Taksim Gümüşsuyunda — Yüksek Mühendis mektebi binası dahilinde) Proje ve şartnamesi mucibince yapı - İnşaatın keşif bedeli 21115 lira 98 kuruştur. İsteyenler bu şartname ve projeleri (125) kuruş mukabilinde Yüksek Mühendis mektebi satınalma Komisyonundan alabilirler. 3. — Eksiltme 27/8/1936 Perşembe günü saat 15 de Yüksek Mühendis mektebi binasında satınalma kömisyonunda yapılacaktır . 5. — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin (1590)Hira ilk teminat akçesi ve bundan başka aşağıdaki vesikaları haiz olup getirmesi lâzımdır. Nafia Vekâletinden alınmış müteahhitlik ehliyet vesikası göstermesi ve bizzat mü- hendis veya mimar olması veya bunlardan biriyle ortak olarak - çalıştığını bildirir Noterlikçe musaddak vesika lâzımdır. 6. — Teklif mektupları yukarıda (3) üncü maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Yüksek Mühendis mektebi binası dahilinde Eksiltme Komisyonu Riyasetine makbuz mukabilinde verilecektir. Posta ile gönderi- lecek mektupların nihayet (3) üncü maddede yazılı saate kadar gelmiş olması ve dış zarfm mühür mumiyle kapatılmış olması şarttır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. - (299) Kapalı zarf usulıyle eksiltme ilânı Nafıa Bakanlığından: 1 — Eksiltmeye konulan iş Ankara jandarma mektebi arkasında yapı- lacak olan yiyecek ve yem amıbarı, hayvan sulama yalağı, mutfak ve bula- şıkhane inşaatıdır. İnşaatın keşif bedeli 22959 lira 69 kuruştur. 2— Buışeııtçımımelunmıkşunhıdu A — Elmluneçı:hıımeıl. B — Mukayele pro —— bul edilmiş olan Bayındırlık işleri genelşartnamesi, D — — İnşaata ait fenni şartname. E — Keşif cetveli, F — Proje. hhyenlerbuşutuımlennmılnllâhnqbedelımhbılîıdeyıpıır leri umum müdürlüğünden alabilirler. 3 — Eksiltme 10/9/936 tarihinde perşembe günü saat 16 da Nafia Ve- kâletinde yapı işleri eksiltme komisyonunda yapılacaktır. 4 — Eksiltme kapalı zarf usuliledir. 5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklinin 1722 lira muvakkat teminat vermesi, bundan başka aşağıdaki vesikaları haiz olup getirmesi lâzımdır. Nafia Vekâletinden alınmış yapı müteahhitliği vesikası. 6 — Teklif mektupları yukarıda «3» üncü maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar eksiltme komisyonu Reisliğine makbuz mukabilinde verilecektir. Posta ile gönderilecek mektupların nihayet «3» üncü madde- de yazılı saatte kadar gelmiş olması ve dış zarfın mühür mumu ile iyice ka- | patılmış olması lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez «546» «624n e — Vöklke Hayetisn aK /DÖĞ! Bzikli Va 2R00 ea baaril b | [îfükâye Yo-ho-no- la ğ ialadz üü h —ç | K Çin hikâyesi Annesi gözleri sevinçten parlamış bir ' halde odaya girerek Yo-ho- no-la'ya: — Sevgili kızım, dedi. Salonda mu - kaddes imparatoriçemizin bir adamı seni görmek istiyor. Yo-ho-no-la imparatorluk dahilindeki kızların en güzeliydi.. Babası çoktan ölmüştü. Bu güzel kız bu ana kadar mes'ut ve sevinçli bir gün ge - irmemişti. n Gündüzleri bahçede — çiçeklerin — 1trile sarhoş olarak gezer; geceleri vücudunu şiddetli ateşler yakarak yatağında kıvra - nırdı.. Mukaddes imparatoriçe şimdi ne istiyordü acaba? Başını sarı ipek bir örtüye sararak sa - ondan jlonıı girdi. Elçi güzel kızın önünde dokuz defa eğildikten ve ellerini dokuz defa ba- şına götürdükten sonra doğrularak: — Efendimiz imparatoriçe hazretleri, dedi, Semanın oğlu, mukaddes haşmet - meabın arzusuna boyun ekmek üzere sizi istiyor.. Genç kız kendini rüyada zannetti. O da elçinin önünde, imparatoriçe haz- retleri namına, dokuz defa eğildi ve do - kuz defa ellerini başına götürdü.. * Yo-ho-no-la tahayyülünün ve ümidi - nin fevkinde bir saadete mazhar olmuştu. Demek mukaddes erkeğin kolları arasına atılacak ve onun sevgilisi olacaktı.. Ondan sonra genç kız, aynanın önün - de soyunmağa ve billür vücudunu saatler- ce seyretmeğe başladı.. Önündeki bu ha- rikulâde güzel varlızğa, sanki Budaya ta - pınan bir mabut gibi, presteş ediyordu. Kızın da kanı kumandan babasının ka- nı gibi damarlarında tutuşarak akıyordu.. Yo-ho-no-la Semanın oğluna sevgili ve mukaddes şehrin melikesi olmak için Se- ma tarafından çağırıldığına iman ediyor - du.. Şimdi geceleri hep mukaddes erkeği dü- şünüyor ve kendisini sonsuz ir saadet için- de onun kollarında buluyor ve mestolu - yordu.. Şüphesiz ki Semanın oğlu impa - ratorluğun en güzel delikanlısıydı. Ve o- nun gibi aşkın manasını ve zevkin güzel - liğini bilen ve tatbik eden bir insan yok- tu. ğ * Elçinin ziyareti üzerinden — dört hafta geçti. Yo-ho-no-la bu dört haftayı müthiş bir intizar ateşi içinde geçirdi.. Fakat bu dört K Nakleden: Faik Bercmen yordu.. B Geceler geçti. Yo-ho-no-la tahammül4 süzlükten eriyordu.. * Bir sabah, cariyesi odasının kapısını ça tı; kapıda bir delikanlı duruyordu.. ! Bu ay yüzlü, güzel delikanlı Semanım oğlu muydu acaba? Bu kadar güzel bir * ye kek her halde ondan başkası olamazdı.. Hem odasına ondan başka girmeğe kim cesaret edebilirdi.. , Fakat Semanın oğlu böyle merasimsi: olarak gelmezdi.. Muazzam sarayını ı:ıı -'ğ: kıp bu kümes gibi saraya tenezzül edel miydi? M Bununla beraber Yo-ho-no-la gelen de« Hkanlının önünde yere kadar eğildi. O« vakit delikanlı: k. — Ey güzel kız, seni söylediklerindem çok daha muhteşem buldum. Gözlerin b aş har gecesinde pırıldıyan yıldızlardan da « ha parlak ve ağzın mukaddes imparato « run yakutundan daha kırmızı ve tenin mu- kaddes dağların karlarından daha beya ıı' Yo-ho-no-la bu sözler karşısında go:f İ lerini yere doğru çevirdi. Delikanlı deva etti: — Yüzünün güzelliği harikulâde.. Şhn di yasemin vücudunun bütün — çizgilerin? gormelıyım Elhııelenru çıkarmnm ve Bu soyunmanı Tica edeceğim.. Genç kız titredi; bütün cesaretini top s) lhıyarak: —.V' — Fakat siz kimsiniz? diye sordu. — Ben mukaddes imparatorun bir kö- lesi; baş teşrifatçısı ve harem — reisiyim... Vücudunu muayeneye ve fenni aşkı ııı'j; öğretmek üzere beni yolladılar. | Yo-ho-no-la soyundu; ve sedire uzan- dı.. Tay-Hay genç kızın vücudunu muayı ,'J neye başladı. Elleri vücuduna değdikçe ., zarıyor, sararıyordu.. Fakat delikanlı taştan bir heykel glhl“ ve bu işe çok alışık bir hareketle vazifesini ifaya çalışıyordu., Bu ameliye bitince genç kız üzerine bir. örtü alarak doğruldu. O vakit Tay-Hay: — — Bütün kadınların en güzelisin; dedi. Yarın efendimizin yanına gideceksin.. Bu- nu söyliyerek kapıya doğru gitti.. Dönüp. eğileceği vakit Yo - ho - no - layla gözgöze geldiler.. Genç kizın bakışları kıvilcımlan- miştı.. Böylece epey kaldıktan sonra deli -ı kanlı hiç bir söz ilâve etmeden ve ırkaa na bakmadan odadan çıktı gitti.. haftanm — sonunda evinin önünde, dört iri siyah köle tara- fından taşınan — ve etrafında dört be - yaz uşak emre â « made bulunan bir Şairin | Yarınki nushamızda : Yazan: Kadircan Kaflı Ertesi günü mu- âyyen zaman geline ce bir çok cariyeler onu âalıp Semanın oğluna ait mukad« des visal höcresi « ne götürdüler. j Yo-hosno-la mu « olümü tahtırevan durdu.. Bu tahtirevan Yo-ho-no-la'yı mukad - des şehre götürecekti. Genç kız, altınla iş- * lenmiş ve her iki yanında sarı ipek yas - tıklar olan bu tahtırevana bindi. Genç kız, mukaddes — şehrin — surlarını geçti. Burada ve bütün ülkede yegâne hâ- kim imparatoriçeydi.. Şehirde ©o kadar muazzam, o kadar güzel saraylar vardı ki. fakat şüphesiz ki, yo - ho - no - la bütün bu debdebe bu zenginlikten bu süsten da- ha çok güzeldi. * Yo-ho-no-la yalnız güzel değil, ayni za- manda çok zeki ve kurnazdı.. Bütün sa - ray âdetlerini ve merasimlerini teker te - ker biliyordu. Onu Hayat adasındaki küçük — aaraya götürdüler.. Burada Semanın oğlu mu - kaddes erkeği bekliyecekti. Burada, bütün gün vücudunu ıtırlarla oğuyor, saçlarını tarıyorlar, ve tenini ipek- ten daha yumuşak ve daha okşayıcı bir hale getiriyorlardı... Kendini öylece, günden güne çağalan ve varlığını kavuran bir bekleyiş cehen - neminde hissediyordu.. Hep o geceyi, Se- maniın oğluna kavuşacağı o geceyi bekli- me komisyonuodasında 6937.75 lira evleri kovuşlarile tevkif evi revirinde ni şartnameleri, proje, keşif hülâsasile İ kaddes höcreye bas | 31 önüne eğilmiş bir halde girdi; ve mukulq;_ des sedirin ayak ucuna kadar öylece yü« rüdü. * Bir saat bekledi.. ğ Bu bir saatin sonunda, birden belinini iki cılız, kol tarafından sarıldığını hisset « ti. Ve pis kokular neşreden bir ağız du « & daklarına doğru uzandı.. Günlerde hül « yasını kurduğu mukaddes erkeğin kolla- rındaydı. Fakat önünde ay yüzlü, yıldız. ; gözlü bir prens değil; siyah, fırlak dişli, tasavvursuz derecede çirkin bir adam var- | dı.. ğ N .cüĞüÜKÜMÜREEREEE KG GE GN LLULLILIIOOOO * L İ İkinci gün Semanın oğlu, Yo-ho-no-la- nın mukaddes imparatorluk dahilinde im- '_ paratoriçeden sonra gelen yegâne hı’ıkînı_“ kadın olduğunu ilân etti.. O günden son- ra Yo-ho-no-lanın kudreti ve nüfuzu bü - yüdü, yayıldı.. Ve yegâne hükmedenş_qf oldu.. - F_akat bununla beraber bir daha impa- ratorun mukaddes höcresine girmemişti._j ruş mukabilinde nafia dairesinde verilecektir. İsteklilerin en az «5000» liralık — Ve bütün güzelliğini, vücudunu, aşkını ve hülyalarını yalnız Tay - Haya hasretmipifk . Istanbul Vilâyeti Nafıa müdü 31-8-936 tarih pazartesi günü 11 de İstanbulda Nafia müdürlüğü eksilt. rlüğündeni keşif bedelli İstanbul ceza ve tevlıif yapılacak tadilât açık usulile eksilt- — emye konulmuştur. Mukavele, eksiltme, nafia işleri umumi hususi ve fen- — buna müteferri diğer evrak (35» ku- — bu işe benzer iş yaptığına dair nafia müdürlüğünden almış olduğu müteah- — hitlik ve ticaret odası vesikalarile 31/8/936 pazartesi günü saat 11 e kıdıv_ İstanbul nafia müdürlüğüne gelmeleri «247» : Çü

Bu sayıdan diğer sayfalar: