Hü "Son Poste,, nın Teftrikası: şu — Yüksek Ve her tarafa hâkim bir tepede.. Küçük bir kulübe.. Hiç eksik '*w olmayan yaprak hışıltıları.. diyen akan suların tatlı şırıltıları... te, hakiki saadet!.. Diye söylenmişti. lr olsa, güle güle gideceğim; ve yalnız seni düşünerek öleceğim. Beni, ebe - yım deme. Çünkü bu, benim felâke - timi arttırmaktan başka - ne sana ve Mütema- diyen sev. Fakat âkibetimi düşünme. |karşısına geçerek; melül ve hazin bir -|Hele sakın artık benimle meşgul ola- | OLUMMANCASI 32 _Cemıl Köşkün Bahçesine Doğru İlerlerken, Birden Derinden Gelen İniltili Ve Korkunç Bir Ses İşitmişti Yazan : A, R. Zahire Bor - Haftalık sasında. Biz : Vaziyet Yapağı Ve Tiftik Satışları Hararetlendi, Stok Bitmek Üzere YAPAĞI PİYASASI : Bundan ev- bulundugu memnüniyetle görülmek « rünen tekir kedi artık * mı)'ıvlımnınl velki haftalara kıyas edilmiyecek de - İtedir. Geçen sene Almanyaya ihraç e- arttırmaya başlıyor; tavırla bağırıyordu. Açlıktan şikâye- tini anlatmıya çalışıyordu. *Cemil, zavallı hayvanın bu haklı şi- Ve,. Bu hakiki saadete bir an evvel ne de bana- hiç bir şey kazandırmaz. | kâyetini pek güç anlıyabilmişti. Ona — kavuşmak emeliyle, — İinmişti. Orada, Cenanı görür görmez derhal onu çağıracak.. Her şeyi göze alarak büyük bir cesaretle düşündüğü | maceraya atılacaktı. Fakat henüz kuyunun başına git- meden kapı çalınmıştı. Sebebini bilme- diği halde Cemilin yüreği oynamıştı. “Sokak kapısını açar açmaz, posta mü- “vezzii, kırmızı bir kâğıt uzatmış: — Telgraf. Diye homurdanmıştı. | gn açmışti. Kırmızı kâğıdın üstünde | temiz ve işlek bir yazı ile şu kelimeler | “vardı. k - | galimen Bandırmaya çıkabildik. -Sıh- Sabire Bir anda Cemilin gözleri yanmıştı. Kirpiklerinin dipleri, sıcak bir yaşla 1s- Janmıştı. Gözleri, yarı açık duran ye- — mek odasına kaymıştı. Orada, iğrenç İ)u meyhane manzarası gösteren içki K “masasını görünce kalbinde acı bir ne- “damet ve hicap uyanmıştı. Derin bir şefkat ve muhabbetle üs- tüne titreyen annesinin; bu saf, temiz | — bucağını böyle mülevves şeylerle kir- İletmeğe nasıl cesaret bulduğuna, ken- isi de paşmıştı. — Lânet olsun, benim gibi nahkör evlâda!.. — Diye mırıldanmıştı.. O süfli man - k Zarayı görmeğe daha fazla dayanama- wlnış misafir odasına dalmıştı. Ayakta ?loıısoh dayanarak düşünmeğe başla- mışti: — — Eğer kadıncağız bunları haber | aalırsa.. Alimallah, derhal yüreğine i- D mer... Ana katili olacağıma, keske ge- — berip gitseydim... Pek âlâ.. Cenanı a- — hp kaçmayı kuruyorum. Bunun neli- Ö gesini, hiç düşünmüyorum. Bu, yanı- -— mızdaki hafiye heriften başlayarak pe- Şimize düşecek olan polisleri, zaptiye- — leri, hattâ tabur tabur askerleri hiç he- saba katmıyorum... Hadi bunlar bizi intikam almağa kalkışmazlar mı?.. Haydi, süküt edeyim. Yaptıklarıma Kövbe ederek, odamın köşesine çekile- “yim. Ya, Cenanı.. Ya, o zavallı kızı kendi mukadderatına — nasıl - terkede- fim?.. Şimdi benden öfkesini alama- yan ©o canavar karı, biçare Cenanı kim Bilir nasıl didikleyecek.. Kim bilir ne azap ve işkenceler altında ezecektir... _3' eşke bu çılgınca işlerle böyle müşkül vaziyetlere gireceğime, yediğim Bulgar ü unlariyle geberip gitseydim. Fakat böylece hüde idi, Bir şey yapmak, bu Zziyeti ıslâh etmek elzemdi. — — Bari, şu kızcağıza bir şey söyle- Sem.. Onu teselli etsem... ! ed iği bir hizmet varsa, onu öğrenebil- va- —— Dedi... Ve Cenanı görebilmek için tekrar bahçeye çıkarak kuyu başına doğru ilerledi. — Yağmur suyu fıçıisınin önüne gelin- e, gözleri yerde duran bir kâğıda iliş- Derhal ortaya atıldı. Kâğıdı aldı. Ce- m yazısını tanıdı. Pek acele yazıl- dığı anlaşlan kâğıtta şu kısa cümleler vardı. — (Cemilt.. — Aşkın, beni derin bir uçuruma sü - tükledi. Bu uçurumun sonu, ölüm bi- ı, |dum Cemil, bir hamlede kâğıdın katla-| | Büyük bir fırtına geçirdikten sonra, ' ele geçiremesinler. Fakat, annem.. Hiç| Conun yakasını bırakırlar mi?.. Ondan | durup - düşünmek, | Benden bek-| juzanabileceğini unutma. Kendini, çok (iyi kolla. Benim, senin ve aşkımız için bir tek Tümidim kalmıştı: — Allah... Cenan Cemil, ayakta sallandı. Düşmemek için tutunacak yer aradı. İ Ve sonra.. Ellerini yüzüne kapıya- rak: — Onun felâketine ben sebep ol - Dıye hüngür hüngür ağlamıya baş- ladı. * Saatlar geçtiği halde, Cemil kımıl - damıyordu. Çardağın altında, uzandı- ga şezlonkta, meflüç bir hasta gibi his- siz ve hareketsiz duruyordu. | Şiddetli bir temmuz güneşi, her ta- rafı kasıp kavuruyordu. Yemek vakti, bi rsaatten fazla geçtiği halde, Cemil en küçük bir açlık bile hissetmiyor - du. Yarım saattenberi, dimdik tuttuğu kuvmıumı lıııele titrete dızlennp sü- derhal bahçeye O kıskanç canavar pençesinin, sana da!yı)ncek bir şey vermek için ağır ağır yerinden kalkmış, köşkün bahçe kapı- sınâ doğru ilerlemişti. Fakat o zaman, derinden gelen inil- tili ve korkunç bir ses işitmişti. Bu ses, bir kaç batarya topun bir anda ateş - lenmesinden husule gelen ağır, hey - betli, tüyler ürpertici tarrakasına ben- zemekte idi. Cemil, bir anda olduğu yerde dur - muş; kulağını bu sesin geldiği yere çe- virerek dinlemişti. Dakikalar geçtiği halde, bu ses bir daha işitilmemişti. Gene her taraf, o kızgin ve - duürgün temmuz havasının derin sükütuna av- det etmişti. Cemil, dudaklarını büküp, omuzla- rını kaldırarak: — Garip şey... Ne olabilir?.. Diye, kendi kendine söylenmişti. Ve sonra.. Acı acı haykırmalarla, et- rafında dolaşan kediye: — Ne oluyorsun, Tekir. mı?.. Gel bakalım. Diye, söylenmişti. Patladın (Arkası var) » Esas No, sı 655 Mevkii ve Nev'i bat arsa, 497 499 mak üzere artırmaya konulmuştur. atları. (318) İ Satış deposu JAK DEKALO ve Şürekâsı İstanbul, Tahtakale Menaşe Kanza ban N, ö! L—Emük—voEytam Bankası ilânları Taksitle satılık arsa ve tarla Depozito Sultanahmette Alemdar mahallesinde Yerebatan sokağında eski 4, yeni 18 No. lı 755 metre murab- 1055 lira Beylerbeyinde Bostancı başı Abdullah ağa mahal. lesinde Hacı Ömer efendi İstavroz sokağında eski 5, yeni 7 No, hi 3097 metre mürabaaı tarla. Beylerbeyinde Bostancı başı Abdullah ağa mahal- lesinde Rasim ağa sokağında eski 6, yeni 4 No. lı 1 Hektar 7870 metre murabbar tarla. Mevkileri yukarıda yazılı yerler bedellerinin birinci taksiti peşin ve geri kalan yedi taksiti yedi senede ve yedi müsavi kısımda ve şu suretle tamam- | harı faizsiz sekiz müsavi taksitte ödenmek şartiyle ve açık arttırma ile satıl- 62 » 72 » İhaleleri 27 mart 1936 tarihine tesadüf eden cuma günü saat onda şube- mizde yapılacaktır. İsteklilerin tayin olunan gün ve saatte şubemize müraca- müuştur. Alman ve Sovyetler müba - yaalarına devam etmektedirler. Şim p diye kadar dış memleketlere göndcn- len mallarımızın mühim bir kısmı İa - tanbul limanı vasttasile ihraç edili - yordu. Son hafta Mersinde İstanbula rekabet edecek surette büyük işler ol- duğu haber alınmaktadır. Bu liman - dan satılan yapağılar doğrudan doğ- İruya ihracat mahalline sevkedilmeğe başlanmıştır. | Geçen hafta Sovyetlerin cenup vi - lâyetlerimizden yapağı mübayaa et - mek üzere istihzaratta bulunduklarını | bildirmiştik. Hususi surette aldığımız | haberlere göre Sovyetlerle Almanlar tarafından Mersinden 5000 balya ka- dar Anadolu malı yapağı satın alın - miştır. İstanbulda da son yedi gün içinde takriben 3000 balya yapağı satışı ol- muştur. Ayrıca 200 balyası yerli fab- rikalar tarafından olmak üzere 600| balya Trakya malı satılmıştır. Talep mütemadiyen artmaktadır. Son satışlar Anadolu sıra malları (50-51,20, Urfa, Diyarıbekir ve bu â- )ar mallar 47- İq, Karahisar, Bulvadin cinsleri 54 - 55, Trakya yapağıları 64- Wli.'ı kuruştan olmuştur. | — Almanyaya bu seneki ihracatımızın geçen senelerden fazla olacağı ümit e- |dilmektedir. Bundan evvel yani 934 senesinde 3,118,000 mark değerinde 21,351 kental ihracata karşı 1935 yı- lında 2,062,000 mark kıymetinde ve 56 kental yapağı ihraç edilmişti. Memleketimizde ihracatın — azalması- na en büyük âmil de Türkiyeden iste- nen fiatların Almanyada çok görül - mesi ve permi verilmemesiydi. Memnuniyetle öğrendiğimize göre Almanyaya idhalât için tekrar permi verilmiş ve bunun üzerine de piyasada | mühim işler olmasına vesile ihzar e - dilmiştir. Son Almanya fiatları yüzde 45 ran- dımanlı Anadolu kirli yapağıları 100 kilosu Sifhamburg 58-59 liradır. : Geçen hafta tiftik üzeri- we de iyi işler olmuştur. Durum geçen haflaya nisbeten daha isteklidir. Stok | mevcudu azaldığından önümüzdeki | haftalar içinde depolarda mal kalmı -| İyacağı kuvvetle tahmin edilmektedir. | Hafta içinde daha fazla Ankara, Bulvadin gibi orta âyar mallarla kaba | ve deri cinsleri satılmıştır. Alman mü- messilleri ve ihracatçı tüccarları - tara- fından 2100 balya kadar tiftik satın a- lınmıştır. Fiatlar sağlamdır. Kaba ve deri malları 68-70, orta mallar 76-78 kuruştur. şimdi Cemilin İrecede hararetli muamelelere sahne ol- dilen tiftikler evvelisi sene ile kiyas &« -|dildiği takdirde mühim bir gerileme gö- çarpmaktadır. 934 senesinde 3,000 mark kıymetinde 39,315 kcnlnl ihracata mukabil 935 yılında 4,182,000 mark değerinde 27,289 ken- tala düşmüştür. Bu gerileme gene per- mi müşkülâtından ileri gelmiştir. Maa- mafih Almanyanın Türkiyeden itha - İâtı umum Alman tiftik — ithalâtının yüzde 54 ünü bulmaktadır. BUĞDAY : Son yedi gün - içinde lıuııday piyasası eski durumunu mu - hafıza etmiştir. Yalnız iyi cina be - yazlara fazla istek olmuştur. Cumartesi gününe kadar İstanbula, Haydarpaşa tarikile 570, Trakyadan /872, limanlardan 261 ton buğday gel- miştir. Ziraat Bankası bu hafta da sa- tış yapmamıştır. Ekstra Polatlı 8,15, ekstra beyazlar 7,30, mahlüt kızılcalar 6,20, iyi kızılca 7, sertler 6,10 paradır. Ekstra ekstra unların çuvalı 970, birinci yumuşak 755 - 800, ekstralar 750, sertler de 673 kuruştur. ARPA : Dahili ihtiyaç için az mik- tarda satış olmaktadır. Fiyatlarda ge- çen haftaya nazaran değişiklik olmha - mıştır. Anadolu dökme 3,30, Trakya 4 kuruştur. MISIR : Durum gevşek, piyasa is teksizdir. Karadeniz limanlarına de ihracat azalmıştır. Adapazarı 4,37, Trakya 5,05, Bandırma 5,10 paradır. FINDIK : Paskalya yortuları - için dışarı memleketlerden talep beklen - mektedir. Geçen'hafta fındık ihraç e « dildiği işitilmemiştir. Levant fındıklar 5O, sivriler 23 kuruştur. Başlıca fındık ihracatımız Alman « yaya yapılmakta ve her sene bu mem- lekete olan ihracafımız muntazaman 'artmaktadır. 934 yılında 8 milyon mark değerinde 95,073 kentala muka- bil 935 yılında 13 milyon mark kayme- tinde 150,789 kental fındık ihraç e - dilmiştir. Bu suretle Almanyaya ihraç edilen fındık 934 senesi umum Alman itha- lâtında Türkiyenin payı yüzde (6 iken 935 senesinde yüzde (64) de yükselmiştir. CEVİZ : Mevcudu az, piyasa sa « kindir. Kabuklular 10, iç cevizler 24- 90 kuruştur. 934 senesinden evvel Al- manyaya ceviz ihracatımız, hiç me - sabesinde idi. Sonraları ihracatımız bir- denbire büyük bir inkişaf göstererek altı misli artmıştır. Bu suretle 934 se- nesi 323 bin mark değerinde 7,380 kental iken, 935 senesinde 2,145,000 mark kıymetinde 50,873 kentah bul « muştur. 935 senesi memleketimizin Bu sene tiftiklerin de yapağılar gi - bi Almanyaya '&hmfca!ı fnzlılnffgmnklı Almanyanın umum ceviz ithalâtında- ki payı yüzde 25 i bulmuştur. Maden Cevheri Nakliye ücretlerinde tenzilat: Yalnız muayyen iskelelere yapılan nakliyata tatbik edilmekte olan Maden Cevheri tarifesi, bu kerre şebekenin her istikametinde tam vagonla taşmacak cevherlere şamil olmak üzere genişletilmiş ve nakil ücretleri de mesafeye göre *:5 ilâ 23 nisbetinde ucuzla« tılmış olup 680 kilometreden fazla mesafelerden taşınacak cevher- lerden ton ve kilometre başına alınacak ücret bir kuruştan iba- şettir. 15/4/936 tarihinden itibaren tatbikine başlanacak - olan bu yeni tarife bakkındaki fazla tafsilât melidir. “609,, I482 için istasyonlara müracaat edil- Hayrabolu Beledıye Reisliğinden: Her sene ilkbaharda yapılmakta olan Hayrabolu Hıyuı ve Emtia panayırı bu sene dahi B/Nisan/936Çarşamba günü açılarak üç gün de- vam edeceği ilân ı!ı-ıı.