| | b L U Topraktan altın yapan Lehli tekrar sahnede Musolini Fransız mahkemelerinin dolandırıcı diye muhakeme ettikleri adama, İtalyan Profesörlerinin huzurunda tecrübeler yaptırıyor Devlet Bankalarından birinde altın Gazeteleri takip edenler xeçen Fransada ceteyan eden mühim bir davayı elbette hatırlarlar. Dumikowski isminde bir Lehlinin topraktan altın istibsal eti #rtaya atılmış, ve adamcağız da bu yüz - den mahkemeye verilmişti. Ba hâdise o zaman, hemen hemen dünyartıım her tara- fında büyük bir alâka ila takip edilmişti. Dunikowskiyi genç bir Fransız avukatı mü- dafaa etti. müdafaalarında muhteriin yap- tığı şeylere inandığını anlatacak ifade kul- Tamyordu. Nihayet mesele kapandı, Ve a- yadan hayli uzun bir zaman geçli. Fransız mahkemelerinin dün düzenbaz diye meşgul oldukları bu adamla, Le Jowrnal gazeterinde — okuduğumuza — göre Mussolini, daha yakından ve başka türlü alâkadar olmuş, tanınmış kimyagerlerden Bir tanesini Dunikowskiye yollıyarak —eş- finin mahiyeti hakkında fikir edinmek ia - temiştir. Journal gazetesinde yazı yazan tanın - Bmş müharrirlerden Flassch bu hâdiseye ya- kinen şahit olmuş ve gördüklerini de gaze- tesine yazmıştır. Bu yazi şudur: sene «İtalyan Rivierosuna ufak bir tayyare ile uçarken Mösyö Jean - Charles - Leg- yand bir kaç hafta evvel Musolini tarafın- dan nasıl kabal edildiğini anlatıyordu. —— Ban diyordu, Muolini ile görü; ğüm zaman onun bu işle alâkadar olaca - foni evvelden tahmin etmiştim, beni bü - Yük bir alâka ile dinledi ve Dunikowski - min bütün tecrübelerile alâkadar oldu.. Ve mütehassıs Mösyö Giovanuiyi bu içe me- mut etti. Mösyö Giovanni Milâno üniver- #itesi kimya profesörüdür. Bugün öğleden sonra tecrübeler yeyom, şimdi gidip beraber göreceğiz. * Sanremonun çiçekli bir kapısının önün- de durduk, Giovanninin elinde bir tek va- liz vardı. Kapıyı çaldık, karşımıza müte - Bessim bir çekre ile Dunikowski çıktı. bayet hymodııın anlaşılmış olmasından do- İkayı memnnuniyet duyuyor. Çehresinde se- Winç' gizgileri beliriyordu. Lehli bir mü - hendis olan Dunikowski evvelâ bizi tepe- den tbınağa kadar süzdü. Ve sonra elile kçerisini işaret ederek buyurun, dedi. Giovanniye evvelâ makineyi gösterdi - İer, beyaz bir kutu. Büyüklüğü bir radyo Mmakinesinden farksızdı. İçinde acayip ve Kkarışık aletler, elektrik transformatörleri, Ve bir de Rhumkorff bobini bulunuyordu. Kutunun altında topraği aln yapan meş- ——— —— ——— GÖNÜL İŞLERİ 16 yaşında 5 erkekle Konuşmuş «16 yaşında bir kızım. Şimdiye ka - dar beş gençle tanıştım. Fakat görüş - töğüm bu gençlerden hiç birini kendi krime uygun bulmadım. Şimdi hepsin- den ayrıyım. «Ablam da benim gibi bir çok erkek- lerle görüştü. Öyle olduğu halde hâlâ evlenemedi. Şimdi yirmi beş yaşındadır we bekârdır. Ben de onun gibi bekâr kalmaktan korkuyorum. A A, Mağrur kiz külçelerinin daireden daireye nakli * acak, Fazla söylemi - hur Proton Lir cam tübün içinde duruyor- du. Ve işte bu madde ihtirsin esaslı esra- rıini teşkil ediyordu. Köşede duran bir saadığın içinden Du- nikowski Afrikadan kendisine sureti mah- susada gönderilen bir topraktan 250 gram aldı. Ve dedi ki: — Elimdeki fennt vesnitle bir ton top- yaktan 15 gram altın istihsal edebilirim. Dunikowski profesör Giovanninin ne - zareti altında bu toprağı bakır bir plâka- nin üzerine koydu. Cereyanı açtı. Yarım #saat devam eden bu ameliye esnasında top- rağın çıtırdadığını düyarken araları iyice yapışmamış olan kulunun tahtaları ara « sından da kıvılcımlar çıkıyordu. Altın ya- picisi yarım saat sonra bu toprağı aldı, bir çanağın içine koydu ve 1200 derecede ımt- mağa başladı. Sonra bir yere serdi, so - Kuttu, ve hamizi klormalı bir mahlülde yi- kadı, Tekrardan sadan geçirdi, bir kilo- gram civayı muhtevi olun bir harcın içine attı, hepsini birbirine karıştırdı. Sonra bu ayip terkibi bir ceylân derisile sardı. Ve parmakları arasında sikmağa başladı. Civa, derinin Üzerine çıkmağa başladı. Bu sabır- ları okuyanlar uzun tarif üzerine artık al - tanın da derinin mesamatında kaldığını zannedeceklerdir. Hayır mesele bü kadar basit olsaydı bu işi Dunikowskiden evvel keşfedenler bulunurdu. Ne ise biz tecrübeyi anlatımakta devam edelim. Ceylân derisinin içinde gümüş, u- fak kristallar kaldı, anlar büyük bir odun kömürü parçasının Üstüne kondu ve yük: sek harâret veren öksijen musluğa ile m- tildi. Ve ortada (50) miligram ağırlığında sarı bir cisim gözüktü. Giovanni o cisme hayretle baktı.. Ve kı- saca öğleden sonra gelirim, dedi. Söyle - diği saatte geldi. İçeriye Dunikowakiyi al- madı, yalnız kapıdan bakmasına müsaa - de etti. Biz de sofada bekliyorduk. Beraberin- de kendi itimat ettiği toprağı getirdi.. Ve bizaz yukarıda tarif ettiğimiz — ameliyatı; baştan yaptı. Kandisini - bir - çismi pakete sararkem gördük ve altın, istihsal edip et- mediğini soracakken o evvelden tahmin et- tiği sualimize mâni olmak için: — Şimdi derhal gidiyorum, ayni tec - rübeleri kendi lâboratuvarımda da yapa- cağım ve zannediyorum ki bir hıhıyıı hı- dar Duçeye neticeyi bildiririm. Biz profesörün arkasından yetişeme - dik, derhal bir otomobile atladi ve trene nip İtalyaya gitti. Ablanızın hareketi sizin için bir ders vazifesi görmeli idi, bizim memlekette gelişi güzel önlerine çıkan — erkeklerle konuşan kızlarla evlenmeğe kimse cesa- ret edemez. Erkekler kızlarla konuş « maktan hoşlanır, fakat bir kaç erkekle görüşen kızla hayat ortaklığı yapmağa cesaret edemezler. Ablanız yaplığı ha- tanın cezasını çekiyor. Siz de ondan ib- ret alarak bu fikri değiştirin. — erkek - lere karşı çekingen, ağır başlı, kibar ol- mağa çalışm, ancak sevebileceğiniz er - kekle, o da bin kayitle konuşmağa rarı olunuz. TEYZE İsürü vaatler ileri de adamlar öldürülür. |merikalıların iyi bir huyları vardır. İntiha- Amerikada yeni Cumhur Reisi kim olacak ? Bütün Amerika her seçim arifesinde — olduğu gibi dahili bir harp ve isyan manzarası gösteriyor Nevyork, Haziran — Dört senede bir Amerikayı bir sar'a nöbeti tutar, Bu müd- det zarfında sinirler gerilir, küfürler edilir, iltiralar edilir, ve memleketin içi dahili bir | harp ve isyan manzarası arzeder. Bu A - metikada intihap devyresidir. Amerikada iki fırka vardır. Demokrat- Jar ve Cumhuriyetçiler. Bunlar 48 eyületin kırk sekizinde de kıyasıya boi eadelelerin Şiddetini o devreye mahsus ol mak üzere kanunlar da mâzur görür, , kenar mahalleler- Yalan havadisler işan edilir ve intihabatın arifesinde müca- dele tarife sığmıyan bir hal alır. Yalnız A- Şurlar, mü- bir bat bitip de bir taraf kazanınca ortalığa büyük bir sükünet âriz olur ve herkes isti- rahale kavuşur. Şimdi Amerikada mücadelenin ilk saf- haları yaşanıyor. Bu ilk #safha — karşı - hkb tartaklama devridir. Her tarafta mü- endelenin nasıl yapılacağı, ne gibi hazırlık- ların yapılması icabettiği görüşülüp ka « nuşuluyor. İçtmalar, kongreler aktedili - yör. Her iki tarafın namzeğleri eeçilmiktir, demokratların — namzedi yine — Franklen Ruzvelt'dir, ve başladığı büyük işleri ba- | şarmak için mevkünde durması lâzım gel- diği ileri sürülmektedir. Cumhuriyetçiler ise, Beyaz taraya şim- diye kadar ismi duyulmamış bir adami yer: leştirmek istiyorlar ve onun için lâzım ge- ğ - Harun Reşidin zamanı, 765-809, Ab- ta. Bir Türk vezir ailesi, Barmak oğulları, devlet işlerinde gösterdikleri yüksek ehli- yet ile Abbasi devletinin siyasi üstünlüğü- 'nü temin etmişlerdi. Akdenizde Bizans ve Endülüs Emevileri gibi iki kwvvetli düş- mana karşı Frank imparatorluğu ile anla. şılmış, devletler müvazenesinin ilk nümu- nesi gösterilmişci. Frank iraparatoru Şarl- man Bağdada bir sefaret heyeti göndermiş, selâm ve ihtiramını arzederek Kudüsün Hiristiyanlar - tarafından — serbestçe ziyaret edilmesini rica etmişti. Ricası derhal yeri- ne getirilmiş, ayrıca hediye olarak da Şarlmana bir fil, büyük bir ipek bayrak, gü- zel kokular ve bir çalar saat gönderilmişti. O zamanlar şarka nazaran çok geri bulu- nan Avrupallar ve dolayısile Franklar başta Şarlman olmak üzere, bu hediyelera hayran olmuşlardı. Harun Reşidin zamanı yalnız bir siyasi üstünlük devri değildi. Barmak oğullarının " ve Harunun şairlere, âlimlere ve artistlere karçı gösterdikleri cömertlik ve himaye sa- yesinde, patlak bir edebiyat ve san'at dev- ti olmuştu. İşte hemen bütün garp dillerine çevril: miş ve hattâ bazı parçalarımın filimleri dâhi yapılmış olancBinbir gece masallarır da bu devirde vücut bulmuştu. Hiç şüphesiz ki bir çok meçhul hikâyeciler tarafından Cümhuriyetçilerin — Ruzvelte rakip olarak çıkardıkları Landan len her türlü reklâmı yapmaktan da geri kalmıyorlar. Ruzveltin rakibi kim Cumhuriyetçilerin Ruzvelte rakip olarak. ileri sürdükleri nazmedin ismi Alfred Moss- mon Landan'dur, siyasfi hayatta bugüne kadar pek tanınınış bir şahsiyet değildir, nâakledilerek Liribirine eklenmiş olan bu bununla beraber, uzup zamandanberi Kan- müasallar, bu suretle vücut bulmuş bütün 'san - valisidir., Ruzweli , aleyhtarı mw;h.lk lııındııı gibi, zengin bir muhayyele- bilhassa Hörst çok kısa bir zamanda Lan;) nin mal ür. İnce ve zarif bir şiir ile o don'u halâakâr payesine çıkarmıştır” Kan- a ahlâkı resmedil - v9s'ta pek sevilmiştir. Şimdiye kadar ne ı-ll'ughiı gece masalları» nin csası umumi ve ne de hususf haya'ında karanlık.| bir leke yoktur, 1932 de demokrâtik cere- İyan ortalığı kasıp kavururken mevküni 'de etmiş ve bütün eyaletlerin bütçeleri sar- 'mhırken, © mali tedbirler sayesinde Kansas | bütçesini denk getirmiştir. Höret Landon'- Amerika şimdi'ne ya; dan bahsederken onu arzı mev'üdün Mü | nillet şüphe ve karanlık sası gibi-göstermektedir. Ve kendisini dün-İ Kü hükümet tarafında yanın en iyi maliyecisi ve idarecisi olarak | naksadile girişilen büyük - işler, tarif etmektedir. milyarlara mal — olmaktadır. — Müstahsilin Landon kırk sekiz yaşındadır. dünya - ücretine binen bu ,milyarlardan bir çok da konuşulan belli başl Tisanların hemen | kimseler şikâyetçidirler. hepsine vâkıfır. Sade giyinir... Gençliğinse| — Bunlar Ruzvelt hükâmetinin isszliği ve gelince; Bir petrol müstahsili olan babası| enbelliği teşvik ettiğini iddin etmektedir- kendisini evvelâ bankalara — yerleetirmiş, İler, «açıkların kapatılması için bir kaç nes- devrin karakterleri ve aniştir. işudur: fazla hayret edecektir. Amerikanın dahili vaziyeti babasının yoluna sapmış ve bu işte bir ilâ (şeket ediyor.» sözleri sık sık işitiliyor. iki milyon arasında bir servet toplamağa| — Yüksek mahkemenin Ruzveltin ka - muvaffak olmuş. rarlarını teşkilâlı esasiyeye mugayir gör - 1918 de gönüllü olarak harbe girmiş, | mesi demokratları hayli müşkül vaziyete kahramanca hizmet etmiş ve bugün taşı-| koymuştur. mak istemediği mütecaddit nişgnlarla bir| muhalif hareket ediyor demeğe başlamış- aralık göğsünü süslemiştir. Fırkası kendisi- | lardır. ni reisicumhurluğa namzet gösterdiği za « man hayret etmiş ve bu bayreti bir hafta | hassa büyük sanai işlerile, kadar devam etmiştir. Eğer kazanır da re-| karışmasından gayri memmundurlar, Hairan 26 — “.Son Posta,nın müsabakası: 40 Tarihi Vak'a ve 40Tarihi Tablo 34 - Binbir gece masalları Bir şark padişahı olan Behram Gür'a, basi devletinin en parlak bir devri olmuş- | güzelliği ile meşhur sultan Şehrâzâm bir masal anlatmağa başlar ve biribirinin için- den her gece yeni bir masal mevzuu bula- rak binbir gece devam eder, Bu masalla- Tn en meşlhiurları eHlarun Reşidin gemi » cisi Sindbal'ın maceralarır , «Ali Baba ile Kitk haramileri ; «Alâeddin — ile Sibirli kandil» ve sairedir. «Binbir gece masallı me edebi kiymeti gösterilerek temiz tam olarak Türkçeye tercüme edilmemip tir. Kötü ve noksan tercümeleri üdeta bir çocuk kitabı olarak, bundan başka pek te zevksiz olarak basılmıştır. Franmzcaya ilk tercümesini 1704 de Antoine Calland yap- maştar. 1646 da doğmuş ve 1715 de ölmüş olan Galland, İstanbulda sefaret müsteşa. m olarak bulunmuş, on yedinci asırda Türk Tarihi ve bilhassa Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın şahsı hakkında kiymetli bir vesika olan iki citlik bir hatıra yazmıştır. İstan- bulda bütün vaktini Sahaflar çarşısmda geçiren bu adam bir çok kıymetli kitaplar toplıyarak Fransaya yollamış ve — götüre müş. ba hizmetlerine mükâfat olarak da akademiye âza olmuştur. Yukarıdaki resim Binbir gece masalla: zmn İbgilizce yeni bir tabından alınmiğe tır. «ÂAli Baba ile Kırk haramilern hikâye- sine aitttir. Ak Baba Kırk haramilerin mağarasından aşırdığı muazzam servet ila oğlunun düğününe başlar. Düğüne zengin bir tüccar gelir ve kırk küp dolusu şerap getirir. AK Babanın sadık cariyesi bu tüce carın Kırk haramiler başı olduğunu ve kü, lerin içine de Kırk haramilerin gizlendiğini keşfeder. Reşad Ekrem Koçu Fı=———————=-—_= ızınnır.dı konan bu devlet kuşuna — daha | bütün serveti 400 milyar olarak tahmin ö« dilmektedir. Bu parayı bilvasıta veya bilâ vasıta kontrol eden sınıf iki buçuk mil - ağını bilmiyor, | yonu yani nüfusun yüzde ikisini geçmez. indedir. Bugün- | Şu vaziyet dünyanın izlere iş hulmak | kayese edilemez, Amı devlete | kettir ki, herkes kredi r devletile mü- âyle bir memle- yaşar ve yanımda para gezdirmez, otomobilleri evleri hafta- hıklarla alırsanız borsada mühim işler icad eder oynarsmız. Hele eskiden bu barsa da- lavereleri çok başka türlü idi. Aydaki altın madenlerini işletmek KÇin birisi hisse se - metleri satsa, dolandırıcılık — yaptığı için Landon orada bir müddet çalıştıktan sonra, |lin çalışması lâzımdır. Ruzvelt delice ha- | cezaya çarpılmaz, alıcı gözünü açsaydı der İlerdi. Bugün büyük sulistimallere yol açan bu usul değiştirilmiştir. Amerikalılar hölâ şu — kanaattedirler, dünyada el'an hâkim olan paradır; onu Ruzvelt cümhüriyetin ruhuna |elden kaçırmamak lâzımdır. Yarın yine para dünyaya tahakküm e- decektir. Binaenaleyh baş vakit geçirme - Amerika maliyecileri, Ruzveltin bil - |yip dağılan servetleri toplamak, altan o - borsa işlerine |luklarını Amerikaya çevirtmek için der « Bu- |bal faliyete geçmek Amerikanın müstekbel İisicumbhur olursa başına hiç düşünmediği|nun da sebebi gayet banittir. Amerikanın ' menfaati icabıdır.