6 Sayfa .SON POSTA Dünyanın sahibinefelâket| Maksim Gorki getiren en meşhur elması Hope elmasını ele geçiren ve bu yüzden felâkete uğradığı söylenenler arasında Abdülhamit te var İ Lorens Lodue ismindeki kadın Hope elması vüzünden bu sekilde boğulmuştu Dünyanın en meşhur elması, uHope' olması»-adını taşır. Bugün — bu elmas parçası madam Evalin Maklean ismin- de bir kadının elindedir. Bu taşın şimdiye kadar geçirdiği tarih şöylece hulâsa olunabilir: Bu taşı, 1642 de Jan Baptist Taveri- ner namında bir seyyah ele geçirmiştir. Taş, Buda mabedindeki bir heykelden çalınmıştı. Bu seyyahı yabani köpekler parçaladılar. Bundan sonra taş Madam — (Mon - tespan) a geçti ve neticede bu kadın bulunduğu memleketin kralının emrile idam olundu. Bu taşı taşıyan Mari Antuvanetin a- kıbeti malümdur. Onun da kellesi uçu- ruldu. Hope elması Mari Antuvanetten prenses Lambollenin eline geçti. O da ayak takımı tarafından parçalandı. Bu- nu mütecakip taşa sahip olan Hendrik Fals da esrarengiz şekilde öldü. Elmas nihayet Hope ailesinin eline düştü ve bu aile ondan sonra müte - madiyen felâketlere uğradı. 1901 de Nevyork bangerlerinden Simon Frankel bu taşı 168.000 dolara satın aldı ve derhal mali vaziyeti bozul- du. Taş, bu zatın elinden Jak Kolonun eline geçti bu adam da çıldırdı. On - dan sonra bu taşa sahip olan prens İ- van ihtilâlciler tarafından — öldürüldü. Prens İvan bu taşı, Lorens Lodue na - mında bir kadına vermiş ve bu kadın, Aşıkı tarafından boğulmuştu. Bundan sonra Simon — Montarides namında biri bu taşı ikinci Abdülhami- de satmış, fakat kendisi de, karısı ve çocukları daybir uçuruma düşerek öl- müşlerdir. Abdülhamit bu taşı 400.000 dolara satın almış, bir müddet sonra hal'olun- muştu. Bir aralık Cevher ağa namında bir haremağası bu taşı çalmak istemiş, a- Hope elması kıbet bu adam, darağacında can ver - mişti. Derken İran — mücevhercilerinden Selim Habip bu elması satın almış, fa- kat mücevherci kısa bir müddet sonra denizde boğulmuştur . Daha sonra bu taş Lord «Hopebv ta- rafından satın alınmış, fakat Lord if- lâs etmiş ve borçlanmış, taş sevgilisi Amerikalı aktris May Joheye vermiş, çok geçmeden Lord bu kadından ayrıl- mıştır.1911 de taş, Vaşingtonda ikamet eden Madam Edward Maklean'ın e- line geçmiş, kadın bunu bir müddet kullanmış, bir müddet sonra bir oğlu| ölmüş, kocasından ayrılmış, ve nihayet bir gün 100.000 doları zayi olmuştur. Madam Maklean son günlerde bu meş'um taş hakkında bir eser yazarak onun geçirdiği bütün bu maceraları heyecanlı bir lisanla anlatmıştır. Şe'amet acaba taşta mı, yoksa onu kullananlarda mi? Muharrir bu noktaya açıktan açığa temas etmemekle beraber, mes'uliyeti taşa yükletmeğe çalışmaktadır. Acaba bu adamlar bu taşa sahip olmasalardı bu felâketler başlarından geçmiyecek mi idi? Geçeceğinde şüphe yok. Fakat i sanlar bu çeşit mes'uliyetleri, harici bir sebebe yüklemek zaafını daima göste- re gelmişlerdir. . ———u——o Kocamı Kurtarmak için Ne yapayım? «On beş senelik evliyim. Ön yaşında bir çocuğumuz var. Kocamın son zaman- GÖNÜL İŞLERİ kızı çağırayım, ona evimi yıkmaktan vaz geçmesini, kocamı rahat zaten ondan kendisine hayır gelemiye- ceğini söyliyeyim, diyorum. Siz ne der« siniz, bu benim için haysiyet kınıcı bir bareket olmaz mı? » bırakmasını, Muazzez Evinizi, kocanizı, çocuğunuzun is - larda bir genç kızla düşüp kalktığını ha- ber aldım. Ben 35 yaşındayım, kocam 40. Bu kızla yaşadığını herkes biliyor. Çünkü kızı yanında çalıştırıyor. Giydirip besliyor. Ve ona karşı olan sevgisini sak- Tamıyor. Ben bunu haber alınca çok mü- teessir oldum. Evvelâ kocama bundan bahsettim. İnkâr etti. Fakat kızla olan Mmünasebetini kesmedi. Eşe dosta söy - leyip hem onu, hem kendimizi fena va- ziyete düşürmek istemedim. Fakat göz kapamağa da gönlüm razı olmadı. Ni- hayet şöyle bir tedbir düşündüm: Şu tikbalini kurtarmak için ne yapsanız ca- izdir. Kırk yaşında bir erkeğin bir kıza düşkünlüğü bir sevgi, bir aşk, bir düş - künlük meselesi değildir. Sadece bir de- Hişiklik ihtiyacıdır. Çabuk geçici bir he- vesten ileri gidemez. Bu sebeple kaca- mızın bir dalâleti evinizin yıkılmasına se- bep olmar. Bence kıza müracaata lüzum yoktur. O belki bu meseleyi hissi tara - fından görür. Bu takdirde onu kandı - ramazsınız. Fakat kocanız üzerinde mü- essir olmaza çalışmak bana daha doğru görünür, TEYZE kimdir? Nasıl yaşadı, nasıl yetişti, neler yaptı? Alezie Mazimoviteh Piechkav Gorki 1869 tarihinde Nijni - Novgorodda doğdu. Küçük sarı saçlı yavruyu —anası babası, mektebe verdiler, fakat o daha 6& aylık ta- lebe iken annesinin de, babasının da öl - düklerini gördü. 7 yaşında himayesiz kalan bir çocuk derbederlikten ve serserilikten başka ne yapabilirdi? Evvelâ mektebi terketti, son- ra açlığını gidermek için bir kunduracının yanına çırak girdi, orada barınamadı. ve kendisini kaderin cilvesine terkederek, ©- radan oraya, gezdi. durdu. Günlerce aç kaldığı, soğuklarda donduğu, yorgunluk- tan -yıkılıp kaldığı anlar oldu. Maximin genç ve küçük ruhunda acıya we ıztıraba karşı bir muhabbet uyandı, ni- tekim acıyı kendisine ad edindi ve uzun isimlerinin arkasına (acı) manasına gelen Gorki kelimesini ilâve etti. Maxim Gorki bu hayat çırpınması için- de hakkâklik, ressamlık etti, bu mesleği “Son Posta,nın müsabakası: Haziran 19 aa eee 40 Tarihi Vak'a ve 40TarihiTablo —— 28 - Pandora'nın çekmecesi — de beğenmedi, hamurkârlığa düştü, oradan da kaçtı, bahçıvan çıraklığı yaptı. onda da muvaffak olamadı. Büyük babası küçük Maximin haline acıyor, onun zapti rapt altına girmek istemiyen ruhunu terbiye et- mek istiyordu. Bu arada kendisine İncili de okutmak istedi. Maxim büyük babasının yanındaki yek- mesak hayatı beğenmedi. Memleketi do - laşmağa koyuldu, Rusyada hemen hemen gezmediği yer kalmadı, 16 yaşında Ka - zanda Üniversite muhitine dadandı ve o- rada, kendisine beynelmilel göhret kazan. dıracak edebiyat vaı deki hazırlıklarıma başladı. Genç üniversiteli on dokuz yaşın- da iken bir kere intihara da teşebbüs etti, fakat kurtarıldı.. Bir vapurda gemicilik e- derken gene kendisi gibi gemicilik eden- lerden okumıya meraklı birisi Mazim Gor- kinin üzerinde mücssir oldu. Maxim © - nun yanında bir çok kitaplar buldu, evvelâ nefret ettiği yazılara merakla baktı, onları okudukça, keskin ve araştırıcı zekâsının ö- nünde yeni âlemler açıldı ve öylelikle mü- taleaya bağlandı. Bundan sonra Maxim Gorkinin Makar Tehoudra ismindeki ik hikâyesini mahalli gazetelerin birinde görüyoruz. 1893 sene- sinde çıkan Tehelkache isamindeki eseri de herkes tarafından — beğel Bu kitap zerazatlığın bir şehnamesidir. Maxim Gorkinin en ziyade seçtiği ede - biyat tarzı köçük hikâyelerdir. Yedi sene içinde üç cilde sığacak otuz kadar hikâye yazmıştır. Hikâye tarzında kullandığı üslup Mav- ,passant'ı hatırlatır. Sahneleri çok basittir. Mevzuunun ekseriya iki mülevazi kahra - mani vardır. İhtiyar bir dilenci ile torunu, bir serseri ile bir yahudi, daha doğrusu daima iki v gefalet arkadaşı karşı karşıyadır. Bu hi - kâye ilmi muadeleleri hal için yazılmıştır. ve her hikâye sefil hayattan alınmış müşahhas parçalardır. Gorki lâzım geldiği kadar iyi bir tahsil görmediği için, kendisinde edebi malzeme noksanı çoktur, fakat ondaki bu bilgisizlik hayatının sade ve tam bir realistlikle anla- tılmasına sebep olduğundan ayrıca da kıy- metlidir. Muharrir, eserlerinde bizzat kendisin - den, ve hakiki hayattan ilham aldığı için musanna yazılarına tesadüf edilemez, tas- vir ettiği deniz ve kara —manzaraları, hayalden doğmuş değildir. Tarif ettiği de- korların her teferrüatı, kendisi için bir e « Jem ve ümitsizliğin hatıramdır. — Anlattığı serserilik hayatı hiç mübalâğasız kendi - sinindir, ve Janjak Rosso ve Stendhal istis- na edilirse hiç bir muharrir kendi eserinde bu derece safiyet ve samimiyet göstereme- miş ve bu derece enfusiliğini koruyama - mıştır. Onun yegüne meziyeti hakikati hakikat elarak tasvir etmesidir. Onun için eserle- rinde rastgeldiğimiz en acı tesirleri bile ha- yatının bir cüz'ü olarak kabul etmek lâ- zımdır. Serseri tabakasının edebiyata aksetti - rilmesi Gorkinin nev'i şahsına —münhasır bir yeniliğidir. Rus muharrirleri — yalnız yüksek tabakalarla meşgul — olmuşlardır. Son zamanlara doğru müjiklerden bahse- den mubharrirler olmuş ve bu yazılann te- sınıf olan serserilerle kimse meşgul olma -İgene gazetecilik hayatına atılmış ve (Yeni) Eski Ege kavimlerinin inanmana göre, deniz perilerinden birinin oğlu olan Pro - mete sanatkâr bir tantı idi. Bütün — canlı mahlükların tabiat kavvetlerini mütalea ve onlardan isifade edemediğini gören Pro - mete topraktan bir hamur yuğurmuş ve ilk insani yapmıştı. Sonra ulu tanrıların durağı olan ilâht Ölimpos dağına çıkarak tannılar — tanmısı Zefs'e mahsus bir kudret olan ateşten çal- dı ve çaldığı ateşi, bütün hayatında &n bü- yük yardımcı olmak üzere insana — verdi. Bu cüretinden dolayı Prometeye gazabla - nan Zefs, çok güzel bir kadın yarattı, göz alan işıkli elbiselerle süsledi, başına bir al- tın taç giydirdi, diğer bütün tanrılar onu bir suretle süslediler, güzelleştirdiler. Ve ona «Pandoro adını koydular. -Nihayet Zefs, Pandorun eline bir kapalı çekmece vererek onu Prometeye yolladı. Promete, Zefsin gazabını bildiği — için Pandoru ve getirdiği çekmeceyi kabul et- medi; battâ kardeşi Epimete'ye de onları geri çevirmesini şöyledi. Fakat Epimete, her hâdiseyi olduktan sonra düşünürdü; Pandorun güzelliği karşısında her şeyi u- nuttu. Onunla evlendi ve getirdiği çek « meceyi beraberce açtılar: Dehşet!.. Kutunun içinden yer yüzüne, insanlığı kemirecek ve mahvedecek olan ansurlar, kötülükler, cinayetler, hiyanetler, yalan, tiya ve fesat yayıldu — Pandor ile Epimete kutuyu tekrar kapamak istediler. Fakat geç kalmığlardı. Çünkü bunların hepsi etrafa kaçıp gizlenmişlerdi. Kutuda yalnız Ümid kalmıştı, o da uçmak üzere iken kapağı kapadılar. Ümid, bundan sone rTa ebediyen kapalı kaldı. Ressam A. E. Bestall yukarıdaki kom- pozisyonunda, Pandorun çekmecesinden saçılan kötülükleri, yarasa, karasinek, bB- cekler, örümcek, kurt, solucan, kurbağa ve yılan gibi tiksindiğimiz ve korktuğumuz hayvanlar ve hüşerelerle göstermiştir. Reşad Ekrem Koçu Maxim Gorki maştı. Onları anlamak için muhakkak on - Jarla yaşamış olmak, ruhi ahvallerine, fi - kirlerine vükıf olmak Tâzımdı. Maxim Gorgi böylece yetiştiği hayatı |N laxim Gorgi böyl DA terennüm etti ve böylece de şöhret kazan- dı. Siyasi hayatı İzurap içinde yetişen bir insanın kolay kolay kapitalist sejimlerine uygun siyasi bir akide beslemesi beklenemezdi. Nite - kim Maxim Gorki de görüş kabiliyetinin derinliği ile şöhret kazandıktan sonra Pro- leter ihtilâlini terviç eden yazılar yazmıştı. Stalin ile beraber Hayat) namile bir gezete daha çıkartmış- tır. * Şöhretinin en — yüksek — noktamı « ulaşan — Görkiyi — Kerenski — hü » eti — güzel — sanutlar nazırlığına getirdi. 1921 de büyük — Rus hikâ « yecisi Sovyetlerle anlaşamıyarak memle » keti terketti, evvelâ Almanyaya ve ora - dan da İtalyaya geâti. 1928 de maaril ko- miserliğine getirilen Maxsim Gorkiye Kırım- da Vorontsov - Dachkov şatosu hediye e- dildi. Son seneler hasta olduğu için ek - İseriya İtalyada ve smcak bir iklimde ya » şadı. Kitaplarının fevkalâde satılmasından 1905 de amele hareketine karışan Gorki|hâsıl olan gelirle ve hükümetinin verdiği sirleri esaretin kaldırılmasına yardım et -|1914 den sonra da, Alman taraftarlığı e- miştir. Fakat, gölgede kalmış, çok ve her|den, fakat ortalarda bozguncu bir hava tarafa dağılmış, gayri mütecania, garip bir| yaratan bir gazete neştetmişti. 1917 de (tahsisatla eski günlerini unutacak kadar ra- hat ve huzur içinde yaşarken dün gözle - İzini hayata 67 yaşımda kapadı M. C.