Seyahat Uludağa çıkan bir yolcu nelerle karşılaşıyor? W İnsana keyif veren şeylerle, keyif kaçıran şeyler, dünyanın hiçbir yerinde, Uludağdaki kadar yanyana gelmemiştir Yalnız otomobile 10 lira vermek mecbu- Sakın kibritsiz de gitmeyiniz riyetindesiniz. Bana: — BSence, dünyanın eri güzel yeri nere #dir) diye sorsanız hiç düşünmeden! — Uludağdır! Cevabiıni veririm. Fakat bana: —— Sence, dünyanım en kötü yeti nere- ekdir? diye de sorsanız, vereceğim cevap pene ayni olur. Çünkü dünyanın hiç bir yerinde, insa- lerle, n keyfini ka- ma keyil ver, insa: Çıran çeyler, U gelmemiştir. Bu garip zadın mahi: â merak e » ptiğim son yolculuğun i okumadan geçmeyin. * Hepimiz, günde - kırk defa Kimsenin kılı bile kıpırdamaz. Fakat şu mübarek güneş, bir tutul kâinat birbirine giriyor. tutuluruz. 365 senede or amma, öyle pir tutuluyor ki, Üstad Fatin Hoca: «Güneşin tutuluşu- nu seyretmek için en münasip yer Ulu - dağdır!e dedi. Ben, üstada inanmanın bazan çok pa halıya malolduğunu bilenlerdenim: Kaç defalar, onun: «Bugün hava gü- neşli olacak!ı deyişine inanıp ta ihtiyatı elden bırakmış ve köprünün orta yerin - de, mevsimin en yaman sağanağına tutul- muşumdur. Fakat bu emsalsiz küsufu görmek ar - zasu, beni, Fatin Hocanın sözüne bir defa daha inanmıya mecbur etti. Ve ben ona uymanın cezasını bir defa daha çektim. Bu sözlerime bakıp ta Uludağa çıktığı- ma pişman olduğumu sanmayin. Fakat inanın bana ki pişman olmayışı - man sebebi, çektiğim cezanın bafifliğinden değil, seyrettiğim küsufun harikulâdeli Gindendir. Bursa yolculuğunun işkencesi, Tepes ismini, hacmile hi «Kaca münasebeti ol mıyan bir soy adı gibi purda başladı. yan küçücük va- Garsondan sigara istiyorsunuz: — Başüstüneyi bastırıp gidiyor. Fakat bir daha görünmüyor. Siga: n ümidi kesiyorsunuz. — Fakat Boğazınız kuruyunca, yeniden çağınp su istiyorsunuz. O, ayni nozaketler — Başüstünel yi tekrarlayıp svışıyor. Ve bittabi, üçüncü davetinize kadar mey- dana çıkmıyor. Fakat bu üçüncü, dördün- cü, hattâ beşinci ve altıncı defa tekerrür edince, bende sabır suyunu çekti. Ve ye- dinci teşrifinde: — Şu, dedim, benim hesabı getir! Garson evvelâ, ağız alışkanlığile: Başüstünel demeyi ihmal etmedi. Fa. kat bu emir, ilk defa başının üstünden içine ge girebilmiş olacak ki, merakla sordu: * — Sizin hesabmnız var mı ki2 . Güldüm: — Vat yal... Üsküdar Kız Sanat Mektebi Sergisi açıldı Dün Üsküdar Kız San'at mektebin- de çok güzel bir sergi açılmıştır. Ser- B ludağdaki kadar yanyana | notları » Nedir? — Alh tane «başüstüne Ve onun, sekizinci defa: «— Başüstünel» deyip avışmasına va- bırakmadan ilâve ettim. — Vapurda istediklerim yok galiba> € — Maalesef öyle.. on sırıttı: € beni teselli etti: — Ne olacak bayım... Şunun şurası, iki saatlik yol Eğer, pee vapuru, bu hakika - iki saatlik yolu tam beş saatte alma- sa, garsonun hakkık var. Vapuruün hareket ve muvasalat saatla « rini tedbit ederken yolculara pahalı bir öğle yemeği yedirmenin çaresini bile bu- lan zekllar acaha: Bir insanın beş saatlik yolculukta ne - |lere ihtiyaç duyabileceğini nasıl unutuyor? Şaşılacak şey! * Mudanya - Bursa yolunun yansı, kötü İlükten yana İstanbul sokaklarile — yarışta. Fakat Bursaya ayak basınca, yoldakin - Çünkü, dağa muntazam otobüs işletilemedi çindir. ki, nle pazarlığa girişen otomobil şoförü, kapıyı yedi liradan açıyor. Bu bittabi yal- niz gitme içindir. Döl de hesaba ka - tarsanız, J yolunda soygun- | sebeplerindan — birisin anlarsınız. Çünkü ihtimal o yolun kal man bekçilerinden kork zü pek haydutlar bile nız otomobil küm olan y den fazla sarsılıyorsunuz: Bursa - culuk olmay uyacak kadar gö yebilir. Fakat yal: en az on İira vermiye mah- ların ceplerinden hayır u- macak kadar kuş beyinli haydat türeye « mez. Bu işin günahı, bittabi bu işi daha ucuza maletmek imkânını bulamıyan şoförlerde değil, Uludağa, ziyanına da olsa, munta « | zam otobüs işletmek lüzumunu duyamı -| yanlardır. Uludağ oteli gayet asri. Ötel sahibi mun tazam kesilmiş kalın çam kütük dalye diye kullanıyor. Bu üzerleri minder K kütükler, göze e kadar hoş görünüyor ki, koskoca çam ağaçlarına kıyılmış olma sını bile mazur görebiliyorsunuz. Otelde telefon bile var. Fakat telefonu açtığınız zaman, kala « balık bir salon kapısını açmış gibi oluyor- sunuz. Çünkü aboneleri birbirinden ayı - ramıyan aletin içinde, kirk çiftin mükâle- | mesi birbirine karışıyor. Birisinden bunun sebebini soracak ol -« dum. O: | - Bizim telefonlar, İstanbuldaki gibi | değil, tam manasile sumumt» dir dedi. * Eğer günün birinde Uludağa çıkmıya ni> yetlenirseniz, yanınıza bir kaç paket kib- Tit almayı da unutmayın. Çünkü eğer bu tavsiyeme kulak asmaz- sanız, bu asri otelde, geceleriniz hiç te ha« yır olmaz. Ve elektriğe henüz kavuşama « mış olan otelde, en tabil ihtiyaçlarınızı tat- minin bile yolunu bulamazsınız! Naci Sadullah v SON POSTA Kocasından kaçan bir sinema yıldızı * * & Anny Harding diyor ki: - Kocam beni çocuğumla beraber seyahat- ten mennetti veİngiltereye ayak basar basmaz tevkifimi istedi Meşhur sinema artisti Ann — Harding, kızıyla birlikte Amerikadan kaçarak İngil- tereye iltica etti. Bir aralık, sinema yıldı. mevzuubah- settirmek ve gazetecileri meşgul etmek için kaçtığı söylendi. Fakat daha sonra hakika- tın büsbütün başka olduğu anlaşıldı. Ann Harding'in kendisi vaziyeti şu şekilde an- Tatıyor: zınin kendini uzun uzadıya Çoluk çocuk sahibi olmak üzere lendim. 1926 da bir aktörü sevdim. O za- man Detroit'de bir kumpanya sahibi idim. ev. Çalıştığımız sırada en belli başlı arkadap larımdan ikisi hastalanmışlardı. İşe talip 0- lan ilk gence derhal iş verdim. Adi Hary Banmister'dir. Üç ay sonra onunla dim. 1929 da hay tahakkuk etti ve çocuğum Jane doğdu. mükemimeldi. Bize ideal kori koca diyirlardı. Bu telâkki, bir üddet için doğru idi. Çok geçmeden bu telâkki de yıkıldı. 1932 senesinin 7 Mayıs günü Harry Bannister'den boşandım. Kızım Jane'e bakmak selâhiyeti de bana mişti. evlen- ıman en büyük İzdivac hayatımız m veril- Harry, kendisinden — ayrılmamdanberi İbir sürü davalarla yaşayışımı güçleştir - meğe çalıştı. 1932 de mallarımıza ait işleri tesviye ettiğimiz için Harryye bir miktar para te- emeli | Haziran 22 — “Son Posta,nın müsabakası: 40 Tarihi Vak'a ve 40 Tarihi Tablo Milâdın $4 tncü yılındanberi Neron Roma imparatoru bulunuyordu. Her nevi dinayeti yapmağa müstait olan bu genç a dam, çılgınlıkları ve cinayatlari ile Roma Bundan başka, Harıy'nin her al. ti ayda üç kere kızımızı. görmesi karar- laştırmıştı. Fakat bu sırada kızımın muha: fizı da yanında bulunacaktı. Harry bu hakkını pek az kullandı. Son« ra kıtımızı gördükçe, kendisiyle birlikte bir sürü fotograflarını ahlıyordu. — Bunun Üzerine mahkemeye müracaat ettim — ve kizimin — fotograflarının — abnmasına kar: * geldim. Ben İngiltereye, çocuğumu — kaçırmak ân değil, fakat bir film — çevirmek geldiğimden hareketten evvel mahkemeye için müracaat ederek kızımı da birlikte götür- mek ve altı ay için İngilterede bulundur - mak için müsaade istedim. Müsaade verildi. Ben de kendi isteğim. | le mahkemeye 1000 Sterlin kefalet bede: K biraktiım ve bü süretle sözümü tutmak istediğimi gösterdim. Sabık kocam bunu bildiği halde çocuğumla birlikte seyahatten istedi ve İngiltereye ayak basar busmaz beni alıkoymak tevkifim için müracaatlerde bulundu. Halbuki ben kaçmıyorum, taahhütleri- Yalnız yaptırdığı çabuklaştırmak mi yerine getiriyorum. kocam takibat Kanadada aleyhimde hareketimi mecburiyetinde kaldım. » kaşşısında An Hardingin kızı yedi aşında: gide genç kızlarımızın ders yılı içinde yaptıkları el işleri teşhir edilmiş ve çok beğenilmiştir. Yukardaki resim sergide eserlerini teşhir eden çalışkan genç kızlarımızdan bir grubu göstermektedir, İ |meşale gibi yaktırdı. Sa: tarihinde yeni bir devir açmıştı. Kardeşi Britanikusu kendi sofrasında zehirletmiş, anası Agripin ile karısı Oktavyayı ve ho - cası filozof Seneki bile öldürtmekten çe - kinmemişti. Kendisinin büyük bir trajedi şairi ol - duğunu sanan Neron, Roma şehrine dört köşesinden ateş verdirerek bu korkunç yangını seyretti ve harp çalarak alevlere ir söyledi. Sonra Roma halkının nefretini üstünden atmak için hıristiyanları Roma yangınını çıkartmakla i#ham otti, onları ağır cezalara çarptırdı. Bir kısınını vahşi hayvanlara parçalattırdı. Bir kısmını da Roma bahçelerinde verdiği bir ziyfet- te reçinaya bulıyarak sırıklara bağlattı ve yında kadın es - vabı giyerek gezen Neron, Yunanistana yaptığı bir seyahatte de muganni kıyafetile sahneye çıktı. Bu kanlı saltanatın en mühim vak'ala- rından biri de Büyük Britanya adasında Cen kavminin Romalilara karşı çıkardık - ları isyan oldu. Neronun kumandanları ta- — — 0 ——— —— ONUL | Hangi tip Kız Mes'ut eder? «Başkasından nasihat istemek itiya- dında değilim. Fakat her gün sütununu: Tu okuyorum ve sizi bir yabancıdan zi - yade bir dost telâkki ediyorum. Onun itin sizinle danışmakta mahzur görmü- yorum. «Ben tahsilir cim, kazancım evlenmeğe mü bir gen- . Yal nız hangi tip kız için iyi bir koca ola » Daha doğrusu hangi tip kızla mes'ut olacağır mi bilmiyorum. Ben yalnızlıktan hoş - i yeni bitim bileceğimi t edemiyorum, lanan, kendi kabuğu içinde yaşıyan, çe- kingen bir gencim. İyi arkadaşım. Fakat benimle meşgul elummasından hoşlanı- nm.» Sizin tHip ve tabiatinizde olan erkek- ler analık yapan kadınlardan boşlanır, Karınız evciment, size muhabbet ve şef- kat gösteren, kusurlarınızı tashih eden bir kadın olmalıdır. Alacağınız kız mü- tevazi, evini seven bir aile kazı olmalı- dır, 31 - Boadice rafından çok kötü ve bakaret ile idarâ ğe dilen Büyük Britanyahlar, Romalılara kare g nefret ve kin besliyorlardı. Nihayel Cen'lerin kraliçesi Boadice bu nefret ve klk nin bir kahramanı olarak ortaya atıldı. Bü- Yük Britanya kabileleri onun etrafında top- lanıverdi Sarayında kadın esvabile otu- ran Nerona karşı erkek elbisesile ordula « tın başına geçen bu kadın Romalıları bir - biri arkasından perişan etti. Fakat nihayet Roma cenerallarından Paulinus Suetoniusa mağlüp oldu. Ve mağlübiyetin acısına da- yanamıyarak milâdın 61 yılında zehir içe- k intihar etti. Bi illi bir kahramana akışan bir ölüm oldu. Yedi yıl sonra ise, imparator Noro yaklanan halk tarafından canavarlığına karşı a « illet düşmanı ilân edilmiş, Romadan kaçmağa mecbur olmuş, kendisini yakalamak üzere gönde- rilen askerlerin ayak seslerini işitince «el- han büyük bir artist kaybediyor!.» diye bağırarak kendini öldürmüşti Bu da Nerona yakışan bir ölüm idi. Krealiçe Boadice'yi bir harp arabasında ve asker kıyafetinde gösteren yukandaki kompozisyon ressam D. Macpherson ta « rafından yapılmıştır. Reşad Ekrem Koçu ni ŞLERKK İstanbulda Nigâr: Kocanız haklıdır. Evde yabancı bir erkeğin fazla bulunuşu hakkınızda bir çok dedikodulara sebep olabilir. Evini- zi yıkabilecek olan geçici zaafınıza bu kadar mağlüp olmayınız. Çocuklarınızı ve istikbalinizi düşününüz: * «İ8 yaşında bir gencim. Ceçen yaz bü semte gelen bir kızla tanışlım. Kar: deş gibi konuştuk ve seviştik. Fakat k» şın şehre dönünce birbirimizi unuttuk. Bu yaz tekrar geldiler. Beni tanımamaz: iki ben onu çok se- viyorum. Yaptığı kapris midir dersi « niz 'e Aşık Sizi imtihan ediyor. His ve alâkanımı Bgösterin, derhal size iyi not verecek ve münasebetiniz tekrar düzelecektir. * Kızım 16 yaşında. Güzekce olduğu için etrafıan talipler çıkım Fakat ben yaşını küçük bi başladı. orum. Siz ne dersiniz? » Fahriye Haklısınız. 16 yaş bir kız için evlen- me çağı olarak çok küçüktür. Madem ki güzelce bir kızdır, ilerde de talip bulmakta güçlük çekmez. Evlendirmek- te acele etmeyiniz. TEYZE