SON POSTA Mektebe hasret SATIŞ İLÂNI Çocuklar İs. Dördüncü İcra Memurluğundan: Bayaraki 1 köci aylada) Vakıf Paralar İdaresine birinci derecede ipotekli olup tamamına) ceki ve soluk basmadan, uzun elbiseleri, yeminli üç ehli vukuf tarafından (2954) ikibin dokuzyüz elli dört lira! parmaklarının aram kurumuş çamurla do- kıymet takdir olunan Beyoğlunda Firuzağa mahallesinde Yenimahalle | lu çıplak ayakları var... caddesinde 26 No:lı bir tarafı 22 No:lı Lütfiye ve Kâzım haneleri,| Sonra içlerinden biri soruyor: bir tarafı İtalya raribeleri bahçeleri ve bir tarafı Bakkal Yorgi hanesi,| — Ne ion. : tarafı rabii Yenimahalle caddesi ile mahdut ve zemin katında: Mermer) o yı, 1. ebe gimiyen Var mi antre, bir oda, zemini malta, kuyu ve iki kömürlüğü bulunan helâ ve| © Kırmızı eovaplm bora gözlerle gözle maltız ocaklı mutbah, birinci katında: Bir koridor,birinde yük dolabı bulunan | yimin içine bakarak: iki oda, ikinci katmda: Bir sofa üzerine büyük şahnişli bir oda, bir kiler,| — Ben.. diyor. bir helâ, üçüncü katında: Birmerdiven altı, üçoda, zemini çinko terras| — Sen mi mektebe gitmiyorsun?.. Al. ve elektrik ve terkos tesisatını havi 84 metro murabbaı arsanın 71| pekâlâ... Gel bakayım, yanıma söyle bana metre murabbamda mebna ve ayda 29 lira kiraile Pirivliço'nun tahtı Me een L isticarında bulunan beden dıvarları kâğir içi ahşap bir hanenin tamamı e gele emre açık arttırmaya konmuş olup şartnamesinin 2/7/936 tarihinden itibe- | — Yoksuzluktan, K ren dairemizde herkes tarafından görülebileceği gibi 14/7/936 tarihi-| — Yoksuzluktan mı?.. ne müsadif salı günü saat 14 den 16 ya kadar dairemizde açık arttır.), — Evet Paramız yok. Ne ben, me de ma ile satılacaktır, Arttırma bedeli muhammen kıymetinin yüzde 75 şi erme ezme YAR ni bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak © üzere| onu yolluyoruz mektebe, 29/7/936 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 14 den 16 ya kadar) , —, Mehir para İtemezler ki Ne dairemizde yapılacak olan ikinci arttırmasında gayrimenkul gene ilg 62 mi kâğıdı, kalemi be- muhammen kıymetinin 9o 75 şini bulduğu takdirde en son arttırana| dava mı veriyorlar mektepten insana, ihale edilecek ve bulmadığı takdirde 2280 numaralı kanun hükümleri.| — Senin babanın hiç param yok mu?.. ne tevfikan satış geri bırakılacaktır. Taliplerin muhammen kıymetinin) Öpakar iş yemez, emiyor yüzde yedi buçuğu nisbetinde pey akçesinin veya milli bir bankanın) — Yapıyordu. Şimdi işi li teminat mektubunu hâmil bulunmaları lâzımdır. Müterakim vergiler) — Ne işi yapıyordu? ile vakıf icaresi, taviz bedeli ve Belediyeye ait tenvirat ve tanzifat ru-| Babam rençberdi. Fakat şimdi'işi sumu satış bedelinden tenzil Bel 2004 numaralı icra ve iflâs|””” .., Kap Kardeğrlniz? kanununun (126) nci maddesinin dördüncü fıkrasına Otevfikan bu) — Yedi. gayrimenkul üzerinde ipotekli alacaklılarla diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife da- ir olan iddialarını, ilân tarihinden itibaren (20) yirmi gün içinde evra- kı müsbitelerile bildirmeleri, aksi halde hakları tapu sicilleriyle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları cihatle alâ- kadaranın işbu maddenin mezkür fıkrasına göre hareket etmeleri ve — Peki sen ne ile vakit geçiriyornun? — Ben en küçük kardeşime bakıyo * daha fazla malümat almak isteyenlerin 4 # dosyo numarasile mura- caatları ilân olunur. rum. — Annen ne yapıyor? — Evi silip süpürüyor. — Öteki kardeşlerin? — Sokaklarda dolaşıyorlar... Bu ara yanımıza üstü başı temiz iki kız gocuğile genç bir erkek yaklaşıyor. — Mektebe gitmiyen çocukları mı an- yorsunuz bayan?.. DELME DA EE İZ NA LT Taş — Evet. — Nigin?. | Kadıköy Vakıflar Direktörlüğü Iiânları | — Gazeteye yazmak için. — Benimkileri de yazınız. İşte onlar da mektepsiz kaldılar bütün ömürlerinde. — Neden mektepsiz kaldılar, — Benim elimden bir kaza çıktı. Bun- dan bir kaç sene evvel bir arkadaşla kav- ga ettim, hapishaneye girdim. Karım ve çocuklarım ortada kaldılar, Ben mahpus - hanede iken karım kahrından öldü.. Bu çocuklar meydanda ihtiyar bamin - nelerinin yanında kaldı. Resmi bir yer, bir yuva yok ki bu çocuklarla meşgul olsun, is- tikbalini düşünsün. Tabit ihtiyar huminne- leri onlara ne kadar bakabildiyse o ka - dar bakmış!.. İşte çocuklar da bu yaşa geldiler, tahsilsiz kalmışlar, mektebe gi - dememişler, Birbirine pek benziyen kız çocukları yü- züme bakıyorlar. Onlara dönerek: — Siz mektebe gitmek istemiyor mu - sunuz?) diye soruyorum. , İkisi birden cevap veriyorlar: — İstemez olurmuyuz abla.. — Mektebe giderek ne olmak istiyor - sunuz. Sanki bir meslek intihap etmek büyük bir kabahatmiş gibi sıkıla sıkıla söylüyor. Jar. — Terzilik öğrenmek istiyoruz. Babalarına dönüyorum. — Şimdi artık hapishanede değilsin, ne- den bu çocukları mektebe vermiyorsun? — İktidarım yok bayan... — Ne iş görürsün sen?.. — İşsizim. Sıvacılık ederim, Ne za - mandanberi boştayım. Mektep bir şey is temez diyorsunuz. Mektep önlük ister, kitap ister, defter ister, kâğıt ister, İster... İster. Bizim gibi fıkaraların çocukları için bedava yatı mek- tepleri lâzım... Yoksa bizim evlât yetiştir. meğe iktidanmız elvirmiyor. Ve büyük bir kederle önüne bakıyor. Suat İtalya Milletler Cemi m Menba suları arasında en kuvvetli radioaktivitesi bulunan Alemdağı Defneli suyu 10/6/936 gününden itibaren suculara verilmeğe başlanmıştır Müteaddit resmi müessesatı sıhhiye mütehassıs etibbası tarafından yapılan hikemi, kimyevi ve baktiriyolojik muayenat neticesi tanzim edilen raporlarla sıhhi sularda aranılan bütün evsafı hikemiyi haiz olduğu (kolibasil, ancarop, likefyan) mikroplarla her türlü mevaddı kimyeviye ve uzviyeden tamamen âri bildirilen ve emsali arasında en kuvvetli radioaktivitesi bulunın Alemdağı Defneli suyu 19/6/9836 günüden itibaren ağzı, bir tarafı (Evkaf) di- ğer tarafı (Defneli) ibaresini havi zımbalı hususi kurşun mühürle mühürlü otuz litrelik küçük boy damacanalarla iki buçuk litrelik galon şişeler derununda suculara verilmeğe başlanmıştır. Yukarda evsafı kimyeviye, hikemiye ve baktiriyolojik bildirilen ve bilhassa radioaktivitesinin fazlalığı ile mü- temayiz olan bu suyun safiyetieden emin olabilmek için şişelerin üzerindeki vakfın hususi kurşun mühür ve zımbasına dikkat etme- herini sayın halkımıza ehemmiyetle tavsiye ederiz. | (3230) Beyoğlu Vakıflar Direktörlüğü İlânları Satılık Vakıf Mahlül Mallar Pey parası L K. L K. 69 66 , 6 00 Beyoğlunda Hüseyin ağa mahallesinde Bilezik s0- kağında eski 56 yeni 58 No.li SI metre 66 san - tim © arsanın tamamı, 27 00 Hasköy'de Sütlücede Mahmut ağa Filibos soka - ğında yeni4i -43- 45 No'li üç bap barakanın ta. mami, * 74 00 Tophanede Derterder Ebülfadıl mahallesinde Def- terdar o yokuşunda münhedim Kılıç Ali paşa ca - mü imamına meşruta 178 metre arsanm tama- mı 104 00 Kasımpaşa'da Yeniçeşmede Kadı Mehmet efendi ce- mii 550 metre murabbaı arsası. Yukarda yazılı malların mülkiyetlerinin tamamı peşin para ile ve on beş &ün müddetle açık arttırmaya çıkarılmıştır. Üstermesi 19/Haziran/936 cu- Ma günü saat on beşde komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin yüzde yedi bu- Suk pey paralarile Beyoğlunda Vakıflar direktörlüğünde mahlülât kalemine Derviş çekilecek mi Londra, 10 (A.A.) — İtalya sefiri B. Grandi'nin bugün hariciye daimi müsteşa. n B. Van Sittart'a bu ayın nihayetinde zecri tedbirler kaldırılmadığı takdirde O talyanın Milletler Cemiyetinden © çekilece- ğini bildirmiş olduğuna dair bir şayia do- laşmaktadır. Londra, 10 (A.A.) — Kabine bugün toplanarak o dahili o meselelerden başka Fransız ve İngiliz bakanlan arasında Ce nevre toplantısından evvel bir istişare ya- pılması hakkında Fransanın yaptığı dave- ti de tetkik etmiştir. 1375 00 Blasco - İbanez» den Nakkaş Garcia anlatmağa başladı: sİşsizdim. Bütün Valence eyaletini do-İyaptığına kansat getirerek nihayet uydur laşıyordum. Kiliselerdeki bozulmuş hey- kelleri, altın yaldızları dökülmüş mihrap - ları düzeltmekteydim. İyi ve mühim bir sipariş yakalamıştım. Bellüs kilisesinin mihrabın tamir etmek.. Masrafın hepsini ihtyar ve zengin bir ka- dın ödiyecek.. Yanıma iki kalfa aldım; ve koyulduk işe... Kilise papazı bizi misafir etti. Papaz kis lisede hiç durmaz. Namazı bitirince katı- rmı hazırlar ve civardaki hemeerilerini zi- yarete gider.. Üstelik, korudaki kuşları it- lâf etmek için de tülejtini omuzuna asar. Papaz gidince iki kilfayla beraber mih- rabı düzeltmeğe uğraşırdık. Burası on ye- dinci asırdan kalma bir yer.. Yaldızları par- latıyor ve bir yandan bulutların arasında başıboş dolaşan bir sürü meleklerin yanak- larını tetkik ediyoruz.. Kilise eski bir camiden çevrilmiş. Du- varları bembeyaz. Yanlardaki mihrapla - nn altında arap sanatının inceliklerini top- lamış divanhaneler vardı.. Binanın içi arap mimarisinden doğün bir serinlik ve ses - sizlik içinde.. Çalışırken, açık kapıdan güneşli mey » danı görüyoruz. Uzaklarda birbirini ça - üran sesler. Bazan, tavuklar kiliseye giri- yorlar; ve mihrapların önünde kıntarak geziniyorlar.. Biz de mihrabın üstünü ken- dimize atelye yapmıştık zaten.. Yüzlerce yıldanberi tozu bile alınmamış olan bu ilâhi âlemin önündeyiz.. Mukad - des bakireler. Bir sürü melâike. Bütün bunlara tiyatrolarda öğrendiğim şarkıları söyliyerek hürmet vazifesini ifa ediyor - dum. Aidayi bitirince, Fansttan bir şarkıya başlıyordum. Bir gün öğleden sonra. Canım çok si- kılıyor.. Canımı büsbütün sıken şu oldu. Kasabadan bir kaç kadın gelmiş.. Yanıma sokulup mütemadiyen beni, yaptığım işler hakkında sorguya çekiyorlar. Ayni zamanda iyi çahşip çalışmadığımı anlamak için boyuna süzüyorlar beni.. Hele birisi, işgüzarlığını ve anlayışını is- bat etmek üzere merdivene tırmandı. Ve tâ yanıma kadar sokuldu. * &ilisenin zemiri kırmız kiremitle dö- şeli.. Orta yerde demir halkalı bir kapak vardı. Bir gün merak eltim. Bu kapağın altında acaba ne bulunuyor? Kapağın üstüne eğil- dim. Bir demir parçasile kurcalamağa baş- ladım. Etrafa toz ve topraktan başka bir şey saçılmadı.. Bu sırada Madam Pasenala Benim faaliyetimden memnun gibi. Bü- tön geceyi kilisede geçirdi. Halinde bir merak, bir tecessüs, beni söyletmek isti » yordu. Dayanamadı nihayet. Kapağın üs- tünde ne yaptığımı öğrenmek arzusunday- dı. Zira bu kapağın altında ne bulunduğu- nu kasabada hiç kimse bilmiyordu.. Kaçamaklı cevap verince tecessüsü büs- bütün arttı.. Ben de fırsat diyerek şununla bir alay edeyim dedim. pağın yanında veya üstünde buluyordu artık. Tamirat bitmişti. Mihrap eski par laklığile parlamakta.. Madam bâlü merak içinde. — Rica ederim, söyleyiniz. Bu sırı ben- den başkası öğrenmiyecek.. Bu baş belâsı kocakarıyı atlatmak için şöyle mukaddes bir hikâye uydurmak is- tedim. Madama da bir çok defalar, kim - seye söylememesi için, yeminler ettirdim. — Kapağı kaldırınca, dedim. Harikulâde şeyler gördüm. Uzun bir merdiven. Sonu olmıyan bir merdiven. Sonra dar bir deh- İiz.. Bir lâmba.. Yüzlerce yıldanberi yan - makta olan bir lâmbs.. Bir mermer yata- ğm üzerine kocaman, upuzun bir adam yatmakta. Sakalı göbeğinde, gözleri ka- pal. Yanı başında dehşetli bir kılıç var. Faik Bercmen saat saklamakla büyük bir kahramanbE duklarımı önce kocasına anlatınış. Kocadi da ertesi gün tmeseleyi kahvedekilerine a» şınca herkes şaşırmış kalmış. Kaç yıldanbeti, onlar kiliseye girsinleğ de, bu uzun sakallı, Saranın kocası, Ma « eaelin babası, büyük Ali Bellüsü bilmesine ler ve görmesinler.. Olur şey değil. Big yabancının bunu onlara haber vermesi ©« nurlarna gidiyordu. j Her neyse. Pazar günü. Mutat üzer papaz bemşeriletinin yanına yemeğe yol 4 O laniyor.. Başta Madam Pasenala ve kocagğl © olduğu halde büyük bir kafile kiliseye doğ ru ilerlemiş... Madamın kocası anahtarlar almak için zavallı kilisenin kapıcısını bas « tonla dövmüş bile.. Böylece kimisinin & linde demir bir çubuk, kimisinin manivelğ kimisinin ip, girmişler kiliseye... Kapak iki asırdır yerinden kaldırılma « mış.. En kuvvetli delikanlılar sarlmışlat işe... Kazma. Kürek.. Kapak bir türlü yg rinden oynamıyor.. Kâfile reisi Madam Pasenala delikan « bları teşvikten geri kalmamakta. j — Haydi gayret.. Haydi.. Magribi mute İaka aşağıdadır demekteymiş. Bu sözlerden coşan kabadayılar dahş büyük bir kuvvetle vurmuşlar. Bir saaji uğraşılıp bütün düşeme bozulmuş ta ka « pak açılmamış. Kilise yerinden oynanmış. Epey ziyan yapılmış. Fakat oradakiler zarar düşüne memişler.. Bir çukur açabilmişler nihayet... Şimdi herkesin gözü çukurun dibinde.. İçlerin « den en cesaretlisi seçilerek çukura indiril miş.. Onu bir iple bağlamışlar. İniş uzu olmamış. Cesaretlinin başı kilise zeminine den kaybolmadan, ayakları çukurun dibi« ne ulaşmış... Yukarıdakiler hep birden soruyorlar: — Ne var, neler görüyorsun?. Çabuli söyle. Bir şey gördüğü yok.. Ayakları eski pas çavralara, çöplere çarpıyormuş o kadar« Üstelik pis bir koku. Hepsi bü. — Ara bakalım yahu.. Nerde... Adamcağızın eline çöpten baş« ka bir şey geçmiyor.. Beceriksizliğine hük“ mederek onu çekmişler.. Bu seferkiler dg ayni neticeyle karşılaşınca kafile çarnaçat bu işten vaz geçmeğe mecbur kalmış. Kilisenin kapısında herkes, çoluk çocuğ onlarla alay etmişler.. Madam Pasenalayg takılanlar da eksik olmamış. A — E madam, Ali Bellüs ne âlemde, iyi mi?. — Oğlu Macael ne yapıyor? ği İşin en kötü tarafı papazın gelişi ol « muş. Kilisenin harabiliğini görünce hid « detten mosmor kesilmiş. «Hepinizi alo: edeceğim! diye bağırmış» N Onu teskin için (ihracı meyit) müte « Mile) zaran ödiyeceklerini bildirmiş « Nakkaş Garciayi dinliyenlerden biri som © du: — Siz bir daha oraya gitmediniz mi? ZN — Gittim.. Fakat gizli olarak.. Bir kağ kere, müteşebbislerden bazılarına rastla « .İdim.. Benimle konuşurken kendilerini te mize çıkarmağa uğraşırlar. Biz girmedik, dışarıdan: öbürlerinin aptallığile ve itikatlarile alay ettik derlerdi. Beni ye © meğe davet ettikleri olurdu bile... i Fakat ben onların ruhunu iyice oku « muş olduğum için, beni ne şekilde karşılık | yacaklarını tahmin eder ve hiç bir zaman davetlerine gitmezdim tabii... di İtalyan orduları Avus- turyaya girerlerse... (Baştarafı 1 inci sayfada) g Fakat çok geçmeden Avusturya teha likesi baş gösterecektir. Çünkü Nazi - lik Avusturyada yayılıyor. Avusturya Başında büyük bir sarık. Sarığın üstünde | 208Yalistleri meyus oldukları için Nazi de bir hilal, oluyor ve Hayimvehrlerin de bunlara — Ba bir magribi olmalı, diye mırıl - iltihakı bekleniyor. Avusturya Nazile dandı. ri Şuşnigi yıkmağa muvaffak olurlarsa — Evet bir magribi.. Duruşu korkunç. | yeni hükümet Almanyaya daha çok Altın gibi pırıldayan cübbesi, gözleri ka-İdost olacak ve Musolini Almanları maştırıyor. Ayaklarının ucunda bir kitabe | Brennenr geçidinde görmek rüyasının var.. (Bu şifreyi papaz bile okuyamaz am-| şahakkuku ile karşılaşacak, Musolini 3 okuyabildim ben onu.) Kitabede şu ya- zılıydı: Bu mezarda Ali Bellün yatıyor. Kansı Sara ve oğlu Macsel onun batırası- na bu taşı diktiler.» bu vaziyet karşısında askerlerini Avus- turyaya karşı yürütürse yalnız Het Hitler ile değil, gimaldeki hudu*larınm işgaline tahammül edemiyecek olan | O gün Valenceden hareket ettim. Ay.) Yugoslavlarla da karşılaşacaktır. sılışımdan bir ay sonra olanı biteni öğ -| rendim: Madam Basenala söylediğim sun bir kaç İtalyanlarla Yugoslavların #rası hiç de iyi değildir. En ufk bahane bu iki | tarafı mücadeleye sevkedebilir.» oi N <i