| | 1 | " Ça — Cemil, San'a kalesi içinde kendini pek yalnız hissediyor, ' eski hareketli yaşayışını düşünerek yeisleniyordu dü: ;rekrır Cemilin koluna girdi. Ku- ğ — yük rütbeli zabit olmak itibariyle, ko- 10 - Sayfa : ö “Son Posta,, nın Tefrikası: Başında, upuzun kalıpszı - bir fes, dBırtında sadakor bir ceket, —ayağında kurşuni renkte pamuk bezinden pan- talon, ayaklarında ancak parmaklarına tutturulmuş sandal, belinde de —kı- n — bir kaç yerinden teneke ile ya- Mmanmış kılıç olan bir iki kişi; yüzbaşı Badık efendi ile Cemilin etrafını almış- lar; konuşmaya başlamışlardı... Bun- lardan, bıyıkları bembeyaz olan esmer gehreli birisi, Cemilin önüne gelir gel- mez temennah etmiş: — Yâverânı hazreti şehriyâriden — Mülâzım Cemil bey, zatınızsınız, değil mi?... efendim, ben de, Hudeyde iske- le kumandanı kolağası Süleyman ağa- — yam. Efendiler de arkadaşlarımızdan yüzbaşı Nuri efendi, mülâzım Cemal efendi. İbrahim efendi. Sevk memuru — yüzbaşı Ferhad efendi. Kanun zabiti — Mülâzım Lutfi efendi. Cemil; içinden büyük bir memnu- — hiyet hissetmişti. Çünkü; buralarda ne kadar çile çektikleri yüzlerinden belli olan şu zavallı zabitler, onu basit fa- kat temiz kalpliliklerini gösteren bir — şekilde istikbal etmişlerdi. Kızgın güneş, Cemilin koyu lâci- — Wert ceketine şiddetle aksediyor; altın — yaldızlı düğmeleri, sırmalı kordonu $ :—ıl parıl parlıyordu. Bu parıltı — ve- şu felâket zamanında bile olsun— bna karşı mecburi bir hürmet uyandırı- — gğordu. | Cemil, ne de olsa, henüz padişahın kordonunu taşıyordu. Bugün onu bu- faya sürgün eden padişahın, yarın da tekrar geri aldırması pek muhtemeldi. Onun için arada sırada böylece buraya gelen saray mensuplarına daima hoş görünmek ve eyi muamele etmek â- detti. Cemil de, yanında duran Sadık e- fendiyi göstermiş: — Muhafızım.. Yüzbaşı Sadık efen- di. Beni, buraya sevk ve teslime me - Mmur. Demişti... Epeyce gün görmüş olan kolağası Süleyman ağa, derhal cevap rel'mq : — Estağfurullah, efendi evlâdım. Biz- ler, sizi bir misafir biliyoruz. Hoş gel- diniz, safa geldiniz. Buyurun, daireye gidelim, Diye mukabele etmişti. Cemilin koluna girerek, gevketmişti. Daire, uzak değildi. Etrafı frenk in- cirleri ve hurma ağaçlarıyla çevrilmiş blan bir bahçe içindeydi. Kapıdaki, üç basamaklı merdivenin iki tarafında, rengi solmuş nöbetçi ku- Tübelerinin önünde, birer adam duru- yordu. Başlarına birer bez parçası sa- wılmış; sırtlarındaki bez elbiseler, ka- Hit gibi vücutlarına yapışmış, çıplak a- yakları kösele rengini almış olan bu iki adam; ellerindeki simsiyah martin — güfeklerine dayanmışdı. Cemil bunları, bir iş için oraya gel- miş olan iki köylü sanmıştı. Fakat bunlardan biri, derhal bağırmıştı: — Hâââââs.. Durl.. O zaman, Cemil şaşırmıştı. En bü- Ve sonra ileri doğru lağası; Süleyman ağa selâm verip geçer ken; bayretten şaşırmış olan — Cemil, Süleyman ağaya sormağa mecbur kal- mıştı: — Ay, bunlar asker mi, kolağası e- — fendi?. — Evet.. Asker.. Beyim. — Hem de, nöbetçi, öyle mi?.. — Evet, beyim.. Hem de nöbetçi, — Nasıl olur, kolağası efendi?.. Bu kıyafette nöbetçi?. Aman . yarabbi!.. Gözlerime inanamıyorum. Hiç böyle yalnayak nöbetçi olur mu, canım?. — Kolağası Süleyman ağa, acı acı gül- 45 lağına eğildi: — Bunu, bizden ne soruyorsunuz; a, beyim?.. San'aya gittiğiniz zaman, Dedi. Cemilin kafası, bu işittiği sözleri de bir türlü kabul edetmemişti. — Fakat azizim.. Buraya ecnebiler gelmez mi?.. — Çooook.. Her zaman gelirler. — Karaya çıkıp gezdikleri -zaman bunları görmezler mi?.. — Her zaman görürler... Hattâ ba- zan resimlerini bile almak isterler. — Siz ne yaparsınız?.. — Yalvarır, yakarır, vazgeçiririz. — Nasıl yalvarır, — yakarırsınız?.. Ellerindeki makineleri alıp parçalaya- maz mısınız?.. — Ne haddimize.. Sonra adamı ne yaparlar?.. — Ne yaparlar, ne demek azizim?.. Burası, Yemen.. Sürgün edilmek için buradan daha uzak bir yer yok ki, in: sanı oraya göndersinler. Kolağası Süleyman ağa, telâş etmiş- ti. Zavallı basit adam; ihtimal ki, Ce- milin ağzını aramak - istediğine hük- meylemişti. Derin derin içini çekerek: — Elimizden ne gelir, a beyim. İş- te siz, gözlerinizle gördünüz ya.. El- bette, icap eden yere yazarsınız. Demişti. Cemil, kaşlarını çatarak omuzları- nı silkmişti. Ve sonra, sert bir — sesle cevap vermişti; — Ben, üçüncü ordu - zabitiyim... Yazıcılık bilmem. Yapıcılık — bilirim. Hele benim bir kıt'am olsun.. Görür- sün kolağası efendi. Alimallah, onları rim. Bir bölüğü, bir alay haline getiri- rim, Kolağası Süleyman ağa; mülâzım Cemilin bu sözlerine karşı derin derin içini çekmek ve yutkunmakla cevap Cemile gelince.. Birdenbire içinell düştüğü bu hayat, ona büyük bir hay- ret vermişti. Gözlerinin önüne birden- bire üçüncü ordunun; o kıvrak, çevik, atılgan, hareketli hayatı gelmişti. Ve şimdi burada gözlerinin önünde canla- nan âtıl, mütevekkil, her şeye karşı sabur — ve o hayatı müukayese edince; © da kolağası Süleyman ağa gibi derin derin içini çekmişti, Hudeyde ile San'anın arasındaki sarp, dikenli, çetin yollari — geçerken Cemil hep bunları düşünmüş; — hele (San'a) kalesinin kapısından içeri gi- rerken kalbinde zaptolunamayan — bir isyan hissetmiş: ya gibi duvarlar arasında mı geçecek?.. İstanbuldan aldıkları emir mucibin- ce, (Hudeyde) den yanına katılan mu- hafızlar, onu doğruca merkez kuman- danlığı dairesine götürmüşlerdi. Merkez kumandanı, çöllerin — istı- raplı hayatları içinde, saçları ve bıyık- ları bembeyaz kesilmiş, bir binbaşı idi. Bu binbaşı, Cemile kahve ve sigara ik- ram ettikten sonra, vaziyetini şu üç kelime ile bildirmiş: — Kale dahilinde serbestsiniz. Demişti. Cemil, bu sözlerden hiç bir şey an- |lamamıştı. Sormaya mecbur kalmıştı: — Vazifem ne olacak?.. — İkamete memursunuz. Sayei şa- hanede.. yiyecek, içecek, sırtüstü ya- tacaksınız, Yani.. Tam maaşla tekaüd- Bünüz, demektir. Filhakika, burada üç dört ayda bir maaş alırız amma, sizin hakkınızda husustf emir var. Her ay, mütevekkil — yaşayışla || Ergani — Ömrüm.. Hayatım.. Gençliğim.. | Askerliğim, hep burada.. Bu yalçın ka-||— SÖON POSTA OLUMMANGCASI Yazan : A. R. Bu sözler, Cemili sersemletmişti. Yiyecek.. İçecek.. Sırtüstü yatacak.. Tam maaşla tekaüd.. Ve sonra, her ay maaş... Bunlar ona; onun cevval ve hare- ve istırap vermiğti. İçine yuvarlandığı uçurumun — de- rinliğini ancak şimdi anlayabiliyor; nasıl dayanabileceğim?.. Diye düşünüyordu. O geceyi, dairenin bir boş odasında irmişti. Vakit vakit çalınan boru züntü ile sızlayan kalbine bi- raz teselli vermişti... O gece sabaha kadar düşündükten sonra; ertesi gün bir istida yazmış, kumandana vermiş- ti. Bu istidada; eşkiya takibindeki tec- Tübelerinden bahsederek kendisinin en mühim bir yerdeki takip müfrezelerin- den birine tayinini istemişti. ( Arkası var ) İngilteredeki kayık yarışinı kembriç kazandı sene yapılan kayık yarışı — Taymis nehrinin kıyılarına yığılan büyük bir kalabalık önünde yapılmıştır. veren cenup kıyısını seçmiştir . kazanmaktadır. Yarış 21 dakika 21 saniye sürmüştür. * Son Posta * İstanbul Gelir ve Para BORSASI 95 18'T.B. I 29,275|| 9ç 18 T. BT 21,90 Go 5 Hazine B. 68,75 99,2$ | Anadolu Ivell 42,45 | Biyas Erzurum?5.00 ö LK | Mübadil Bçn. 73,00 | Gayri » » 16,25 91,50/ Altın 93 84,50, Mecidiye KA R ND EEERRaa Saar aa aetteanese. İstanbul 2 nci iera Memurluğundan: Paraya çevrilmesine karar verilen Beşik- taşta Dere içinde Türk Değirmencilik şir- ketine ait bir adet Reno markalı kanıyon Nisanın (7 nci cuma günü saat (3 ten itiba- ren sözü geçen fabrika önünde hazır bu - lunacak memuru tarafından satılacağı ilân (596) Dr. A. KATIEL (A. KUTLEL) , Karaköy Topçular caddesi No, 33 olunur. B i n Nisan $ Ce D S . 3 Bilmecemizde Lik Şampiyonası - Kı;zan SELEN Maçları İstanbul lik şampiyonası — maçları - nın on beşinci haftası oyunlarına bu- gün, Kadıköy, Taksim, Şeref — stad - yomlarında devam edilecektir. Galatasaray - İstanbulpor (Dünkü nüshadan kalan kasım) LOSYON İstanbul 44 üncü mektep 4 Nebahat, Çapa kız muallim mektebi VI/A dan Fahrünnisa Onat, İstanbul 44 üncü mektep 271 Saliha. BÜYÜK SULU BOYA Küçük Ayasofya Kasap sokak No 4 de Birinci devre maçlarında sıfır sıfır | p, İ, Antalya cezaevi baş gardiyanı berabere kalan bu iki takımın oyunu.Hiı_,îi. “Bıkn“ oğlu Alâeddin, Tokat orta bugün yalnız haftanın değil, belki de| mektep 39 Mehmet, İstanbul 2 aci mek- mevsimin sayılı oyunlarından biri o-|tep 4/B den 12 Baeri, İzmit İnönü mek- lacaktır. Geçen hafta Fenerbahçe karşısın - ketli ruhuna daha şimdiden bir azap da muvaffakıyet — gösteren İstanbul- tebi 5 ten 243 Seniha, LÂSTİK TOP İstanbul Mahmut Şeref efendi sokak 22 de C. Gökalp, Vefa lisesi 77 Faruk Kı- spor takımı bugün yapacağı maçta ©-| yenlı, Fatih tramvay durak yeri Mahmut na yakın bir oyun oynamağa çalışa -| Nedim apar. 4 te Biricik. cak ve bu suretle likteki vaziyetini — Aman yarabbi!.. Ben, bu hayata |düzeltmeğe uğraşacaktır. Calatasaray takımı da son haftaların en zorlu bir takımı karşısında uakiki kıymetini göstermeğe çalışacak bir o- yun yapmağa uğraşacaktır. İki tarafın kazanmak için sarfede - ceği kuvvet maçın zevkli olmasına bü- yük bir tesir yapacaktır. Vefa - Güneş Cezalı oyuncularının yavaş yavaş nizami vaziyetlerini almaları dolayı - siyle her gün bir parça daha kuvvet - lenen Güneş takımı Vefa ile yapacağı bu maç için dikkatli davranmak zorun- dadır. Zaman zaman düzgün oyunlar gös- Londra, 4 (A.A.) — Kembriç ve|teren Vefa takımı hiç bir zaman ihmal Oksfort üniversiteleri arasında herledilir bir kuvvet değildir. Başiktaş - Topkapı Şeref stadında yapılacak Beşiktaş, Oksford üniversitesi istediği kıyıyı| Topkapı arasındaki müsabaka, günü- takip etmek hakkını — kazanmış ve ?etetıdüf'edennunnnüdumlmı- Kembriçe karşı kendisine bir faikiyet |Ba değer bir mahiyet alır. Müsavi kuvvette takımlar karşısın- Kembriç beş kayık boyu mesafe ile |da bocalayan Topkapı, büyük takım - yarışı kazanmıştır. Bununla on ü - !lar karşısında o nisbette muvaffakıyet çüncü senedir ki Kembriç bu yarışı | göstermekle maruftur . Topkapı bu mevsim belli başlı mü- him oyunlar yapmış bir takımdır. Süleymaniye - Anadolu İkinci devrede, ilk devreye nazaran daha düzgün oynamağa başlayan Sü- ||leymaniye ,Anadolu ile yapacağı maçı ||kazanabilmek için çok çalışacaktır. Hilâl - Eyüp Kadıköy sahasında yapılacak — olan Lira ||Hilâl - Eyüp birinci lik maçı müsavi bir kuvvette olan bu takımlar için son dakikalara kadar heyecanla geçecek bir oyun olacaktır. maçta bir sürpriz yapması da beklene- |bilir. | — Ankarada Toplanacak Spor Kongresi Zından: 13/4/1936 da Ankarada — toplanacak olan Genel Kongrenin saat | 17,30 yerine sabahleyin saat 11 de yapılacağı bölgemi- ze bağlı bütün birleşik kulüplere önemle bildirilir. İlk maçını dün yaptı ve 3- 1 galip geldi Ankara, 4 (Özel) — Fenerbahçe takımı Ankaraya — geldi. -İstasyonda büyük bir kalabalık tarafından karşı- landı. İlk maçını bugün Ankaragü - jicü ile yaptı. Maç saat 3,30 da başla- dı. Stadyonmda büyük bir seyirci kit- lesi vardı. İlk devrede bir bire berabe- |re kalındı. İkinci devrede Fener - iki gol daha atarak 3 - 1 galip geldi. Fener yarın Gençlerbirliği ile karşı- laşacaktır. Bugünkü maçta Fenerin göollerini Naci, Cevat, Ali Rıza attı - lar. Calip gelmesine rağmen Fener- liler muvaffak bir oyun oyna; dılar. Sahada acemilik ıödsnyy:s dı. - Bilhassa yorgunluk üzerlerinden akıyordu. Fenerliler bu vaziyetin Fik- ALBÜM Kayseri Kor. B. Ec. Yb. H. K oğlu As- lan Kaplan, Çumra merkez - ilk mektebi 5 inci sınıf 5 ten 119 Necat Kula, Ankara Kurtuluş mahallesi berber Fahri vasıtasile Kenan Günay, Samatya Sulu — manaatır Marmara cad. Sahagyan mektebi 3 te Ma- risa, Büyükada Ada nevruz mevkü 17 de Mihri, Kadıköy İnönü sokak 28 de Ö, Faruk Zelkci, Çanakkale Ayvacık meclis a- zasr Halis oğlu Mesut Önen, İstanbul 