25 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fi W L AM BeBüm K K A n K Hi _. TAN KA HE M da.. M G, Ğ Va TEr *bu “ Tarihiteirika ,, No. Gerileyen İspanyollar bu sefer hu— cuma geçmişlerdi. Piyetro Fransisko Dorya, Jil Dand- rveda, Don Jan Karonado bu hücum kıt'alarının başında idiler. Geminin güvertesi gittikçe pıhtıla - şan kanlarla örtülmüştü. Bu yüzden her iki taraf askerleri de ikide bir kayı- yorlar, biribirlerinin üstüne düşüyor - lar, sonra üstleri, başları, elleri ve yüz- leri kan içinde olarak biribirlerinin bu- ğazına pençelerini geçiriyorladı. İspanyolların herbiri şimdi birer cana- var haline gelmişlerdi. Yaralı yatan 'Türk askerlerini bile boğazlıyorlar, tes- lim olanları öldürüyorlardı. Bu arada bir Malta şövalyesi gençliğinde Türk gemilerinde forsalık ettiği günlerin a- cısını çıkarmak maksadile yaralı yeni- çerileri birer kılıç ve tekme vuruşile denize yuvarlıyor; kürek başında zin- cirli olarak yaşadığı zamanlarda öğren- diği Arapçasile: — Suuu!... Suu!... Suııymlın suuu!... Diye haykırıyordu. Ali paşa kendi gemisine papa ami- ralının rampa ettiğini görür görmez ge- riye koşmuş, karşı koymağa çalışıyor-| du. Etrafa göz atıyor, gemilerini imda- da çağırmak için işaretler verdiriyor, adamlar gönderiyordu. Fakat öğle sı - cağı altında ve di « n bir denizdeki bu korkunç kargaşalıkta ses duyura - cak halde değildi. Kılıç, kalkan, topuz, balta, tüfek, top sesleri birbirine karı- şıyor; kumandalar küfürlerin ve ba - zen de küfürler kumandaların üstün- de yükseliyordu. Yan yatan, batan, parçalanan gemiler, yıkılan direkler ve süslü fenerler, inlemeler, haykırmalar ve denizde binlerce sağ veya ölü, sağ-| lam veya yaralı insanın çırpınışları... Ali Paşa etrafını saran bir avuç yi- ğitle yüzlerce düşmanın karşısında kal- mıştı. Kıç kasaraya çekilmiş, hâlâ gemi- sini ve Türkün şerefini kurtarmak için uğraşıyordu. Her yaklaşan düşman bir kılıç vuruşile yere seriliyordu. Ali Paşa ve arkadaşları birer aslan gibi dö - vüşüyorlar, kimseyi yaklaştırmıyor- lardı. Bu, eşsiz bir kahramanlık sahne- siydi. Fakat çok zaman, yalnız kahra - manlık, zafere ulaşmak için pek ek- sik bir vasıtadır. Zırhlı şövalyelerin uzun kılıçları Türklerle başa çıkamıyordu. Ali Pa- şa oldukça ağır yaralı olmasına rağ- men hâlâ ayakta duruyor, hâlâ düş- manı bir adım ileri sokmuyordu. Lâkin bu sırada bir arkebüz pat- ladı. Ali Paşanın sendelediği görüldü. Yanındaki çavuşa tutunmak için elini uzattı. Dudaklarının arasından: — Al..lah!.. Diye bir ses çıktı. Silkindi ve kılıcını sallıyarak ile- riye saldırmak istedi. Buna imkân yoktu. Başındaki yüksek ve sırmalı ka- ve heybetli yüzünden aşağıya doz-| - rü akan kızıl kanlar vardı. Kıç kasaradan güverteye doğru yuvarlandı. Kürekçilerin ilk sırası dibine upuzun serildi. (1) (1) Derya kaptanı ÂAli Pasayı bir kur- Makedon- yalıdır. Venediğin maaşlı askerlerindendi. Daon Jan bu askeri hemen şövalye yaptı. Senede üç yüz düka altını maaş bağlatıı. Paşanın kavuğunu da içine altın doldura- rak hediye etti. Bu kavuğun altı bin altın aldığı söylenmiştir. Ayrıca Türk amiral ge- misindeki büyük sancağın da bu askere şunla vurarak öldüren asker Verildiğini Pizaro yazar. Asker bunu bir kuyumcuya satmış, daha sonra Venedik senatosu kuyumcudan yüksek bir para ile — Bgatın alarak devlet hazinesine koymuştur. V N ae7 ST X’_*')- y _' 'k ,_" N Baz r n a. |r< e HKKİMİNLZ — # ıZ DEN ; TAMAN: hADik€CâN Kailı Sırtları güneşten yanmış ve kır - baç yaralarından morarmış olan çıp- lak forsalar arasında korkunç bir sevinç vardı. Saçları sakalları birbi- rine karışmış olan bu yarı vahşi sü- rü hep birden zincirlerini şakırdat- tı: — Vuruldu!.. Ali Paşa vuruldu!.. Bir forsa biraz ilerideki bir yara- lının kılıcını kaptı. Ayaklarının di - binde, henüz can çekişmekte olan Ali Paşanın başını bir vuruşta kes- ti. Bir kaç dakika önce koca bir do- nanmaya kumanda eden bu cesur fakat tedbirsiz ve akılsız başı bir İs- panyol askerine uzattı: — İşte Ali Paşanın başı!.. Bu Ali Paşadır!.. İspanyol askeri bu başı bir mızra- gın ucuna saplıyarak havaya kaldır- dı. Ayni zamanda haykırdı: — Heeeeyyy!... Ali. Paşa vurul - !.. Kaptan paşanın başıdır bu!.. İıpanyol, Malta ve Papa askerleri arasında bir alkış koptu. Gemide kalan son Türk askerleri de bir tek söz söyletmeden boğazla- nıyor, denize atılıyorlardı. İspanyol askeri kaptan paşanın başını Don Jana götürdü. Don Jan: — Onu baş direğe asınız!.. Dedi. (2) Bu emir derhal yerine getirildi. Bu sırada mukaddes ittifakın haç- lı bayrağı da Türk kaptan gemisinin direğine ve Türk sancağının yerine çekiliyordu. Kaptan Paşa ile Don Janın gemile- rinde bu harp olurken her iki tarafın thmiı yedi gemi arasında da zorlu bir savaş oluyordu. rine yanaşmışlar, deniz harbi bir ka- ra harbi haline gelmişti. Her biri - nin diğerlerinden haberi olmuyor, arkadaşlarından kimin yenilmiş ol- duğunu, kimin yendiğini anlamak için fırsat bile bulamıyorlardı. Şurada bir gemi yarıdan fazlası ölü ve yaralı olan yüzlerce asker ve kürekçi ile birlikte denize gömülü- yor, ötede bir başkası düşman gemi- sinin grandi direğine kendi bayra - arkadaşının yardımına koşuyordu. Kocaman teknelerin çarpışmala- sesleri, kırılan küreklerin çatırtıları, salarin kükreyişleri, bir ok veya kur- şunla grandi direğinden baş aşağı yuvarlananlar, gemilerin bordaların- dan kendilerini denize fırlatanlar vardı. Bütün bu korkunç ve tüyler ürper - tici boğuşmayı yukarıdan ve aşağıdan seyreden gökle deniz sanki gülüm - süyorlardı. Hava o kadar güzel ve te- Ali Paşa Don Janm gemisine rampa ettiği zaman Pertev Paşa da Venedik âmiralı Sebastiyen Venyeronun gemi- sine rampa etmişti. Bu saldırış yaman ve sert olmuştu. Türk 'lopla.rı rampa - dan önce Venedik gemisine ateş etmiş, Yeniçeriler de arkebüzlerile kursşun yağdırmışlardı. rışmış ve sarsılmıştı. Fakat ayni zamanda birisi Civani Loredano ve diğeri Katerino Malipye- ro kumandasındaki iki Venedik gemi- si Venyeronun imdadına koşmuş, Türk gemisine yüklenmişlerdi. Üç Venedik gemisinde de ayni ku- manda duyuldu: ; (Arkası var) (2) Hammer, Ali Paşanın kesik başını Don Janın nefretle karşıladığını ve onu he- men denize attırdığını yazar. B e MEŞ ee | Laldd Ş merkez ve ihtiyat filolarındaki yüz | Gemilerin hepsi de birer ikişer, |: üçer veya beşer tane birden birbirle- | ğını çekerek daha sıkışık olan bir|' rı, çığlıklar, küfürler, top ve tüfek | zincirleri kirmak için uğraşan for -| ll Galatasaray, Fener muhtelitini 0-3 yendi İ Güneş muhtelıtı-Beşıktaş, Dünkü oyun çok güzel bir hava içinde geçti. Sarı kırmızılılar güzel bir anlaşma ile maçı kazandılar Bir müddettenberi Galatasaray, Gü - neş, Fenerbahçe, Beşiktaş kulübleri ara - sında hazırlanan dostluk müsabakası ni - hayet dün ilk meyvasını verdi. Birbirleri- ne çoktanberi bir türlü yanaşamıyan bu kuvvetli takımlarımız Galatasaray - Güneş ve Fenerbahçe - Beşiktaş birleşik maçları- |nı yaptılar. Oyundan evvel - eskiden dargın gibi duran - iki kulüb oyuncuları Galatasaray lokalinde buluştular. Sonra bir arada Gü - neş kulübüne giderek orada maça ha'zır - landılar. Maça 4,50 de başlandı. Galatasaray - Güneş birleşiği sarı kırmızı yollu fanile i - le , Fenerbahçe - Beşiktaş ta sarı İâciverd gömlekle sahaya çıktılar. Sari lâciverd takım şöyle dizilmişti: Mehmed Ali, Fazıl, Hüsnü, Faruk, Mehmed Reşad, Fuad, Niyazi, Naci, Ali Rıza, Şeref, Fikret. Sarı kırmızılılar ise şu şekilde yer al - dılar: Avni, Faruk, Reşad, Kadri, Rıza, İb - rahim, Necdet, Salâhaddin, Gündüz, Ha- şim, Rebii. Sarı kırmızı takım daha ilk dakikalarda birbirlerile anlaşarak güzel bir oyun çı - karmağa başladı. Arkası arkasına sarı lâ- civerd kalesine, akınlar yapılıyordu. Sağ - dan Necdet, soldan Rebii Haşim durma- dan tehlike yaratıyorlardı. Fakat — buna mukabil Hüsnü, Fazıl ve Mehmed Reşad akınları güzel bir kombinezonla durduru - yor!urdı Nihayet 22 nci dakikada Haşim guze] bir pası Rebiiye geçirdi. O da topu orta - ladı. Gündüzün ayağından top kalenin ağ- larına takıldı. Sarı lâciverd takım bu gölden sonra a- çılmağa başladı. Fikret çok güzel oyun g- karıyordu. Fakat diğer muhacimlerin tu - tukluğu ve sarı kırmızı beklerinin müda - faası gol olmasına mâni oluyordu. Her iki tarafın karşılıklı hücumlarına mukabil bir türlü gol çıkmıyordu. Bu suretle - birinci devre (1-0) sarı lâciverdlilerin aleyhine bitti. İkinci devrede Galatasaray - Güneş bir- leşik takımında değişiklik yapılmıştı. Haşimin yerine Melih, Avninin yenne de Safa girmişlerdi. Sarı kırmızı takım oyuna bir akınla baş- ladı. Mehmed Alinin yerine geçen Nec - det, Necdetin yavaş ve yerden bir şütünü bacakları arasından kaçırdı. Sarı lâciverde bir gol oldu. 3 üncü dakikada olan bu gol hiç bek- lenilmedik şekilde girdiği için seyircilerde bir tesir bile yapamadı. " Oyun gittikçe güzelleşmeğe başladı. Sa- rı lâciverdliler bir gol çıkarabilmek için çok uğraşıyorlar. Fakat kaleye kadar bile yaklaşamıyorlardı. İki açık her an top pe- şinde koşuyorlardı. Haşimin yerine giren Melih çok baca - liyordu. 25 inci dakikada Melih bir şüt çekti, top direğe vurdu. Gündüz yetişti. Jçüncü gol de bu suretle oldu. Bundan sonra bütün dıkıkılır iki ta - rafın güzel oyunlarile geçti. Maçı sarı kır- mızı takım (3-0) galib olarak bitirdi. Dünüüü maçtka Dünkü maçta her iki taraf oyuncuları da güzel bir oyun çıkardılar. En ziyade sarı kırmızı takımda Kadri, Reşad, Faruk, Re- bü, Haşim, Necdet; sarı lâciverdde ise Fik- ret, Niyazi, Mehmed Reşad güzel ayna - dılar. Hüsnü de bilhassa fazla enerjik 0- yunile göze çarptı. Üsküdarspor - Altınyurd maçı Dün Üsküdarspor takımile Kanlıca Al- tınyurd takımı arasında bir maç yapılmış, Üsküdarspor 3-2 galib gelmiştir. Atletizm bayramı dün yapıldı İstanbul Atletizm heyetinin hazırladığı İstanbul atletizm bayramı dün Kolej sa - hasında muvaffakiyetle yapıldı. : Sarı lâcivert İkalesi önünde sarı kırmızı tehlikesi Müsabakalara iki yüzden fazla atlet iş- tirak etti. Yapılan seçmelerde muvaffa - kiyet gösterenler gelecek hafta nihat mü- sabakalarda koşacaklardır. Dün yapılan müsabakalarda birinci, i - kinci sırasile kazananlar şunlardır: 100 metroda — Raif, Vedad, Fikret, Orhan, Halük, Fikret. B00 metroda — Fethi, Fikret, Ekrem, Agop, Zeki, Galib, Laüston, Yekta, Ci -| 1500 metroda — Lüâzari, Teo, — Nuri, dü. p heyecanlı bir safha İ Dusan, Şerif, Mehmed, Receb, İbrahim, — Abdullah, Mehmed, Biriyolas, Farataren- _ ko. , 300 metroda — Rıza, Artin, nırıhinıı Teo, Roji, Nuri, Avni, Mehmed Fuad; .u Mehmed, Nevros, Tokino, Stelyo, FeriJ( | Necmi, Seres, Şerefeddin. İ Disk — Veysi, Naili, Yavru, Cıı-mdılı ! Sabahaddin, Asmoidis. Gülle — Veysi, Pinhas, Tevfik, Nıyı* zi, Etem, Sahalak. y Cirid — Melih, Mahmud, Orhan, Fıt « — ret, Reşad. Uzun atlama — Tevfik, Avni, Amdllf Korink, Sabahaddin, Rıza, Kaferopolas, — Stanropolas. İ'* Üçıdmıthm—Tıvf&.Aı.Rııli İ Kafecopolos, Yüksek atlama — Haydar, Yavru, Mü- nir, Asmanidis, Nobar, Galib. Sırık — Fethi, Haydar, Cihad, Şotilı Münir, Viçaropolor. 110 metro manialı koşu — Faik, Hiri « sopolos, Tevfik, Ali Hayri. -| Nihaf müsabkaalar 31 mayısta yapıla « caktır. - )î İngiltere - Almanya maçı —— Nurenberg 24 (A.A.) — İngiltere futs 1* bol takımının önümüzdeki Olimpiyadlara — Ti iştirak edecek olan Alman takımile bu * © gün yaptığı maç beraherlikle neticelen * " & miştir. İlk devrede iki taraf ta hiçbir sayı yapa: cî ' mamiş, ikinci devrede ise her iki takiım dâ birer sayı kaydetmişlerdir. Oyun çok gü — zel olmuştur. ; Ankarada bisiklet yarışları — Ankara 24 — Bisiklet Federasyonu O- [ ' limpiyad - hazırlığı olmak üzere tertib ettiği programı çok esaslı bir 'surete tatbika başlamıştır. — Saat 8,10 da hakemin işaretile berabet yarış başladığı vakit iştirak edenlerin 10 — kişi olduğu görüldü. Bunların içinden bıl— | tanesi kampta çalışan koşuculardı. Dıiol'â _len haricden yarışa kaydolunmuş amatör“ lerdi. Fakat müsabaka başlar başlamaz — kamptakilerin 40 kilometro süratle ve tek bir adam gibi ileri atıldıkları ve birkaç — dakika içinde diğerlerini ıçtıklırı görül * $ | İ | b | Tekulk Mf şun]ı.rdıı E - |— Talât, 2 saat 46 dakika, 43 sani' . 2 — Faruk, iki boy geride, ğ 3 — Orhan. İ 4 — Kirkor. Son sprinte iştirak etm" T | Bu suretle saatte 36 kilometrodan yük: — sek bir süratle hareket edildiği görülmüt” — tür ki cidden teşekkürle kaydolunacak b ' neticedir. Habeşistandaki İtalyan askerle memleketlerine dönmiyorlar — Roma, 24 (A. A.) — Maraşal Grl" | ziani Habeşistanda yapılacak imar iş leri hakkında bir takim emirnamele' heşretmiştir. Habeşistandaki - İtalya askeri mevcudu şimdiki şekli ile m! - | hıfazn edılı:cektır. ,' D n hu PS ea 05? V 7 e)

Bu sayıdan diğer sayfalar: