5 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F ü FTT " — KER A G, F"'z,ı gl FM E AT A a MeTTRCN K DENİZ | Ekenomi — Tetkikleri Ekonomi Bakanı Celâl Bayar dün de Ekonomi Bakanlığına bağlı mües - seselerdeki tetkiklerine devam etmiş- tir. 7 | Bakan, sabahleyin Afyon inhisarı - na gitmiş ve orada bir müddet meşgul olduktan sönra liman dairesine git - miş, İstanbul limanı hakkında tetkik- lerde bulunmuş, antrepoları ve — rih - tımları gözden geçirmiştir. : Celâl Bayar öğleden sonra da Pe - irapalas ötelinde banka müdürlerini ıı “ Tarihi tefrika ,, No. 6 YAZAN: KADIRCAN Kaflı Venedikliler, Mısır Sultanına her sene 8000 altın vergi vermekte idiler Son Postanın Tefrikası: a Kiş geldiği zaman Hasanların ta- şındığı bu yeni mahalle pek çekilmez bir hal alırdı. İçinde - biri büyük, biri küçük iki mahalle kahvesinden, yine biri büyücek, biri ufacık iki bakkaldan bir camiden, iki çeşmeden, bir jandar- ma karakolundan — ve seksen doksan kadar evle bir iki bahçıvan kulübesin- den başka bir şey olmayan — bu yolları bozuk, her tarafı çamur deryası ma- hallede kışı geçirmek bir azaptı. Onun kantolar, kantocular üzerinde durulu- ' yordu. Bir aralık yolda arkadaşları Ha- sarla sördular: — Sen en çok kantoculardan han- gisini beyendin? | Hasan: — Üçünü de beyendim! — Yok ama, en çok hangisini? — En çok «A benim cici güverci - | nim, senin de var mı gamin?» kanto- sunu söyliyeni! - Venedikliler Rümelideki Hırvat,|mesine meydan vermiyorlar, fazla - Boşaak, Arnavut ve Rumları isyanâ"olarak Suriye, Anadolu ve Mısır sa- teşvik ettiler. İran şahına elçi gön-| hillerine de fırsat buldukça saldırı- dererek Türklere karşı ittifak tek-ı yorlardı, lifinde bulundular. Fakat bu son iki — Mısır sultanı Parsbay mükem - Ş teğebbüs te fayda vermedi. özel bir donanma hazırladı. Kıbrıs * | üzerine yı’.'ınidfi. Oİ'.Yİ ele aeçirdi"ve kabul etmiş ve kendileriyle bit inüd - lçil'l Hasan orada gecireceği ilk kışın, K 0 dedikir. vük'de zayıf vt İ —4— Kral Jak'ı esir ederek Mısıra gö -| det görüşmüştür. ilk günlerinde pek bunalıyor; hele s0-İboyluları seviyorsun! ll türdü. Daha sonra adayı yılda 8000 1 Ekonomi Bakanı bu akşam Anka - altın vermek şartile gene onlara bı- raya avdet edecektir . kaklarda, diz boyu çamurlar içinde hiç bir oyun oynanamadığı günlerin ak- Çocuklardan biri: — Sade zayıf uzun boylu mu ya, es- Kıbrıs Adası... Kıbrıs adası İskenderön körfe- | raktı. şamları mektepten geldikten sonra ev- merliğini 1 ; M ? z : ; , ' ; gini unuttunuz! İ _zınden C':ırıde d;gru 'ıîî:ı biızrdyll:: Cenevizliler ticaret için Kıbrısa Bugür!_ Rumen meh_usıar l gehynr de sıkıntıdan içi içine sığmıyordu. | Hasan: , nus balığını andırır. - Akdenizdeki / li oelardı. Bin üç yüz yıllarında | Bügün saat 14 de, İimanımıza «Ro-| — On beşini yeni bitirip on altısına ba-| — — Neresi esmerdi yahu, görmediniz manya» vapuriyle 200 Rumen seyya- hı gelecektir. Bu kafilede 55 Rumen meb'usu ile Bükreş üniversitesine mensup 50_ta- lebe bulunmaktadır. Seyyahlar limanımızda 24 saat ka- lacaklar ve şehrin muhtelif yerlerini (gezdikten sonra ayni vapurla Pireye hareket edeceklerdir. Gelecek pazar günü de DÜ kişiden müteşekkil bir ta- lebe grupu daha gelecek ve şehrimiz - de 4 gün kalacaktır. HOEKGUNGUNURANAARGERUNGURGURARGERERER A GA EREYUEEUNUKAĞ yedi tane büyük adanın üçüncüsü ve en güzelidir. Uzunluğu 132, ge- nişliği 70 ve çevresi 650 mildir. Sar- kında İskenderon körfezine doğru uzanan Sent ÂAndre ve garbında Ar- navut, şimal ve cenubunda da Poy- raz, Kormakiti ve Kato burunları vardır. Kıbrıs adası tarihin ilk devirle- — rinden beri büyük şöhret kazanmış- — tır. Mitolojiye göre Santor denilen yarısı insan ve yarısı at olan masal mahlükları burada — doğmuşlardır. | Deniz kızı Miiz'ler burada yaşadılar — ve onun kıyılarında dünyanın en gü- O zel şarkılarını rebablariyle çaldılar, < Yunanlıların — güzellik mabudesi Venüs kendisi için göz yaşı döken — Adonisi tekrar orada buldu. | Kıbrısın çok verimli bir toprağı — vardır. Şarabı kadar buğdayı da — Mmeşhurdur. Çamlıkları, bağları, zey- tin ve incir bahçelerinin eşi pek az bulunur. Göklerinde sayısız güver- cinler uçuşur. Feylesof Solon ve Zenon ile he - - kim Apolionyüs, Demetriyüs, Kse- — mefon orada yaşadılar. Dünya kurulalı herkes buraya - göz koymuştur. Batlamyüs zama - oonında Mısırlıların, Keyhusrev ve Keygâvüs zamanında İranlıların, " büyük İskender zamanında da Yu - san Hasanı oradaki yeni mahalle ar- kadaşları o kışın sonlarına doğru Ra- mazan dolayısıyla — Şehzadebaşındaki tiyatrolara alıştırmışlardı. Bu yaşına kadar kara göz, hokka- Venedikliler de gelmiye başladılar. 1306 da Kıbrıs krallarından bazı imtiyazlar kopardılar. Sonra bun - ları daha çok genişlettiler. Kıbrisın en büyük şehir ve limanlarında bü - |yük mağazalar, depolar açtılar, hat- tâ bunları birer kale haline getirdi- ler. Venediğin yüksek bir ailesinin kızı olan Katrin Kornaro'yu kral Jak ile evlendiler. Venedikliler ilk fırsatta Kral Jak ile oğlunu bir hiyle kullanarak ze - hirlediler. Katrin Kornaro'yu Kra - liçe yaptılar. : Venedikliler Makyavel'in sözünü tutuyorlardı: Siyasette namuslu ol- mak lâzımgelmez; maksada var - mak için yapılan her şey doğrudur. - Artık Kraliçe de avuçlarının için- (de bulunuyordu. O sırada Mısır hü- kümdarı Kaybay ile ikinci Baye - zit arasında harp vardı. Türk do - nanmasının Kaıbrısa da saldırması bekleniyordu. Venediklilr Kraliçe- ye: j — Biz sana yardım ederiz. Dediler ve Françesko Briyuni ku- mandasında kuvvetli bir filo yolla- dılar. Amiral bir gece askerlerini saraya soktu ve Kraliçeyi yakalı - yarak gemisine götürdü. Orada Kıb- rıs üzerindeki hükümdarlık hakla - rımı Venedik Cümhuriyetine bırak- ae gifVet yEznire T GLR Yeni Neşriyat Yeni Adam — 118 inci sayısı çıktı. İ- çindekiler: İsmail Hakkı, Yeni ahlâk. Kısa tetkikler. İzzeddin Şâdan Freud'dan tercü- me. Câmi:Siyasa acunu Dr. Fuad Sabit İvan Pavlof, Prof. wilhelm Stekel. Kıskançlık. İ. Fortikof. Yıldızlar arasında uçuşlar Av- ni Mogol Tomas Mann. M. Adalan İnsan madde değildir. Kültür haberleri. Anatol France. Şeytanın sözleri. Ayrıca kapitalin 5 inci forması ilâve o- larak veriliyor. Yeni Hayat — Bu haftalık resimli mec- muanın 7 inci sayısı da çıkmıştır. Ercü - |Bürhan Cahit, Süad Derviş, — Ahmet Refik, Necdet Rüştü ve Server Be - di gibi bir çok muharrirleri toplıyan Yeni Hayatın bu sayısında da imzalı ve imzasız bir çok şayamı dikkat, istifadeli, meraklı yazılar vardır. Bilhassa resimleri yerli ve ecnebi fotoğrafçıların eserlerinden seçil - miş, çok temiz basılmıştır. 44 sahife, bü- yük küçük sayısız ve renkli resimlerle süslü mi, her tarafı bembeyazdı... Ötekiler hep birden bir kahkaha sa- vurdular: İ — O beyazlığa ne bakıyorsun? O kadar düzgün podraya bizim mahalle: — baz, orta oyunundan başka bir şey gör- deki susamcı Kademhayır bacıya da J memiş olan Hasanın üzerinde tiyatro sürseler o da öyle bembeyaz olur. " öyle bir tesir yapmıştı ki âdeta o, ilk| En hoşlandığı o uzun boylu, zayıfca — tiyatrodan çıktıktan sonra kendisinde |kantocu kadının üstelik bir de esmer bir değişiklik sezer gibi olmuştu. olması Hasanın zaten canına minnetti Arkadaşları onu ilk defa rahmetli O, arkadaşlarının bilmiyerek kendile kel Hasanın tiyatrosuna götürmüşler- rine vermiş oldukları bu müjdeye se : di. Kel Hasan kumpanyası o gece bir vindi, içinden: (Komedi - dram) oynuyordu. Tiyatro | ——— Ah şu kadinı düzgünsüz, boya- hıncahınç doluydu. Perde - açılmadan | , bir halde yakından bir görsem! önce sahnenin önünde ara sıra küçük Üa küçük ve kısa kısa parçalar çalan alti * | | kişilik orkestra Hasanın çok hoşuna Aynı arkadaşlar ikinci defa yine gidiyordu. O, orkestrayı ömründe ilk Şehzade başına gittikleri gece takımın î defa işte orada görüyör ve dinliyor-| -J başısı sayılan İsmail daha yolda du. tutturdu: ' Perde açılıp ta ilk kantocu kızın tel-| — — Bu gece kel Hasana girmiyece- li pullu sahneye fırladığını gören Ha- ğiz, ya orta oyununa Hamdiye, ya - | san büsbütün şaşırdı. hut ta komik Ali Rızaya gireceğiz! Sahnede dokunaklı sesiyle zıplayıp Ötekiler hep bitden bu teklife razi hoplayarak herkese göğsünü, baldırla- oldukları halde Hasan boyuna itiraz rını, kalçalarını — böl bol gösteren bu 5 ATRURU bembeyaz, balık etli, kara gözlü, kara| — * İlle yine Hasına gel 1 kaşlı, kaymak göğüslü kızın Hasan yal- Fakat tam vektinde Şehbzadeye gel nız sesine, yüzüne dikkat ediyor ve o- dikleri zamari ele başıları İsmail Ha - | nu içinden yüreğinin en derin ve ılık l | köşesinde uyuklayan uzunca — boylu, —.İstersen Hedi, sen tek'başına Ha- esmerce kızın yerine uzatmak hisleri dülkh iz, Bi A“ Ruzaya nt Tüna geliyordu. İkinci kantocu o kadar genç eĞi dost;ı tiatrönün ” Mkmiadübizi İ değildi; fakat nedense bu yirmi sekiz, bekle, bizksekBösnu beliklez - Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya verdi. nanlıların ellerine geçti. Romalı Se- zar onu AÂrsinoce'ya hediye etti. On- dan sonra Şarka hâkim olan Ro - malı Mark Antuvan ise sevgilisi ve tığını bildiren bir kâğıdı zorla imza ettirdi. «Cumhuriyetin Kızı» unvanı veri - Kraliçe — Venediğe — gönderildi. olduğu halde Yeni Hayatın her sayısı her yerde 10 kuruştur. İngilizce cümleler —İngilizce öğrenen- lerin ve bilhassa mekteplilerin işine yarı - yacak olan «İngilizce en çok kullanılan cümleler ve anlatımlar» isimli bir kitap otuzluk, biraz uzun boylu, biraz zayıf ve şanoda sanki — her tarafı lâstikten miş gibi kıvır kıvır kıvranan kalınca ve kısık sesli kadın, ona önceki genç kız- dan daha hoş geliyor; o, bu kadında daha bir cana yakınlık bulur gibi olu- Hasan, önce buna razı olmak istedi, fakat, arkadaşları: — Gel, <bır akşanı: da Âli Ruzayı seyret, bak orada daha neler, ne güzel kantocular var; hele bir Minyon Vir- jini var ki bayılırsın, bayılır. Öteki kan- lerek hakkında merasim yapıldı. Bununla beraber ölünciye kadar da göz hapsinde tuttular. Venedikliler Mısır Sultanına ve - çıkmıştır. Yazan Ziya Kalafat oğludur. -X — Roma İmparatoru Trayan zamanın- da Yahudilerin istilâsına uğradı. Emeviler'in saltanatı sırasında 627 de bir Arap donanması oraya as - yordu. Hele bu kadın ikinci defa şa- noya geldiği zaman söylediği bir kanto- nüun arasında birden durup ta seyircile- re karşı kırıtarak baygın bir tavırla: tocuların hiç biri onun papucu olamaz- lar. Gel bu akşam orayı bir gör, sonra başka akşam yine Hasan gireriz! Diye kndırdılar. Ve asıl kandırma Bir Doktorun | ÜB cikardı, FabdE AŞ T elkaride rilmek_ te olan__8000 altın vergiyi kes- Gl.lnli.il( —Eîî_ «A benim nazlı güvercinim, senin | .. iz oldu: Fimek ÜS Ydi AM ı'”".d'l"' Hattâ Mısır Türklerin el -| Notlarından €) de var mı gamin?» — |190 Minyon Virini Gediğikir, vzan İA vergiya bağladdlar erime geçince ayni vergiyi Türk - Diye sordukça Hasanın yüreğinin ü n lere vermiye başladılar. Buna kar - şılık Mısırlıların Venedik — tacirle - |rine verdikleri imtiyazların Türk - lere de verildiğine dair bir ferman aldılar. — Evet, biraz uzuünca... — Tonbul mu, zayıf mı? Elebaşı hemen işi çaktı: — Zayıf, zayıfi. — Beyaz mı, &smer mi? Elebaşı biraz tereddütten sonra: — ÖOnların çoğu esmerdir, hep son- radan boöyanırlar! Lâkin aksiye bakın ki bunlar komik Ali Rızanın kapısına geldikleri zaman tiyatroda kımıldanacak yer kalmadığı için gişeler yeni kapanmıştı. Birden şaşırdılar; şimdi ne yapacaklardı? Ha- san sevinçle: — Haydi, dedi, dönün Kel Hasanal Elebaşı yine oyun bozanlık etti: — Ben, dedi, karşıya orta ayununa giriyorum. Siz de herkes nereye ister- se gitsin; sonra paydosta hep suradaki direğin dibinde buluşalım! (€ Arkasi var ) Esrarkeş -suçlu Yaralamaktan suçlu Hüzeyin Bey - oğlu, sulh ceza mahkemesinde duruş- < ması yapilirken, kendisinin — esrara müptelâ olması hasebiyle aklından bütün yağları eriyor: — Nasil yok, inanmazsan gel de şu kalbimi bir dinle! Diye kantocu karıya karşı bağıraca- gı geliyordu. Üçüncü olarak kantoya çıkan da- ha yaşlı, kırk, kırk beşlik tıknazca, iri yarı bir kadın seyircilere karşı o pek pişkin, pek babayani, —pek teklifsiz, pek kanı sıcak hareketleriyle Hasanın üzerinde bir yarım hanım teyze, bir ya- riım hanım hala, bir yarım hanım yen- ge tesiri yapıyor; sonra her üçünün u- zaktan Hasana pek şık, pek şatafatlı görünen kıyafetleri, onları kendisinin güzelliğin, şirinliğin, şıklığın, ve ca- zipliğin ayrı ayrı şekillerde birer tim- sali gibi gösteriyordu. Sahur vakti beş altı arkadaş tiyatro- dan çıkar çıkmaz - Şehzadenin yaya kaldırımları üzerinde o geceye ait ko- nuşmalar en hararetli bir şekilde baş- lamıştı. Artık kantolar ve kantocıılar- dan, kimi Hasanın emsalsiz komiklik- lerinden, nüktelerinden, kimi tiran oy- nıyan Todorinin maharetinden, kimi abtal rolünü yapan Refetin fevkalâ - _ gee « AULDĞA deliğinden bahsediyor; fakat beş altı |/zoru olduğunu ifaııiç.etınışnr. Hufey_m kişi arasında durmadan söylenen buldün adliye tabipliğine — sevkedilmiş, çok hararetli sözler arasında en çok|ve Tıbbıadlide müşahede altına alın - — Kır gezintilerinin Faydaları Sinirleri gergin, ağlamakla ömrünü geçirmiş bazı hastalara tesadüf ederim. l1 — Evde oturmaktan, 2 — Kimse ile temas etmemekten, 3 — Mümkün olduğu kadar az ko- nuşmak'an. Hoşlanır gibi yaşadıklarını söylerler. Günlerce ve aylarca sokağa çıkmıyan ve karanlık binaların odalarında köşe pencerelerinde ömürlerini israf ederek öldüren bu hastalara herşeyden evvel; — Gezmelerini tavsiye ederim. Gezintiler kanda azalmış olan (ok- sijen) miktarını çoğaltır, — ciğerlerde kanı süzme hassaları artar ve kuvvet alır. Umumi iştihaları artar. İlk günler duydukları yol yorgun - lukları geçer. Renksiz ve cansız olan bu sinirli hastalara kır gezintileri her i - lâcın fevkinde mutlak en canlı bir te- sir bırakır. ÂAziz okuyucularım: Evde kapanmaktan ziyade vakit buldukça kendinizi yormadan gezme - nizi tavsiye ederim. | (*) Bu notları kesip saklayınız, ya- hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir, | Üçüncü Ehli Salip zamanında İn- giltere Kralı Aslan yürekli Rişar, ge milerle Akâya gidiyordu; fırtmaya tutuldu. Kıbrısa doğru sürüklendi. Karaya. çıktığı sırada İngiliz asker- Zaten V e FOK " enedikliler harp açtıkları leri yağmaya koyuldular. Halk ile sırada Adriyatik ve Mora kselerüki askerler arasında kavga oldu. İngi-|da Türk detvlötinden körül 4I Tizler bungu üzörine adayı ele geçir-| dukları bazı İstan ve şehirler için | ::ler.dBu hâdiseler 1190 yı'lışdı ©-'de yılda iki yüz otuz bin altın veri- YİRE SD yorlardı. i ğngıltzlder .d;T DU zaman me-| , Venedikte Sön, Mark kulesinin sıa î:îdı ıeme iler. O sırada Para-/üstünde harp işareti olan kırmızı z ka armda.ı.ı îmPClYe şöval-|hayrak dalgalanıyordu. Şehirde ve | yelerine 25000 gümüs marklık bir civarda büyük bir çalışma vardı borç yapm_ışlar, _ıdayı da rehin ola-! Yeni gemiler yapılıyor, eskileri ta- | ;a.lıı:k v:rxhış!erfh. Fıîkat sövalyeler mir ediliyor, toplar dökülüyor ve alka çok ıu.!—um_ettıle.r. Kanşak!ık.her tarafta asker toplanıyordu. Ve- Ogıktı. Bunun üzerine Rişar adayı on imedik şimdiden yüz elliye yakın ge- satlı * Loz"?!an dükası Gi Ye'mi ile binlerle asker hazırlamısti. : ” Bunların hemen Kıbrısa <i eleri , Bu aileden birçok krallar Kıbrıs- orayı kuvvetlendirmeleri haî::Tü'k ta sa!ta:rat sürdüler. Kvrlüste Delür! donatması oraya gitmeden önce haddini Eyyübiye yenilerek geriye harbederek engel olmaları gerekti. kaçan veya orada eriyen Ehlisalip | Fakat Venedikliler — tek başlarına thnsı kazanmış bulunuyordu. | denize çıkmaktan — korkuyorlar Kıbris krallartı Âkdenizin bu tara- müttefiklerini bekliyorlardı ! fı:ıdı müslüman gemilerinin ger -| ( Arkası var ) — | y LA ,E ü ea Si r B K İ L ü G L a Çai sReİ K # —i he X D A, — ünel ( 'f ” T y Ğ n LAĞ Ka y ĞALA ai aS K e ae e P AF C v y a Vait a TF CÜN K SA A (a

Bu sayıdan diğer sayfalar: