Mehmedin Yeni Maceraları Son Posta'nın , Bu zindanlarda, bir çok mühim şahsiyetler hapsedilmişti.. İmparator- ların gözünden düşenler, veyahut sa- ray aleyhinde entrikalar çevirenler, ek- Beriya çoluk çocuklarile derhal bu zin- danlara atılırlar; burada; işkenceler al- tında, inleye inleye can verirlerdi. Milletin kin ve intikamına uğrıyan meşhur (zâlim Andronikos) bile ceb- ren taç ve tahtından mahrum edildik - ten sonra zincire vurulmuş, buraya hapsedilmişti. Ancak; bir müddet sonra, bu hâin hükümdarın tarafdarları - tarafından kaçırılacağına dair bir havadis intişar etmiş; saray halkı ile hükümet erkânı- nı endişeye sevkeylemişti... O zaman, bu firarın önünü almak için bir takım yeni tertibat vücude getirilmişti. Sa - ray muhafızlarının gizlice ve sür'atle yetişerek bu firarın önüne geçebilmesi için muhafızların kışlasının yanında bulunan ayazmadan: Anemas zindan- larına kadar bir yol açıldığı gibi; mah- bus hükümdarı kaçırmaya gelenleri bir anda imha etmek için de mâhirane bir tuzak tertip edilmişti. Denizden bir kanal açılmış; tam zindanın önündeki sahanlığın altına kadar getirilmişti.” O sahanlığın zemini de, icabettiği takdir- de, bir yayla açılacak şekilde mütehar- rik bir hale ifrağ edilmişti. Şayct mah- bus imparatoru kurtarmak isteyenler buraya kadar gelmeye muvaffak olur- larsa, hapishane muhafızları tarafından bu yay açılacak; o sofaya dolanlar, bir anda aşağıdaki kanalın suları içine dö- külecekti. Ve bu kanalın ortası, demir parmaklıkla kapanmış olduğu için bu- radan denize çıkamıyacaklar; — orada birikmiş olan deniz suları içinde çırpı- na çırpına can vereceklerdi. * ( İmparator zâlim Andronikos) u kaçırmıya teşebbüs eden olmadığı i - çin, o tarihte bu gizli tertibattan isti - fade edilmemişti. Fakat, aradan asır « lar geçtiklen sonra; Bizans harabele - rinin bu kuytu köşesine gizlice yerle- şen ve ÂAnemas zindanlarını korkunç bir cinayet yuvası haline kalbeden (Petri çorbacı), (Kulaksız Foti) ve (Kaptan Mihaloviç) bütün bu zin - danların esrarını ihtiyar bir Rum pa « pazından öğrenmişler.. bir demir ma- nivelâyı tahrik edivermekle, dört za - bıta memurunu, o karanlık girdabın içine yuvarlayıvermişlerdi. Şimdi, dört zabıta memuru ile o budala Hırvat, içine düştükleri bu durgun ve iğrenç kokulu suyun için- de çabalıyorlardı. Düşerken, elindeki feneri dimdik yukarı kaldıran Gâvur Mehmet, acı bir sesle: — Ben, feneri söndürmemeye çalı- şıyorum, Aman siz, şu herifin ellerini çözün. Sakın boğulmasın. Bize lâzım olacak. Diye bağırdı. Olduğu yerde mütemadiyen dalıp çıkan Deli Kerim efendi: — Can, cümleden aziz.. hele evvelâ, kendimi kurtarayım da... Diye homurdandı. GİBALİ ZİNDANLARI zabıta romanı: 47 Fakat Eşekci Salih, iri vücudundan hiç umulmıyan bir çeviklikle Hırvatın üstüne atıldı. İki kulaç atmada, ona yanaştı. Ensesinden yakaladı. Ellerin- deki bağı çarçabuk söktü, attı. Ağzın- daki tıkacı da çekti, çıkardı. Pek o kadar iyi yüzme bilmiyen Hüsnü bey, ne yapacağını şaşırmış « tı. Gâvür Mehmet, onu bu müşkül va» ziyette görür görmez yanına yaklaştı. — Belimden sımsıkı tut, Hüsnü bey. Sakın bırakma. Diye mırıldandı. Ve sonra, elinde - ki fenerin ışığını etrafa gezdirmey2 başladı. Fenerin hafif aydınlığı bu korkunç mağaranın her tarafını aydınlatıyor - du. Asırlardanberi rutubetten yosun- lanmış olan duvarlarda, tutunabilecek en küçük bir şey görünmüyordu. Git- tikçe daralan bir kanal, ileriye doğru uzayıp gidiyordu. Gâvur Mehmet, elindeki feneri ile- Ti doğru uzattı: — Arkadaşlar!.. Bu tarafa gelin. Ö- nümüzde bir parmaklık var. Oraya tutunalım, Diye bağırdı... Ve, feneri sol eline Jalarak sağ elile yüzmeye, Hüsnü beyi de sürüklemeye büşladı. Biraz sonra, hepsi de demir izgara- nın önünde toplanmışlar; birer demir yakalamışlardı. Gâvur Mehmet, ellerinin büsbütün serbest kalması için sırtındaki Hırvat saltasının iç astarından bir parça ko - parmış.. feneri demir çubuklardan bi- rine bağlamıştı. Ondan sonra, suyun derinliğini anlamak için dalmıştı. Bu derinlik, bir buçuk adam boyu- nDu geçmiyordu. Fakat, içindeki yo - sunlardan, acı bir koku intişar ediyor, ve hepsini de bunaltıyordu. Izgaranın demirleri, asırlardanberi bu suların içinde durmaktan paslan - mıştı. Gâvür Mehmet, bunların kolay- ca kırılabileceğini sanmıştı. Fakat ne kendisinin o hârikulâde kuvveti, ve ne de Eşekci Salihin akıllara hayret ve - ren bilek kudreti; hiç bir işe yarama : mıştı. Bu demir çubukları ne kırmak ve ne de yerinden oynatmak kabil ola- mamıştı . Hüsnü bey, derin bir tevekkül ile: — Burada; açlıktan, — susuzluktan ölmeye mahkümuz, Diye mırıldanmıştı. Fakat Eşekci Salih dayanamamış: — Başımıza bu belâyı getiren, şu inatçı herif oldu... Alimallah, ben bu herifi kıtır kıtır keser, çiğ çiğ yerim. Onu yiyip bitirinceye kadar Allah ke- rim. Diye bağırdı. Budala Hırvat, sanki Eşekci Salihin bu sözlerini anlamış gibi, Gâvur Meh- medin yüzüne baktı. Kızdırılmış bir canavar gibi: — Beni niçin buraya sürükledin?.. Benim, ölmeye niyetim yoktu.,. Se » nin gibi hilekâr adamları, doksan do- kuz azizin hepsi birden çarpsın, Diye homurdandı. Deli Kerim efendi, fena halde sinir- lenmişti. (Arkası var) Nafıa Vekâletinden: 1 — İrmak-Filyos hattının Germece, Balıkısık, Kayadibi istasyonla « rında dördüncü sınıf birer yolcu binasiyle birer umumi helâ inşası kapalı zarf usulile münakasaya konulmuştur. z 2 — Münakasa 8/9/936 tarihinde saat on beşte Demiryollar İnşaat Da- iresindeki münakasa komisyonunda yapılacaktır. ; ü 3 — Bu işlerin muhammen bedeli «60» bin lira ve muvakkat teminatı «4250» liradır. 4 b ? 4 — Bayındırlık genel şartnamesi, çimento .ır!nıı.ıızıı ve vahidi hyııı fiat cedveli, proje ve plânlarla münakasa şartnamesi, ıııukıvele_ projesin- den mürekkep bir takım münakasa evrakı «300» kuruş mukabilinde De- miryollar inşaat dairesinden verilmektedir. ) ğ 5 — Bu eksiltmeye girmek isteyenler 2490 No.lı eksiltme kanunu muci- bince ibrazına mecbur oldukları evrak ve vesikalarla 7/5(936 ıııîh ve 3297 No.lu resmi ceridede ilân edilen talimatname mucibince Vekâletten almış oldukları müteahhitlik vesikasını ve teklif zarflarını mcıHiı kanu- nun tarifatı dairesinde hazırlayarak 8/9/936 tarihinde saat on dörde kadar Demiryolları İnşaat Dairesinde tevdi etmeleri lâzımdır. «5l1» «517n İttihatçılar Devrinde L Nasıl Son Posta'nın siyast tefrikası * MUHALEFET ©t doğdu, Nasıl yaşadı, Nasıl öldü? — 34 — Murat Beye karşı, iptidai ve âmiyâne bir hücum başgöstermiş: — Vay, efendime | Yazan: Ziya Şakir bu, münekkidi siyasilik de nereden çıktı, denilmişti. Ne Düyünuumumiye - komiserliğinde, ve ne de Şürayı devlet dairesinin köh- ne koltukları üzerinde (münekkidi si- yasi) sıfatını iktisab etmek, akla gel- mez bir kayfiyettir. Onun için biz öy- le tahmin ediyoruz ki; Murad bey: — (Muhalif) sıfatile süküt ede « mezdim. ; Demek istememiş.. daha zatif ve da- ha kıvrak bir ifade ile: — (Münekkidi siyast) sıfatile sü « küt edemezdim. Demiştir... Ve işte, bu sıfatla sü - küt edememezlik yüzünden de; içi ce- râhat ve irin dolu bir çibanın başını koparıvermiştir, Evvelâ, Murad beye karşı, - iptidat ve âmiyâne bir hücum başgöstermiş - tiz — Vay, efendim.. bu, münekkidi siyasilik de nereden çıktı. Orta çapta bir enfiye mendilinin dörtte biri ka « dar, iki buçuk yapraklı bir gazete.. bu- nun üzerinde de, karabaş tecvidin kal'- kâle bahislerini andıran — üç makale.. medrese kaçkını softaların en Züğürt lkafa.lı gömezlerinden bir iki muharrir.., (|Artık bu gazetenin içinde, (siyaset) ile münekkidi siyasi) yi dürbünle ara- |malı. Diye bir takım sesler yükselmişti. Ve sonra; bu seslere, biraz daha e - saslı tenkitler ilâve edilmiş: — Evet, amma Murad bey.. zâti â- liniz bu sıfat ve salâhiyeti nereden al- diniz?.. Zekânızdan, - dehânızdan, di- râyetinizden, malümatınızdan mı ?.. (|Âlâ... Her vatandaş gibi, siz de doğru 'bulmıdığınıı şeyleri tenkid edebi |niz. Fakat; kendinizde üstâdâne bir hak iddia ederek.. ve kendinizi Lizden - aklen, fikren, ilmen ve bilhassa ede - ben - yüksek görerek.. bunu, böyle ya- pacaksınız; diye bize hükmedernezsi * niz... Artık sizin modanız, çoktan geç- miştir. Denilmişti. Bir üçüncü zümre ise: — Ayoll.. Hangi memleket.. han- gi meşrutiyet.. hangi siyaset.. hangi tenkit ve hangi muhalefet... Bugün; incir çekirdeği kadar aklı olan, ne etli- ye karışır.. ne sütlüye... (Üsküp) den, (Basra) ya.. (Rize) den de Fizana ka- dar dayanan Osmanlı hudutlarının içi; çomakla karıştırılmış su kaynağı gibi bulandı. Aklı olan, bugün bir tarafa çe- kilir. Bu bulanmanın, durulmasını bekler. Ondan sonra paçalar? sıvar. Mücadeleye başlar. Diyordu.« Ve bize kalırsa,en doğru sözü de, bu zümre söylüyordu. Murad bey; ileri atılmakta pek acele etmişti,.. Halbuki; her şeyden evvel - artık bugün, (meşrutiyet mücadelesi. nin büyük muzafferi) unvanını alan - Ahmet Rıza beyin anud, kindar, mün- takim ahlâk ve tabiatını hesap etmeli; vaktile Avrupadaki mücadelelerin şim- di burada fitil fitil burnundan getirile- ceğini nazarı dikkate alarak ona göre hareket eylemeli idi, Nitekim; meşrutiyetin ilk günlerin- de, Murad beyin ismi söylenmeye baş- lar başlamaz; Paris'de bulunan Ahmet Rıza bey, derhal (Selânik)deki merke- zi umumiye bir mektup göndermiş: (Bu adamı, derhal susturunuz. Ona bu memlekette bir parmak yer bile ve- rilemez. | Demişti... Ve bü suretle de, meş - rüliyet semasının kartalları arasında, Murad beye kanat açtırmamak iste » mişti. Merkezi umumi, Ahmet Rıza beyin tavsiyesine riayet etmişti. Fakat buna riayet ederken şevvelâ, zahiri bir ne- zaket göstermişti. Eğer Murad bey, bu nezaketin (zahiri) liğini anladıktan sonra, bir,müddet teenni ile hareket et- seydi; hem kendisine büyük bir iyilik edecek.. hem de (muhalefet) denilen en lâzımlı bir kuvveti, daha doğma - dan ölüme mahküm eylemiyecekti. Fakat Murad bey, çok büyük bir ha- tâ etmiş.. meşrutiyetin keskin şara « bile sarhoş olanların önüne atılarak â- kıbeti iflâsa müncer olacağı pek belli olan bir mücadeleye girişmekten çe- kinmemişti. Yukarıdaki satırlarda, bizzat Murad beyin de acı acı itiraf ettiği üzere; (si- lâhlar müsavi değildi). Kuvvet, öbür tarafta idi. E, şu halde?.. Bu kadar zeki ve a- kıllı olan Murad beyin, böyle pervâsl! ca ortaya atılmasına sebep ne idi?e Bize kalırsa, Murad beyi bu ç mücadeleye sevketmeye sebep olan ,' a gazetesinin karileri idi... W_ mil, kim, Murad bey de bunu bize ihsas diyor; (kuvvet, öbür tarafta idi) dikten sonra, (lâkin mantık ve hik! bu tarafta olduğu için; efkâr, bizim rafa meyletmeye başladı) diyordu. Mürad bey, ipte asıl bu noktada taya düşüyordu... Vâkıa, ve vilâyetlerde, Murad beyin gazete” sini okuyanlar, onu alkışlıyordu. Fa kat Murad beyi alkışlıyan zümre; fasının içi örümceklenmiş softalar.. — Nazilli Pamuk Tohum İslâh İstasyonu Müdürlüğünden : Nazilli Pamuk Tohumu Üretme Çiftliği çırçır fabrikasi için evsaf ve F' raiti aşağıda yazılı bir motörle teferrüntına ait makineleri satın almak yoruz. Bunları aşağıda yazılı şartlar dahilinde satmağa talip olanların fiatlarımı ihtiva eden tafsilâtlı tekliflerini en kısa bir zamanda sözü Çiftlik Müdürlüğüne bildirmeleri ilân olunur. (Arkası var) Aranılan şartlar: Motörde: ğ Tek ufki veya çift amudi silindirli 65-70 H. P, kuvvetinde tam dizel dakikt” da adedi devir 500 den fazla olmıyacak. Bir Kompressörle buna ait ihtiyat ufak motörü ve motörü - tebrid içi? bir su pompası ve sabit kadranlı bir Motör aşağıdaki firmalardan birine ait olacak: Ruston. 4 İngiliz: Lister, Grosley, National takimetro ile mücehhez bulunacak. Alman: Lanz, Gürting, Krup, Deuz veya N. A. N, Motör Akople Generatör; Santral Generatör 50 kilovat Trifoze 220 - 280 Voltluk olup P: 50 olacak «Simens» veya «A. S. E.» tipinde olacak ve bir tarafından W vekkiz dinamo ile mücehhez bulunacaktır. Tevzi tablosu: Makine: Işık ve kuvvet şubelerini tır. Makine kısmında otomatik bir ihtiva etmek üzere üç kısımlı bir şalter, bir amprmetr, bir wo bir kilovatmetr ve bir de Frengensmetr bulunacaktır. Bunda ayni muvakkız dinamosuna ait volt ve Ampermetr Innnnlmuç_olıuk. kısmı dört şubeli olmak üzere dört cak. Ekleraj kısmında dört şube bulunacak, her çevirecek Elektromotörler almacak, çıkarılmıştır. şalter ve dört amperimetresi b çelik levhalardan yapılmış ve bunların evsafı ve kudretleri 1— 3 14 Kilovatlık Trifoze Elektromotör 2— 2 3 3—2 7 4— 2 3 » » » Her Elektromotör tam ve pinomatikman kapalı her biri sigorta ve şalter tertibatını Makinelerin 10/10/936 - tarihine tır. «590» » » » havi olacaktır. Ş kadar müesseseye teslim edilmesi —_—/ ü P.T.T. Fabrikası Müdürlüğünden: İdare ihtiyacı için imâl olunacak Deveboynu, Kı-ııvımıı ye ki demirleri için muhtelif nevide demir ve şartnamesinde !ııılı —Li ! açık eksiltme yoluyle satın alınacaktır. Eksiltme 7 Eylül 1936 hine rastlayan Pazartesi saat on beştedir. İsteklilerin şartnameyi gör i v mek içii heııün:kıilme'—lhıliçindechihm_ıihnmun— :vvelıç;âls, 24 lira muhammen bedelin 9p 7,5 gu olan 174 şube onar amperlik 04f | cak ve her şubenin ayrı ayrı şalter ve sigorta tertibatı bulunup umumi b" | tenvir kilovatmetresi bulunacak. Tablo izoleli simens - sisteminde enstrümanları bu tabloya gömülmüş olacak. Ş Bımhrdınhıhmaımlnıdemııkdılmıukınbunlın" ibaret muvakkat teminatları vezneye yatırmak suretiyle p_ıîı_ıcn_thn. (556) ;;'- Posta, Telgraf ve Telefon fabrikağ' ! Müdürlüğünden : : Deveboynu ve Kruvazman demiri ve benzerleri eşyanın ı-hl'ı ü A larında kullanılmak üzere 1385 adet çam tahtasiyle 335 ıdd. pinar ekşiltme ile satın alımacaktır. Muhammen bedeli 122.5%5 Jındı. İ Eksiltme 7 Eylül 1936 tarihine rastlayan Pazartesi günü ıuı unıl* ” dır. İsteklilerin şartnameyi görmek için heı gün ehi_ iltmeye ;ımı*m 5 eksillme günü muayyen saatten evvel 92 Tiradan ıbıfıl muvi t n natlarını vezneye yatırmak suretiyle fabrikada müteşekkil bm'!d, müracaatları. (555) a rGekapseltn olacak Yü |