29 Haziran 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

29 Haziran 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Son Posta ,, nın tefrik: Yazan A. R. © Müzakere neticesinde Cemilin tertip ettiği plân tatbika karar verilmişti Cemil, derhal silkindi. Karanlıkta, kaynaşan heyulâlar gibi karmakarışık © yürüyen efradın yanından sür'atli a- dımlarla, bölüklerin başına doğru iler- ledi. z ... « Bölükler, artık (Şersi) köyüne yak- aşmıştı. Mükemmel, emniyet tertibatı © alınmıştı. Cemil, bomba sandıklarını açmış; - şimdi, üçüncü bölüğün birinci mangası olan - ( ölüm mangası ) na beşer bomba dağıtmıştı. Cemil, vazifesini birinci takım ku- mandanına devretmiş; kendisi, ölüm mangasını alarak keşif postası vazife- Sini deruhde eylemişti. Bu vazife, Cemile Rumelidek: haya- tanı hatırlatıyordu. Yarıklarındaki top- kaklardan zakkum ağaçları fırlamış olan kayalardan çelik gibi vücudünü gererek siçrarken, kalbinde sonsuz bir ir zevk duyuyor; ikide birde yüksek ka- BNA ee Y KA © Yaların üzerine tırmanarak etrafı göz- den geçirirken, — Ah, Nâsır Mebhüt.. Diye söyleniyordu. Rehberlik eden Şersi köyünün şeyhi her tarafı uçurumlarla çevrilmiş olan yüksek bir kayalığı göstermiş: — İşte.. Nâsır Mebhütun en mühim kuvveti burada. Artık benim vazifem hitam buldu. Dedikten sonra çekilip gitmişti. Cemil, yüksek bir kayanın üstüne © gıkarak vaziyeti iyice tetkik etmişti. izaktan, Nâsır Mebhütun yerleştiği! Zafir kalesi görünmekte idi. Burası bir kale değil, âdeta yekpare bir kaya- “dan ibaretti. Buradaki eşkiyaların ka» * yargâh kurdukları, yüksek kayalıkla kalenin arasında, iki kilometre kadar imtidar eden çetin ve dolambaçlı bir geçit mevcut idi. Kalenin altında, tamamile kesme taş- Jardan yapılmış bir takım evler görü- nüyordu. Bu evler, her taraflarına açıl- miş dar pencere ve mazgallarile ayrı © aynı birer kaleye benziyordu. Kalenin şimal tarafında, âdeta derin “bir irmak yatağına benzeyen boğaz, ilerleyip gidiyor; sonu, görünmüyor- neredesin?. EN e a ci » Kalenin bir tarafından geniş bir su “geçiyor; iki tarafındaki kayaların yük-| sekliğine nazaran burudan geçilmesine | imkân olmadığını ihsas ediyordu. Cemil, tabiatin, en tabii ve en aşık maz mi çevrilmiş olan Zafir i derin derin gözden geçirmiş: — Bu kaleye girip te bu herifi tepe- © İeyebilmek için, ancak kartal gibi ka- natlanıp uçmak lâzım. Demişti, a “Hiç bir şeyden yılmiyan Cemilin yemde. âdeta bir sarsıntı husu- işti . , inmiş; bölüklerin saklardı- 7 kayalıklar arasına avdet etmişti. O- rada, etrafına toplanan zabitlere vazi- — yeti izah ettikten sonra, yapılacak ha- © teket hakkında müzakereye girişilmiş- © Müzakere neticesinde Cemilin tertip ozi plânı tatbika karar vermişti. “Cemilin plânı, gayet basitti... Ev - a w yüksek kayaların üzerinde top- — lanan eşkiya s nün etrafı çevrile- cek, bunların Nâsir Mebhüt ile olan a- lâlkası kesilecek. ondan sonra kaleye hücum edilecekti. Fakat, bu iki kısmın da tatbikatı, 6 © kadar kolay değildi... Tepedeki eşkiya- > yı oldukları yerde muhasara etmek ve | onların Seyit Nâsırla alâkasını kesmek © için, bütün geçitleri kuvvetli müfreze- lerle tutmak elzemdi. ki Bonra.. kaleye hücürü etmek. eğ bir hayli müşkül ve Diğilkarii bir tarafı, bıçakla kesilmiş gibi, la çevrilmiş bir te Jd2 Bu| benzeyen bu kaleyi cebri bir hücumla zaptedebilmek için, çok fazla telefat vermeyi göze aklırmak gerekti. Müfreze kumandanı Süleyman e - fendi: Ri e lr iy a lunduğu tepenin etrafını çevirelim. Onları, oldukları yerde kıpırdatmama- ya gayret edelim. Ayni zamanda, der- hal San'aya yazarak kuvvet getirte - lim. Demişti, Cemil, bu teklifi tenkit etmiş; — Emredersiniz, kumandanım ... Ancak şu var ki; şayet biz burada eş- kiyaya burnumuzun ucunu gösterir » sek, derhal müsademeyi kabul etmek mecburiyeti karşısında kalırız. Bu kuv- vetle ise, hem kaledekileri; hem de bu- radakileri Bana ka- lırsa, yapılacak tek hareket var. Şimdi biz, San'aya derhal haber gönderme - iyiz. Arkamızdan gelecek olan kuv - vetlerin, bir an evvel hareketlerini bil- dirmeli, Fakat bu kuvvetler, doğruca (buraya gelmemeli. Bunlar, buradan i- ki saat kadar geri gelmeli. Ve oraya ge- lir gelmez; sahte bir harbe girişmeli. Gerilere doğru, beş on top atmalı, Gü: ya, arkalarından bastıran bir kuvvet ile müsademeye tutuşmuş gibi bir vazi- İyet almalı. O zaman, karşımızdaki te- pede bulunan düşman kuvvetleri, bi- zim askerleri iki ateş arasında bırak « mak isteyecekler. Ve derhal tepeden inerek buradan geçecekler. İhtimal ki, Nâsır Mebhütun kaledeki kuvvetleri de onları takip edeceklerdir. Şu, bulun - duğumuz mevki, çok güzel bir pusu yeridir. Sizi temin ederim ki bu pusuya düşen eşkiyalar, bir iki saat zarfında önümüzde kâmilen eriyeceklerdir... Bana kalırsa, yapılacak tek hareket bu- dur. Diye cevap vermişti. Mülâzım Cemilin bu fikrine, her » kesten evvel, müfreze kumandanı Kol- ağası Süleyman efendi muvafakat et- mişti. Diğer zabitler de: — Yaşa, be Cemil. vallahi, Napol- yon olacak adammışsın!., Demişlerdi. Cemil, buna da itiraz et- haklayamayız... — Napolyon mu?.. Asla... Akâ ka- inünde, ve Türk askeri karşısında İmağlâp olan bir kumandan olmayı as- lâ aklımdan geçirmem. Mağlüp olmı- yan bir bölük kumandanı Cemil ol - mak, bana daha hoş gelir. Diye mukabele göstermişti. Genç ve alaycı zabitler, kim bilir, daha neler söyliyeceklerdi. Fakat Ce - mil, birdenbire onların sözlerini kes - miş: — Yalnız, bir mesele var, arkadaş - lir... Şimdi ben buradan yanıma bir nefer alacağım. Yirmi dört saat kadar kaybolacağım. Demişti. Birdenbire, bir kahkaha tufanı yük- selmişti. — Vay, kâfir vay.. Mutlaka geçti - ğimiz köylerden birinde, kadın koku- su aldı. — Hayır, hayır... San'ada bir şey u- nuttu, galiba?.. — Ne o, Cemil ... Yoksa bizi bu taş- liğın içinde bırakıp ta savuşuyor mu- sun?.. Diye, birbirine karışan alaylı söz - ler işitilmişti. Cemil, ciddi bir tavırla omuzlarını silkmiş, sözüne devam etmişti! — Vallahi, nasıl isterseniz, öyle dü- şünün. Ben! yirmi dört saat kadar, or- tadan kaybolmıya mecburum.. Yalnız bona, ve yanımdaki nefers birer kat İyerli elbisesi lâzım. İşe, iyi bir tesadüf karışmıştı. Bö - i,İlüklerin pusü tuttuğu yerler civarın - şüpheli üç ili yakalanmıştı... i irk er) nn kz Viz NAL, SON POSTA Güreşçilerimiz dün gecede rakiplerini yendiler Şimdiye kadar Almanlarla yapılan 20 müsabakada güreşcilerimiz 18 galibiyet kazandılar Dün gece yapılan güreş müsabakalarında, güreşçilerimiz altı siklet üzerinde de rakip- lerini mağlüp etmişlerdir. Ankaralı Ahmet bir dakika 24 saniye, Seyit Ahmet de 3 dakika 24 saniyede tuşla diğerleri de sayı kesabile galip gelmişlerdir. Gündüz futbol maçı olduğu için ringin ku- rulması bir hayli uzamış, müsabakalara an- cak saat dokuz buçukta başlanabilmiştir. Ge- neral Fahreddin müsabakaları sonuna kadar takip etmiştir. 56 kilo serbest güreş: Küçük Ahmer, Şönle- ben 1 Orta bakemi: Sadullah yan hakemle- ri: Alman, İsmali Hakkı, İlk anlarda birbirlerini denerlerken Ah - met rakibini altına aldı, çabalarken Alma- nın âlni yarıldı. 3 nci devre ayakta başladı. Ahmet hemen rakibini altına aldı, bir kaç oyun tatbik etti ise de rakibinin sırtını yere getiremedi, ve Heyocanlı bir enstantene Vefik rakibiyle güreşirken müttefikan 15 dakikada küçük Ahmet galip ilân edildi. 6i kilo; Greko Rumen: Ankaralı Ahmet, Şönlebenir . Orta hakemi: Alman, Yan hakemleri: İsmail Hakkı, Sadullah. Oyun başlar başlamaz birbirlerini dener » lerken Ahmet güzel bir kafa kol kaparak bir dakika 24 saniyede tuşla galip geldi 66 kilo: Greko Rümen, Vefik, Güldö Mays- ter. Orta hakemi: Sadullah, Yan hakemleri İsmali Hakkı, Alman, Oyunun ilk ânmda Vefik yanlış bir öyün tatbik ederek alta düşlü. Alman mütemadi- yen saltaya almağa çalışıyor, fakat Vefik fur- sat vermiyor, Vefik güzel bir oyun tatbik e- derek alttan kurtuldu. İlk on dakika bittiği vakit Alman galip ilân |, edildi. 3 nci devreye başlamak için kendisine ne gekilde güreşmek istediği sorulduğu vakit ha- keme bıraktı. Kur'ada Vefik alta düştü. Alman bir şey ya- pamadı, sıra Almanın alta yatınazını geldi, Vefik bir şeyler yapar gibi güzel bir burgu le Almanın sırtını yere getirirken gönk im- dadına yetişti. 20 dakikada ekseriyetle Vefik galip ilân 6- dildi. 72 kilo: Serbest güreş: Ankuralı Hüseyin, |" Vikke, Orta hakemi: İsmali Hakkı, Yan hakemleri: Alman, Sadullah, İlk anlar birbirlerini denemekie geçiyor. Hüseyin rakibin! eze eze yerden yeyo sürü - yör. İlk devre bittiği vakit Hüseyin galip ilân edildi, yerde güreşmeği tercih etti. Rakibinin mütemadiyen ayaği İle uğraştı, ve neticede 20 dakikada müttefikan Hüseyin galip ilin edildi, 179 kilo: Greko Rumen. Adnan, Botner., Orta hakemi: Alman. Yan Bakemleri: İsmali Hakkı, Sadullah, e a Macarlar dün Muhtelitimizi yendi Fena teşkil edilen takımımız 0-3 yenildi Dünkü maçtan heyecanlı bir enstantane Olimpiyat hazırlıkları vesilesiyle İstan- bula getirilen Macarların Boçkay takımı dün Taksim stadyomunda ikinci o maçını yaptı, Saat beşe boş kala evvelâ Macarlar 22- haya çıktı, halkı selâmladılar, arkasından bizim takım göründü. e Macarlar evvelki günkü takımlarında göze çarpan bir deği | siklik yapmışlardı Takımlar yerlerini aldıkları zaman bi-| zim muhtelit şu şekilde dizilmiştiz Safa, Lütfi, Faruk, İbrahim, O Rasi Mehmet Reşad, Rebii, Fuat, Yaşar, 5 Necdet, Hakem: Suphi Batur'du. Oyunun ilk anlarında kalemiz tehlike- ler atlatıyor, bunları ancak Okornerlerle kurtarabiliyoruz. 8 inci dakikada Rebii soldan güzel bir iniş ile Macar kalesini tehlikeye sokuyor, top avutta., 12 inci dakika Necdet güzel bir ortala» İyiş yapıyor, Macarlar güç belâ topu korne- ye atıyorlar. Kornerden gelen top Macar kalesi önünde dolaşıyor ve Yaşarın plâse bir şütüyle avuta gidiyor. Akabinde bize bir firikik. Tehlikeyi atlatıyoruz. Muhtelit takım çok fena bir oyun çi- karıyor, mütemadiyen sol taraftan oyna- makta iwrar ediyorlar ve Rebü de bu yüz- den bozulup duruyor. 30 uncu dakikada Macarlara kale ö- nünde bir firikik oldu. Fuat çekti, topu an- cak kale direği kurtardı. Bir dakika sonra Rebiinin güzel bir şütü kale direğini yala- yarak avuta gitti Maca bütün gayret- lerini sarfediyorlar, o Rebüyi de çok güzel tutuyorlar. 36 ıncı dakikada kalemiz bir tehlike atlattı ve Lütfi topu uzaklaştırdı, bu ara- da sıkı bir hücum yapan muhtelitten Re- bü, topu güzel bir pasla Yaşara verdi, Ya- şar boş kaleye topu atamadı, Macarların kalesi şüt yağmuruna tutuldu, fakat istifade edemedik. Oyunun son dakikasında kor- ner oldu, Macarlar çekti. Bu suretle haf- itaym .0 » O berabere bitti. 