13 ün- cü mektep 80! Kadir. SULU BOYA Tekirdağ Namık Kemal — okulu 4 ten 349 Seniha, Galatasaray lisesi 769 Ruçhan Erhan, Gebze bakkal Hafız İsmail mahtu- mu Mustafa Kadıköy Leylek sokak 15 te Hilda Bayda, Erenköy Fırın so. No. 8 de Doğan. KART Samsun Dumlupmar okulu 5 inci snıf 387 Cemil Mutuş, Merzifon İrfan mektebi 4 ten 8 Yaşar Bingöl, Çorum İstiklâl mek- tebi 5 ten 39 Osman, İzmir Karşıyaka O man zade mahallesi Tahir sokak 20 de Baha Moralı, Bursa Muradiye Fırn sokak 8 de Turan Doğan, Malatya telgraf memu- Tu Osman vasıtasiyle Uğur, Yalvaç — orta mektep son sınıf 93 Ahmet Vural, Adana Namık Kemal mektebi 5 ten 650 Necdet Süzen, İzmir Karşıyaka Tahir Tek « söz, Diyarıbekir Gazi cad. 225 de tilccar Lütfü H. Durak, Uzunköprü Boyacı sokak 4 de Cemal, Fatih 11 inci mektep A/5 250 İsmet, Samsun Dumlupınar ülk okulu 3 ten 86 Hüdai, Samsun Çarşamba merkez ilk okul 4 ten Nadire Aysel, Bursa kız mu- allim mektebi A/ 2 den 551 Kayahan Pok- kal, İzmir Dumlupınar mektebi 5 ten 441 ©. Öztürk, Lüleburgaz ik mektebi 5 ten| Kudret, Beykoz Yalıköy ekmekçi Wll. 19 da Aziz oğlu M. Sadettin, Tokat orta mektep C/1 den 191 Şevki Keskin, Muğe la Dö. To. Karargâhı yazıcı Hâmi oğlu 8.. Sünay, Uzunköprü Sakarya mektebi 2 nci samf 130 Hikmet, Rumelikavak 41 inci mektep 5 ten 64 Hamdi, Kurtuluş Rum kız mektebi 4 üncü sınıf 12 de E. T., Arbaa, İnbisarlar idaresinde Cemal Kılıç, Edirne İstanbul yolu inhisarlar baş müdürlüğü karşısında 56 da Suna, Ankara Necati bey mektebi 990 Madlen, Kayseri İstiklâl mek- tebi A/5 ten 474 Cabir, Güner, Sökede bakkal Doyranlı Süleyman oğlu Mehmet, Amasya Yeniyolda Kürd Bekir zade Ah-' T.L C. L İstanbul Bölgesi Başkanlı -(met vasıtasiyle Arif Erdilek, Balıkesir mil- Hi kuvvetler cad. Başaran sokak 8 de Mü- şerref, Ankara Cebecide No, 27 de Bürhan Tartan, Uşak Gazi mektebi 5 den Veysi, Ankara İsmet paşa mahallesi Ulucan çık- mazı 9 da Müşerrel, Ankara Necati ilk o- kulu A/4 den 789 Nazmiye, Sivas kısım şefi Aydaş kızı Sabahat, Samsun — İnönü mektebi 162 Kâmüran, Samsun Çarşamba 'Merkez mektebi 4 den 288 İsmail, Samsun lise 2/1 den 188 Muzaffer, Eskişehir O- dunpazarı Kemal, Bey apartımanı altında M. Ç Kalfası, Kastamoni P. T. T kontro- lörü Vecihi oğlu Cengiz. Samsun liseden 153 Cemile Cengiz, Ankara Cebeci Sakar- ya mahallesi Eriç sokak 26 da Rıdvan Naz- mi, Adapazarı Kuyudibi cad. Bakkal Halil oğlu İsa ruhi, Samsun İtfniye — efradından 5. Pâk, Elâziz orta mektep 259 F, Şendil, Lüleburgaz 2 inci ilk mektep 3 ten Neba- hat, Mersin idhalât gümrüğü —muhasebe birinci kâtibi Esad kızı Tuna, Fatih Tetüm- meler 60. No, 14 te Mehmet Ali oğlu Ce- lâl, İstanbul lisesi A/2 den 828 Yusuf, İs- tanbul 49 uncu mektep 150 Mustafa Ke- maleddin. ri mahrum oldukları için ileri gel- diğini söylüyorlardı. Fenerliler sahadaki vaziyetlerini asıl yarın (bugün) gösterecekler, Anka - ra sporcuları Fener hakkında yarın daha esaslı bir fikir edineceklerdir.