p — cih ediyorlar. — era belediyesinin faaliyetini bir tetkik ve Hafta tatilinden Nasıl istifade ediyoruz? * Varna ve Bulgaristandan Ders alalım , — Hafta tatilinden kimler - istifade ediyor? pi? yöne gittim. Köptüden kalkan | köye gidenler, Boğaziçine gidenlerden faz- ha idi. Fakat yolcuların ekserisini yabancı- lar veya Türk olmiyan ırklara mensup o - lanlar teşkil ediyordu. Yolcular arasında | türkçe hemen de işitilmiyordu. Polonez köyü Paşabahçeden 15 kilo « metre uzakta ormanlar içine gömülmüş şi- rin bir yer. Yerliler, vaktile Pulonyadan gelip yerleşmiş 45 Polonyalı aileden iba- ret. Her ev küçük bir pansiyon halinde, Ev sahipleri Polonyalı, hizmetçiler, civar köy- lerden gelen Türkler. Her ev hınca hinç misafir dolu. Fakat bu misafirlerin çoğu yabancı, Rum veya yahudi gençleri. Gece mehtapta köyde bir dolaşalım, dedik. Her evden kahkahalar faşkırıyor, gramofon sesleri işitiliyor. Y mız uzaktan bir alaturka saz sesi geliyor- du. Merakla o tarafa gittik. Bir kaç Türk ailesinden mürekkep bir grup, saz heyetini de beraber getirmşiler, rakı içiyorlardı. Ko- <a köyde Türk olarak yalnız bu grupa rast- geldik. Ertesi sabah herkes ormanlara da- üıldı. Tabiatin zümrüt yeşilliği içinde bir haftanın yorgunluğunu gidermeğe çalışı - yordu. Yalnız Türk ailelerinden mürekkep grup, hâlâ masalarının başında rakı içiyor. ve saz çalgıya devam ediyordu. Bu manzara beni çok mütcessir etti. Hafta sonu tatilinden istilade etmesini öğrenememiş olmamıza üzüldüm. * Varnadan ibret alalım arna yazın İstanbuldan bile müşte- v ri bulan bir sayfiye yeri oldu. Gidenler anlatıyorlar. Varna belediyesi yazın gelen misafir- leri eğlendirmek için Budapeşte ve Viya- madan bir opera, iki operet ve iki orkes - tra heyeti getirtirmiş. Oteller temiz. Fiatlar rekabet edilemi- yecek kadar ucuz, Plâj, her türlü şartları cami. * Bu sebeple yaz geldi mi idi, Varna orta Avrupadan ve Türkiyeden giden müşteri- lerle dolarmış. Fazla olarak belediye, Varnada muay- yen bir müddet kalacak ecnebilerden mü- racaat eden olursa, bunların kapıtına her sabah bedava bir kaç kilo taze üzüm bı- raktırırmış. İstanbul Varnaya nisbetle kıyas edile - miyecek kadar mükemmel bir sayfiye ye- ridir. Denizi vardır, havası güzeldir, suyu mükemmeldir. Her ihtiyaca cevap verecek ir kaç gün kafamı dinlendirmek ü - zere İstanbul civarında Polonerz kö- vapurda yerleri vardır. Böyle olduğu halde İstanbula yazın an- «tak bir kaç Mısırlı gelir. Fakat İstanbullu- lar bile Adalara veya Boğaziçine gidecek- lerine, Varna veya Romanyaya gitmeği ter- İstanbula seyyah ve yabancı çekmek çin kırk gün, kırk gece eğlenceler ter - tip eden belediye, Varnaya kadar gidip barada tatbik etse daha iyi olmaz mı? * Niçin üzüm veriyorlar? arna belediyesinin hariçten — gelen misafirlere gösterdiği — kolaylıkları “Aanlatan arkadaşa sordum: — Hepsini anladım amma, şu bedava üzüm vermenin sebebini kavramadım. Bu- Hu izah eder misiniz? — Basit, dedi. Üzümü yalnız yabancı: F'lara veriyorlar. Maksat Bulgar üzümüsün | “ nefasetini onlara tanıtmak ve bu. süretle | — Üzüm ihracatını arttırmayı temin etmek. — Bari faydasını görüyorlar mı? — Size, bir iki rakam söyliyeyim, de- — di ve saydı: Üç sene evvel Bulgaristan harice - yaş| üzüm göndermezdi. Bu propaganda saye- sinde evvelki sene 800 vagzon yaş Üzüm | ihraç ettiler, Ba miktar geçen yıl 4800 va- gönu buldü. Bu yıl 6000: vagon — üzüm ç satacakların umuyorlar. Vatnadan ve Bülgaristandan derm ala. lim. hçi Resimli Makale SON POSTA Okuma zevki aşk derecesine — vardığı zaman, insan vaktinin nasıl geçliğini, an- lamaz., Bu aşka tutulanlar gece yataklarına ellerinde kitaplarile — yatarlar, sabah mü- ayyen saatte kalkmak mecburiyetinde ol- duklarını unutarak kitabın sayfaları içinde kendilerini kaybederler. Saat uyanma za- maninı haber verdiği vakit şaşırırlar. Bu biraz mubalâgalı bir zevk görüne - bilir. Fakat her zevk aldığımız şey gibi okuma zevkı de bize her şeyi unuttura - İbilir. Zevk aldığımız her şeyi nasıl muvaf- fakiyetle yaparsak, okumadan da böyle sonsuz bir zevk aldığımız zaman büyük neticeler elde edebiliriz. Okumayı bir ilâç gibi bir mecburiyet gibi, bir vazife gibi, bir zevk olarak itiyat edinmeliyiz. Uykumuz bahasına da olsa bu itiyat alışkanlıkların en temizi, en fay- dalısı ve en iyisidir. SÖZ Avusturyada Habsburgları şimdiden Tahta çıkaran adam —Son günlerde, Habsburgların Avus- urya tahtına tekrar avdet edeceği sık sık tekrar edilirken, tahtının varisi o- lan Arşidük Ottonun Viyanaya gizli- ce gelerek civarlarda bir yerde saklan - dığını ve Şuşnig Avusturyaya avdet eder etmez, meydana çıkarak tahta o- turacağı, Viyananın meşhur Prater kahvelerinde bir akşam söylenmiş. Bu s#özü ortaya atan adam, kahve kahve dolaşarak, halkın arasında bu haberin yıldırım sür'atiyle yayılmasını temin etmiş, bunun üzerine, Arşidükün sak- h bulunduğu yeri tahmin etmeğe kalkı- şanlar olmuş. Meydanlarda, muhalifler- le muvafıklar kavga etmişler, bazı kimseler evlerini donatmışlar, bir gü- rültüdür kopmuş. Nihayet hükümet, Arşidük Ottonun Viyanada olmadığı- nı resmen izah etmiş ve efkârı umu - miyeyi yatıştırmıştır. Bu yalan haberi işaa eden adamcağız, tabil -bulunup hapse atılmış, şimdi orada «Arşidük tahta çıksın da beni kurtarsın» diye dua ediyormuş. ... Napolyonun annesl Napolyanun annesi 3 Şubat 1836 - da seksen altı yaşında olduğu balde wefat etmiştir. Korsikada doğmuş bu- lunan bu basit kadıncağız 17 yaşında Charles Bonaparte isminde Fransız a- lehytarı bir adamla evlendikten sonra, 35 yaşında dul kalmıştır. Madam Le- titia çok hasismiş, Napolyon impara - tor olduktan sonra, kendisini tebrik e- denlere: — Ne oldum dememeli, ne olaca - ğam demeli demiş, ve bu nasihati de oğluna her zaman tekrarlarmış. — Napolyon annesine güçbelâ kıymet- Ki elbiseler giydirebilmiş, o boyuna e- ki kılığını arar ve yeni kıyafetinden sıkılırmış. Bir gün Napolyon, kendisine: — Biraz para sarfet, pinti yaşama! Dediği zaman, annesi: — Oğlum, demiş, kimbilir, Allah göstermesin amma, gün gelir belki sen de bana muhjaç olursun. Bu bir deniz banyosu biletidir. Fiya- İj da beş kuruştur. Fakat üzerinde tam eş kuruşluk pul vardır. Banyonun sa- hibi bu bilet mukabilinde halktan beş uruş alacak, fakat devlete beş kuruş l parası verecektir. ARASINDA HERGÜN BIR FIKRA Gönül ve Cep Eski Babıâli ricalinden bir N.. in Bey vardı. Bir yaz, Adada tebdili havaya git - miş, orada fıkırdak bir Rum kızıma tu- Yaşı oldukça ilerlemiş olan N.. in Bey, ayni zamanda çehre züğürdü idi. Kendisine yüz vermiyen © kızı celbe - debilmek için, ona varını yoğunu yedi. Fiyor, eline geçen parayı ona veriyor - du. Bir gün: — Yahu, bu ne hal?. Bunun sonu nereye varacak? Diye soran Şemsi Mollaya, N.. in Bey: — Ne yapayım? dedi. Gönlünü dol- duramayınca, cebini doldurmak lâ - zın. Onu da Yapmazsam, kız elden gidecek! * Fransada ameleler Grevi alay için Yapmışlar İSTER Fabrikalarda musiki faslı Marianne gazetesinin yazdığına gö- re Fransada ameleler grevi biraz da eğlence için yapmışlardır. Uzun za - manlardanberi çalışa çalışa yorulan iş- ciler bu münasebetle, bir kaç heye - canlı ve tatlı gün geçirmişlerdir. Grev ilân eden ameleler fabrikaları işgale hazırlanırken üuzüun müddet ge-|yordu, biz de içelde oynayor, eğleni- cirecekleri boş vakitleri zevkli bir hale|yorduk. Yazık ki, patronlar taleple - koymak için işi alaya dökmüşler, der-|rimizi çabuk kabul ettiler ve biz de hal bir kaç fütbol takımı yaparak av-İgreve erken nihayet verdik demiştir. d , AA NK D Ş ? j HEYHELTADA B ÜDENİZ SAKY ,.'J;_üfız SA xogm_i_ İ [. ğ blü Bir kıssa.. Bir hisse. E vvel zaman içinde, kalbur sa« man içinde.. mın biri İstanbula gelmiş, önüne dü « şen Yahudi bir rehberle, çarşıyı, pazari gezmiş, bedesteni dolaşmış, antikaci mağazalarını ziyaret etmiş. Caliba, bir iki Türk evine de çağırık mış, yaldlar, konaklar görmüş. Gördüklerine de hayran olmuş. | Ve mutlaka, dönüşte, Nevyorkda, Allaha arzuhal vermek için imiş gibi eflâke ser çeken yetmiş dördüncü kağ apartımanını şarkkâri döşemeğe karat vermiş. Şark odası nasıl döşenir? Tabitâ levhalar, halılar, seccadeler ve daha daâ bir çok, Türk, Arap, İran üslübundaj eşya ile.. değil mi?. N zi ikah tekrardan Kapaliı Mücadele cemiyeti B'z"_" HaT _':,,—kık.;î; Kuruldu zalarına dönmüş; önüne gelen eşyayj ğon :e“;eanr;nn 'naelainh bij tatın. "mjv-Am Pi rinde okuduk: Pariste namla bir MÜY SAD cemiyet kurulmuştur. Cemiyetin aza-| Altı ay sonra yetmiş dördüncü katı sının adedi bir kaç yüzü mütecavizmiş. taki 'P“mm”nğ' kfndj'h'i ziyarete gi Bunların ekserisini zengin ve zevkine | denler, şunu ıormuıl_u'. » Yi düşkün adamlar teşkil ediyormuş. Ce-| / Tavanları seccade ile sülslenmiş bit N ğ » 'n.. duvarlarda: msebe, Vezne, hşlala "î'f_f'“l ",""""ı '“;'t'“""ı a| Müdiriyet, tükürmek yasaktır, kadırir gibi (ı'yuu'p kendilekit ü lara mahsus.. gibi ibareleri hâvi mütes zel göstermenin yolunu biliyorlarmış. AvDaar Dree ĞŞ ni Z ae mızı balıklar yüzen su dolu bir man a !'fknı fakirler pımııhk N ı.undeıı bu gal.. bir kavukluğum üzerinde bir çifi işi yapamıyorlarmış. Çirkinlikle mü - takonya.. ve banyo odasında duvarâl cadele cemiyeti açacağı güzellik ensti-(asılı bir nargile!. , tülerinde fakir kadınları bedavadan| Meğer, Amerikalı bu