İzmir limanı ticari faaliyetinikaybediyormuş Sebep olarak İzmire az kontenjan verilmesi, bu yüzden büyük ücarethanelerin İstanbula nakletmekte İmakst görefli TT İzmir limanından bir görünüş İzmir makam tarafından İktisat Vekâletine yön- derilen bir raporda İzmirin ticart faaliye « tine işaret edilmektedir. Son üç yıl içinde İzmir limanı ve İzmirin ticarf faaliyeti, cid- di sürette zayıflıyarak sönmeğe yüz tut - Mmüuştur. İhracat mevsimini teşkil eden dört ay - hık iş mevsimi hariç, İzmire ticaret vapur- İarı uğramamağa başlamışlardır. Liman - da ekseriya sandal ve mavnal n baş -« kö, faaliyeti gösteren bir vamtaya tesadili &!mcmeie başlanmıştır. İç ticaret fanali- yetinde de hissedilecek derecede bir dur - gunluk müşahede edilmektedir. Alâkadar min tetkiklerine göre; bu Vaziyet kontenjan İistelerinde İzmir limanı için ayrılan hissenin azlığından ileri gel - mektedir. — İthalât — ticaretini aydınlatan kontenjan listelerinde İzmir limanı ve gümrüğü için ayrılan hisse azami yüzde on beştir. Bazı aylarda bu nisbet yüzde Ikiye kadar inmektedir. Bu vaziyetten ithalât tüccarları mam - nun değillerdir. Bilhassa manifatura ticareti yapanlar bu yüzden İzmirdeki merkezle « yini kapatmağı tercih etmektedirler. Bu gi- (Husust) — İzmirde resmt bir|biler İstanbula nakletmeği — ve bu suretle kontenjan listesinde İstanbul — için ayrılan hisseyi İstanbul gümrüğü vasıtasile çek - meği daha istifadeli buluyorlar. Bir kaç ta- nınmış müessese İzmir şabelerini kapat - mışlardır. İzmir limanı 930 yılına kadar ithalât ti careti bakımından çok zengindi. Limanda en az sekiz, on vapur görmek mümkün- dü, İsmir gümrüğü yolile yapılan İthalât, İzmirin taksime uğrıyarak bütün garbi A. nadoluya ve hati iç Anadoluya sevkedil - mekte idi. Moeselk Aydında veya Denizlide tüccar, evvelce İzmirden temin ettiği malları da ha ucuz bir navlunla kendi memleketine getirmekte idi. Bu gibi tacirler şimdi ihü - yaçlarını İstanbuldan temin mecburiyetin - de kaldıkları için, bu emtianın sermaye fia. tı da navlun Ücreti yüzünden yükselmek - tedir. Bu vaziyet, yılda elli milyon İira ihra » cat yapan İzmir limanı İçin pek te övünü - lecek bir şekil göstermemektedir. Vapur « ların vaktinde ve gününde İzmire uğra - mamaları yüzünden ihracat faaliyetinin de bundan mütecasir olacağı tabildir. Karamanda bedava sinema Karaman (Hususi) — Halkevi, bah- Antep su ve elektrik işleri Antep (Hususi) — Su projesi tas- çesinde bir sinema vücüude getirmiştir. dik edilmek üzere Nafia vekâletine Haziran on beşten itibaren burada, gönderilmiştir. Belediye reisi elektrik halka, Kızılay'ın gönderdiği Frengi fil- mi meccanen gösterilecektir. Bundan sonra, başka hastalıklara a-|, — h başka kışlaya ve kavaklığı it filmler de tedarik edilerek halka göz- kilovat fiyatlarının indirilmesi için de Nafin vekâletile görüşmeler yapacak - elektrik verilmesi, pazar günleri şehir terilecektir. Sinemanın kazancı, bu| cereyanınin kesilmemesi ve müşte - filmler gösterildikten sonra Kızılayın |rilerden istenen asgart teahhüt kaydi- olacaktır. Nuh paşa camii tamir ediliyor | --Htir: nin kaldırılması hususu da temin edile- Karaman — (Hususi) — Şehrimiz » Iqlulır mm IM de çok cski devirlere ait, kıy-| Muş (Husust) — Vilâyetimiz ilk o- metli — eserler — mevcuttur. — Nuh|pulları her sene sayılı artan mezun paşa camiü, bunlardan bir — ta »| vermektedir. Fakat Muş'da orta okul nesidir. Son zamanlarda harap bir va-| olmadığı için bunlar tahsillerine devam ziyete gelen camiin tamirine başlan-| edememektedirler, bütün Muşlular bu- mıştır. Minare ve kubbenin tamiri hay- İrada bir orta