MA V * AÇİM “ Tüanhiletrika ,, N 45 Ali Paşa galcasların yalnız provala- rında üçer top bulunduğunu sanıyor - du. Bunun için sıkı bir kürek vuruşile | bu korkulu yerden geçebileceğini sa - nıyordu. Bir an için Türk saflarında durgun- luk görüldü. Düşman gülleleri güver- teleri yalamış, direkleri devirmiş, kü- İN? -— 5 - YAZAN: KADIRCAN Kaflı kışkırtan haykırışlarile kancalar atılı - yor, rampa ediliyordu. Tüfek sesleri, okların ıslıkları, kı - |bç, kalkan, topuz ve balta gürültüleri birbirine karışıyordu. Vurl.. Haydi levenilerl. rekleri kırmıştı. Şoluk Mehmet Venedik amiralırın Haptan Ali Paşa bu kırgınlığı dü -| &emisine bütün hızile dayandı ve ram- zeltmek için kürekçilere bağırdı: pa etti. — Hızlı.. Daha hızlı!.. Yeniçeriler, leventler - ve sipahiler Ve ileri atıldı. bir anda düşman amiral gemisinin gü- vertesine fırladılar. Kumandanları baş- ta olduğu halde her dakika bir iki kişi- yi devirerek, zırhlar, kalkanlar ve ağır kılıçlarla silâhlanmış olan düşman as - kerlerini yere sererek ilerliyorlardı. Bir taraftan da Türk gemisinin direklerine ve kasaralarına çıkmış olan — okçular Ber üç Türk kadirgası Venedik amiral |gemisini kuşatınca düşman her an ge- rilemeğe başladı. Türkler bir saat ka- dar süren sıkı bir savaşlan sonra gran- di direğinin dibine kadar ilerlemişler- receklerdi. Hattâ bu sırada bir ok ami- ral Barbarigonun sol gözüne saplan - mıaş onu yere sermişti. Barbarigonun gözündeki ok çekil - miş ve yüzü kan içinde yarı baygın bir halde gemisinin kıç altındaki ka - Bundan cesaret alan diğer Türk ge- milerinde de ayni kumandalar duyul- du ve hepsi de şaşılacak bir hızla kü - rek çekerek amirallarının ardından git- tiler, iyi nişan almaları - na engel oluyor, fakat hıristiyan top- çularına pek iyi geliyordu. | Türk gemileri galeasların bordaları | hizalarından geçiyorlardı. Bu sefer es- kisinden daha yaman bir top ateşi ol- du. Hiristiyan gemilerinin borda top- İarı gülle yağdırıyor ve Türk gemile - rinde göze çarpacak kadar zararlar ya- pıyorlardı. Üstelik her galeasın bor - dasında yer almış olan beş yüz asker de eskobet (1) denilen tüfeklerile yay - hım ateşi açmışlar, Türk kadirgaları - nın güvertelerini yalatmışlardı. V. _:öıüı'ilhnü'ıü. A yi 'ürk di enedik amiral gemisi son dakika- B bi bir larını yaşıyordu. | Diğer Venedik gemileri bu hali gör- uüımmı.&luıhrmhıuhdınîdu" ş ae Ş ç gitmek istemiş, fakat Barbarigonun yeğeni Civani Marino dolayı yetişememişlerdi. |Kontarini hepsinden erken davrandı. İlk olarak birbirile kapışanlar Türk | Viçenzo Kirini de onun ardına düştü. sağ cenahı ile hıristiyan sol cenahı ol-| Yârdıma yetiştiler ve Türkler sarsıl - muştu. mağa başladılar. Hrristiyan sol cenah kumandanı A-| — Bu sefer Türklere yardım geldi. Ma- gustino Barbarigo, Türk sağ cenahı -| Sâ” _Y'f"lfı Perviz reis ve Solak reis Ve- nin, kendisi ile kıyı arasında kayarak ""'de_fe saldırdılar. arkaya geçebileceğini düşünmüş, de-| — Hu:uuıı:ıL.. rin olmıyan o tarafları iskandil ettire-| —— Dayaaan!... Eze Bit ki Yatağanlar, geniş ağızlı kılıçlar ye-| Sulh ve emniyet davası için İtalya ile bir-|minde bahçıvan kızının, bi rek elden geldiği kadar kıyıya yaklaş- | — biçmeğe başlamışlardı. Yeniçe -| likte hareket edilse bile, Alman taarruzu- | Zehranın ve kiminde (kadın - ana) nın | Yere toplanmalarını, böylelikle dahâ arkebüzleri ve okçuları da düş-| ©* karı mücadele etmek, Alman yardı- / bir başka örneğini görür gibi oluyor -| içli dışlı tam bir aile olmalarını teklif &© mıştı. Fakat Türkler buraları daha gü-|Niden zel ve ezbere tanıyorlardı. Zaten Türk | "ilerin ark l gemileri hıristiyan gemilerinden daha Man üzerine kurşun ve ok yağdırıyor- az su çekiyorlardı. | l"d"'_ " Yedi Türk kadirgası Venedik amirah | , Türkler yeniden zafere koşuyorlar. ile kıyı arasındaki sığlıktan geçerek düş | manın sol cenahının sol ucunu kuşat- tı. İki taraf birbirine mahmuz vuruyor, sonra iki tarafın kendi arkadaşlarını (1) Kısa ve kalın namlulu, ağzı geniş ve hafif bir tüfek. Viçenzo Kirini bir kurşunla öldü - rüldü. Kontarini yere serildi. Fredriko |Nani kumandayı alarak karşı durmak- ta devam etti. Lâkin adım adım gerile- mekteydi. (Arkası var) Satış İlânı İstanbul Dördüncü İcra Memurluğundan: Vakıf paralar idaresine birinci drecede ipotekli olup tamamına yo- minli üç ehli vukuf tarafından (491) lira kıymet takdir olunan Balatta Hamami Muhittin mahallesinde Kilise sokağında eski: 8' yeni: 10 numaralı bir bap kâgir hanenin tamamı açık arttırmaya konmuş olup şartnamesinin 12/6/936 tarihinden itibaren dairemizde herkes tarafından görülebileceği gibi 22/6/936 tarihine müsadif Pa- zartesi günü saat 14 den 16 ya kadar dairemizde açık artlırma ile satılacaktır. Arttırma bedeli muhammen kıymetinin yüzde yetmiş beşini bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere 7/7/936 tarihine müsadif Salı günü saat 14 den 16 ya kadar dairemizde yapılacak olan ikinci arttırmasında gayri menkul gene muhammen kıymetinin 95 75 ini bulduğu takdirde en son arttırana iha- le edilecek ve bulmadığı takdirde numaralı kanun hükümlerine tevfikan satışı geri bırakılacaktır. Taliplerin muhammen kıymetinin yüzde yedi buçuğu nisbetinde pey akçesini veya milli bir Bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları lâzımdır. Müterakim vergiler ile vakıf icaresi, Taviz bedeli ve Belediyeye ait tenvirat ve tanzifat rüsumu satış bedelinden tenzil olunacaktır. 2004 numaralı İcra ve iflâs kanununun (126) ncı maddesinin dördüncü fıkrasına tevfikan bu gayri menkul üzerinde ipotekli alacaklılar ile diğer alâkadaranın ve irtilak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair olan iddialarını, ilân tarihinden itibaren (20) yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile bildirmeleri, aksi halde hakları tapu sicillerile sabit ol- madıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları cihetle alâkadaranın işbu maddenin mezkür fırkasına göre hareket etmeleri ve daha fazla malümat almak istiyenlerin 4-35-2664 dosya numarasile müracaatları ilân olunur. — (2741) -İmakamatı genç Habeşlileri SON Faşist Habeşler! İtalyanlar Adisababada faşist teşkilâtı yaptılar POSTA Roma, 19 (A.A.) — Adisababa - dan bildirildiğine göre oradaki İtalyan şimdiden Faşist teşkilâtına dahil etmektedirler. Dün, bu gençlerden bazıları - Faşist üniforması olan beyaz bere hâki göm- lek ve kısa pantalon ve yeşil boyun at- kısı ile otoritelerin huzruna çıkmışlar- dır. İngilizlere ait bir çanta kayboldu ve bir İngiliz tevkif edildi Londra, 19 (A.A.) — Adisababa - (daki İngiliz sefaretinden Cibutideki İngiliz konsoloshanesine gönderilmiş lolan çantanın ortadan kaybolması ve İngiliz sefarethanesi ataşemiliteri Bon- nerin tevkifi haberlerini teyit eder bir güna malümat alınamamıştır. Hariciye nezareti, Adisababadaki İngiliz sefiri Barton'a iki hâdise hok - kındaki tahkikat yapması için talimat | vermiştir. İmparator Avrupaya gidiyor Londra,, 19 (A.A.) — - Kudüsten haber verildiğine göre, İmparator çar- şamba veya perşembe günü Avrupa- ya hareket edecektir. Geçenlerde bu - rada Necaşi için satın alınan ev şimdi tamamiyle hazırlanmış bulunmakta - dır. Hazırlığı, Habeş imparatorları sü- lâlesinden olan Prenscs Yojsim idare etmiştir. Alman-İngiliz yakınlaşması (Baştarafı 1 inci sayfada) Son Postanın Tefrikası: 45 Yazan: Osman Cemal Üç dört yıl önce Veznecilerdeki can- |ayartımasın, Hasan bu sefer de on! baz çadırında numaralarını seyreder -|dan birine gönül vermesin! ken onlara biraz da candan bağlanmış| — Lâkin Fatma, kızının bu endişesil olan Hasan oralardaki canbaz kızla -| kırmıştı: rın kıyafetine giriyor; zaten eskiden| — Haydi haydi.. Zannetmem.. Çül bir hayli talim ederek öğrenmiş oldu -)kü Hasanın gönlü böyle kalabalıktan: ğu perende atma, el üstünde yürüme, | abur cuburdan pek hazzetmez. O, ken ağzile sandalya kaldırma, çenesinde |disine tenhalarda eş arar. baston durdurma harcketlerini tıpkı bir| — Öyle olsa tiyatroculuğa başlar Ulah kızı şive ve lehçesile sahnede yap- | mıydı? Ş tıkça dehşetli alkışlanıyordu. Hasanın| —— O başka... İş başka, gönül baş * söylediği monoloğlar da hep aşka dair | kal şeylerdi. O, bunlara önce gayet hazin * bir eda ile başlar; sonra onları gayet —17 — gülünç olarak bitirirdi. Temsillerdeki| Hasanla Zehranın nikâhları düğün | rölleri hafifçe olmakla beraber arka -|le birlikte yapılacaktı. Zehra dul oldu” daşları bu hususiyetlerinden — dolayı ğu için düğün öyle şatafatlı olmıyacak. Hııınıeuçokpıyvuiynrhıdıöy-yılmıhuımı.ıbıbıyıvıyıhneü kki&mwıünkhmnm-dmhmükmpndik—hü leri pay olarak en az üç gümüş meci -| yemek verilecekti. Buna da daha bif diyeden aşağı para almıyordu. Tiyatro|iki ay vardı. Konu komşu: ve aktörlük onun için, onun yanık yü- — Bakın şu haspaya, rahmetli ko * îeği.incedıımlın.engin ııınlıyz;ı;nııunllıMkıhiıohıdıı esi için tam biçilmiş kaftandı ve belli|eve başkasını iç güveysi aldı! idi ki oğları bu işte çabuk ilerliyecek ve D-m..ı.'fı.ye ölümün üzerinden çok parlıyacaktı. Tiyatrodan eline ge - hiç olmazsa altı yedi ay geçsin diyor * çen para ile arasıra anasına, Zehraya 'lardı. öteberi hediyeler getirdikçe onlar da ha- ni bu halden memnun olmuyorlar de - ğildi. Vâkıâ Hasanın anası babası ol- sun, Zehralar olsun onun bu tiyatro | hevesini pek iyi görmüyorlar, bu işin sonsuz olduğunu söylüyorlardı; fakat Amıma Hasan, cakiden de olduğ! gibi Zehralara sık sık gelip gidiyot: yalnız sık sık değil; oraya istediği zar man, tıpkı kendi evi imiş gibi girip kıyordu. Hasan Zehraların evinden hemetl tedir. Moskova gazetesi bu arada Avrupa | Hasan, tiyatronun memlekette çok par- siyasetinin bugün mühün tahavvüller ge- |lak bir istikbali olduğunu söyliyerek çirdiğini anlatıyor ve vaziyeti şu şekilde | onları yatıştırıyordu. Ne ise, iyi kötü, tahlil ediyor: « İngiltere siyasasında Almanya lehin-| muştu; bulmuştu amma sözünde du- hiç çıkmadığı gibi Zehra da bir çok gün ve geceler Sıdıka Hanımın yanın” imdilik H B l ; |dan ayrılmıyor, ona gerçek bir gör Kre zi kendiine bir: iş bul zile bakiyor, onun ve Hasanların evi * nin bütün işlerini hizmetlerini canla de temayüller belirmektedir. ni edilmiyecek vaziyetler doğurabilir. Almanyanın tecavüzünden korkan dev- letler İngiliz - Alman yakınlaşmasına lâ- kayd kalamazlar, Bu hareketin Cenevrede İtalya ile anlaşmak lehindeki ceteyanı kuva| tTislerdi. O, bu genç, orta yaşlı, ihti - vetlendirmesi tabildir. Çünkü İngiltere Al- | Yara yakın türlü türlü, renk renk sahnel man tecavüzünü teşvik ettiği takdirde İ-| kadınlarının her birini birine benzeti- talya ile mücadele, her türlü prensip kıy-| yor: kiminde Medihanın, kiminde dar- A A x metinden mahrum bir hareket teşkil edr.|bukacı ablanın, kiminde Zaikanın, ki-|leşttmesini, iki taraftan birinin kendi o” manı aramaklan daha doğru — bir hareket olurs. Musolininin oğullarına ünvan Roma, 19 (A:A.) — Kral, Muso - lininin damadı Kont Cianoya müstem- |leke nişanlarının en yükseği olan Stel- lan'ın büyük salibini vermiş ve Mu - solininin iki oğluna da (Consul) ün- wanını vermiştir . Bir Doktorun Günlük Salı Notlarından €) Zai bi aei El ve ayak parmak Uclarında uyuşma ve Üşüme nasıl iyileşir? On sekiz yaşında bir genç kız. İki seneye yakın bir zaman yaz kış parmak uçlarında ve ayaklarında «0 - ğuk bir su cereyanı hissettiğini ve ba - zan bu parmakların sarararak acıdı « ganı ve hissin zail olur gibi uyuştuğu- nu anlattı. İç Anadolu ve dağlık şebirlerinde bü - | Ve sinirlerinden fazla muztaripti. Boy- nundaki guddei derekiyede — bariz bir büyüme mevcuttu. Buradaki ifrazatın kana karışmasından ileri gelen nakıs şekildeki ifrazat hastalığı için. Taze iyod ve gut... verdim. — Deniz banyoları yaptı. -Kalsiyom — serom- ları tatbik edildi. Tazelenen ve kuvvet. lenen kanı temiz ve sağlamlaşınca say- || <ığı gikâyetleri de geçti ve iyileşti. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya. hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon Bu vaziyet'yup içkiyi terketmemiş; hattâ tiyatro zzi d Milletler Cemiyetinde İngiltere için temen- | dönüşü gecelerde bü.ı:ı lll ı::w_ başla görüyor, kendisini Sıdıka Hanı * ma her gün bir parça daha sevdirmeğ? aü çalışıyordu. Sıdıka Hanım İse yavı yavaş Zehrayı kendisinin altı yaşındâ iken ölmüş olan minimini kızı Selma * nın yerine koymuya başlıyordu. — Zehra, ikide bir Sıdıka Hanıma ni * kâh ve düğünden sonra iki ailenin bir* maya başlamıştı. Hasanı, bu yeni tiyatro hayatını kendisine çeken bir başka şey de ak - kiminde yeni turdukları evi kiraya verip hepsinin bir du: Gelgelelim, amatör arkadaşların -| diyor. Sıdıka Hanım da gitgide müs * dan çoğu bu kadınlarla teklifsiz konu-|takbel gelininin bu teklifine yatıyof şup görüştükleri halde nedense Hasan | Bibi idi. ğ onlarla bir türlü samimt ve senli benli| Mayıs ortalarının çok durgun, çok olamıyor; yahut ölmak istemiyordu. |zifirt karanlık, simsiyah bir gecesi ide Hasan, o bahar mevsiminde Kadı-|Civarı, etrafı saran yeşilliklerin, çiçek* köyünde oynadıkları meşhur oyunla- | lerin, ağaç yapraklarının keskin koku” rından birisine Zehra ile Aygır Fatma-|ları âdeta baş döndürüyordu.. Vakit yı da bir defa getirmiş, bu gelişlerinde |biraz geçti, gece uykularının en tatlır onlara parasız tarafından bir de mü -|laştığı bu zamanda komşuların bir ço" kellef loca açtırmıştı. İşte o gün Ha -İğu çoktan yatmışlardı. Aygır Fatm& sanı, sahnede genç, güzel, alımlı, ça -'da şimdi odasında yeni uykuya dal * lımlı bir aktrisle karşılıklı rol yaparken |mıştı. Zehra ile Hasan hâlâ bahçedi gören Zehra birden şaşırmış, biraz kı-| üzüm çardağının altında ve bir kıqı'lı Zarmış, sönra anasınin kulağına: fenerin kör ışığında bir iki ay sonrü — İşte demişti, anne, ümmadığın taş | kuracakları yeni hayatı konuşuyorlar" baş yarar! diye buna derler. Korkarım | dı. CAİ i j ıkası var ki Hasanı, bu oyuncu kızlardan birisi| a İstanbul! Belediyesi İlânları ' ğ Muvakkat Senelik Muhammen Teminatr kirası ç Zeyrekte Demir han mahallesinde Mehmet — paşa sakağında 18 No.lı Soğuk kuyu medresesi 26,10 Eminönünde Reşadiye mahallesinde eski kantar ku- lübesi 330 24,75 Aksarayda Hüseyin ağa mahallesinde Kırık tulum- , ba sokağında 11 No.lı Darülhadis bosnavi medresesi BA 6,30 Çenberlitaşta Divanı âli mahallesinde — Yeniçeriler sokağında Merzifoni kara Mustafa paşa medresesi 300 22,56 — Süleymaniyede hoca Hamza mehallesinde kepenek- çi Sinan sokağında 5 No.lı Siyavuş paşa medresesi 360 Bi Fatihte Ebülfadıl mahalesinde Nişanca sokağın - . da 50 No.lı küçük medrese 96 7,20 Köprünün Galata mahallesinde Rıhtım tarafı s0 - kağındaki kişe 840 63 iündııüüü.Mmyııîım&iı&y-lıM v kat teminat makbuz veya mektubile beraber 29/Mayıs/936 Cuma günü çat 15 de daimi encümende bulunmalıdır. () (2630)