eşyayı beğen- süsleyecekmiş... Bir gazeteci, cemiyeti | miş, almış amma.. ne hikmetini öğren- kuranlardan birine bunun - faydasını | miş, ne de hangi işe yaradığıhı. Sades sorduğu zaman şöyle bir cevap almış-|ce, - kendi evinin dekoruna uyup uy « tır: mıyacağını da düşünmiyerek- - öteye — İnsan gözünü çirkin kadın gör - beriye yerleştirmiş. Ermel TYalu Pariste çirkinlikle k tehlikesinden kurtaracağız! İstanbulun bozuk düzen kaldırım « BERE A B K larına çivi — çakıldığını gördüğümü ... zaman, her nedense bu Amerikalınızi macerasını hatırladım! SA NL aei n ee Biliyor Musunuz ? T — Yavuz ve Hamidiye zırhlılarfını ilk isimleri nedir? j 2 — Liberya cumhuriyeti nerededir2, | 3 — Vitellins kimdir? 4 — Osmanlı sadrâzamlarından So « kullu Mehmet Paşa namıl ölmüştür? 5 — Yer yüzünde ilk defa kardeş katiP olan kimdir? İşleyen toprak nmeler yapar ? Alman gazetelerinde okuduğumuza göre 1932 şenesinde Alman memle- keti havayici zaruriye olarak senede 4,5 milyar marklık mal ithal ediyor- muş, 1935 - senesinde ise açık toprak bırakmamak, her tarafı ekmek ve ve- rimi arttırmak için yapılan mesai neti- cesinde bu rakam 900 milyona kadar inmiş, ... Ciğer yemenin faydası Vitamin son asır tababetinin üze - rinde ehemmiyetle durduğu bir hayat unsuru oldu, Brezilyada bir doktor, kuzu ciğerlerinde A ve D vitaminleri - nin çok olduğunu tesabit etmiş ve bu buluşunu konferans ile ilân etmiştir. İfadesine nazaran kuzu ciğerindeki vir tamin her hayvanın ciğerindeki vita- minlerden fazladir. (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin cevapları : |— 350 sene evvel İstanbul Sanyer« de ' altın çıkarılmış, fakat masrafı kârdan çok olduğu' için 'bu işten vaz geçilmiştir. Bu. maden tarihlere göre Büyük İskender Azyaya yaptığı büyük seferde burada a 3 tinişmadenini meydana çıkarmış, külliyete Ki miktarda altın elde etmiştir. 2 — Leylâ'ile Mecnunu manzum ola « Jularda turnuvalar tertip etmişler, yine avlunuün bir kenarina salaştan yapılar bir sahnede tiyatro oynanmış, varye-|tak yazan Şey Galiptir. ) teler yapılmış.. Grev — bittiği zaman| 3 — Minotaure yarı insan, yarı cana & ameleler mütcessirmişler. Bir tanesi: - | var esatiri bir mahlüktur. Gene esatir kah- — Yediğimizi belediye temin edi - ramanlarından Thesde tarafından öldü « tTülmüştür. 4 — Dünyanın en büyük nehri Misisipi- dir. Ve İtaska gölünden çıkar, Meksika « dan büyük bir ağızla denize dökülür. U« zunluğu 4620 kilgr.n.:? Mi Yoi A Bir kelimeyi 20 franga Söyliyen artist Fransızların meşhur — artistleri Co- guclin Amerikaya giderek büyük pa- ralar kazanmış, orada iken bir gün ken- disini zenginlerden biri yatına davet etmiş ve Molyerin piyeslerinden bir tanesinin bir tiradını okumasını ri « ca etmiş, Coguelin bu işi yapmış bü- İtün davetliler pek memnun olmuş - |lar, kendisini alkışlamışlar, zengin zat ta Caguelin giderken kendisine 17000 ıfv_nnllılı bir çek vermiş, Coguelin'in inşad ettiği tirad ile aldığı parayı bir İN aç gözlü hesaplamış, meşhur rtistin, duğunu tesbit etmiştir. e ll üi Si üDAĞ tek bir kelimeyi 20 franga söylemiş ol — P