Ecnebimemleketlerekuru| 190 kuruş için meyva ihracı düşünülüyor Ziraat Vekâleti Mala!yıdı bir meyva istasyonu teesüs etti, İkhsat Vekaletı de tetkıkat yaptınyor Malâtyadan bir görünüş Malatya (Hususi) — Ziraat ve İk-kulmaktadir; tisat Vekâletlerince kuru ve yaş mey- Tedbir alındığı takdirde önumüzde- vaların dış ülkelere fazla mikdarda ih-|ki yıllarda böyle bir ihtimalle karşila - racını temin maksadile bir çok tedbirler ıılıııııııış olacağı kuvvetle muhtemel- alınmağa başlanmıştır, Ziraat Vekâleti Malatya meyvacılığı-| Bazi Alman firmaları daha şimdiden nın islâhi için bir meyva istasyonu ile Malatya pekmez ve dut kurusundan bir de fidanlık vücuda getirmeğe karar|tecrübe mahiyetinde bir kaç yüz kilo vermiştir. İktisat Vekâleti de meyva-|mübayaatta bulunmuşlardır. ların fenni bir tarzda kurutulması i için Avrupa memleketlerinde olduğu gibi Bu nümuneler revaç bulduğu tak- dirde Almanyaya mühim mikdarda ih- bizde de pratik ve iyi usullerin tatbiki Tnaksadile mütehassıs bir heyete tetki- | "arat npılıcıüı kuvvetle ümit — edil- kat yaptırmaktadır. Heyet Malatyada- ki tetkiklerine devam ediyor. Hıvıîuumuıııdeıa!ihbuyılkı—et yisı rekoltesini pek azaltmıştır. Burada tetkikat yapmakta olan hey- yakında Mersinde portakal rekoltesi Taş-|etrafında tetkiklerine devam — etmek raya ihracat yapılamıyacağından kor-|üzere şehrimizden ayrılacaklardır. Yaş üzüm ihraç edilecek İzmir Türkofis — idaresi teşebbüslere başladı İzmir, 3 (Hususi) — Türkofis, bu mah- Gul yıkada şimal Avrupası limanlarına ve bilhasan Almanyaya yaş üzüm sevkedilme- Si için ciddi teşebbüslere girişmiştir. — Yaş| İdar üzüm sevkiyatı yapacak firmslara — milli bankalardan 15,000 Hirtaya kadar kredi verilecektir. Bu yıl Almanyaya yapılgcak yaş üzüm ibracatına İzmir yaş meyva ve sebze satış kooperatifi önayak olarak alâkadar fir « malarla muhaberata girişmiştir, Şimdilik Romanya transit yolile Berlin ve Hambur- ga yaş tazaki ve siyah üzüm sevkedilecek. tir. Ayrıca Foça ve Karaburun sultanı çe- kirdeksizlerinden sevkiyat —yapılması için ambalâjlar hazırlanmaktadır. Öğrendiğime göre bu yıl yapılacak sev- kiyat yalnız üzüme inhisar - etmiyecektir. Patlıcan, kavun ve diğer meyvalarımızdan îı sevkedilmesi için tetkikler yapılmakta- ır. Geçen yıl sistematik bir gekilde yaş ü « züm sevkiyatlarını idare eden Bulgarlar, kendi üzümlerine «Hacı Alir damgasını Vurarak yalnız Almanyaya 4000 vagon yaş ::ını sevketmişlerdi. Eğer yaş üzüm sev - yeni bir — Amanm, Hasan Bev! Bu- u okudun mu? Diyarıbekirde İnhisar fabrikası Bir ayda elli bin liralık sigara satılıyor, fakat içki satışı az Diyarbekir (Husust) — İnhisarlar esince sur dışında kurulan Soma ve Rakı fabrikası 175 bin liraya mal ol- muştur. Fabrikada soma ve rakı çıka- rılmaktadır. Fabrika senede üç yüz bin litre imalât yapabilecek kudrette olup ufak bir tadilâtla bu istihsalâtı bir iki misline iblâğ etmek mümkündür. Şim- dilik senede yüz ilâ yüz elli bin