TELGRAF HA : Sanayi mamulâtının fiatları kontrol edilecek Yeni kanunun ka;utayde görüşülmesine dün başlandı. Ekonomi bakanı izahat verdi Türk - lngılız dostluğu Lgndrada Menemenci oğluna verilen ziyafete en riyaset etti Londra, 22 (A.A.) — Dış bakanı .A:-l—-ua. 22 — Bugün Kamutay iç-|rıbekire gideceğiz, fabrikanın yerinin |Edem bugün Türkiye )H-naly’:vmıo' nu.ı..îf—“ Milli Müdafaa - bütçesinin |intihabında milli bir gaye ile memle -|ti genel sekreteri Menemencioğlunun üeü if fasıllarıma 300 bin liralık|ketin müdafaası ve menfaatleri esas -|şerefine Carlton otelinde verilen öğle raz lînı ve Ankara belediyesine ik -|larını gözetiyoruz.» ziyafetine riyaset etmiştir. & adı ile Maliye Vekâleti bütçesinde| Celâl Bayar bir suale karşı da: Menemencioğlu yakında İngiltere - AG !!ınh )flr fasla 250 bin liralık fevkalâ-| — «Eğer pamuklu mensucatı ucuzla -|den ayrılacaktır. ;'“ll konulması hakkındaki lâyi-|tabilirsek şimdi yaptırmakta - olduğu - B S AA r kabul edilmiştir. muz fabrikaları daha çok arttırmak Fı ]ı s t i n d ,u.h.u"d“" sonra endüstriel muamelât, mecburiyetinde İınlıcağııı.) demiştir. e hnlık);eî; ve safış fiyatlarının kontrolü| Ekonomi Bakanı sözlerine devam e- yangınlar çoğaldı çi c."i a kanunun gö üşülmesine ge- derekılımır. Adana, I_(ıyıeııuîı' ayrı Ka eee Üzerine ileri sürülen bazı mü -|ayrı fiat konmasının imkânsızlığından nşıklıklar devım ediyor, bir İngiliz askeri de yaralandı Kudüs, 22 (A.A.) — «Yenikapı» bir çok silâh ve bomba atıl- mıştir. Bir çok kimseler, tevkif edil - miştir. Yahudi muhacereti, Arapların şid- detli progestolarda bulunmalarına se - bebiyet vermekte berdevamdır. Bir Arap heyeti, müdahelede bulun- masını istemek üzere emir Abdullahı nezdine gitmiştir. 1 Grev devam ediyor, Yangınlar Kudüs, 22 — Filistinin her tarafin- d... vaziyetin gerginliği devam etmekte- dir. Memleketin üzerinde - tayyareler dolaşmaktadır. Muhtelif yerlerde bombalar patla - miş, tarlalarda, çiftliklerde ve mağaza- larda yangınlar çıkmış. olduğu haber verilmektedir. Kudüste yeni İngiliz kuvvetleri Kudüs, 22 (A.A.) — Bir İskoçya p.i_yıde taburu, bu sabah buraya gelmiş- tir. Bir istihkâm bölüğü de telefon mu- haberatına ve demiryolu münakalâtı- na nezaret etmek üzere Nablusa gel - mişti Dün yaralanmış olan bir Arap bu bahsetmiştir. İhraç edilecek mamulâta da fiat ta- yin edilip edilemiyeceği hakkındaki suale kazşı da demiştir ki: Henüz sanayi mamulâtımızı — ihrac |ciyarını edecek raddeye gelmedik. Olsa olsa 'nim mamul maddelerimizi ihraç edebi- liyoruz. Fakat bunu da piyasanın bin türlü rekabeti karşısında müşkülâtla başara- biliyoruz, Her hangi bir vatandaş nim mamul maddeler ihracı için beynelmi- lel piyasada mücadele ederken ben kendisinç nasıl olur da sen şu maddeyi bu fiata satabileceksin derim. Benim ona yapacağım birşey varsa, az kazan- dığı zaman fazla kazanması için yar - dım etmektir. Bu izahattan sonra, fiat tayini 'ıd- di ve sanayi mamulâtı ihracatının bu kayıtlardan istisnasını isteyen iki tak- rir okunarak kabul edilmiş ve - ikinci Ta karşılık olarak Ekonomi Ba- hmı Celal Bayar demiştir ki: u%:':"l azami, asgari hadlerine ge- fiyat k"k'l evvel başka memleketler Mişlar W'üı_ılü üzerinde hareket yap- ME*L&V& bize tekaddüm etmişlerdir. tika Amerikada olduğu gibi, Ame- K !Wht kontrolü mesclesinde üç dyor itden veya ayrı ayrı mütalea e- ni Ve_ © suretle hareket ediyor. Yas "“"mıı::ı Fsgarî had tayin cl"_lfk niz budur, iktir. Bizim de - istediği - X]e kil Bey bundan sonra bu yolda Miş olan tecrübelerden alınan ne- ti, fiat tayininde esas olarak alı- z noktaları anlatmış ve pamuklu » y Yacatın bugünkü satış fiatları üze- mhwdııru.k sanayi fabrikalarının ku- 'arında mahallerini -tayin bakı- Düz alınmış olan kararları ve bunu tal ,Sttiren sebepleri izah ederek de - #tir ki. madde encümene geri erilmiştir. îıl“î“îün Ereğlideyiz, Kayserideyiz, | Kamutay pazartesi günü - toplana - Yarın Sivasa, Erzuruma, Diya - İcaktır. Y“nan_g__artileri Dum dum kurşunu 'î'.'ü"enîzelist partilerin Cenevrede bir İtalyan irleşmesine çalışılıyor notası neşredildi Yaj Ati; Vefatında îî“wr) — Çaldarisin| - Cenevre, 22 (A.A.) — Milletler|sabah ölmüştür. lerin birli ri Anti Venizelist parti - Cemiyeti sekreterliği, Habepliler tara - İngilizlere k 'eşmesi etrafındaki cereyan | (,ndan dumdum kurşunları kullanılma-| — Kudüs, 22 (A.A.) — İngiliz kıt'a - ları Kudüs - Yafa yolu üzerinde vuku bulan karışıklıkları bastırmakla meş - gul bulunduğu bir sırada İskaçyalı bir nefere bir kuzgun isabet ederek kolun- gdan yaralamıştır. Kudüs şehrinin eski mahallelerinde Araplarla polis memurları arasında a- teş teati edilmiştir. Hayfa yakınında vuku bulan - bir kargaşalık esnasında 19 kişi yakalan - mıiştir . Ras İmru İtalyanlara teslim olm,:d': Roma,, 22 — Adisababadan Stefa- ni ajansına bildiriliyor: A Habeş askeri rüesasından — ekserisi kaçmıştır. Ras İmru, kırlarda serseri- yane dolaşmaktadır. Tayyareler, As - mara ile Adisababa arasında posta ser. visi yapmaktadır. Adisababaya günde takriben otuz tayyare gelmektedir. İngiliz ordu mevcudu Londra, 22 (A.A.) — Sü Bakanı, Avam kamarasında, ordu mevcudu « Üvvetlenmi, 'nm, Mumji b iştir. Mesel, s1 meselesine müteallik bir İtalyan no- tası neşretmiştir. Bu nota, fotografiler- le ve vesikalarla tevsik edilmiş, on beş vak'a saymaktadır. Bu nota, kullanı - lan dumdum kurşunlarından bazıları- nın üzerine Londradaki Ely Bros ve Birminghamdaki Kyonch fabrikaları- nın markaları görülmüş olduğunu kaydetmektedir. Hatırlardadır ki — İtalya, dumdum kurşunları satılmasına müteallik olan ve İngiltereye karşı ağır ithamları ihti- wa eden diğer bir notasını da geçenler- de geri almış idi. İtalya Arnavutluğu Tahkim ediyor Atina 22 (Hususi) — Katimerini gaze- lyanların Arnavutluktaki faaliyet - fında tafsilât wermektedir. Bu ga- istihbaratına göre İtalyanlar Ar - rdusunu teslih etmekte ve istih- Gece Ahali Partisi u- *Yetinin toplantısında da bu * 8örüşülecektir.. Akkran iada'ki hâdise - Yağdar e (Hususi) — Levadiada uh_zunıltülü miting hakkında iç Tesmi ğnü malümat gelmiştir. Gelen silâh _“hl:?kn: göre mitingten sonra e asına rağmen kan — dökül - qî:_':d'llllırdan mürekkep bir hey - M"m'" gelerek mahkemenin kasa- isteç dan kaldırılmasını hükümetten Yecektir , v Metaksasın seyahati A ralı ::.' 22 (Husust) — Yunan kı - Zar günü Kefalonya adasına gi- dl:::î::.&!bılın Metaksas da kralı Kefalon k üzere yarın bir torpido ile wedeuhiı . Habeş hükümeti Var mı, yok mu? tesi İtal leri etral zetenin Bir ıfal navutluk 01 aN generalı Gorede “T:ı;u’î:: bilhassa, Yunan - Arnavut -|nun hâlen muayyen miktardan 12 bin kişi eksik olduğunu bildirmiştir. flarında istih- luk hududunda, Görice tara kâmlar yaptırmaktadırlar. ü İtalya, Arnavutlukta, ayrıca tayyare üs- leri de tesis etmektedir. Ayni gazete, İtalya ile Arnavutluk ara- Tal ©, sında imza edilen son mskeri muıbgdı::ı ü iyetle kat ağını — ilâ- lin;na':'. Gorede bir Habeş hüküme - Bel:ırıı::l :::nımıyı rfalandı tedir, *vcut olduğunu inkâr etmek - gee gö hükümet olmadığını k söylüyor .j_'::"“bnba. 22 (ALA.) — Royter aç M ahabirinden: Ya nerkânıharbiyesinden gene - BK N Mumaileyh diyor ki: Habeş İmparatorunun G y.pı:ılî üey:ılelleriııdıe. araştırmalar Avrupaya hareketi Bu $ zere tayyareler — gönderdik. ” Z Tei y.Mıîyhıı:]eı hudut boyunca uçuşlar Kudüs, ?'2 (Huıuı'ı) İ bir İn ;;: ar. Fakat n ize edilmiş bir | parato! Haile Selâsiyenin ik; € organize l in veya öbür gün Av- i izi gördüler ne de Habeş muhribi ile yar Mvetlejine tesadüf ettiler. Harp, bit ;ııpıyl,w etmesi beklenmekte - İki türlü edebiyatçı Nurullah Ataç Bir kaç gün evvel öldüğü haberini ga - zetelerde okuduğumuz Üünlü Fransız a - vukat Henri - Robert'i methederken, yine onun kadar ünlü bir meslekdaşı, Fernand Payen, diyor ki: «Dava ne kadar karışık olursa olsun, Henri « Robert'in müdafaası daima kısa olurdu... Bir saati geçtiği nadirdi... O, zihinlerde bırakılan tesirlerin çabuk dağıl- dığını, karşısındakilerin akıllarını topla - masına, itirazların belirr(wine vakit birak- mamak İâzım geldiğini bilirdi.» Yani Henri - Robert hakikati gizlemesi- ni, hâdiseyi bir bakımdan göstermeği bilir- miş. Bunun için hatırasına bir taş atacak değilim. Bu sayede, suçlu suçsuz çok kişi- lerin başını kurtarmış, mesleğinin icabım yapmış Vazifesi «hakikati, bütün haki - kati, yalnız hakikati» aramak değil, mü - vekkilini müdafaa etmekti... İşte ben bu- nu, bakikati gizlemek vazifesini kabul et- meği anlamıyorum. Avukatlar yalan söy- ler demiyorum; bilirim ki onların - içinde asıl kanaatlerinden her ne pahasına olur- sa olsun ayrılmıyan, hurmetimize tamamile lâyık kimseler çoktur; hattâ hepsinin de öyle olduğunu kabul edebiliriz. Fakat ka- naatleri bir taraflıdır; hâdisenin teferrüatı arasında kendi kanaatlerini kuvvetlendi - yenleri seçer, ötekileri bırakır. ve ister iste- mez eörtmeğev çalışırlar. Onlar için ancak ethesev — vardır, — anlilhese i çürütmek, boğmak lâzımdır. Bâtonnier (Baro reisi) Fernand Payen'in «itirazların - belirmesine kit bırakmamak lâzımdıre derken söye lediği de bu değil midir? Oysaki «antit - höser itibara alınmayınca, onun teşekkülü- ne bile meydan — vermeyince, daima #aynthesev de olan hakikate yarmağa im- kân yoktur. Gerçi avukatın athesen inin gantithesev ini de müddeiumuminin tem- akat bu, ancak na » zariyede kalır, çünkü hayatta, zarart ola- rak, o iki adamdan biri zekâca, bilhasaa belâgatçe ötekinden üstündür, kendi görü- güne daha kuvvet vermesini bilir. Her a- wukatta, kandırıcı olmak en büyük mezi - yettir... Fakat avukatlara da, avukatlığa da taş atmıyorum; çünkü bit insanın başı, hakikatin tecellisinden kıymetlidir dene - bilir ve bunun aksini kddia etmek hayli a- gordır. Yalnız, avukatlarda hurmet edebilece - gimiz bu zihniyetin fikir, edebiyat adam- larında da aranmasiını bir türlü anlıyamı « yorum. Esas kanaatlerim ne olursa olsun, onlara tamamile uymiyan bir eserde bir kıymet görüyorsam niçin söylemiyeyim? Sevmediğim bir adamın yazısında doğru bulduğum bir söze raslayınca ona niçin ip- tirak etmiyeyim? Fikirler, eserler arasında işime gelmiyenleri niçin örtmeğe kalka - yım?... Kimseyi kandırmak — istemedim; düşündüğümü, aklıma gelen itirazlarla be- raber söylemeğe çalışırım. Zannederim ki her edebiyat adamının asıl vazifesi de bu- dur. Hele beğenmedikleri yazıları, bir ar - kadaşlarınındır. veya içinde kendi işlerine gelir sözler vardır diye methe kalkanlar... Bunlar, vazifelerine hiyanet eden muhar- rirlerdir. «Her hakikatin söylenmesi doğru de - gildire derler; bazı kimseler, — meslekleri icabı, bunu kabule mecburdurlar, Onlar, dünya adamlarıdır. Fakat yalnız dünyayı değil, zaman ve mekân haricinde hakikati Tüdkknğü vasebiar olem Kndelem. Bib » soflar, edebiyatçıların, her hangi başka bir gaye ile, hakikatin bir kısmını örtmeğe hakları yoktur. Onlar için, hakikatten üs « tün bir tmenfaat olamaz. Hakikat, yani sa- mimi olarak düşündükleri, inandıkları... Edebiyatçı, yalnız doğruyu bulmağa, öğ- retmeğe çalışan âlimin zihniyetile hareket ettikçe hurmete âyıktır. * Ama iki türlü edebiyatçı var: âlim -| rilen cevaplar anlaşılacaktır. , ALEMİNDE BARADI TURAMTKAAĞ EEZ İ A RE GAS Avrupa siyasasında tehlikeli durgunluk devri Anıuiuul siyaset âlemini alâkalan « diran ve - heyecanlandıran büyük durgunluk & meselelerin hepsi de tam - bir devresi geçiriyor. Günlerdenberi bu me - selelerin