SON POSTA Sayfa 5 İzmirde hocasını yaralıyan talebe tevkif edildi Telefon Direklerini Çalan Köylü Mersin, (Özel) — Ziyaret nahiye- l Muşda şimdiye kadar işitilmemiş bir vak'a Bir köylü kendine hücum.eden 13 kurdu zekâsı sayesinde biribirine parçalattı ve canını kurtardı Muş, (Özel) — Burada şayanı;da parçalamışlardır. hayret bir vak'a olmuş, 13 — kurt tara-| -Mektepten kovulmasına sebep üzerinde esrar ve bıçak çıkmış olması imiş, bunu serbestçe söylüyor! sinin Oran köyünden Yusuf oğlu Ali Ziyaret nahiyesinin jandarma karako- luna ait telefon direklerini çalmış, bunları yakarken yakalanmıştır. Yusuf telleri kırmadan alınışında bir mahzur sandığını söylemiştir. olmadığını Karamanda iki çay taştı Karaman (Özel) — Son yağmur - ların tesiriyle Karaköprü ve Deliçay suları taşmış, bir'çok arazi sular altın- da kalmış, tek baraka istikametinde su tren hattının hizasına kadar yük - selmiştir. Tarlalar hâlâ su altındadır . fından sarılan bir yolcu zekâsı saye - Fakat bu arada içlerinden daha bas zılarının da üzeri kanlanmış, kanlan- direklerin | sinde 13 kurdu biribirine parçalatmış |mıyan kurtlar kanlanan kurtların üzeri- — ve kendi canmı kurtarmıştır. Bu şa -|ne hücum etmişlerdir. Bu boğuşmada Jyamı hayret marifeti yapan adam Hoş- |3 kurt parçalanmış ve ölmüştür. Geri — gân köyünden Abdullahtır. Abdul - kalan 9 kurt da gene biribirlerini par - lah civar köylerden birisine giderken ;çalamak hiırsiyle boğuşa boğuşa — ci- | yolda önüne 13 kurt çıkmış ve üzeri -| vardaki dereye kadar inmişler ve ora- — ne saldırmışlardır. O noktada bir ağaç varmış, Abdullah can havliyle ağaca sarılmış ve hemen tırmanmıştır. Fa -| |kat aç kurt sürüsü ağacın dibinde is- | |rarla beklemeğe ve hattâ Aağaca tır - manmak için sıçramıya bile başlamış- lardır. Kurtuluş çaresi - olmadığını gören | |Abdullah burada cebinden bir çakı çı- | da bitap bir halde derin olan dereye yuvarlanarak boğulmuşlardır. Abdullah her taraf da tamamen sü« kün hasıl olduğuna ve ortalıkta kurt kalmadığına hükmettikten sonra bu korkunç maceranın heyecaniyle kö - yüne dönmüştür. Vak'a ağacın dibin. len 4 kurtla teeyyüt ettiği gibi ertesi İde parçlanmış bir halde cesedi görü- — İkarmış, kendi-parınağını kesmiş ve günü gene ayni vak'a mahallinde de - Â Yaralanan Bay Reşit İzmir, 29 (Özel) — Erkek - öğret- men okulundan çıkarılan Kâzımın se- bep olduğu müessif hâdise, İzmir mu- hitinde derin bir tcessür uyandırmış - tır. Adliye bu hâdiseye el koyarken Üzerinde uzun uzadıya durmuş, — on- dan sonra Kâzım hakkında tevkif ka- rarı vermiştir. Kâzım hâdiseyi şöyle anlatıyor: «— Fakir bir aileye mensubum. Babamın iki gözü kördür. Hakkımda ihraç kararı verdiler. Bu karar benim liolikbnlinc kasteden bu görgüsüz ta için çok ağırdır. Üşrkcümü öebüpclei küikie; öylen: diği gibi mektebe devamsızlığım de - Bildir. Mektep idaresi geçenlerde be - Nim Üzerimde bir bıçak ve bir miktar esrar bulmuştu. — Bıçak benimdir. Fa- kat esrarın, üzerimde nasıl bulundu - ğuna ben de hayret ediyorum. Hâdisenin çıktığı gün — maksadım, babama ait olan bıçağı mektep idare-| sinden teslim almaktı. | Wermiyeceklerini bildiğim için yanıma akrabamdan Cavidi alarak o gün sa -| bah, erkenden mektebin önünde bek- için kısa bir istirahatten - sonra - vazi- ıLicc kazasına Hezan, Fop, |feye başlıyacaktır. İemeğe başladım. Bu sırada, daha ev- vel mektepten kovulan Recep ve Ah-| KERVAN YÜRÜYOR Muşta inak eti yüzünden kavga/ kaninı ağacın altında bekleşen sürü - Hocasını yaralıyan Kâzım met adlarında iki talebe daha geldiler. Bu bir tesadültü. Saat dokuzda arkadaşlarımla mek- tebe gittik. Babamın bıçağını aldık - Muş (Özel) — Akpınar köyünden Süleyman oğlu Mehmet ile Mehmet oğlu Şemseddin ve kardeşi ortaklama bir inek kesmişler, fakat bunu payla- şamamışlar, kaygaya — başlamışlardır. Bu kavga sonunda Şemseddin ile kar- deşi Mehmedi ağır surette yaralamış- Bıçağı bana ken tedbirleri almıştır. Yaralanan ha- ye tesis edilmiştir. Bunlarda: İarı için evden başka bir bıçak tedarik | lardır. etmiştim. Bütün arkadaşlarımda bı - çak olduğu için! bende de vardı. Mü- essif hâdise, bir kaza neticesi meyda - na geldi. Ben de müteessirim.» Biga musiki birliği Bigadan yazılıyor: | Biga musiki birliğinin âtıl vaziyette x İkaktığı etrafındaki” neşriyat “gençler Dikkat edilecek olursa kendi eliyle 'arasında tesir uyandırmıştır. Gençler -| muntazaman çalışmakta, milli gün - lebe, bütün talebe arkadaşlarını leke- | lerimizle şenlik günlerinde — törenlere İemek için, onlarda da bıçak bulun - iştirak etmekte, diğer günlerde de dai- duğunu iftira edecek kadar ileriye git- ma yeni havalar ve eserler - üzerinde miştir. talimler yapmaktadır. Halbuki İzmirin erkek müallim - TÜ » kulunda bıçak taşıyan hiç bir talebe| Şarkta yeni nahiye merkezleri yoktur. Elâzize bağlı Palo kazasının merkezi Bununla beraber İzmir Kültür Di - Kovancılar köyüne, Genç kazasının | rektörlüğü talebenin daha sıkı bir şe - merkezi de Kopara nakledilmiştir. kilde kontrol edilmesi hakkında gere-| Bundan başka yeniden sekiz nahi- demenin sıhhi vaziyeti iyileşmekte -| — Genç kazasına Yala, Çermik kaza- dir. Bay Raşidin yaraları hafif olduğu ;ıının Çöngüş ve Yagın, Diyarıbekirin Fiske ve Bahamdan, Şirvan kazasında da Zen- Ad. Bil. — İgetil nahiyeleridir. Hayasız, gaddar bir baş belâsı idi. | Sabahleyin uyanınca ilk lâfı onlara küfretmekti: — Ulan yobaz oğlu yobazlar. Çı-' buk kahvemi getirin. | Altmış yaşındaki iki ihtiyar bu| -— Ti Kendilerinin ulümü akliye ve nak- İiyede mütebahhir erbabı ilmü fazilet- | duaya vermişlerdi. ten olduklarından bahsederek — böyle etbabı fıskı fücur ile bir arada bulun-namaz kiliyorlardı. Malarının nizamı âleme, hikmeti hü- e ve nihayet aklü mantıka, | kılarken ilişmiyordu. Tuhü vicdana aykırı olduğunu — söyle- “iler, Üidelarme ? verileii cevap uzun nM;hkâmlır arasında ilim ve fazi- "et farkı olmadığının müsted'İlere tef.|ları kaçıyor, koğuşu silip süpürmek-|re verebilirdi. ..» ten belleri tutmaz oluyordu. Geceleri iki felâket arkadaşı sığin. Baş gardiyan bunu hocalara böyle-| — Hemen her mahpus onlara emir ve-|dıkları köşede fısıl fısıl — derdleşirken €€ göyledi. riyordu. hep bunu konuşuyorlardı. Bu hâdiseler her ikisini de için için mnüyoıdun — Bürhan Cahit — tüysüze hizmet etmeği nefislerine ye- 1-8-996 — |dirememişlerdi. Önce kafa tutmak is- Artık kendilerini büsbütün namaza, | tediler. Olmadı. Nasihat ettiler tutma- dı. Nihayet şerrine lânet ölsün diye Angaryeden kurtulmak için boyuna © bağırıp çağırmadan ağzını — bozup v * İküfretmeden işlerini görrüektan'bağlır Kara Recep neden! lar çare bulamadılar. - NL z Mml Hatiple Müderris böyle kanlı ka- Fakat aylak görür görimez hemen tillerle beraber hapsedilmelerini kendi- bir iş buyuruyordu.. lerine karşı duyulan husumete — veri- Günler, haftalar uzadıkça — istırap | yorlardı. R _ a artıyordu. İstese müddei umum? değil hapis- Esrarlı sigara kokularından uyku-| hane müdürü bile onlara ayrı bir hüc- Hele bir genç Deli Yaşar vardı, Müderristen ziyade Ak Osmanın | Düha yirmi da Ş ok-|hıncı büyüktü: AŞKÇA LA DÜM ği rde — Bize hakaret olsun diye — bunu |bir yankesici pazar yerinde yanke- (türülürken bekçiyi bıçakla yarala - 'nıp adliyeye verilmiş, bekçi de lııı—l deki kurtlardan birisinin üzerine dam- Aç kurtlar kan kokusunu alır al -| maz derhal üzeri kanlanan kurdun ü- |zerine hücum etmişler ve onu bir an- Diyarıbekirde Dicle taştı Diyarıbekir — Üç gün süren ve soön derece şiddetli yağı yağmurlar aeticesinde Dicle nehri | taşarak Hükümet konağı önünde- ki değirmenlere kadar çıkmıştır. | Aynı zamanda seller Mardin re içinde boğulduğu sanılan daha beş kurdun biribirini parçaladıkları görül- latmıştır. |müştür, köylü zekâsı sayesinde kendi- ni muhakkak bir ölümden kurtarmış, düşmanlarını da biribirine parçalat - imıştır, Muşda bir adam dondu Muş, — (Özel) — Burada şiddetli bir kar fırtınası olmuş, tam 54 santim kar yağmıştır. Fırtına esnasında Muş- — tan Semal köyüne gitmekte olan Bas — haeddin oğlu Flıt, Gürtik dağında kar fırtmasına tutulmuş, donmuş ve — öl kapısı önündeki şeftali bahçele- rini tamamen istilâ etmiştir. Dicle nehri kenarında bulusan birçok köyleri su basınış ise de insan ve hayvanca zayiat yoktur, İnegölde Bir Yankesici Köy Eekçisini Yaraladı İnegöl (Özel) — Yahya adında sicilik yaparken bir köy bekçisi ta - rafından yaralanmış, karakola gö- mış, kaçmak istemiştir. Yahya kaç- miıya muvaffak olamamış, yakala - taneye yatırılmıştır. müddei ümumiye meram anlatamıyor- lardı. * İki hoca şimdi öteki mıhpuılunn; alayından, hakaretinden kurtulmak i-| çin işi ibadete dökmüşlerdi. Günde kırk sekiz kere abdest alıyor bir kaç yüz rek'at namaz kılıyor, baş- ları secdeden, dilleri salâvattan kurtul. muyordu. Hatip felâket arkadaşiyle başbaşa kaldıkça: — Bu dünya kimseye kalmaz, di-. yordu. Bize reva görülen bu işkence-' leri gâvür olaa yapmaz. Bunlar haçı| putu olmayan zındıklar. Bu memle-' |ket batacak. Ve lâyıkı da odur. Din,| diyanet erkânının kanlı katillerle - be-| raber hapsedildikleri bu memleket bu-l mağa müstahaktır. Bir ehli iman çı- kıp ta: — Bu yapılan şey haksızdır! Diye ayak diremedi. Fakat er geç bu gecenin sabahı olacak, şeriatigarrâ kendisini gösterecektir. Beş vakit na- mazda ettiğim dua budur. Cenabı hak ! müştür. — * Kozluda 3 Kişi Donarak Öldü Zonguldak — Kozlunun Ay- vadlar köyünden Şakir, Şaban ve Sait isminde üç kişi köylerine dönerlerken fırtınanın yollarım şaşırarak kar ve - tipl içinde kalmışlar ve soğuktan donarak ölmüşlerdir. Adresan fanerl Fenike (Özel) — Adresan limanına yeni bir fener yaptırılmaktadır. Ya « kında inşaatı bitecektir. Mersin ile Fet- hiye arasında bundan başka liman ol- — madığı için bu liman adeta can kurta- ran vazifesini görmektedir. para çaldıkları için üçer beşer yıl hap- ğ se mahküm olmuşlardır. Fakat arka - daşları arasında söylendiğine göre vur- dukları para onlara hapisten çıktıktan — sonra da yetecek kadar mühimdi. Bunlar dıparıdan istediklerini ge- tirtiyorlardı. Hattâ hastaneye gitmek — behanesiyle dışarıda hava aldıkları, — hattâ eğlendikleri bile söyleniyordu. — Bunlar bir kaç gazete birden alıyar. — Okuduktan sonra öteki mahpuslara veriyorlardı. Bunların itibarı da yük- | sekti. <M Meydancı Kara Recep onların ya- taklarını bizzat yapıyor, yemeklerini — hazırlıyor. Buna mukabil aylık ahyor- — du; Ö Bunlar için gelen gazetelerden istir fade edenlerden biri de Hatip Ak Os- mandı. Namazdan, duadan, ve müderrisle — başladıkları çifte hatimden geri kalan zamanlarını gazete okumakla — geçiri- — yorlardı. k Fakat son zamanlarda artık ga- Nalbant Ömer, tuzcu Şemseddin (tu. Köyde birine nişanlı olan kızı ka- Bibi suçları yalnız cereyana kapılmak- çırmak için evine girmiş, anası, baba- tan ibaret görülerek beraet enirîleııleıı:. hzhm;; lugeamıkı ” için îıy.kı::: bu nesi, te b &r. | kapanmışlar. li Yaşar bun du:îî:&kç;l: :m lış b':d:;hnı::; kurtulmak için ikişini de yaralamış ve türümleri tahakkuk edip böyle cezaya dağa kaçmış.. Üstüne varan jandarma- Uğrayanlar da mahrum kaldıkları Iıurıl" da silâh atmış. Bacağından yarala- Yetlerini düşünerek o nisbette çökmüş- |MIP tutulmuş. rdi. Koğuş kıdemlisi Kara — Recepten Hele hapishane müdürünün ceva- başkası bu tüysüz delikanlıdan ödleri _"'_ndın sonra yine estarkeşler, katiller kopuyordu. kalmaları iki arakadaşı çileden ağtı. la bundan yılıyorlardı. yapıyorlar. Fakat cenabı hak mazlüm- ların ahını kimsede bırakmaz. Din ve şeriat erbabına yapılan bu eza ve cefa- yı kimsenin yanına komaz. Imhal &- der fakat ihmal buyurmaz. Diyordu. Düştükleri bu âlemi görseler şerre yormazlardı. Bu insahnlar içinde altı ay kalmak- tansa altı yil zindanda yaşamağa razı rüyalarında Hatiple Müderris de hepsinden faz-|idiler. Fakat ne hapisane müdürüne, ne mazlümların hâmisidir. Göreceksin zeteleri de eline alamaz oldu. Çünkü — baki |gazeteler artık Arap harflerini bırâk- Müderris Hafız Nuri arkadaşı ka- mışlardı. Yeni Türk harflerini ise ne — dar şikâyet etmiyordu. Daha doğrusu Hatip, ne Müderris bilmiyorlardı. Ş ne yapsalar işin olacağına varacağını |— Zaten kaç zamandır gazetelerde bu düşünerek kendi kendini teselli ediyor- yazılar küçük fıkralar halinde başla- ğ , mıştı. Hükümet halk dershaneleri a- Bu ezginlikler, bezginlikler iki ar- çıp hiç okuma yazma bilmeyenlere be- - kadaşı eskisinden daha inatçı daha dava ders veriyordu. AA menfi, hattâ daha isyancı yapmıştı. | — Fakat bu harfleri, bu soldan sağa - Hapishanede bir kaç zengin mah- giden yazıyı Hatiple Müderrisin have pus ta vardı. Bunlar para — işlerinden salaları almıyordu. t . mahküm olmuşlardı. Büyük mikj'ııtıl (Arkası var) du.