ız e KAN L me ” SON POSTA. Hı_xâruı 17 DA “ Z .——'—'——_' r.—_ y ış!( esimli Makale H Yurt müdafaası B 1 Sözün Kısası İş Ve Adam ı D A | .l, Kuvveti ! f tira .Çiıı Hakkında Şunları Biliniz : : .. — ke n Ğİ " ç e ; b " Ermel — Talu İş Ve Adam eykozda bilmem kim, bir müd- det kendisile nikâhsız olarak ya- şadıktan sonra her hangi bir sebepten dolayi ayrılan bir kadına, geri gelmek istemediği için: — Benden elli lira çaldı da, öyle kaç- Gııeumiıiı memleket sayfasını takip eder misiniz? Burada arada sırada hakikaten merak- h baberler çıkar. Meselâ bir gün Urfa belediyesinin imar faaliyetinden bahsedilir. Urfa — belediyesi Kibi fakir bir belediyenin, Şehirte asfalt yollar yaptırdığını, Avrüpa otelleri ayarında bir otel inşa tıl Diye iftira atmış. Aklhı sıra, bu adam, yaptığı bu şan- tajla, zavallı kadını tekrar kendisile bir« likte yaşamağa icbar edecek yahut ki ondan intikam almış olacaktı. Pek şeni' bir şey olan iftira, bizim İsosyal hayatımızda —maalesef iptizale Bütün medeniyet dünyasının, bütün milletlerin en büyük | dinmek; yurdu, ber tecavüzden korumak, ve tecavüzden ko- ;:'T:':nîînh':î:: :;x:::' . kaygusu, yurt müdafaasını tamamlamak, karadan, havadan ve | Tunma kudretinin verdiği emniyet, buzur içinde yaşamak ve Bir çok bürjüva evlerinde, ekseriyâ denizden gelmesi melhuz olan her tehlikeye azami dikkat ve | Yalışmak demektir. ir aşkını tüketen, — «ahretlik» ©a helkemasl venük Ha kanşı gölmeleir. İşcanları, yeştlermdü. Arada sırada milletler arasında başlayan silâhlanma yanışı, (D7 ÖL DLA OO E L B z z k hei iyetindi " . ve cevlâtlık» namı müsteâri altında, hür ve emin yaşamayı temin eden en esaslı âmil, bu müdafaa | vanün edilmeddire sükünet bulma ve bar müllet, kondini böei |bakikt birer kürek mahkümu hayatı yolu bile tamire muktedir değildir. Şikâyet | Yasttalarının kuvveti ve her lâhza faaliyete geçmeğe hazır ol- | şiyet ve emniyet havası içinde hissetmes. süren biçare, kimsesiz Anadolu yav « edenlere, xtaşımı siz alınız, biz silindir vere- | Malarıdır. Hürriyet ve emniyetin temeli müdafaa kuvvetinin kemali |Tularından her hangi biri bu serenca « Km.» cevabını verirler. Müdafaa vasıtaları, her tey gibi, günden güne değişiyor, | olduğu için memlekot müdafansını bu kemale eriştirmek yo- |ma dayanamayıp isyan ederek, hürri- Ben Anadolu belediyelerinin bu faali- | Üsliyor, büyüyor, genişliyor ve bütün yurdu kucaklayan bir | jJunda ber yurddaşın vazilesini azami dikkat, azami itina, ve |yetine kavuşmak istediği gün, onun yetlerini okudukça kendi kendime sora-| mahiyet alıyor. Günün eni ve en kuvvetli vasıtalarını e- | azami feragat ile yapması en büyük borçtur. hanım veya efendisi önce şu tehdidi aa savurur: —e e ma — Bu adamlar parayı nereden buluyor, — Polisleri musallat edip, sana öy- ERM Z SOÖZ ARASI Demek ki adamdan adama, belediye- le bir iş açarım ki alimallah sürüm sü- den belediyeya fark var. Birinin yapama- Dünganın İ!kl'ldllm n rüm sürünürsün! :.İ;:.'ü S z Rekorunu kıran adam ı HEHGÜN BİH HKM Ve zavallıcık, bu tehdide aldırmıya- Mal.z! a Mklmdar inın İçak gidecek olursa, o bayan veya bay, ©O halde mesele adam meselesidir. A- ae allelçinme ile Bi diş vealak Maşşallah, beyim! Erenköyünde oturan Borazan Tev- İngiltere kralına (derhal karakola baş vurur: Bi ’lldi_': — Sandığımdan, sepetimden filân, VCPC_C." falan şeyi çaldı.. davacıyım! ——— yı da, bulmak güç değildir. Yurtdaşların her şikâyetini nazarı &x fiğün bir tarihte evine hırsaz girmişti. itibare almağa mecbur bulunan nbn.n x Yattığı yerden tıkırdıyı duyan Tev- günlerce bununla meşgul olur.. şahit fik, yatağından fırladığı gibi alt —kat- taki avluya inince, yabancı bir adamın. kucağın bir yığın eşya ile kapıdan sa- vuşmak üzere olduğunu gördü.. gösterilen konu komşu işlerinden, güçlerinden alıkonarak, karakola, mah- Hemen üzerine atılıp, yakasına ya- pışarak bağırdı: kemeye taşınırlar.. İftira suçunu irtikâp eden ise, açlı« — © eşyanın hepsini şimdi şuracığa bırak. İşitiyor musun? ! ) ğa, dayağa, hakarete tahammül ede - İngiltere Krah Sekizinci Edvarin | mediği için kendisini bırakıp giden bix taç giyme merasimi münasebetiyle bir| çare bir mazlumu süründürdüğünden bula çok devlet reisleri kendisine hediye | dolayı memnundur! — Maşallah, beyim! dedi. Onun yanzısını ben bitişik komşunun evinden aşırdım. Üstelik onları da mı vereyim? ettirdiğini, Parklar açtırdığını, Falan, filân okursunuz. Ertesi gün Nizip muhabirinden, ora beledi- yesinin, Urfayı gölgede bırakacak icraatı- ni öğrenirsiniz. Bir de bulunduğunuz yerin belediye fa- aliyetlerini gözönüne getiriyorsunuz. O vakit hayretten ağzınız açık kalıyor. Mese- 1â; Kadıköy havalisinde belediye harap bir İş Kuvveti ransada işçilerin grevini kötü gös- termek isteyen sağ matbuatı grev- lerin Fransaya yaptığı zararı hesap ettiler. Her işçinin bir günde memleket servetine ilâve edeceği rakamı buldular, bunu grev- | - Amerikalılar her sahada rekor kır - silerin miktarı, ve grev günleri ile darbet- |dıkları gibi, alkışlama sahasında da re- tiler. Çıkan yekün milyonları — buldu. Ve|kor kırmışlardır. Vak'a şudur: bu milyonlarca frangı Fransa kaybetti, | —Rüuzveltten evvel, Amerikada Rei- dediler. sicümhur olan Hoovar, halkın naza- Görüş yanlış değil. rında çok düşmüştü. O kadar ki kendi Evvelce bir memleketin serveti yalnız | fırkası bile onun namzetliğini ikinci / toprakları, madenleri ve tabil membaları |intihapta ileri süremedi . sanılırdı. Şııdı İktısatçılar bir milletin ha- | Her akıllı siyast gibi Hoover de eski wı_l""*_""" yurddaşların —iş kuvvetinin | 4öhretini tekrar elde etmek için, inziva teşkil ettiğini kabul ediyorlar. köşesine çekildi, ve «gelen gideni ara- Çalışan yurddaşın iş kuvveti, memle-|tırm sözünü filiyatta tahakkuk etme- ketin kuvvet kaynağıdır. Bu bakımdan ça- |sini bekledi. hışmayan, işsiz kalan, iş kuvvetini kullana- vermeği kararlaştırmışlardır. Bu kabil hâdiseler, bizde bir değil, M meyanda en muhteşem hediyeyi|on değil, yüz değildir. V e yi ,""ı*'. krala bir| YA 1 gedikodu gibi harcı âlem P ee v ir. İşgal se- olmuş bir itiyat, sosyal bünyemizda nelerinde Boğaşiçi sularında demir a-| £ vi L a tan ve şimdi de kadro harici çıkan Ma-| — Bu yara ciddi tedavi ister. Bu gibi laya dretnotu da gene ayni devlet hü-|hodgâmane maksatlarla otoriteyi iifı_l. kümdalarından biri tarafından veril- |zabıtayı ve adaleti işgal eden müfıer.k mişti. leri ben, en ağır cezalara müstahak gö- ... i n ğ Çayın nasıl Pişirileceğini öğretmek dçin mektep Pekinde, çay pişirmeği öğretmek ü- zere bir mektep açılmıştır. Mektebe Eski Cümhur reisi kâfi derecede is- ilk DAT h"dm gokluğu yurd için, milli (tirahat etmiş olacak ki yeni seçim do- şü;îıl;rb::r?ğlim 'ö:'::;’m;::i:h"d”" Kuyruğu ".-;l“lliln alınan n—-— Kaçe pi bi Samde layısiyle ortaya çıkmış ve geçenlerde r para : Ş /ı z Mektep idaresi çaycılığı muhtelif kı-| — Marlen Ditrih Amerikada film çe - * irat ettiği bir nutuktan sonra, tam yir- SA <—— Çine Aid Bir Vak'a Okudı mi bir buçuk dakika - süren — alkışla| “Plara ayırmıştır. Hocaları biri, dün- | virmek için seyahat ediyormuş, köy -| mamemüTTnma. « uğunuz y arçılanmıştır. 21 buçuk dakika sü-|Yö'da mevcut 620 çeşit çayın ayrı ayrıllerin birinde bir köy oteline inmiş,| Biliyor Musunuz ? lezzetini bildiğini iddia etmektedir. Bu mektepte çayın nasıl pişirilece - ğini öğrendikten maada onun nasıl içi- leceğini de öğrenmektedirler. Çay şeffaf bardaklarda, sureti mah- susada serpilen kokuların içinde ve bi- raz loşça odalarda içilirmiş. ... Zaman Şunları Hatırlayınız: yen alkışa, şimdiye kadar henüz Tas- inde 420 milyon insan yaşar. gelinmemiş imiş. Bunların 60 milyonu işsizdir. 'N Halkın dörtte üçü çiltçidir. Haritel; holbiseler ş Cıl_dillev varisler arasında taksim edil- | — İtalya Habeşistanda muzaffer olduk- a-vü için küçük parçalara ayrılır. Her çift-İtan sonra kadınlar arasında yeni - bir lik dört Akrdan aşağıdır. moda taammüm etmiştir. Beyaz emp- Köylünün üç düşmanı vardır: Eşkiya, |rimeler üzerinde Habeşistanın haritası- jJandarma ve kıtlık. nı musavver kumaşlar ortaya çıkmış Fakir köylü daima borçludur. Alacak- | © bu kumaşlara kadınlar büyük bir h yazın mahsulünü, kışn âletlerini, bazan | “lâka göstermişlerdir. . otelde şu levha gözüne çarpmış: — Saadâbad âlemlerini ve Lâle dev« «Kuyruğu kısa atlardan bir gece için | rini canlandıran şâir Nedim, devletin han- yarım dolar, kuyruğu uzun atlardan da | gi memuriyetlerinde çalışmıştır? — ik bi bir dolar ahırız.» 2— İrana ’imluz"'k 1 Z hı ga Hi e e & katliâm yapan ve bütün İran eserlerini ya- Meşbur sinema artisti bu işin sebe - kan Arap kumandanı kimdir? bini bir türlü anlayamamış ve hanın| —3 “Türkiyede gündelik kaç gazete, sahibine sormuş kendisine şu cevap ve- kaç mecmua çıkar? rilmiş: 4 — Dünyanın en büyük dağı hangi — Kığa kuyruklu beygirler, arkala- | ku'adadır, hangisidir ve kaç metredir? rına sinek konduğu zaman, onları kuy- 5 — Çekoslovakya hangi devletler a ruklariyle kovamadıkları için başlarını | "**ma sıkışmıştır ? Eskimoların bilmedikleri hastalıklar Rus âlimlerinin yaptıklar? tetkiklere ga çocuklarını alır. Şimdi sokaklarda adım başında üze-|nazaran Eskimolarda şimdiye kadar, * Fnizcilerin aldıkları faiz miktanı yüzde |"Pde nehirleri, dağları gösteren, nebat |kanser, şeker, damar sertliği gibi haa - |#Tkaya cevirirler ve bol yem yeyemez- (Ctellür İREP elliyi bulur. YÜr0e | ve hayvanların çeşit ve miktarını anla-| talıklara rast gelinmemiştir. Halbuki|ler. halbuki kuyruğu uzun beygirler * tan entarili bayanlara rasgeliniyor-| Eskimolar, yedikleri yağ ve etlerle bu|ise sinekleri — kuyruklariyle rahatça (Dünkü Suallerin Cevapları) Vergiler peşinen tahsil edilir. Bazı yer- ler vardır ki, elli senelik vergilerini peşinen ödemişlerdir. Nakliye işleri acınacak haldedir. Bu- nun neticesi bazı yerlerde köylüler mah- süllerini satamazlar, buna karşılık — diğer yerlerde kıtlıktan kırılırlar. Bazı mintaka- larda bütün memleketi besleyecek kadar pirinç çıkar, diğer mıntakalar hariçten pi- rinç idhal ederler. Çinliler en eski medeniyet sahibi — ol- | duklarını iddia ederler. Onlar senelörle de- | Bil, asırlarla düşünürler: «Ahval fena gi-| diyor.v derler, fakat «Han — devrindekine | nisbetle daha iyi» | İki devir arasındaki zaman farkı bzeğil Kü 400 senedir. muş. hastalıklara en müsait insanlarmış. — İkovdukları için, çok yem yerler. İSTER İNAN ISTER İNANMA! Bir mecmuanum bir müddet evvelki nüshalarını karıştırırken | rıda blöfcüler rest çekiyorlar!.. gözüme ilişen bir fıkra: İşte, İstanbulun göbeğinde, devlete ait bir bina içinde ve “Mahalle kahveleri, kumarm ilk mektebidir ve klüpler, | Harbiye mektebinin yanında bir klüp, bir spor klübü, hem de üniversitesit ——— (Sipahi) adını taşıyan bir spor klübü ki, bir katında atlar, bir ee Siçbi Desği Ş katında da kumarbarlar şahlanıyor! Adı üstünde: Sporun en kahraman şubesi değil mi?.. İREE Hayır.. Aşağıda, Türk zabitleri at öynalırken, yukarda | — Kapmmdan girin: Kişneyen kısraklarla karşılaşırsınız.. Mere kalantor Ermeniler kumar oynatıyor!.. Aşağıda, Türk kızları | diveni çıkın: Zırhlara bürünmüş, eli kargılı bir cengâver hey- mania atlatırken, yukarıda profesyonel kumarbazlar birbirini | keli sizi önler.. Ve içeri bakın: Rakı solraları, yeşil masalar, atlatıyor!. Aşağıda, Türk gençleri dizgin çekerlerken, yuka- | bıyıklı madamlar, kaşlı ve burunlu kumarbazlar!» İSTER _İNAN İSTER İNANMA! 1 — Öleceğini hissederek 24 saat m. vel: Bimarım ey ecel bu akşam gel canım al Şarkısını söyleten padişah Birinci Ah- mettir. 2 — Amerika müttehit devletlerinin teşekkülünden sanra şimal ve cenup eya- letleri arasında vukua gelen ayrılık harp- lerinin sebebi, köleliğin ilgası meselesidir. Cenuplular bu ilgaya taraftar olmamışlar, senelerce süren harpten sonra — şimalliler gelip gelmiştir. 3 — Bugünkü İngiltere Kralı Edvardın büyük anası Kraliçe Viktoryadır. 4 — İstanbulda ilk rasathane 1040 da Fındıklı sırtlarında kurulmüş, fakat şehre veba getirir letvasiyle akabinde — yıktırık miştir. AĞ İi l Ü, ae e Gdf el SA SD Lİ S kal ni SAĞ aet d a h ürişdeeiit VĞ N . - x z CAİ