FT OĞ AO EE TU L r ai nf . Dünya telâkkisi . Güneş tatulmasının Tarihteki tesirleri ; — B w sabah erken kalkanlar, doğu üf - kurda güneşin tutulduğunu gördü- ler. İstanbul bu manzarayı kismen göre - bildi. Fakat Bursada. İneboluda, Karade- niz sahillerinde âdeta karanlık oldu. Dün- yanın her tarafından gelen ilim heyetleri bu semavi hâdiseyi tesbit ettiler, fotoğraf- Tarını aldılar. Bugün bize artık basit görünen, bizde hiç bir heyecan, hiç bir korku uyandırmıyan bu hâdise binlerce yıl insanlara dehşet vermiş, onları korkudan yerlere kapatmış- tır. * Eskiden insanlar dünyayı düz sanırlar- dı. Eski Hintliler dünyayi nihayetsiz bir de- nizde dolaşan büyük bir kaplumbağanın sırtında bulunan dört büyük fil üzerin - de durur farzederlerdi. Zelzele, bu hay - vanlardan birinin kunıldamasından hâsl olur sanarlardı. Deniz kenarında bulunan bazı yerlerde insanlar dünyayı dümdüz farzeder, bu düz- lük üzerinde yükselmiş bir dağ bulunduğu- nu, her taraftan — denizle kaplı - olduğunu zannederlerdi. Bize bile dünyanın bir öküzün boynuz- ları üzerinde darduğu efsanesini anlatma- mışlar mi idi? Arzın ve küinatın teşekkülü hakkında bu derece iptida! bir telâkkiye sahip olan insanların bir gün güpegündüz karanlıkta kalınca korkmalarını tabiül görmek lâ - zımdır. Güneş ve ayın tutulması, sihirbaz- ların bir büyüsü eseri farzedilir ve büyüyü bozmak için havaya silâh atılırdı. Bu an'a- me bilhassa Çinde hâlâ tatbik edilir. Gü - neş veya ay tutuldu mu bütün Çin bir harp meydanı halini alır. * Güneş tutulmasının — tarihte de mühim roller oynadığı görülmüştür. Meşhur Eski Yunan tarihçisi Herodot'un anlattığına gö- re milâttan 585 yıl önce Med'lerle Lidya- hlar müthiş ve kanlı bir harbe tutuştukları mrada güneş tutuluvermiş. İki taraf ordu- ları da bunu Allahın bir ihtarı şeklinde te- lâkki ederek öyle korkmuşlar ki, derhal #sulh yapmaya razı olmuşlar. Yine eski tarihlere nazaran Med'ler La- Tissa şehrini güneşin tutulması yüzünden kaybetmişlerdir. Şehir düşman tarafından muhasara edilmiş bulunuyordu. Fakat içe- ridekiler kahramanca müdafan ediyorlardı. Birdenbire güneş karardı. Halk öyle kork- tu ki, kale duvarlarından atlıyarak kaçtı ve düşman mukavemet görmeden şehri zap- tetti. Kristof Kolomp Amerika sahillerine Yerlilerden erzak ve yardım istemiş, fakat reddedilmişti. Fakat heyet ilmine vâkıf ol- duğu için ertesi akşam ayın tutulacağını biliyordu. Bunu yerlilere de söyledi. Erte- Resimli Makale $ON POSTA H Batıl itikatlar Wi Hi Fakat eski insanlar arz, gök ve kâinat hakkında bu bülgi - lerden mahrum idiler. Onlar arm kâlnatın merkezi zanne - der, ve dünyanın ökür boynurları, yakat kaplumbağa üze - Tinde durduğuna inanırlardı. Onlar için güneşin tutulması mü- Bülgi ile cehalet arasındaki farkı, bu mdsal kadar vüzuk ile izah edecek bir vak'a gösterilemez. (SÖZ ARASIN İngiliz polisleri Şişmanladıkları için Perhize konuyorlar Haa B Wolster şa emri; tebliğ etmiştir: «Polislerimi -| ze, suiistimal yap- masınlar, aç kal - masınlar diye Ö çok iyi bakıyo - ” ruz, onlar da bo - gazlarina — fazla düşkün olacaklar ki, hepsi haddinden fazla tegaddi edilmişlerdir. Vazifeleri çok yorucu olmadığından atikliklerini kaybetmemeleri lâzımdır. Binaena - leyh hepsi de perhize gireceklerdir. 1 — Kahvaltılar mülgadır. 2 — Öğleleri bir tabak et, çok seb- ze, ve meyva. 3 — İkindi kahvaltıları mülgadır. 4 — Akşam yemekleri bir çay ve bi- raz francelâ, ... Sorvet getiren kazma HERGÜN BİR FİKRA Söz veremezmiş! Üstadımız Ahmet Rasim — merhum vaktile «İkdam»da çalışırken, kendisi- me bir serseri muharrir taslâğı musallat Bir gün yine böyle gelmiş, sızlanı- Onun bu —müracaatlarından artık usanç getiren üstad, cebinden bir yarım İngiliz altını çıkarıp uzatarak: — Al! dedi. Fakat bir daha da se- nin yüzünü görmeyim! Herif, sırıtarak, cevap verdi: — Bu hususta hiç bir taahhüt altına giremem! — Neden? — Çünkü bendeniz de akşamları İstasyon birahanesinde demlenirim | $- Fransada grev ve koyunlarla domatesler Sago şirketine mensup vapurlar - dan biri, Şimali Afrikadaki Kazablan- kadan üç bin koyun ile 300.000 - kilo Almanyada bir amele petrol kuyu -|domates yükleyerek Fransadaki Dunc- mış, biraz oralarını eşeleyince meyda- na ufak bir kasa çıkmış, amele sevinç dolu gözlerle kasayı kırınca, için: lar, bunun üzerine vapur oradan ha- de |reket ederek şimalde Havre gitmiş, fa- renklerini biraz kaybetmiş tam 15 bin|kat Havre gidinciye kadar grev oraya- l akşam dellği gibi ay tatulancar altın mark bulmuş. BAA SD KA T P Fsblamazide Ren öliklkkellk b VDonetek'ö dönmeği, medkir İmup ona bir peygamber muamelesi yaptılar, |raza gömülen bu altınlar devlet kuşü | yolda domatesler çürümüş, limana ge- * gibi adamcağızın başina konunca, 'zary; bitmemiş. Fakat koyun- Bugün artık güneş tutulması bizim için | vallı bir müddet şaşırmış, fakat sonra ŞAT DA ahat senelerce evvelden bilinen basit bir besap|aklını başına toplayarak paraları yük- Kler Kolombun kehanetine bükmettiler ve işi olmuştur. lendiği gibi götürüp karısına teslim et- Küinatın bizim için de hâlâ meçhul ka-| miş, Tan esrarengiz safhaları vardır. Fakat ar- tık gökleri üzerinde bulunduğumuz arzdan daha iyi biliyor, bütün seyyarelerin seyir- lerini, bareketlerini takip ediyor, ve soema- daki hâdiseleri yer yüzündeki hâdiselerden daha isabetle görüp tahmin edebiliyoruz. Moskovada Lenin müzesi Ruslar, Moskovada Kızıl meydana bakan bir yerde bir Lenin müzesi aç- mışlardır. Müze 21 daireden mürekkeptir. Da- irelerin birinin duvar ve tavanları kır- mızı kadife ile kaplıdır. Bu daireye Le- nin mabedi iami verilmiştir, inkılâpçı- nin yüzünün maskesi cam mahfaza i-| çinde teşhir edilmektedir. Diğer odalar- da komünist İiderinin hayatına ait eş- yalar ve hâtıralar tarih sırasile dizil - miştir. Eserleri, mektupları, resimleri, eşyaları büyük bir intizamla yerleştiril- meitir. Sondan bir evvelki oda Leninin plâğa alınan sesi işitildiği gibi son o - dada da, hayatına ait filmler gösteri- mektedir, - —— y dd kcasığı Öi Harry Bauer evlendi 'da sirayet etmiş ve tekrar avdet ederek larım yemi bitmiş, dömatesler de çü - rüdüğü için hayvanlar onları yemiş, aralarına hastalık girmiş ve zavallılar kurtarılıncıya kadar da dört bin tane kurban vermişler, sağ taraf gazetele - Meşhur sinema artisti Harry Bauer | rinden biri, Bluma şu suali sormakta- Tali' Beyin kızi Radife isminde bir ar-|dir: tistle evlenmiştir. Bayan Radife Tali «İş başına gelir gelmez dört bin ko - yeni sahne hayatına atılmıştır. Harry | yunun eanına kıydıktan sonra insan- Baver ile haylı yaş farkları vardır. Ki-'lara neler yapmıyacaksınız?» min nesi olduğu hakkında kâfi izahat | —- — gelmemişse de Suriyeli - veya Mısırlı memnundur ve kendisini tebrik eden- olduğu tahmin edilebilir. lere, hayatının en mes'ut zamanında Harry Bauer izdivactan fevkalâde yaşadığını söylemiştir. Geçen gün gene bu süğmda Mahmutpaşada Kürkçü harın- da etrafa mikrop, hastalık, ve pis bir koku neşreden açık bir O gündenberi o semte gitmemiştim. Dün o handa çalışan işçilerden biri geldi. Lâğımın hâlâ açık olduğunu, ve sıcaklar bazlıkça taaffünün arttığını, o — semtin eturulmaz bir hal aldığımı söyledi. İSTER İSTER İNAN İSTER Şaştık. olduğuna, artık İNAN İSTER İNANMA! Şehrin ortasında bir lüğım patlıyor. Bunu belediye ve kay- makamlığa haber veriyorlar. Biz gazete ile ilân ediyoruz. Böyle olduğu halde bir buçuk aydanberi bu lâğımı kapatma- a teşebbüs eden bulunmuyor. O halde bu şehirde belediyenin halkım sihhali ile alâkadar İNANMA! DA Vücudündeki Elektrikle ampulleri Yakan adam ler. Bu adam vü- cudundan o ka- dar fazla elektrik çıkarıyormuş - ki, göğsüne — konan bir ampulü ya - kıyormuş ve kendi elektriği sayesin - de karanlıkta kitap okuyabiliyormuş. Doktorlar elektrikli adamın üzerin- de yaptıkları tetkiklerden sonra, böyle bir vak'aya ilk defa rasgeldiklerini bil- 'dimıişlu ve işin esrarını çözmek için 9* |fizikçilerin de yardımını istemişlerdir. ... Kralların on Gllm! Dünyadaki kralların en âlimi Belçi- ka kralı üçüncü Leopold'dur. Bilhassa içtimaf ve iktisadi meseleler üzerinde derin vukuf sahâbi olduğunu daha ve- Haht ve âyün azası iken mecliste isbat b Üçüncü Leopold kral olduktan son- ra da, tetebbüü terketmemiştir. Mü- şavere için huzuruna çağırdığı üniver- landıkları için, şimdi huzura çalışıp ha- zarlandıktan sonta giriyorlar, ve büh- rTanı izale etmenin çarelerini arıyor - ... y ğ Midillllerin en yaşlısı Beygirler 20 yaşına gelince ihtiyar sayılırlar, midilliler ise daha kısa öm- re maliktirler. Bunların en ihtiyarı Ye- ni Zelândda Paparata şehrindedir ve 45 yaşındadır. Sahibinin çocuklarını her gün mektebe getirip götürmektedir. Haziran 19 Sözün Kısası Güneş tutulmasına dair Ermel Talu B a sabah memleketin hemen her ta« rafında, yüzlerce ve belki de bins lerce meraklı, ellerinde islenmiş cam pare çaları olduğu halde, sabah karanlığı tatlı uykularını foeda ederek, güneşin nasıl tu « tulduğunu seyrettiler. Kimi gördü.. Kimi göremedi. Her hald$ ne görenleri tebrik cder, ne de görmiyena lere acırım. Böyle feleki bir hâdise, ancalğ © ilmin mütehassıslarını alâkadar — eder, Yoksa güneş tutulmuş, tutulmamış, — bizd ne? Bu yüzden, ne hayat ucuzlıyacak, n4 iktısadi buhran ortadan kalkacak, ne dd dünyanın siyasi vaziyeti değişecek. Güneşin tutulması, eski çağlarda, peli cahil kafaların üzerinde tesir yapar, in « sanlar bundan tefe'ül ve teşe'üm ederler « miş. Şimdi de bu ayni hâdise pek &4lim ka « faları isgal ediyor. Benim gibi, ikisi ortari olanlar da aldırmayıp geçiyoruz. Yalnız. bu sabah, bu münasebetle, yasx tağımın içinde, günümün ilk kahvesini içere ken, şu: «Tutulmak, tutmak ve tutun * mak» mastarlarının — dilimizdeki — sayısığ mefbumlarını bir, bir zihnimden geçirerel? hayret ettim. Ne de çokmuş! Ne de çokmuş! Münasebetsiz bir şeye tutulmak, kom « şanun kızına tutulmak, kaçarken tütül « mak, oyuna tutulmak, zatürreceye tutul « mak, güneş tutulmak, bir insanın kolu tus tulmak, dili tutulmak.. Kafa tutmak, kuş tutmak, ipek böceği tutmak, yapışmak manasına! tutmak, lâ a kırdı ve renk gibi şeylerde, uymak manas sma: biribirini tutmak, himaye manasınsi tutmak, para tütmak, sözünü tutmak, dilin| tutmak, gözü tutmak, zarı tutmak, oruğ tutmak, sır tutmak.. Sonra, kendi kendin4 tutunmak, birine tutunmak, eski zamanda yaşmak, rastık tutunmak.. Ve bundan başı ka: Tutumlu olmak, tutarağı tutmak, bir geyi diline dolayıp ta önuü tatturmak, bir kimsenin tutar eli, görfir gözü olmak, bahiş tütuşmak, ve daha da kim bilir ne kadat vardır ki, birden hatırlıyamadım. Eski zamanın tıp âlimleri, güneş tutule ması kabilinden hâdiselerin dimağ üzerin« de de tesirlerinden bahsederler. ' Bu sabahki kümf, bakınız benim dima« ğimı ne kadar işletti! LAŞ GüRee e keamakADEA ee ARA SA KU DA RAE AAA GEKENMESEAAce renALeA AA İ Biliyor Musunuz ? | — Dilszlerin lisanında yumruk hat gi hayfi bildirir? 2 — Spartacus kimdir? İ 3 — Tenis oyununu kim icat etmiştir2j 4 — Thâtis nedir? $ — Posta pulunu ilk defa kim çıkarı dı ve ikinci defa nerede görüldü? — | (Cevapları yarın) * (Dünkü Suallerin Cevapları) 1 — Saadâbad âlemlerini ve Lâle deve. rini Ganlandırah. Şâl Nedim, — Mahmutpas gada kadılık etmiş, Nevşehirli İbrahim pas şazan da kütüphane —memurluğunü — yap« maştır. : 2—İrana yüriyerek giden, büyük bir katı Kâm yapan ve bütün İran eserlerini yakan Arap kumandanı Haccacü Zalim'dir. 3 — Tüskiyede 43 tane gündelik ga« zete, 200 mecmua çıkar. 4 — Dünyanın en büyük dağı Asyadı, bulunan Himalaya dağıdır. En yüksek te« pesi de 8845 metredir. 5 — Çekoslovakya Orta Avrupada Al, Paparata halkı bu di'ınyı& emııli ©-T oanya, Avusturyâ, " Macaristan, Romanya mayan hayvanı sahibinin eziyetlerin -| ve Lehistan arasına sıkışmıştır. den kurtarmak için aralarında para toplayarak belediye namına satın alma- a karar vermişlerdir. ae Fransada bir san'at cemiyeti, Pari « sin en kötü âbidelerinin resimlerindeni |mürekkep bir sergi açmış — ve içeri gi- tenlere birer rey puslası vererek ilk evvel yıkılması münasip olan beş hey- |kelin isimlerini sormuştur. Halk şu heykellerin yıkılmasını istemiştir: 1 — Gambeta (1060 reyle) K Kismimiö (Sökele): 3 — Sent Genevleve (326 reyle 4 — Müusşet'in gecelerini temsil & den heykel (209 reyle). 5 — Waldeck - Rousseau (292 rey y Te)