mektep açılmasını dile - Hi ilerilemiştir. t mektedirler. Antepte faydalı bir teşekkül Gı__ıiıntep emniyet mü- dürlüğünde bir - polis yardım sandığı kuruldu Gazian- tep (Hususi) — Gaziantep Em- niyet müdürlü . ğü — kadrosunda bulunan memur - lar aralarında bir polis yardım san- dığı kurmağı ka- rarlaştır. mışlardır. Sandı- ğın teşekkülü i - Antep birinci komiseri çin 23 maddelik Salih bir nizamname hazırlanmıştır. Sandı- ğa iştirak hissesi ilk aya mahsus ol - mak üzere beş liradır. Bunu takip e - den aylarda hissedarlar ikişer lira ve- receklerdir, Bütün zabıta memurları bu hayırlı teşekkülü memnuniyetle karşılamış ve ilk taksit olan beş lirayı da seve seva vermişlerdir. Bu aydan itibaren ihtiya- c olanlar sandıktan az bir fâizle para alabileceklerdir. Sandığın teşekkülüne birinci komi « ser Salih ön ayak olmuştur. Elâzizde bir cinayet Bir adam kira ile tuttuğu 3 kişiye yeğenini öldürttü Elöziz (Husust) — Elâzize yakın köylerden Eyüpbağı köyünden Şefik isminde biri üç kişi tutarak iki yeğeni- -|ni öldürtmek istemiş, bunlardan biri- sini de öldürtmüştür. Şefik, bir kaç gün evvel, köyün - 'de Hasan, Aziz ve Asaf isminde 8 ki- şi kandırarak yeğeni Suphi ve Sıdkıyı öldürtmek maksadile pusu kurdurmuş ve iki kardeşin yolunu beklettirmiştir. Şefiğin yeğeni olan bu iki kardeş kendilerine ait otları getirmek üzere tarlaya giderlerken pusuda bekleyen Şefiğin adamlarından Asaf, birdenbi- Ta:oludeki Biüyük bir Baçekli; Sapki » nin üzerine hücum etmiş ve Suphiyi bir kaç yerinden yaralamıştır. Bu vaziyeti gören Sıdkı, kardeşini kurtarmak üzere koşarken, diğer bir pusuda bekleyen Hasanla arkadaşları tarafından yakalanmış, döğülmüştür. Suphi 20 yerinden yaralanınıştır, mü- tecavizler kaçmışlardır. Vak'a jandarma tarafından haber a- lınmış, ve yaralılar hastahaneye götü- rülmüşlerdir. Suphi, ölmüştür. Sıdkı da ağır yaralıdır. Jandarma kumandanlığı, sıkı taki - bat yapmaktadır. Mütecavizlerin kısa bir zamanda ele geçecekleri umulmak- tadır. Karaman fırınlarında ıslâhat Karaman (Hususi) — Belediye, f- rınlarda hamur makinesi ile ekmek ya- pilmasına karar vermiş, bu emre ria - yet etmiyen fırıncıların fırınlarını ka- köylü amele Ayın yarısını maden ocaklarında, ya;ı:ını tarlada geçiren köylülerin maden sahasında yerleştirilmesi düşünülüyor Zonguldak ocaklarında köylü Zonguldak (Hususi) — — Madenlerde çalışan köylü ameleyi asitabl amele» yap- mak, - anlatılmak istendiği mana ile - bu ameleyi köylerinden kaldırıp maden saha- sına yerleştirmek kabil midir? Zonguldak kömür ocaklarında sallıyan köylü ameleyi, yarı rençper, yarı amele tipinden kurtarıp tam bir maden iş- çisi yapmak lâzımdır. Kanaati hâkimdir. Bu kanaati ileri sürenlere göre bunun amelelerden bir grup Gildir. Bunun için daha esaslı tedbirler al- mak, köylü amelenin çalışma ve yaşama şartlarımı düzeltmek ve bunun için bu hiç şüphesizdir ki kazanç seviyelerini emali - |yets formülüne rağmen kaldırınak lâzım- kazma | dır. Dikilide herkes okuyor Dikili (Hususi) — Dikili Midilli - nin tam karşısında, küçük, fakat ka - için mühim bir fedakârlık ihtiyarına lüzem İLLALK bir kasabadir. Burada, halk, o- kumanın ehemmiyetini kavramış, köy- lerde bile akumamış insan kalmamış « tır, yoktur. Maden aahasında, çalışan amele: nin barınması için bugün mevcut olan ba- rakaların biraz genişletilerek aşağı yuka- v bir çatı haline sekulması, bu çatı altına aile efradını yerleştiren ameleye yevmiye bir kaç kuruş zam gibi küçük —avantajlar vermek maksadı temine kâlidir. Bu fiktin, yani köylü ameleyi maden sahasına iskân etmenin leyhinde olanlar da vardır. Zonguldak kömür madenlerini ilk işle- tenler yerli amele bulamamışlardı. Çünkü hemen hepsi rençper olan bu civar halkı için madencilik ve maden ameleliği meç- hullerle dolu olan yepyeni bir âlemdi. Top- rak altında oyulan kovuklara giderek ça- lışmak, her halde rençperlikten ve toprak üstü ameleliğinden ayrı bir şeydi. Onun için Zonguldak havzasında, taş ocakların- da çalışmakta ihtisas sahibi olan Karadağlı ve Hirvat ameleler yer almışlardı., Buhar makinelerinin donanmaya da tat« bikinden sonra Osmanlı devletinin bir ih- tiyaç maddesi haline gelen kömürün istih- sali günün mühim mesaleleri urasına gir - mişti. Madenlerden beklenilen istihsal nisbeti Karadağlı ve Hırvat amelelarle temin edi- lemiyecek hale gelince Osmanlı hükümeti bir kararname çıkarmış, Zonguldak kö - mür madenleri civarında oturan köylüye, bir ayın on beş gününü madenlerde çalış- mak üzere bir nevi ücretli angaryecilik ih- das etmişti. İşte Zonguldak köylüsünü maden ame- Teliğine sevkeden ilk âmil böylece doğmuş. ayın on beş gününü tarlasında, ön beş gü- münü madenlerde çalışımakla geçiren yarı rençper, yarı amele «muvakkat amelev tipi böylece vücut bulmuştu. Bugünün şartları, ikiaci fikirde olanla- gan, bazı köylü amelenin maden sahasında yerleştirilemiyeceğini iddia edenlerin fik, rine hak verdirecek mahiyettedir. Köylü amelenin, tarlasını, evini, oca - ğını terkederek maden sahasına yerleşme- #i, daha doğrusu, birinci iddiada olanların ileri sürdükleri gibi, maden ameleliğini bir meslek haline getirmeleri için, onlara ba - pattırmıştır. Ancak dört fırın makine| rakadan üstün birer çatı yapmak, bazı kü- getirtmiştir. çük yevmiye avantajları vermek kâfi de- Pazar Ola Hasan B. Diyor Klı *« Malü a? Pâra parayı çe-| Hasan Bey — İnanma! Ben |bizim çocuğun — kumbarasından İpara çekeyim diye, —ağzına bir yirmi boşlik yaklaştırdım, — içine düştü! Hâdiseler / leâla a Tipler Bu bir salon kadınıdır: Önu salonunda ziyaret ettim; arka- sında fevkalâde güzel bir tuvalet var - dı; yüzü bir taş bebek yüzünden daha pürüzsüzdü; dudakları kirazı, gözleri lâ- civert denizi, ve saçları papatya deme- tini hatırlatıyordu.. Karşısına oturdum, ve sordum: — Bayan ev işleri hakkında bazı şey- Tar soracağım. — Buyurun! — Ev işinden zevk alır mısınız? — Fevkalâde çok, salondaki biblo « Tarı ben düzeltirim. — Hepsi bu mu? — Başka aklıma gelmiyor. — Meselâ yemek pişirebilir misiniz, meselâ meselâ telkadayıfı yapabilir ml- siniz? — Telkadayıh? Bakın onu yapa « mam, hamuru © kadar ince örüyorlar ki... Halbuki ben örgü örmesini hiç bil- mem! — Kuru fasulyeyi nasıl pişirirsinlz? — Evvelâ yaş fasulyoyi alır, ocakta kuruturum... — Kâfi bayan... Başka bir çey so « racağım, külbastıyı nasıl pişirirsiniz? — Adı ümtünde; eti alır, küle göme « rim. Orada pişer, — Kahveyi nasıl hazırlarsınız? — Toz kahveyi semaverde kayna - namış kahveyi fincanlara boşaltır, karış- tırırım. —Biraz da çamaşır bahsine geçe « lim; beyaz çamaşırların ne saretle yı - kanması doğru olacağını söyler misiniz? — Söyleyim, yıkamadan evvel ütü: lemek lâzımdır. — Bu da niçin? Yıkandıktan sonra ütülenirse, üzer . lerinde ütünün kiri kalır. — Soda kullanır mısınız? — Viski ile, evetl — Süpürge neye yarar? — Bayağı bir şeyden bahsettiniz, bi- zim evimizde yoktur. Söylerlerken duy- muştum: Bir takım huysuz kadınların, kocalarını dövmek — için — sâkladıkları değneklere süpürge derlermiş —— Verdiğiniz izahata teşekkür ede- — tim. Salonun şık kadımını salonunda bi « rakıp kapıdan çikarken — hirmetçi Kâlir kız, sinsi sinsi bakıp gülüyordu. ile gö göz v göze geldim yi İMSET tınım, fincanlara şekerleri koyarım. Kay-