ne ilerlediğine, ne de gerilediği- me dair hiç bir haber gelmemektedir. Ge- len haberlerin hepsi de bir takım tahmin- lerden ibarettir. Bir kaç hafta önce Alman meselesi, gü- nün en meraklı, en heyecanlı mevzuu idi. Bütün . Avrupa umulmadık bir hâdisenin vukuile büyük bir yangının kopmasından korkuyordu. Nihayet İngiltere Almanyayı sorgularını sordu. Bütün mabafil Alman yanın cevabını bekliyor. Fakat Almanyanın ne zaman cevap vereceği malüm — değil. Çünkü Almanya, İngilterenin suallerine ce. yap vermeden önce kendi kendine sordu- gu bir takım suallere cevap aramaktadır. Almanya kendi kendine şu sualleri soru « yor: | — İngilterenin müstakbel siyaseti ne olacak? 2 — Habeş harbinin İngiltere - Franse münasebetleri üzerindeki tesiri ne mahi> yet alacak? 3 — Habeş harbi İngiltere ile İtal « yanın münasebetlerini ne derece gergin « leştirecek? 4 — İtalyanın Milletler Cemiyetine kar- gı kat'i vaziyeti ne olacak? 5 — Fransada sola doğru bir gidiş gö- rüldüğüne göre Sovyet Rusyanın Milletler Cemiyeti üzerinde tesiri ne derece arta « cak? 6 — Nihayet Avusturya meselesinin ya: kında alacağı şekiller ne olacak? Almanya bu suallere henüz cevap ve - remediği için İngilterenin sorgularına da cevap veremiyor ve Fransa ile arasını dü « zeltmek, münasebetlerini — kararlaştırmak için kat't bir adım atamiıyor. İtalyaya gelince orada da bir çok deb-i debeli gösterilere rağmen durgunluk var.' Çünkü İtalya da kendi kendine bir çok #ualler soruyor ve henüz bu suallere ce « yap vermemiş bulunuyor. İtalya kendi ken- dine şu sualleri irat etmektedir: | — Milletler Cemiyetinden ayrılma « h mı? Yoksa muvakkat bir boykotaj ile, iktifa etmeli mi? 2 — Milletler Cemiyeti ile alâkayı kes- tikten sonra Almanya ile anlaşmak müm- kün mü? 3 — Mümkünse Avusturya meselesini ikisini de hoşnut edecek bir şekilde hal « letmek mümkün olacak mı? 4 — Almanya ile anlaşmak mümkün değilse Streza cephesini ihya ederek (ya- ni İngiltere ve Fransa ile anlaşarak) Al « manyaya söz dinletmek ihtimali var mı? 5 — Sonra Milletler Cemiyeti zecri ted- birler hakkında ne karar verecek? Bu ted- birleri kaldıracak mı, yoksa ibka mı ede- cek? İngiltere de kendi kendine bir sürü sual- ler soruyor ve cevap veremiyor. Onunki- ler de şunlar: 1 — Milletler Cemiyetini kaldırmalı mı, yoksa yaşatmalı mı? 2 — Zecri tedbirleri büsbütün ilga et- meli mi, yoksa bunları şiddetlendirmeli mi? En vüzuhlu vaziyet Fransadadır. Fakat Fransada yeni hükümet, ancak yeni mecli» sin toplanmasından sonra iş başına gelebi- leceği ve şimdiki hükümet te yeni meclisin toplanarak iş başına geçmesini beklediği için Fransada da durgunluk hüküm sürü- yor. Bu durgunluğu ancak mühim kararlar, yeni bir hareket devresine çevirecek ve © zaman bugün için için sorulsdn suallere ve- edebiyatçı, avukat « edebiyatçı... Ömer Rıza İki ahbap çavuşlar |