| t ©OLUMM “ Son Posta ,, nın tefrikası : ANGASI Yazan A, R. Salih sözünü bitirince, Cemil onu kolundan tutarak çekti - Cemil, hiç ümit etmediği bu davet Karşısında o kadar derin bir heyecan hissetmişti ki, az kalsın sevincinden kendini kaybedecekti. Bu heyecan ve Meserretten sesi titriye titriye derhal tevap verdi: - — Büyük bir şerefle... Derhal sizi î takibe hazırım, Dedi, Meydana, bir takım kılıçlı, harbeli, mızraklı, adamlar çıkmışlardı. Bunlar, “bir harp oyunu oynıyacaklardı. Herkes, meydana toplanmış ve bu foyuna dalmıştı... Cemil, herkesin ve bilhassa Abdülbârinin bu dalgınlığın- dan istifade ederek oturduğu yerden usullacık kaymış; süratli adımlarla o- Aurduğu eve giderek kapısını — sımsıkı kapamıstı. Kendini oradaki sedirin üstüne at - Mıştı. Başında tatlı sarhoşluğa benzi - yen hafif bir dönme vardı. Gayesine Şaklağanı bütün indanlar' yibi düdak - farında ümitlerle dolu bir tebessümle, başını ellerinin içine almış; derin bir Gdüşünceye dalmıştı. “ Bu düşünce ile, beş on dakika böy- Tece dalgın kalmış; sonra ayağa kal- karak: — Evet... Dört mektup yazmalı - anneme.. ikincisi Seyit İb - içüncüsü de Melihaya,, dör - K Hüucüs;i de.. zavallı Cenana.., Fakat, — kim bilir Cenan ne oldu?../” — bir hançeri almış.. Arkasına, tam beli- '__ Diye mırıldanmıştı. j * | | Salih, dişarıdan bağıriyordu. K ; —Yâü, seydi!.. Yâğâ seydi, Cemil Beyi. " Cemil, çabuk davranmıştı. Yazdığı ktupları toplıyarak küçük boyun Çantasına doldurmuştu. : Sonra, yatağının başucunu kaldır - (mış.. Oradaki kısa ve gayet enli yüzli fiin ortasına saklamıştı., Daha sonra kapıyı açmış, Salihi içe- — gialmıştı. —| Salih, sabırsızlanıyor: — vezne makbuzlariyle tekliflerinin ihaleden bir saat evveline kadar h bulunmaları gerekliği ilân olununr. “1045,, “2611,, — Yâ seydi.. Abdülbâri - gidiyor. Bize de, bana da birer katır hazırlattı. Üahir Mebbüt'ün kalesinc bemberii Bideceğiz. Fakat acele gidelim. Bizi bekliyorlar . Diyordu, " Cemil, Salihi dinliyor. Onun gös - ferdiği telâş ve heyecanın sükün bul - Joasını bekliyordu . Salih sözünü bitirdiği zaman Cemil — Salihi.. Sen, gelmiyeceksin! Dedi... Salih, birdenbire yüzünü ek- şitti. Çünkü, Nâsır Mebhut'un kalesi- ne gitmek, onu görmek, ve ondan bol ihsan almak; Salihe pek cazip gelmiş- ti. Âdeta boynunu bükerek: Cevap vermişti: — Niçin, yâ seydi?.. — Çünkü ben, sana başka bir vazi- fe vereceğim. — Şu hakle, emret yâ seydi. — Ben, Abdülbari ile gideceğim. Ve giderken de sana bu çantayı bıra - kacağım. Sen, beni burada bekliyecek- sin. Eğer ben, bir hafta zarfında geri dönmezsem, bu çantayı alacaksın. Derhal San'aya gideceksin. Seyit İb - rahim efendiye teslim edeceksin. — Müsterih ol, yâ seydi. Emrini ta- mamile ifa edeceğim... Fakat, orada bir hafta niçin kalacaksın?, Niçin geri dönmiyeceksin, yâ seydi?. Cemilin vücudu hafifçe titremişti: — Kim bilir, Salih?.. Olabilir ki.. Nasir Mebhüt, benden çok hoşlanır. Belki beni yanından koyuvermek is - temez. — Pek âlâ, yâ seydi. O zaman bu çantayı götürür, İbrahim efendiye tes- lim eder; tekrar döner, senin yanına gelirim. Dedi... Büyük bir safvetle söylenen bu sözler, Cemilin kalbinde bir acı hu- sule getirdi. Derin derin içini çekerek: — Bakalım.. Allah, ne gösterir.. Diye cevap verdi. * Velveleli bir teşyi arasında köyden uzaklaşan küçük kafile, Nasır Meb - hütun kalesine doğru ilerliyordu. Önde, yüksek katırlar üzerinde, Ab- düzbâri ile Cemil gidiyor; yamlı silâh- şörler de onları takip ediyordu. Nasır Mebhüt'un kâhyası, geçilen yerler hakkında Cemil'e izahat veriyor; bu havalide yetişen mahsulün bereketini anlata anlata bitiremiyordu. Bu yolculuk uzun sürmemişti. İki tarafı yüksek granit kayalarından mü- rekkep dar bir boğazdan geçilir geçil- mez, Nasır Mebhütun kalesi, görünü- vermişti. Kale, yalçın kayalar üzerinde yük- seliyor; tıpkı heybetli bir kartal yuva- sına benziyordu... — Asırlardanberi o cesim kayaları oya oya akan genişçe bir aırmak, azametle yükselen kalenin etrafında, geçilmez bir hendek teşkil , — gekti. Kulağına eğilerek: Ka — detle Ankara Yüksek Zirnat Enstitüsünün 530-580 talebe ile 120-140 — müstahdemininin sabah, öğle ve akşam yemekleri kapalı zarf usuliyle “eksiltmeye konulmuştur. Bir Haziran 936 tarihine rastlayan Pazartesi nu kolundan tutarak odanın köşesine | ediyordu. ; İ (Arkası var) - Ankara Yüksek VZiraat Enstitüsü Rektörlüğünden: ; Haziran 936 iptidasından Mayıs 937 sonuna kadar bir sene müd- günü saat 15 de ihalesi icra edilecektir. Fazla izahat ve parasız şart- isteyenlerin Yüksek Enstitü İdare Müdürlüğüne ve “taliplerin ikinel nrğ koyacakları 10042 liralık Banka mektubu veya Komisyon Reisliğine vermeleri ve ihale saatinde Komisyonda hazır İstanbul G.leri satış İşleri Müdür- lüğünden: M.K.N. AĞIRLIĞI — DEĞEERİ âYANIN CİNSİ 4257/ 5. K. 250 378 L.K.A k mensucat Sadakor. 3748 3.230 232.56 BuRea 3850 4, 850 349.20 » harç. 542 3. 500 252,00 Yaka kürklü manto. 462 1.950 140.40 İpek mensucat. 4263/ 1. 400 100,80 2 Yukarıda yarzılı eşya 25/5/936 G. saat 14 de Satış müdürlüğünde iha- Teleri yapılacaktır. İsteklilerin yüzde yedi buçuk pey akçelerini yatırarak — makbıuz ve sair evrakile muayyen saatte Müdürlüğe gelmeleri ilân olu - nur. (2737) E GAS CEORR u e p V y e BC A Ğ * | OG SON POSTA Soldan sağa: | — Bir nevi hırsız. 2 — Bir deniz ta- biri. 3 — Meşhur bir İtalyan rossamı, ka- dınlar ellerine vururlardı. 4 — Sonuna bir E ilâvesiyle yerine konur, zaman. 5 — Çak “|manâsına gelir, bavul, 6 — Yırtıcı bir kuş. üçüncü —şahis. 9 — Az değil, mekâtip. 10 — Geri, lâhım. 11 — Üye, ğisir. V3 Yukarıdan aşağıyar: | — Çatlak, üstün. 2 — Yakınlık, tat- h. 3 — Talâktan sonra koca — tarafından verilen para, bir Y ilâvesiyle ayak — olur. 4 — Ayağa gelen sancı, rabıt edatı, top- rakta yetişir. 5 — Adalar denizinin yeni ismi, atlı hücumlar. 6 — Dini bir tabir, bir çalgı. 7 — Çoban paltosu, Arapların ahayır» kelimesi, 9 — Bir adet. 10 — Bir kadın ismi, nota. 11 — Meydan, üçüncü şahis, uzağı gönteririz. Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağar 1. — Harikulâde. 2 — Karaman, tâm. 3 — Âlâm. 4 — Kebir, abone 5 — Aidat. 6 — Sıhhiye. 7 — Atkı, lif. 8 — Arpa, ilka. 9 — Ana, Saro. 10 — An, Meyil, eh. V1 — Cin, tamah, at. Yukarıdan aşağıya: | — Kakım, 9, aç. 2 Halı, Ani. 3 A- rabistan. 4 — Râmi, ikram, 5 — İn, ra- bip, it, 6 — Kay, ih, aslâ, 7 — Un, adım. Bu Akşamki Program İSTANBUL 18: Opera musikisi (plâk), 19: Haber» ler, 19,151 Hafif musiki ve sigan musikisi (plâk), 20: Halk dans havaları (plâk). 20,30: Stüdyo orkestraları, 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile « cektir. BÜKREŞ şarkılarından, 21,30: Beethovenin Kreu - zer sonatı, 22,05: Şarkılar, 22,45: Küçük yadyo orkestrası, 24: Gece könseri, BUDAPEŞTE 19,152 Piyano refakatile keman kon « seri, 20,20: Plâk, 21,20: Berlin filârmo - nisi (Dohnanyi'nin idaresinde (Bach, Dah- nanyi, Vagner, Beecthoven), 23,10: Çin - gene müsikisi, 24,10: Caz. MOSKOVA 18,0: Dinleyicilerin tistediklerine göre, YUSUF İZZEDDİN Eski Osmanlı Veliahtı katledilmiştir. Yazan: Ziya Şakir e ca rahatsız olduğu anlaşılıyor. Hane- O bu düşüncede iken, Beşir Ağa da telâşla gelmiş: — Ah, aslanım!.. Bize oldu olan - lar... Mel'un ittihatçıların yaptığın - dan haberiniz var mı?.. Meğerse sizi kalb hastalığını muayene ve tedavi et- tireceğiz diye Viyanaya götürmüşler.. Halbuki oradaki doktorlardan; (pede- rinden irsen cinnet intikal etmiştir. Ve ayni zamanda kanserlidir) diye rapor -|Jalmışlar... Vahdeddin Efendi ile de an- laşmışlar, Onun üzerine kendisini (ve- Hahdı sani) yapmışlar, Demişti. Osmanlı tahtının kenarına ayak bas- mış olan bir şehzade için bu sözler, hiç şüphe yok ki büyük bir felâketti. Böyle olmakla beraber Yusuf İz - zeddin Efendi metanetini muhafaza et- miş; birdenbire bu mesele etrafında münakaşaya girişmemek için teenni göstermişti. Yalnız, gayet dürüst ve mert bir zat olduğunu işittiği adliye nazırı İbrahim Beyi bir bahane ile sa- raya getirterek böyle bir meselenin as- h olup olmadığını sual etmişti. İbrahim Bey, dan erkânından birinin gülünç vaziye- te düştüğünü görmek ve işitmek is - temem. Bunun bir icabına bakılsa... Diye haber göndererek iki yüzlü ve dessas bir rol oynamağa başlamıştı. Ertesi gün, Babığlide vükelk meclisi toplanmıştı. Mecliste resmi işler gö - rüldükten sonra, söz laklakiyyata in - tikal etmiş; o zaman İbrahim bey dün veliaht'ın kendisini davet ettiğinden bahsederek aralarında geçen sözleri nakleylemişti . Talât bey, derhal mükabele ederek: — Haberim var, Sade sizden değil; önüne gelenden böyle bir senet isti- yormuş, Diye cevap vermişti. Yusuf İzzeddin efendi, İbrahim be- yin getireceği teminatnameyi bekleye dursun, bu mesele, birdenbire ehem - miyet kesbetmiş; mühim bir müzake- reye zemin teşkil eylemişti. Birdenbire ortaya bir sual atılmıştı. Şayet, veliah- tın bu evham ve sinirliliği bir (cinnet) devresine intikal ederse.. ve bu esnada da zaten ihtiyar ve hasta olan padi - bu sözlerin kat'iyyenİşah vefat eylerse, saltanat makamına aslı olmadığını söylemiş ve müsterih |kim getirilecek?,.. olması için veliahda teminat vermişti, Fakat veliahd, bu şifah? teminatı bir de tahriri vesikaya raptetmek istemiş: Vahdeddin efendi mi?.. Aslâ.... E, şu halde?... Bu mesele, bir kaç kere tazelenmiş, müzakere edilmiş.. — Şu halde... Bana verdiğiniz bu| ve, İttihat - Terakki cemiyeti rücsası « teminatı yazıp, mühürleyip bana ve -İnın da gizlice fikirleri alındıktan #on- rir misiniz? Demişti. ra; şu karar verilmişti: — O zaman.. saltanat makamına, Mesele, mühimdi. Hükümetin adli-|beşinci sultan Muradın oğlu, Selâhad. ye nazirı, arkadaşlarile istişare etme -İdin efendi getirilecek.., den, böyle bir senet ve imza veremez- di. Onun için İbrahim Bey de: Osmanlı hükümeti erkânı arasında sır saklıyamamak ezeli bir âdet oldu. — 18,15: Plâk, 19.15: Muhtelif milletlerin . Vahdeddin Efendiye bildirilmişti. — Nasıl olur, efendi hazretleri?.. E-| ğu için, pek mahrem olan bu karar, bir ıfendimine şahsan böyle bir senet ver-İkaç gün sonra derhal Vahdeddin'in ku- mek, salâhiyetimin tamamile haricin-Jağına gitmişti. dedir ...Maamafih, müsaade buyuru-| — Vahdeddin; bu mahrem karari ha- nuz. Arkadaşlarla müzakere edeyim. |ber aldığı zaman, âdeta tecennün ede- Eğer icap ederse, müşterek bir senetlcek hale gelmişti... Derhal Yusuf İz-, verilebilir. zeddin efendiyi unutmuş; muradına Demişti. nail olabilmek için hemen yeni bir plân Adliye nazırı ile veliahd arasında ge-|tertip etmişti. çen bu muhavere - daha adliye nazırı| Her şeyden evvel adamları vasıta - Babıâğliye gidip te diğer vükelâyı gör-|sile Selâhaddin efendinin sıhhatini tet. meden evvel - Beşir Ağa tarafından|kik ettirmişti. Otuz beş sene, Çırağan sarayının kuytü köşelerinde mahbes Vahdeddin Efendi, İbrahim Beyden |hayatı geçiren şehzade, harap bir hal - daha çabuk davranmış; mutemedi ve | de idi. Malül olduğu hastalıktan, günün akıl müşaviri olan Refik Beyi doğruca|birinde gürleyip gidiverecekti. Talât Beye yollamış: Hiç şüphesiz ki bu müjde, enfes bir — Veliahd Yusuf İzzeddin Efen -İşeydi. Fakat İttihatçılar?.. Acaba on < dinin sarayında bazı müessif vak'alar|lar, fikirlerinde israr ederek başka bir cereyanını mevsukan haber alıyorum. |şehzadeyi.. mesleâ, pek beğendikleri Buna son derece müteessir oluyorum... |ve takdir ettikleri - Abdülhamidin en Efendi, önüne gelene müracaat ediyor; İbüyük şehzadesi - Selim efendiyi tahı benim veliaht olduğuma bir senet ver; (ta geçirivermezler mi idi?.. diyormuş... Bundan, efendinin fazla- (Arkası var) 20>Konser, 22; Yabancı dilletle neştiyat, PRAG 17,10: Çocuk korosü, 17.55: Çocük ti- yatrosu, 20,30: Halk konseri, 21,30: 4Ma. yın Böceğis adlı piyes, 23.30: Plâk. MÜNİH 19: Eğlenceli musiki, 20: Küryozitewer, 2l: Haberler, — 21,15: Ulusal — neştiyat, 21,451 Strauss öperetlerinden, 23: Haber- ler, 23,30: Orkestra refakatile keman kon- seri, 23,50: Gece musikisi. VİYANA 20,30: Johanın Vilhelm Ganglberger'in 60 inci doğüm yılı dönümü münasebetile könser, 22: Büyük musiki salonundan na- Viyana musikisi. VARŞOVA 18,20: Keman konseri - muhtelif, 21: Hafif musiki, 22: Şopenin — eserlerinden konser, 22,55: Şarkılar, 23,45: Dans mu- Kayıp: 1335-1336 ders senesinde Ka- ra Osman meoktebinden âlü derecede altı senelik aldığım şahadetnameyi kaybet - tim, Yenisini alacağımdan hükmü yoktur. Adapazarı Gedik oğlu mahallesinden Mehmet Hilmi oğlu Ahmet TÜRKİYE ZİRAAT Bankası İstanbul Şubesi DİREKTÖRLÜĞÜNDEN: Bankamıza birinci derece ipotek ve tamamına 8 bin lira kıymet takdir o- lunan Beyoğlunda Feriköy mahallesinde Eski bahçe, yeni İzzet paşa soka - ğında eski 5, yeni 67 No.lu apartmanın tamamı 1697 No.lu kanun hüküm- apartman bir buçuk ay müddetle satılığa çıkarılmış ve şartnamesi 8/5/936 Müzayedeye iştirak edeceklerin muhammen kıymetinin yüzde yedi buçuk kil, 23,10: Caz, 24051 Hafif musiki, 1t nisbetinde pey akçesini müstahsiben 23/6/936 tarihine müsadif Salı ılnü saat 4 de kadar Bankada müteşekkil Satiş Komisyonuna müracaat etmeleri ilân olunur. ; (2458) ————————H—— — İstanbul Gümrükleri Satış İşleri Müdürlüğünden: 4659 kilo pamuk mensucat, 9170 K. Makine aksamı, 8700 ceviz kü tüğü, 2286 K. Ağaç kundura çivisi, 2957 K. Kına, 1992 K. Köhne as- keri kundura, 1174 K. Demir ve pirinç karyola, 1181 K. kendir halat, 2110 K. Boya, 13329 K. Yer için muşamba, 7788 K. Cam eşya, 307 K. yün mensucat, 173 K, Tarçın karanfil, 437 K. Kâğıt, 687 K. Hırdavat eşya satış ilânları Cumhuriyet gazetesinin 15/5/936 G. ve 4310 S. nüshasındadır. Ayni günde küçük satışlarda bulunduğu ilân olumur, 426983» YEKURUR Y