Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
AMT D ? ae n — eÜ ş Si ÇĞ G 4 — -SON -POSTA İ Ağustos 25 Tarihten sayfalar : İstanbulda birer haşarat yatağı olan ilk kahveler Üçüncü Murattan sonra kahve yasağı gevşemiş, devlet ricali bile kahvehaneler yaptırıp günde birer, ikişer altın kira almıya baş- lamışlardı. Buraları namus ve iffet sahibi kimselerin eşiğinden adım atamıyacağı yerlerdi. Nihayet Dördüncü Muradın kanlı istibdadı ve tazyıkı başgöstermişti Yazan: Reşad Ekrem Koçu Bir yıldan fazla oluyor ki, üçüncü Selim re ikinci Mahmut zamanındaki İstanbulun Haliç ve Boğaziçi sahillerine —dair elime geçen dört orijinal vesika ile uğraşmak - tayım, O devrin bütün rtical ve ekâbirinin yalılarını, Haliç ve Boğaziçi sahillerindeki wvleri, iskeleleri, kahveleri ve dükkânları, bekâr ve balıkçı odalarını, dalyanları ve kuayıkhaneleri, sahiplerinin isimlerile be - raber teker teker tesbit eden bu vesikalar tasnif ve tanzimi ve ihtiva ettiği binlerce ieme ilâve ettiğim tarihi notlarla geceli gündüzlü göz nuru dökerek — büyütülmüş bir oğlum olmuştur. Mevzu sirkatinin bir çok defalar kurbanı olduğum için, pek ya- kında bir kitap halinde neşredeceğim bu vesikaların benden artık — çalınamıyacağı- na emin olarak yazı ailesi içinde bülun - duğum Son Postaya bir iki makale yaz - mağa karar verdim. " Hicri 1206 ile 1210 arasında İstanbul gümrüğünden Yemiş iskelesine doğru Ha- Ecin İstanbul sahilinin manzarası şudur: İstanbul büyük gümrüğünün yanında si- lâhşor Süleyman ağanınbekâr odaları, onun yanında Keleş Halilin kahvesi var - dı. Keleş Halilin kahvesi önünde Orta « köy ve Beşiktaşa kalkan kayıkların iske- lesi bulunuyordu. Kahvenin yanındaki İz- zet Mehmet Paşa mescidinin önünde de Tophaneye giden kayıkların iskelesi — ve Balıkpazarı iskelesi vardı. Yanında sıra- sile Mustafanın kahvesi, sabık Zecriye e - mini zadelerin bekâr odaları, Karaköye işliyen kayıkların iskelesi, — Bostancıbaşı Mustafa Ağazade Mehmet Beyin balıkçı odaları, Pazarbaşı odası, yaş yemiş güm- rüğü, Hasköye işliyen kayıkların iskelesi, Başyasakçı odası ve kayıkhanesi, — tütün gümrüğü ve iskelesi, Yeniçeri elli altıncı ortasından Ömerin kahvesi, serapa tü « tüncü dükkânları, Hasır iskelesi, serapa 1i- moncu dükkânları, Çardak iskelesi Çardak kolluğu geliyordu. İşte bugün üzerinde durmak istediğim yer, Elli altı Ömerin Yeniçeri kahvesidir. Yeniçeri ocağının bir asker ocuğı ha - Binden çıkıp erazil ve serserilerin. toplan - ve dığı bir fitne ve fesat ocağı haline girdiği bu devirde, Yeniçeri elli altıncı ortası, İs- tanbula gelen zahire, meyva ve sair er - zakın şer'an memnu olan yerlere nakle « dilmemesine nezaretle — tavzif edilmişti, Yemiş iskelesi civarındaki Çardak iske - İesinde bulunan Yeniçeri kulluğu — işte bu Elli altıncı ortanın kulluğu idi. «Üssü Za- fer» muharririnin: «Çardak dedikleri yer- de oturan Elli namındaki haşerat»- diye bahsettiği Çardak kulluğundan gelecek ya- zımda bahsedeceğim, İstanbulda-ilk kahvehane 962 hicri yı; hnda açılmıştır. Bu tarihe gelinciye kadar İstanbulda ve bütün Rumelinde kahveha - ne yoktu. Bu yılbaşlarında «Halepten Ha- kem namında bir herif ve Şamdan Şems nam bir zarif gelip» Tahtakalede birer büyük dükkân açarak kahveciliğe basla - mışlardı. Bize bu malümatı veren Peçevi, bu ilk İstanbul kahvelerini şöyle tarif e - diyor: «Keyfe mübtelâ bazı yaranı safa, hu « susa okur yazar makulesinden nice zürefa cem olur. oldu, ve yirmişer otuzar yerde meclis durur oldu. Kimi kitab okur, kimi tavla ve şatranca meşgul olur, kimi nev güfte gazeller getürüb maariften bahis olu- nur. Nice akçeler ve pullar sarfedüp yâ - rân cemiyetine sebeb olmak içün tertibi ziyafet eden, bir iki akçe kahve baha ver- mekle andan artık cemiyet safasın eder oldular. » Kahvehane © kadar büyük bir rağbet gördü ki kadı ve müderris mazulleri, «kö- şenişin makulesi», ve bekârlar: — «Böyle bir eğlenecek ve gönül dinliyecek yer ol- maz» diye kahvelere devama başladılar. Kahvelerde oturacak ve duracak yer bu - lunmaz oldu. Devlet ricali, kübera, mü - ezzinler, imamlar ve halk kahvehanelere müptelâ olmuştu. Halkın rağbeti derhal nazarı dikkati celbetti, üle- ma: «Mescitlere kimse gelmez oldu, kah- vehaneler mesavihanedir, oraya gitmek - ten ise meyhaneye varmak evlâdır!» de - diler. Vâizler camilerde kahvehanelerin (Devamı 8 inci sayfada) GÖNÜL İŞLERİ! - Yoksul Bir genç Kız «25 yaşındayım. Şimdiye kadar bir çok defa evlenmeyi düşündüm. Fakat bu düşüncemi tatbika imkân bulamadim. Son günlerde genç bir kızla uzaktan a- lâkadar olmaktayım. Evlenmek kara - rile bu kız hakkında malümat topladım. Çok yoksul bir kız. Hayatta yalnız bir Güzelliği de harikulâde.. Kendisine bir müddet evvel 55 yaşların« annesi var. da bir adam talip olmuş, fakat bu hu- susta ne kız, ne de annesi hiç bir karar vermemişler. Şimdi bu genç kız ile iyi bir aile yuvası kuracağımı — sanıyorum. Fakat nasıl hareket edeceğimi, ne şe - kilde müracaat edeceğimi bilmiyorum? Bana bir yol gösterebilir misiniz » M. A. Doğrudan doğruya kızın annesine müracaat etmeniz ve evlenme fikrinizi bildirmeniz lâzımdır. Bu arada kadına hususi ve umumi hayatınız. hakkında malümat toplıyabilelceğini söylersiniz. TEYZE ) Halk_ılı_tikri kahvebantelere | Güreşçi Yaşar ve halk Berlin olimpiyatlarında bize bir birin - cilik kazandıran kıymetli güreşçimiz Ya - şara bir ev hediye edilmesini teklif etmiş- tik. Bu hususta dün halkla konuştuk. Al - dığımız cevaplar. şunlardır : Küçük müvezzi Ali Yılmaz: yaptığı iş için Yaşarın bu büyük azdır.. Amma ne yapsak. Dünyada ne kadar iyilik var- sa önları yapalım. — Bunlardan bi- Tini seçiver. — Bir ev alalım. — Neden ev isti- yorsun ?. — Çünkü o çok fena bir evde otu- ruyor. Tıpkı benim oturduğum ev gibi. Ba- na bugün için ayıp değil, Fakat yarın nun yerini aldığım zaman çok ayıp olur, — Sen onun yerini mi alacaksın?. — Elbette ben de klüpteyim. Daha şimdiden kendimi onun arkadaşı gibi gö- rüyorum, 04 Bilseniz onu ne kadar çok severim. — Evvelce mi daha çok — seviyordun şimdi mi?, — Tabii şimdi. O hepimizin yüzünü a. garttı. Ben de kalbimdeki sevgiyi çoğallt- | tim, Haydi gazetenize yazın da hükümet ona kocaman konak gibi bir ev alsın, — Konak gibi olmazsa olmaz mı?. — Olmaz ya., Koca Yaşarın koca ismi- ne lâyık olacak koskoca bir konak İster, * $ &* Elektrik şirketinde memur Celâl; Yaşar ırkının bü- yüklüğüne yaraşan HD büyük bir şeref ka. —— zandı. l - Şimdi yapılacak $ en büyük lütufları | * hak etmiştir. Hattâ | tur. Lütüf demek Ki . Bunu — kendina - sorsunlar, ne ister« se önü yapsınlar. Yeter ki bugünkü vaziyetinde bırakılmasın! . .- Orta oyununda kavuklu Ali Bey: Bence Yaşara bir | gey almamal, A- ğarttığı — yüzümüze mukabil güreşe ve- fah içinde çalışma- 81 için cebini daimi dolduracak dımda bulunmalı- yız, Ona bir memu- riyet verelim — de- sek, Bu, kudretini öldürmekten başka bir şeye yaramıya- cak.. Büyük günah olur. » * * Fatihte berber Yusuf: Yaşarın yaptığı çok büyüktür. Bir kaç gün evvel Son Posta gazetesinde de oku- dum. Ona bir ev almak teklifini çok mü- nasip görüyorum. Eğer iktidari varsa bir de memuriyet verilmeli. - Fakat sporu bırakmasına değilim. Yaşar her zaman dünya yonu kalmalıdır. Şehrin plânı ve yeni inşaat Şehrin müstakbel plânı yapılıncaya kadar yapı ve yollar kanunun tatbika- tı hakkında izahnamenin bazı hüküm- leri bugünkü arsa ifraz şekillerine uy- gun gelmemektedir. Bu itibarla küçük arsaları, dahilinde büyük binalar yap- mak istiyen mülk sahipleri sızlanmak- tadırlar. Bu izahnamede meselâ GĞ metfte ar- zında ve 8 metre tulunda bir arsaya an- cak 2 katlı bir bina yapılmasına mü- saade edilmektedir. Halbuki Mülk sa- hipleri bu arsalara 5-6 katlı binalar yap- tırmak üzere belediyeye müracaat et- mektedirler. Belediye fen işleri müdürlüğü bu gibi talepleri reddetmektedir. razı şampi- biz ona ne yapsak | yar- | İranda 2400 yıl önce — yapılan heykeller —a Şikago üniversitesi namına İranda hafriyat yapan âlimler Dârâ ile oğlu Kisranın inşa ettikleri, sonraları Büyük İskenderin yıkıp harap ettiği Persepo- lis şehrinde bir çok heykeller bulmağa muvaffak olduklarını haber veriyor - lar, Bunlar arasında her biri dokuz res- mi ihtiva eden ve 2400 sene önce ya- pılmış bulunan kabartmalar - vardır. Dârâ ile oğlunun resimleri de bunlar arasındadır. Şikago üniversitesi âlim- leri, halihazırda Persepolis - sarayının 500 metre uzunluğundaki taraçası ü- İzerinde bulunan binaları kaldırmakla meşgul olmaktadırlar. Hafriyat esnasında Milâttan önce 330 da Persepolisi fetheden Büyük İskenderin resmini taşıyan üç gümüş sikke bulunmuştur. Bu sikkelerin şeh- ri yakan İskenderin askerlerinden düşmüş olacağı tahmin edilmekte - dir , Keşfolunan resimler bir binanın du- varları üzerindedir. Bunların ikisi de bir kabul resmini gösteriyaorlar. Resimde Medli bir adam Dârânın karşısında duruyor ve bir elini hürmet eseri olarak ağzına doğru uzatmış bu- lunuyor. Dârâ güzel bir sandalyenin üzerin- de oturmakta ve oğlu Kisra arkasında durmaktadır. Dârâ da, oğlu da heykelde 210 san- tim uzunluğundadırlar. Diğerleri İse tabit boydadır, Dârâ da, oğlu da padi- gü Amerikanın San Fransisko şehrin- de dünyanın en büyük köprüsü kurul- muştur. Köprünün uzunluğu 15.5 kilometredir. Köprü, ayni nisbette ge- niştir. de, Fakat buna rağmen müna - kalâta kâfi gelmiyeceği nazarı dikkate alınmış ve iki katlı yapılmıştır. Köp - rünün iki katında da bütün nakil va- —a a e —i L L Persepolisde hafriyat yapan Amerikalı âlimler Dârâ ile oğlunun heykellerini buldular Meydana çıkarılan kabartma Hafriyat yeri çiçek taşıyorlar. Dârânın elinde bir di âsâ görülüyor. Ayakkapları modern İranlıların ii_!’ dikleri ayakkaplardan farksızdır. Kit ranın arkasırıda 'iki saray memuru d ruyor. Birinin elinde havlu buîun&" ğuna göre Dârânın yemeklerini taçm_' ğa memuür oldüğur - anlaşılıyor! Bunuf başındaki başlık Efganistanın Haray' va tarafındaki halkın giydikleri başl ğa benziyor. | Bu memurun arkasında Dâri_!l mahsus yay ile kılıcı taşıyan m ile mızrak taşıyan memürlar görü mektedir. Kılıcın kını çok güzel işlet? miştir. Dârânın önünde iki buhurd;: şahlık âlâmeti olarak iki gonçalı birer'yakan iki memur bulunuyor. j Amerikada 15 kilometre uzunluğunda bir köprü yapıld İki katlı köprünün bir ucu taşıyan ve bu buhurdanlarda — tüt? | sıtaları hareket — edecek demifyol: tramvay hatları, otomobil, kamyo" arabalar geçecek, bundan başka Mi lar da istedikleri gibi yürüyel:ıilıe(?e lerdir. Mimarlık ve mühendisliğin $& sayılan bu köprü tamamlarnmış nuyor. hestf l yW