litre rakı istihsal edilmektedir. Fabrikada büyük bir intizam ve te- mizlik göze çarpmaktadır. İmalât Elâ. ziz, Malatya, Sürt, Hakâri, Bitlis, Van, Muş, ve Mardine kadar gönderilmek- tedir. Fabrikada yedi memurla kırk dört amele çalışmaktadir. Fabrikaya An - tepten bir sene evvel gelmiş olan fab- rika müdürü Remzinin ikametine mah. sus bir bina da ilâve olunmuştur. Fabrika 26 beygirlik bir Dizel mo- törü ile çalıştırılmakta, isliim kazanı- atında iyi bir netice alınızsa müstahsil İnın kuvvetinden de istifade olunmak- gelir kaynağı elde etmiş olacaktır. 'tadır. Maden kömürü İstanbuldan ge- Belıdyı Yerli Mallar ser- w_nı yerlerinden saydı- | — ... I ç Bir ana baba bir çocuktan oldulnr Karaman (Husust) — Karamanın Hisar mahallesinde oturan Hüseyinin karısı kocasından 100 kuruşluk bir a- yakkabı istemiştir. Hüseyin de bu a- yakkabıyı alamıyacağını söylemiş ve kısa bir ağız kavgasından sonra iş ya-| tışmıştır. Ertesi sabah Hüseyin — işine gitmiş kadın da ayakkabı parasi bul- mak için 3 yaşındaki çocuğunu eve ka- pıyarak sokağa düşmüştür. Karı koca akşam eve döndükleri zaman mini mi- ni yavrularını su dolu çamaşır kazanı- nn içinde baş aşağı boğulmuş olduğu halde görmüşlerdir. Alpuiludı bereket Alpullu (Hususi) — Bu yıl pancar mahsulü çok bereketlidir. Yağmurlar pancarları çok beslemiştir. Daha şim- diden bir buçuk, iki k.ılo ağırlığında pancarlara tesadüf edilmektedir. Ha- sat zamanına kadar pancarların her biri 3- 4 kiloluk ağırlık kazanacaktır. Yağmurlar Alpulluda diğer ekinlere de zarar vermiş değildir. Kış ekini yat- mıiş ise de danelere zarar gelmemiştir. Yazlık mahsulât çok iyi ve bereketli- dir. Gümrükler umum müdürü Diyarıbekirde Diyaribekir (Hususi) — Gümrük- ler umum müdürü Nedim refakatinde muavini Celâdet ve Mardin gümrüğü müdürü Abdullah olduğu halde Diyarı- bekir ticaret odası erkânile şehrin ticari vaziyeti etrafında temaslarda — bulun- mak üzere buraya gelmişlerdir. İki acıklı kaza Gebze (Husust) — Darıcada me- duvarının dibinde oynayan — bir çocuk duvardan düşen bir taşın altın- da ezilerek ölmüştür. Akse köyünde patlamamış bir mer- mi ile oynayan bir çoban merminin an- sızın infilâkı ile derhal ölmüştür. İzmitte bir adam öldürüldü İzmit (Hususi) — Ay vazpınar kö- yünde bir cinayet işlenmiş, Hasan oğ- lu Yunus adında birisi birkaç yerinden yaralı ve ifade veremiyecek bir halde bulunmuş, az sonra da ölmüştür. Yu- nusu kimin ve niçin öldürdüğü henüz belli değildir. tirtilmektedir. I Konuşma “Neler hazırlıyorlar ?,, *Neler bazırlıyorlar? », yeni kurulan A- kış kütüphanesi neşriyatının ne olacağı hak- kında bir fikir vermek için çıkarılmış bir kitaptır. Kapağındaki on altı adın arasın- da, yıllardanberi mecmua ve gazetelerde görülüp tanılanları, meşhurları olduğu g- bi karilere tamamile yabancı gelecekleri | de vardır: Öyle zannediyorum ki kitap, bütünü ile, alâkayı celbe lâyıktır. Akış kütüpanesi, muhtelif kitaplarda, bir birlik göstermek arzusundadır. Meselâ orada çıkacak kitapların hasbi sanat, hasbi muakale ile alâkamı olmiyacağını, kendinden başka gaye tanımıyan sanatl>, felsefe ile çarpışacağını söyliyebiliriz. Akış kütüpanesi muharrirleri şahsi nahvetlerinin okşanmasını değil, birer ferd olarak siv- rilmeği değil, hak Lildikleri bir yola hiz - met etmeği istiyorlar. En şahsi elemlerini söylerken bile kendi şahıslarını aşan ga - yeyi unutmuyorlar; meselâ yüri bekle - menin acılığından şikâyet eden Nıhıd Rı- za, çok genç bir şair, sevgilisinin kavga yollarında da arıyor. Akış kütüpanesi muharrirlerinin, — yani «Neler hazırlıyorlar? da gördüğümüz on altı kişinin gimdi tam bir «hüsnü niyete ile çalıştıklarını sanıyorum, Fakat itiraf ede- yim ki aralarında farklar, yarın ayrılacak- Tarım bildiren emareler de aranacak. olur- sa kolaylıkla bulunur. Bugün daha ziyade sekilde birleştikleri anlaşılıyor. «Neler ha. zırlıyorlar?» daki manzumeler, hikâyeler arasında derin bir birlik varsa bile bunun derhal anlaşılmam kabil değildir; —daha vuzuhla gösterilmesi lâzımdır. Bu, hiç şüp- hesiz ki, o manzumeleri, o hikâyeleri ya - zanların çoğunun henüz genç olmaların - dan ileri gx—lıyov Düşündükçe, fikirlerini Gâvur Mehmedııı yeni maceraları Pederimin Arnavutköyündeki — kalpa- zanlar meselesinde aldığı nişanın Ffermam- n size gönderiyorum. ) Mektubun fazla kısımlarını dercetme- &e düzum görmüyoraz. Bu mektup ile bu vesika bize bir davamızı kazandırmış olu- yor. Banlardan da anlaşılıyor ki; (Gâvur Mehmet) hayali bir tp değil; yaşamış bir şahsiyettir. (Gâövur Mehmed) in bu ilk sivil poli- simizin zabıta tarihine geçmesi lâzım ge- len ismini unutulmuş köşelerden — çıkaran arkadeşimiz; aldığı mektup Üzerine derhal gilmiş; (Gâvur Mehmed) in oğlu ile gö- rüşmüştür. Bu zat, Paşabahçe fabrikasında mua- yene memuru Bay Ediptir. Bay Edip, ba- bası hakkında şu malümatı vermiştir: — Babam, aslen Bitlialidir. Küçük ya- şında (Sinop) a hiczet etmiş, 1327 sene- sinde de orada vefat eylemiştir. Sinop hal kından kendisini tanımayan yoktur. Biz, üç erkek ve iki kız kardeşiz. Küçük karde- sim bölük —emini —Haydar, — büyük harpte Yarhisar torpidosunda şehit oldu. Diyarıbekir İnhisarlar Başmüdürlü- | Büyük kurdeşimden de bayli zamandir ha- ğünün bir aylık tütün sarfiyatı elli bin | PSt alamadık.n liradır. Nefa — Diyarıbekir yirmi bin liradır. Nefsi Diyarıbekirde 20.000 di- «Güvur Mehmeto şimdiye kadar neş- (rettiğimiz tefrikaların kahramanları — ara- yolık / salığ yapmaktadır. İcki saliyeni sında en çok sevilmiş bir (üp) di merkezde çok azdır. Bilhassa geçnleri- miz içki ve sigara kullanmadıkları gibi alışmış bulunanlar da terke çalışmak- tadır, Tüccarlar tuzu Bitlis ve tuzlalardan getirttikleri için satışı azdır. Pazar OI; Hasan B. Diyor Kl: Giremlerden, alacakmış ! Onun okuyanları hayecandan — titreten maceraları, pek çok alâka uyandırmıştı. Buna yakından vâkıf olan — arkadaşı- maz bu tanışmadan istilade ederek Civur Mehmedin evveke yazdıklarından — daha Sizt'teki İ gvcesk, duha Geld, GÜ boklile idarenin | maceralanm öğrenmiştir. Bugünden itiba- ren size bunları nakle başlıyor. hattâ Sayfa —& Nurullah Ataç ve hislerini biribirini bağlamağa ,bir bü - vtün haline getirmeğe çalıştıkça şimdiki ya- zılarında ziddiyetler bulunduğunu göre, - ceklerdir. Kitapta dört manzum parça var; dördü de serbest nazımla, Nâzım Hikmet'in tare zında. Biri,Nihad Rıza'nın — eBeklemeka isümli parçası, pek küçük olduğu için, hak- | kında bir hüküm vermek kabil değil; biz de şimdilik, ümid ile, bekleriz. İsmet Hüs- nü'nün «Unutmak» manzumesi ise şkirin di linde, nazmında bir olgunluk hissediliyor. | Bundan cvelki yazılarını da alâka ile oku- | muştum; bu manzumesini gerçekten çok sevdim. Artık İsmet Hüsnü'den bir gay« ret daha gösterip Nâzım Hikmet üslübun dan kurtulmasını, kendine mahsus bir ifa. de âleti kurmasını beklemek hakkımızdır. Kemal Tahir'in #«Ayıngacır manzumesi de (Ayıngacı, tütün kaçakçısı demekmiş) ger- çi hoşuma gitti; fakat 6 manzumenin athe- mav sı, sevdiğim şeylerden değildir; bu hususta Kemal Tahir'e, ıdeoîngıı bakı « mundan itira: n var.. Nâzım Hikmet, iki parçasını geçen ) Ayda bir'de okuduğumuz Bedreddin den tanı'ndan iki parça vermiş, O destan, gi diye kadar gördüğümüz kısımlarına bakı » hraa, şairin en iyi değilse de en geniş ve en açık, kelimenin asil manatı ile en «popu - Hnires eseri olacaktır. «Neler hazırlıyorlar? » daki hiküyeler. bahsetmiyeceğim; — gerçi Sabahatrin Al'nin #Kağnın hikâyesi çok güzel, fakat yakında bu sütunlarda © muharririn kita- bi hakkında düşündüklerimi söyliyeceğim. Öteki hikâyeler ise... fena değil. Kitapta bir takım ekonomik yazılar, Marx'tan tercüme edilmiş parçalar — var. Onlar benim meşgul olduğum mev . dan dnxıl den Habeşler iden harbe Kası ti süel için emir =n!hı ile bir mülâkat (A A.) — Journal ga- zetesi, N: ile bir mülâkat retmektedir. Negüs ezcünde d ıııişhı kı. Milletler Cemiyeti ha- rakete gelir ise ve keıdıı mem- leketin ” müdafaası parayı blldılu»ım Te ae Taksitle Eskiden her şey para ile satın alınır. dı. Şimdi para ile satin alınmıyor, tak- sitle satın ahnryor. * — Bu kaça? Diye sormak üdeti ortadan kalktı: — Bu kaç taksite? Diye soruluyor. * — Bugün elbisemin son taksitini de verdim. — Eh artık rahatsın, elbise senin ıl- du demektir. — Maalesef benim olmadı. Elbise eskimişti. Son taksiti verebilmek için ese kiciye sattım. * Günahkâr Allaha yalvaracak: — Günahımın cezasını çekmeğe ra« zıyım amına ne olür bu cezayı — taksit * — Ayhık neye yarar? — Taksit ödemeğel * Buna şaşıyorum: Otomebili taksitle alan adam, yaya gideni taksit taksit çiğnemiyor da, bir hamlede ezip geçiyor. * dır. Orada alış veriş. adam öldükten sonra parası şigortadan alınmak şartile taksit ver de bana da fazla yıkım olma. — Kendimizi taksitçilikte fazla terakki — etmiş sanmayalım. El elden üstün oldu- * ğu gibi, bizden üstün de Amerika var- —