2 inci haftaym muhtelit takımda ufak) bir değişiklik yapılmış, takım şu vaziyeti almıştı: Safa, Lütfi, Faruk, İbrahim, Mehmet Reşad, Adil, Rebii, Şeref, Fuat, Said, Necdet. İkinci haftaymin ilk anlarında kalemiz ibir tehlike atlattı. B inci dakikada Necdet önündeki haf- beki atlattı, Fuade güzel bir pas verdi fa- kat Fuat istifade etmesini bilmedi. Rebü güzel bir ortalayış yaptı, Şeref nasılsa coştu ve rakibini minder haricine fır- Intiı, Oyun zevksiz ayakta devam ediyor. İlk devre her iki taraf ta berabere bitirdiler, Ev- velâ Alman alta yattı, Adnan iki kere tuş yaptı ise de Alman hakem görmemezliğe ge- lerek oyuna devam ettirdi. Sıra Adnana al- ta yatmak geldi, güzel kapanmalarla öyun vermedi. Neticede 29 dakikada wüttefikan Adnan sayı hesabile galip 87 kilo: Berbest güreş: Seyit Ahmet, Kalner, Orta bhükemi: İsmali Hakkı, Yan hakemleri: Sadullah, Alman. İlk anda Ahmet kala Kı tam pozisyonda, Fuat müdahale (ederek güzel bir fırsatı kaçırmış oldu. Necdet güzel bir akında, kaleye giri” yor, fakat kalecinin dizi ancak topu kur tarıyor, arkasından bir akın daha o da he- ba oldu. 15 inci dakikada Rebii fena halde &s katlanarak sahadan çıktı, yerine Niyazi gir İdi 19 uncu dakikada Macarlar soldan bir iniş yaptılar. Sol açık güzel bir gök çekti, Safa topu bloke edemedi, sartraforları ye: tişerek kısa bir şütle ilk golli yaptı. Bu golden sonra bizimkiler biraz açı- lır gibi oldular, Necdet bir yandan, Niyazi ötski yandan inişler yapıyorlar, Macar ka- lecisi mütemadiyen kendisini atarak topu kurtarıyor. 26 ıncı dakikada Macarlar sağdan iniş yapıyorlar, sağ içleri topu çekiyor, ve top kale direğine çarparak içeri giriyor. Mac açıldılar. 29 uncu dakikada sağ açıkları önüne gelenleri atlatıyor, önü boş bulunan sol açığa topu geçirdi, sol a- çık ta sıkı bir şütle 3 üncü golü yaptı. Macarlar gittikçe açılıyorlar, bizimkiler se onların yanında seyirci gibi duruyorlar. Oyunun sonlarında Macarlar bir fırsat kaçırdılar. Oyun 3 « 0 Macarların hâkimiyeti tında bitti, Muhtelit takımımız dün fena teşkil dildiğinden iyi bir oyun çıkaramadılar. Dünkü Bisiklet yarışları Bisiklet ajanlığı tarafından tertip edi- len bisiklet teşvik yarışları dün Mecidiye köyünde ikinci sınıf koşucular arasında 59 kilometre üzerinde yapılmıştır. Yol Me- cidiye köyünden kalkış, İstinye Kefeli köy - Tarabya - Meci köy tekrar Hacı Os- man tepesi ve Mecidiye köy idi. Yarış ol- dukça heyecanlı oldu. Birinciliği Topkapı» dan Nuri 1,49.9 da kazandı. İkinciliği Sü- leymaniyederi Garbis, üçüncülüğü Fener- yılmazdan Torkum, dördüncülüğü Fener- yılmazdan Çaço, beşinciliği Feneryılmaz- dan Hayranet kazandılar. Derece alanlar merasimle omadalyeler verildi. İki Galatasaraylının seyahatlar! Galatasaray lisesi 10 uncu snf talebe- lerinden Ercümend Tüccar bağı oğla ile Fikret Man oğlu adlarında iki genç kendi yaptıkları küçücük bezden o Pedilbet'larile geçen cumartesi günü havanın muhalefe- tine râğmen İstanbuldan hareket ederek İzmite varmışlar, iki gün sonra da İstanbu: la dönmüşlerdir. e caklarından kaplı ve rakibini altına aldı ve mütemadi bir ezme neticesinde 3 dakika 18 saniyede Seyit Ahmet tuşla galip. Ağır siklet: Greko Rümen :Ankaralı Nec» imi, Vogner, Alman, 1: Sadullah, İsmali Makkı, Oyun baylar başlamaz Almanın kolu sakat olduğu için oyuna devam ettirmediler, Böylelikle bugüne kadar yapılan 20 müsü- bakanın 18 tanesini bizim güreşçiler ve 2 ta vesini de Alman güreşçiler kazanmış oldu » ler, Giweşçilerimiza daha büyük muvaffaki- Orta hakemi: Yan hakemi

Bu sayıdan diğer sayfalar: