20 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Te Ç e OÇU a U y * T — B a e ” PC aW P B Çai C19 06 k | F”. * sahibidir. , birini sonuna kadar fnkıp etmış ve bunları H 7 5 W WEERD P SO ğ —e — * Ca L A, Va 6 — Sayfa İLMİ BAHİSLER İnsan ruhunun büyük üstadı Freud 80 yaşında Ondan evvel insan ruh ve dımagını çok yanlış tanıyor, ruh hastalıklarını çok yanlış teşhis ediyorduk. İlim doğru yolu gösterdi Hayatın — her ânında — milyonlar- ca, milyarlarca insanlar düşünüyor. Fakat bu milyonlarca, milyarlarca — düşüncenin doğüp sönmesi bir oluyor ve bir lâhza son- ra yeni düşüncelere mevkiümi bırakıyor. Yalnız bu muvakkat, ani düşünceler ara - sında esaslı, verimli düşünceler de bulu- nuyor ve bunlar yeni keşiflere veya ihtira- lara önayak oluyor. Bu çeşit düşünceler azdır, fakat insan- hgın ilerlemesi medeniyetin inkişaf etmesi bunlara bağlıdır. Bir kaç gün önce hayatının sekseninci yıldönümünü kutlulıyan Freüud * bu nadir bir kaçının İ'ıer düşüncelerin verimlilerinden Kendisi bu düşü «ilim» haline getirmiştir. Bu düşüncelerin hepimiz üzerindeki te- siri pek derindi. Çünkü telâkkilerimizi de- giştirdi, dimağ faaliyetlerimizin her çeşidi üzerinde tesir yaptı; ve şiir, edebiyat, ter- biye sistemi üzerinde kendini hissettirdi. Yeni kelimeler Eskiden ıkına sıkına konuştuğumuz, ya- hut konuşmağa cesaret etmediğimiz bir çok meseleleri bugün açıktan açığa konu- şuyorsak bunu herkesten fazla Freuda borçluyuz. Son yirmi sene içinde yazılan her ro - manda veya piyeste Freud'un ilme verdiği değildir. Bugün kullanıp yirmi sene evvel kullan - maktan sakındığımız bir çok yeni keli - meleri herkesten fazla Freuddan öğrendik. Freuddan öğrendiğimiz nedir? Tabii sevkler Freuddan önce psikoloji ilmi hâkimiyetini kabul ediyordu. Ona göre in- sanın dimağı kanına dahi hâkimdi. Dok - mürebbiler, yeni izi hissetmemek mümkün dimağın torlar, hâkimler, muallimler, hep böyle düşünüyorlardı. Bunlara göre, insan irade kuvvetile, akıl kuvvetile bü - tün tehlikeli hırslarını idare edebilir. ve kendini içtimat nizama uydururdu. Bu - nuün için insanın tehlikeli tabit sevklerini u- nutması, hoşlanmadığı her şeyi bırakması kâfi idi. Freud bunlara karşı ayağa kalkırık sor- du: Bu tehlikeli tabit sevkleri, hırsları ne - reye gönderiyoruz? Ve cevap verdi: — Bunları şuurdan tahteşşuura gönde - riyorur. Ve bunlar orada daha çok tehli - keli bir mahiyet alıyor! Bunları tahteşşuura “tıkmaktansa açmak ve bunlarla meşgul ol- mak gerektir. Ruh hastalıkları Nasıl çürük bir diş uyuşturulmakla te- davi olunmazsa ruh hastalıkları da tanın- Freua mamakla tedavi edilmez. Bunları araştır - mak ve menşelerini bulmak lâzımdır. Freud, doğruya tuh ile meşgul olarak tedavi eden ilk adam oldu. Freud bu yeniliği kolay kolay kabul et- rüh hastalıklarımı, — doğrudan |tirmedi. Bunun için savaşti ve ancak bü- yük harpten sonra bütün dünya tarafından tanındı ve şöhret kazandı. Freud işe başladığı günden bugüne ka- dar çalışıyor ve çalışmağa devam ediyor. Bugün eserleri bütün dünya dillerine çev - rilmiş ve bütün dünya bu adama olan borcunu tanımıştır, fakat kendisi eskiden nası| çalışıyordiyse gene çalışıyor, yazıyor, maktan çekinmiyor ve bütün dimaği faali- yetleri, kemale varmiş bulunuyor. Bütün insanlığın ve bütün insanların borç la olduğu ve borcunu tanıdığı bu adam, devrimizin en bahtiyar adamlarından bi - ridir. Tevkifler, mahkümiyetler kânından bir teneke zeytin yağı çal - maktan suçlu Mustafa dün Sultanah- met birinci sulh ceza karariyle hapse mahküm edilmiştir. * İdareye ait 1553 lira 33 kuruşu zimmetine geçirmekten suçlu Rüsumu Bahriye Veznedarı Remzinin durüş - ması dün Aasliye üçüncü ceza mahke- mesinde bitmiştir. 1 ay Müddeiumumi Remzinin beraetini is- temş, fakat müzakereye çekilen hey- eti hâkime, Remziyi bir sene hapse, gene bir sene âmme hizmetlerinden mahrumiyete ve bu parayı ödemeğe mahküm etmiştir. GÖNÜL İŞLERİ İYışanlımı İşinden Çekeyim mi ? #Nışanlıyım. Nişanlım bir müessese- de çalışıyor. Evleninciye. kadar onün işini birakmamasında mutabık — kaldık. Fakat çalıştığı yerde kadınların çok ho- şuna giden bir genç var. Bu genç ni - şanlımı da kendisine çekmek için elin - deıı geleni yapıyor. Nişanlım — şimdilik beni seviyor ve bu gence lâkayt görü - nüyor. Fakat bir gün şeytana uyup bu gencin arkasına düşer diye korkuyo - rüm. Ne yapayım? » Nizam Evlendikten sonra karınızı işten çekip eve alacaksanız onu şimdiden yapmanız müreccahtır. İş hayatında bulunan bir kız, nişanlı da olsa, sizi kıskançlığa sev- kedecek hâdiselerle karşılaşabilir. Lü - zumsuz sebeplerle daha şimdiden kav - ga etmek, hattâ nişanımızı bozmak teh - likelerinden kurtulmak için nışanlınızı İş- hattâ bütün hususi mektuplarını elile yaz- | Balıkpazarında yağcı Nurinin dük <| ten çekiniz. Bir kaç aylık kazanç sizi ihya edecek değildir a! Yok evlendikten son- ra da karınızın çalışmasına rıza göste- recekseniz bu tehlikeleri daima göze al- mak mecburiyetindesiniz. * «Karımla aramda halledemediğimiz bir mesele var. Biz beş senelik evliyiz. Çocuğumuz yok, Karım hizmetçi isti - yor. Ben reddediyorum. İki kişilik bir e- vin ne işi olur ki ayrıca hizmetçi tut - mağga mecbur olalım. Fakat bunu karı- ma anlatamıyorum. Siz bize hakem o - lunuz. » Nevzat | Bazan kadınlar muhtaç oldukları için değil, caka için hizmetçi isterler. Yok - sa hizmetçi öyle bir derttir ki, ondan en ziyade rahatsız olan gene kadındır. Maamafih siz haklısınız. İki kişinin ev işini de göremiyecek olan bir kadın, ev kadını sayılmaz. Kadın evde ortaktır. Erkek nasıl dışarıda başkasını çalıştı - rip onun kazancile geçinemezse, kadın da başkasını çalıştırmak suretile evde yaşamak hakkını kazanamaz. TEYZE- lar parıl parıl parlar ve etrafa işık Londrada kâin Klark ismindeki garaj » katlıdır, Her katından doğruca sokağa açılan bir kapıstı, damınca 6 otomobil - bekleme istasyonu vardır. Bu bir hiya dır. fakat kuşa benzer. Bu Lorüra m bir insaat & DUNNWELL DÜNN yethaline asılmış. müteahhidinin ilânıdır. Yan ta afta gördüğünüz daire sihirli bir, dai üöze inde bulunan Bu daiernin her hatı Bu kedinin alnında ta- bil şekilde bir M har- Edward Dessent 4 ayda (60) kilo zayıfla - miştır. redir; Misis G ater tarafından heş yılda yapılmıştır. dört rakamın yekânu 74 eder, Altır devrinde eski Yunan hükümdarı Şöyle söylemiştir : Oğlumun Âzor ismindeki köpeği oğlumu idare eder, oğlum annesini, annesi de beni idare eder, ben Atinayı idare eder, şu halde Azor ederim, Atina dünyayı idüre ismindeki köpek bugün dünyanın hâkimi demektir. ğgOO liraya Bir çift çorap Amerikalı Mis Artemis Luk. dünyanın len bahalı çoraplarını giymele meşhurdur. Bu çorapları Amerikada bile ancak üç beş kadın satın alabiliyor. Bunun sebebi ço- raplar değil, bagetlerindeki işlemedir. Bun- saçar. Çünkü plâtin içine konmuş elmaslarla — iş- lenmiştir. Bu yüzden bu çorapların teki bin liradır. Bu çorapları Amerikalı bir mües- sese yapmağa başlamıştır. Çoraplar bedeli mukabilinde — sigorta edilmektedir. Bunları satan mağaza, bütün alış veriş müddetince iki sivil zabıta —me- murunu mafazanın içinde bulundurmakta ve bunlar teki bin lira eden çorapları gö- zetlemektedirler. Amerikada yapılan çorapların en baha- hsı bunlar da değildir, daha bahalısı da yapılıyor. Fakat bunların sipariş edilmele- Fransada mektep talebesi - çocuklardan mürekkep — bir haydut çetesi Grenoble, 16 Mayıs — Bir kaç ay- danberi failleri bir türlü ele geçmiyen hırsızlıklar şehirde tevali edip — duruü- yor ve bu hal bilhassa kasaları soyulan tacirleri kuşkulandırıyordu. Şikâyetler tevali edince, güpegün - düz soyulan dükkânların sahipleri müş- tereken harekete karar vererek Gre - noble polisini tazyika başlamışlar — ve nihayet polis direktörü, bu işle bizzat meşgül olmağa karar vererek ,araştır- malar yapmıştır. Uzun süren tahkikat ve takibattan sonra müdür bizzat İ6 yaşında bir ta- lebeyi ele geçirmeğe muvaffak olmuş- tur. _ Çocuk evvelâ masum olduğunu musırrane iddia etmiş, fakat - nihayet cürmünü itirafa başlayarak bir sürü soygunları aydınlatmıştır. Jean ismini taşıyan bu çocuk demiştir ki: — Biz on kişilik bir çete teşkil et- tik. Elebaşıları benim. Yaşı - benden büyük bir iki arkadaşımız var, diğer- leri ya benim kadardır, yahut da ben- den küçüktürler, hepimiz şehrin muh- telif mekteplerinde talebeyiz, ve ça« lışkan olmakla da tanınmışız. Ameri- ka filmleri, ve Şikagodaki soyguncu- ların, hayatı ve maceraları bizi de ko- lay kazanmak yoluna sevketti. Çeteyi Kânunusani ayında teskil et- tik. Henüz beş aylık koca bir ömre malikiz, şimdiye kadar, 12 soyguncu- luk yaptık, Marifetlerimizin başında radyo müs- essesesini soyma kgehr Kasadan ta - mâm 2000 frank aldık, güpegündüz bir saatçi dükkânına . girerek, 6000 fran kkıymetinde saat çaldık, posta gi- şelerini de #soymak istiyorduk: Fakat muvaffak olamadık. Zengin olmakla maruf hasis bir ho- camızı tecziye ettik. Bu zamana kadar mallarını yemediği için, biz yedik. Çaldığımız eşyayı, anlaştığımız sa- bıkalılara teslim ediyor, onların vası » tasiyle satıyorduk, şehrin e nkötü, ta> raflarında ikamet eden bu adamlarla çok dost olmuştuk, onlardan da mü « him meseleler hakkında fikirler alıyor- * duk...» Zabıta, bu küçük haydutların ebe - veynini vak'adan haberdar edince ma- ruf ve namuslu insanlardan ibaret alan bu kimseler fevkalâde müteessir ol - muşlar, ve çocuklarını kurtarmak için, çalınan şeyleri tazmine karar vermiş- lerdir. Hâdise Fransada büyük bir alâka u- yandırmıştır. —— ae — — ri lâzımdır. Nitekim zengin bir Fransız ka- dını beş bin liraya mal olan bir çorap yap- tırmış ve bunu baloda giyrniştir. Bir çorabın ne kadar dayandığı nazarı dikkate alınırsa bu çeşit zenginlerin çorap- ları için neler 'sarfettikleri anlaşılır. Efgan Hariciye Nazırı Berlinde Berlin, 19 (A.A.) — Halikazırda Almanyada bulunan Efganistan harici- ye nazırı Muhammet, Tempelhof tay- yare meydanını ziyaret etmiştir." * —ai bi e ae ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: