23 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

23 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bartın Halkevinin Bir SON POSTA Karamanda Modern Bir Köy Günde 15 Kuruşla İstanbul Düşkünler Evi Senede 1500 Cana Bakıyor Düşkünler evi İstanbul belediyesinin enJestesenin 4 dektoru, bir başhekimi, — bir hayırlı (mitlesseselerinden - Bicldir Ve 'Bu 'ev' başhakim Münvini Dör oporatörü' vardir. yalnız İstanbulun değil, bütün Türkiyenin) Göz mütehasmısı buraya da bakmaktadır. Yılda Yaptığı İşler Köycülük Şubesinin İş Kovalama Bürosu 222 Köylünün İşini Takip Etmiştir Karaman (Özel) — İlisra 400 evli| bt sahadaki ihtiyacına, en iyi cevap ver - .ve 900 nüfuslu bir köydük. Pekmez| <ktedir. Bursada küçük —mikyasta bir imalâtı ile mçşhurdur. Biraz aşağısın- | ““rülâceze daha varsa da bu ancak muhiti- Âcezehane Âcezehanede 900 malül ve ihtiyara ba- Bartın (Özel) — Burada Halkevi bir müessese halindedir. Evin yedi şu- besi vardır. Yedisi de cidden çok ve- rimli bir şekilde çalışmaktadır. Bartın Halkevi avcıları bir av gezintisinden sonra dan geçen çay bu köyün âdeta servet kaynağıdır, köyün arazisini sulamakta ve mahsulünü beslemektedir. Köylüle- rin hepsi okuyup yazma bilmekte, köy çocuklarının kâffesi — de mektebe de- vam etmekledir. Köy yolları munta- zamdır. Telefon ile de kazaya, nahiye- ye ve diğer köylere bağlıdır. İzmit Halkevinde Çalışma İzmit — Halkevi dil, tarih &âebiyat kolu bir müddetten beri devam ettiği araştırmalar sonunda İzmitin tarihine ait zengin Malümat — toplamıştır. Bu malümat tarih bilginlerimizce de ince lendikten sonra İzmit tarihine ait bir müze, sergi kohu ilimizde bulunan ve- Evin bu bir yıllık çalışma vaziyeti B Halkevi 18 konferans verecektir. nin âcezesini kısmen bakabilmekte, ihtiyacı |kulmaktadır. Bunlar içinde maaş ve emlâk tamamen karşılıyamamaktadır. sahibi olanlar da vardır. Maaşlarını — ve | istanbul Düşkünler evinin Şirketi Hayri- | ©mlüklerinin gelirlerini lssmen Darülâceze y& Akay, eğlence yerleti, irat ve akarları | *İmaktadır. Fakat bu o kadar azdır ki böy- ile belediyeden alabildiği künu | e Mütekait, maaş ve emlâk sahibi malülle- 180 bin kirayı geçmemektedir. Bu para ile|Tin sayısı beş, altıyı geçmemektedir. Bun- » de 1500 kişiye yakm insana ba -| 'at emlâkleri de ya çürük çarık bir ev, ya bakımdız bir arsa, yahut ta hiç bir işe yaramıyan metruk bir tarladır. Bu kısma kurban bayramında dört kurban, paskal- yede de bir kaç çörek ile bir kaç yumunta gönderilmiştir. Mücssesenin memleket zen- ginlerinden gördüğü yardımın yekânu da bundan ibarettir. Acezehanede de malüllerden yüzde be- w çalışabilecek bir haldedir. Bunlar müce- sesenin muhtelif bizmetlerinde kullanıl - makta, kendilerinden bu suretle — istilmde Muğlada Sürek Avları Muğla — Her tarafta sürek avları yapılmaktadır. İkincikânun — ve şubat ayları içinde 374 domuz öldürülmüş- tür. Bunlardan başka daha bir çok ça- kal, kurt, sırtlan öldürülmüş ve derileri kılmaktadır. 180 bin branın 85,250 kirası maaşat, ü- curat ve aidat, 15 bin liram da — tamirat, makliyat, kırtasiye, su parası, tamirat ve saire gibi masraflara ayrılınca, geriye 80 bin Kra gibi bir para kalmaktadır ki bu pa- ranın da 1500 müfusa taksimi takdirinde nüfus başına ayda ancak 4 liza 40 kuruş lar bir para düşmektedir ve bu kadar az para ile bu koca müesseseyi çevirmek hakikaten büyük bir muvaffakiyet ve ma- kitap hazırlanacaktır. Bir taraftan da |haret meselesidir. İstanbal Düşkünler evi teşkilâtı itibarile ya ilimizle ilgili bulunan tarihi eserle- |3 yama ayrılmış bulunmaktadır: Kenüz bir yaşındadır. Buna — rağmen vilâyet halk partisi tarafından takdirle | yi fotoğrafla tespit etmektedir. bu mıntakada en eyi çalışan — en ileri| Karşılanmıştır. Kreş, hastane, âcezehane. Kreş Kısmı Kreş anasız ve babasız metruk çocuklara tahsis edilmiş olan kısımdır ve 100 kişilik- ör. Burada çocuklara dört yaşına kadar Aydın Kastamonuda sevindirilen yavrular Dil, tarih ve edebiyat şubesi bu bir yılda iki konferans, bir bayram tertip etmiş, Ar şubesi bir kura açmış, 82 genç yetiştirmiş, bir bando takımı toş- kil etmiştir. Temsil şubesi altı müsamere yap- mış, spor şubesi üç ayak topu takımi yetiştirmiş, beş maç yapmış, deniz, bi- diklet, kayık, yüzme yarışları tertip et- miş, binicilik, güreş, av şubeleri kur- ;ıuş. yedi av gezintisi yapmıştır. Dene- bilir ki bu şube evlerin en fa'al şube- şidir. | Sosyal yardım şubesi bir poliklinik açmış, köycülük şubesi bir iş kovalama ” , ( —. ae üN Kastamonu ( Özel) — Çocuk Esi rgeme kurumu iki yüze yakın çocuğu bî'm"_l tevis ederek 222 köylükön 'Nt tepeden tırnağa giydirmi iqt'îoş/aîi Tevfik Talât kuruma müzaheret göster- ni takip etmiş, 300 köylüye mektup ve | »0 l L L n dan alâkadar olmakta, bu alâka bütün istida yazmış ve birkaç köy gezisi yap-| memleketliyi sevindirmektedir. Resi mde bu yıl giydirilen çocuklar görül- mıiştir, mektedir. | l'ı'l'ı' JIİAA ARR E -îî KERVAN YÜRÜYOR —9o— — Bürhan Cahit — Onların peşini' bırakmıyanlar bir © — Doğrusu melek gibi kızdı. İki e-/çiyordu. (denbire haykırdılar: lim yanıma gelecek ne yalan söyleye-| — Bazıları da: | — İşte işte, pencerede) yim. Bu zamanda onun gibi aklı ba-| — Budala olmayın ayol. O gimdi — Eski bir lise arkadaşı ona uzaktan şında, uslu, kâmil, hanım — hanımcık ibüyüdü. Sizi, bizi tanımaz bile! Nafile elile selâm veriyordu. Fakat o mah - kız nerede! Allah için gül gibi taze İdi.lulımq edip te gitmeyin, diyorlardı. şer içinde bu bir elin selâmını görme- Tanrı gecinden versin. Tuttuğunu| — Eski arkadaşları onu çok merak edi- ğe imkân yoktu. Mızıkanın çaldığı İs- kolay etsin, O da bizim evlâdımız sa-| yorlardı: |tiklâl marşı herkesi olduğu yerde tu yilir. Bunca yıl kapı bitişik komşuluk| — Kim bilir nasıl giyiniyor. Elbi - tunca gözlere rahatlık geldi. Şimdi ettik. Gelir gelmez — işallah göreyim.sesi nasıldır acaba! diyorlardı. |Pencerenin —önünde ayakta Hazır meb'us da olmuşken şu bizim| Bütün bu dedikodular arasında bek- (Gülten) i tanıyanlar onu rahat rahat Türkânı yatılı mektebe yerleştirteyim. (lenen saat geldi. |seyrediyorlardı. Kızcağızın okumağa öyle hevesi var| İlk tren binlerce halkın ovaları ya-ı Genç kız ne kadar serpilmiş, büyü- ki! yılan, dağlarda akisler bırakan alkış -'müştü. Onun gibi bir çokları hep bu mak-İları arasında ağır ağır istasyona girdi.| — Fakat ne kadar da ağırlaşmıştı. sadla hazırlanmışlardı. Bütün tedbirlere rağmen halk saf -| — Arkasında lâcivert bir kostüm tay - Eski lise arkadaşlarından — Neşide|larını geride tutmak kabil olamıyor -| yör, başında ayni renk bir küçük şap- vilâyet yazı işleri kaleminde - kâtipti.(du. Dalga halinde ahali trene doğru |ka vardı. Karı koca (Gülten) in kasabaya meb- | yürüdü. Keskin bakışları asker safları ar - uz olarak gelmesine çok seviniyorlardı.| - Vagonların bütün pencereleri yeşil ikasında kalan kalabalığı süzüyordu, Neşide: dallar ve bayraklarla süslenmiş, arala- — Benim hatırımı kırmaz, diyordu. | TIndan bir çok başlar uzanmıştı di. Belediye reisine bir şeyler söyledi. Gülten gelince söylerim. Seni daha| Bir pencerede beş altı baş İöf“"ü *|Ve hemen geri döndü. Şimdi trenden iyi bir işe yerleştirir. Böyle kalırsan | Yordu. Kadınlar, erkekler, zabitler... , başbakan iniyordu. -kırk yıl ileri gidemezsin, Arka olmak |Kalabahk arasında çocuklar, kadınlar | — Onun güler yüzünü gören halk zapr lâzım. (Gülten) her halde hatırımı kır- | birbirlerine soruyorlardı: |tedilmez bir heyecanla bağrıştılar : bilE — Meb'us nerede; Kadın meb'ust | — — Yaşa! K-imi çocuğunu yatılı mektebe yer-| Genç kadınlar da onu arıyorlardı: leştirmek, kimi kocasına, kardeşine işı — Gördünüz mü Gülteni. Hangi ile İnönü kahramanı valinin takdim bulmak kaygusu ile Gülteni karşıla - Vagzonda acaba? ettiği belediye reisinin elini sıkarken mağa hamhunlımlekünı yüzü ıe-f Böyle merasimin yolunu, izini bi -|arkudan heyetin öteki azası birer iki - B ei sdikkklar eli iğ ğ lenler vali ile belediye reisinin peşini barakmıyorlardı. Vali daha önceden vilâyet hudu - dunda trene binmişti. Belediye reisi - nin yanında meclis azası, ileri gelen eşraf, fırka erkânı ile arkada bir vago- na doğru gittiği görüldü. 28 -3 -986 — İmemleketimizde böyle müesseseler olma * |temizlik işlerini görmektedirler. duran | bakılmaktadır. Bu çocukların bundan son- kısımlarına mücadele Espektörlüğüne gön- lerilmiştir. ra öksüz mekteplerinin ana gönderilmesi icap etmektedir. Fakat bizim dığı için bu çocuklar ya evlâtlik aileler nezdine verilmekte, yahut ta ister istemez Darülücezenin imalâthane kısmın- BUTUN"Üİ.KEY İ da çalışacak çağa gelinciye kadar gene bu çatı altında bakılmaktadırlar. A Kreşte 100 çocuğa 3 çocuk nezaretçisi ile 6 sütnine, beş çocuk bakıcısı bakmakta, | ayrıca İ çamaşırcı ile bir otuklav memuru Bundan başka bir çocuk — mütehasımı, bir de göz hekimi vardır. DOLAŞAMAZSINIZ Hastane Kısmı Hastane kısımı 200 kişiliktir. Burada ya- talak, hasta, sakat ücezeye bakılmaktadır. FAKAT $ Bunların hastalıkları gayri kabili tedavidir. Fakat hayatlarını mümkün olduğu kadar ııı1 Mn trapaz geçirmelerine çalışılmaktadır. Bu * DAKİ BİR İLÂN kısımda hastalara bir başhemsire ile bir/ ÖUTÜN ÜLKEYİ HER GUN DOLAŞIRI heraşire, 16 hastabakıcı bakmaktadır. Mü-| —— |şer vagondan iniyorlardı. Nafia Ba -|dağlara kadar çarpıyor, yurdun bu sa- |kanı, meclis reisi ve meb'uslar... kin köşesi o güne kadar görmediği bir Belediye reisi hazırladığı teşekkür | milli heyecanın akislerile sarsılıyor - İnutkunu okuyup - bitirinciye kadar|du. hepsi inmişlerdi. Bu arada elinde kü -| — Ağlaşanlar çoktu. çük çantası ile (Gülten) in de ön saf-| — İhtiyar erkekler, mütekait askerler ta yer aldığı görüldü. Uzun boyu ile ve kadınlar bu kadar heyecana taham- ne kadar da gösterişli görünüyordu. —| mül edemiyerek boşanmışlardı. Bu ne Belediye reisinin nutkuna Başvekil kıyametti. Başvekili, meb'usu, çiftçi- içten gelen, fakat havayı kaplıyan he- si, tüccarı, mekteplisi, sporcusu, bü- yecandan ilham alan kuvvetli bir ce - yüğü, küçüğü bir ağızdan Türkün ka- vap verdi. nı pahasına kazandığı istiklâlinin, cum- Onun kalın, tok sesi saf saf etrafım huriyetinin marşını okuyorlardı. İsaran halk çenberini daraltıyordu. H-.: Berabar okuyorlardı. Çünkü zaferi - İkes bu sözlerden bir kelimesini bile ka- |de beraber kazanmışlardı. Millet ve hü- İçırmamak içın birbirini itiyordu. İkümet o gündenberi kaynaşmıştı. Başvekilin sözleri şöyle toplanabi- |— Marş bittiği zaman programa göre ilirdi otomobillerle kasabaya inilecekti. — «Türk yurdunun bir köşesi yok-| — Fakat kalabalık arasında bir genç (tur ki oraya yeni devletin yapıcı ve birdenbire ileri atıldı. Heyecan içinde kurtarıcı eli erişmesin. Bu güzel top- idi. Şapkası elinde, gözlerinden — ateş rakların bizden bekledikleri hizmeti fışkırarak: programla, sistemle yapacağız. Bu - r sarfiye, bir saniye! diyordu. gün Antalyaya, yarın Vana, öbür gün — Valinin yüzü biraz karıştı. Fakat |Hakâriye... Türk vatanı demir ağ- bir şey söylemiye vakit kalmadan genç ;lırlı sarılacak. Bu plân durmadar yü- heyecan içinde Başvekilin önüne gel- rüyecektir...» di ve içinden gelen bir sevinç ve taş- Marş bitince önce vali trenden in -| Gözlerinden eksik olmıyan neşcıil Bir uğultu halinde dalgalanan alkış kinlığı ve çok düzgün bir ifade ile: sağanakları daha bitmeden mizıka' ——— Var olun. Bahtiyar olun! diye cumhuriyet marşını çalmağa başlamış- haşlardı. — Yurdu — kurtardımız. — şe- ;t refi — kurtardınız. namuüsü — kur- Ve bunu orada toplanan on beş bin tardınız, — gençliği kurtardınız. Bize ne halk bir ağızdan; Başvekilinden, köy- slduğumuzu, kim olduğumuzu anlat - üsüne, ihtiyarından çocuğuna kadar tınız. Gözümüze sarılan bağları çıkar- bir ağızdan söylüyorlardı. dınız, attınız. Önümüze dikilen engel- Demir ağlarla ördük leri yıkıp devirdiniz, kafamızı Çürüten Ana yurdu her yandan! |kilitleri parçalayıp kırdınız. Şimdi bize rlık, hayat, refah — getiriyorsunuz. Ovalara yayılan bu coşkun mırşiva 3 DA

Bu sayıdan diğer sayfalar: