" SÖON POSTA aa #eessecea seae aranas: aa mare! Nuhun Gemisi Seferde Çabalama EDE Ben Gidemem... Kitabı Mukaddes yazıyorı İdarei mahsusanın yeni gemisi Bağdat; | yine işine devam ettiriyorlardı. Allahtan: Nuh'a bir nida geldi: Haydarpaşa, Kadıköy, köprü arasına sefe- — gel yap re başladı. * B İ — Gimsü) İdarci mahsusa sizlere ömür oldu. — Ben nasıl gemi yapabilirim: Derse, dürtüyorlar. Durursa ürkütüp | Mirasına Seyrisefain kandu. Bu mi -» Allah bir tavuk gönderdi. yürütüyorlardı. jrasın en kıymetli parçası Bağdadı da — Sirt kemiğine bakl Günün birinde yeni bir icat çıktı. Adı - aldı. Yıllar geçti. Seyrisefain de çatla- Nuh tavuğu pişirdi, yedi kemiğine baktı. na denizalti gemisi dediler. Bağdat bunu | yıp ikâ parçaya ayrıldı. Büyük parça - — Pekâlâ ama ne ile yapacağım. duydu, heveslendi. Ağır gövdesile Hay -*ııııı «Deniz Yolları idaresi», küçük par- O anda Allah kocaman bir çam ağacı darpaşa önünde denize dalıyordu. Yaka eİşasına da cAkayı ddnlldi. Bağdat kür halk etti: Iamasaydilar bahri mubiti dolaşacak yine | çüğün bissesine düştü. Bu sanki mi « — İşte bununla! geri dönecekti. Ne yapmalı ki yakaladılar, |rasta kapılan en kıymetli metadı. Bu — Aman Allahım, şu çam ağacı yarata« | ve denizin dibinden tekrar denizin yüzüne mataa büyük bir kıymet verdi. Boya ile cağına bir gemi ya - tuvaletini yaptı, kö- mürle karnını doyur- — Hâani beni zevmiyordun? — Sevmiyorum!.. ratsaydın da beni — Bayan şey, gey, bana bana yolu ta — Gönderdiğim çikolâtaları niye ka- zahmetten kurtar - dü: Tek şikâyet et - vif dî_ımmîmî bul ettin? saydın ne olurdu.. mesin, tek kaçıp git-| — Hangi yoalu? tayı seviyorum. a Yü $A ayi 'm--n diye.. — Sizin oturduğunuz evin yolunu! eeeLsemeLeLARSececERAERAN! xXC sake aa irmşer ae ea ae e a enae SAADET vti Bütta Mt Bay, bayan konuşuyorlardı; -bayan rüye — yaklaşıyordu. söyledi: s u p Ü R GE raştı. Yüzüncü yılın . D yüzüncü — gününde Evin bayanı süpürge ila odasnaı'ü <| ,o yapılmıştı. Nuh örüyordu. ";";:,i:h’m üNüT Allaha sordu: Birdenbire gözü ka-| — —. Biz evlendiğimiz zaman sen oğlu- — Sizin elektrik süpürgeniz vardı. — Gemiye ne ad rardı. Etrafını göre-| muzan yaşında idin; halbuki beni na — Geri verdim. koyayım? mez oldu. Köprü -| mes'ut yaşattın. — 2222? —a Bağdeti ye çarpıverdi. Za -| — Öyle söylüyarsun amma karıcı « GEV B zeme vallının otuz iki tak- | ğım. Ben oğlumun alacağı kadının de - — Onu aldığımız gündenberi kocam| — Tufandan bir gün işi birden kı Bd LA O n P . adetini düşüni . her akşam cve geç gelmiye başlamıştı evvel gemiye —ad :l.d..dw zi h n rağiye l e cer : İ Ç7 da... Hi L0 miş koyma merasimi ya- DU Kalalidi ae BELEŞ BiR KIŞI eli de değil! dediler, şa-| — geleşçi her gün Bir kere postahaneye * K uğrayordu; sordum: “Kehraraim M vosün deülik uHalkı pesinden sürüklemek sanafis.| — Yağmurlar yağ « « zz Konferansı dinlemek için kaç kişi maya — başlamıştı. lerİmistiğ ei sliyeseksiniza alylineirilez : ü — Yolntu bi Rişir HOL AAA DÜM GreaecrerARAAYAARLEELLEALEAEN! a SA cveSENERLEcELEe Ka sanensne | Her cins hayvandan birer çift aldı. Sular yükseldi. — Canım, dedi,| — Her gün mektup mu veriyorsun? kabahat başkasın -| Cevap verdi: da değil bende, ne| — Hayir, dolma halemime beylik yapayım ihtiyarlık..| hokkadan mürekkep dolduruyorum. — Yok, sen ihti -| ——— A LA yar değilsin, kaptan ü dedikleri kişi yok mu kabahat onun. GAS yümdÜ, (GÜRç Yatırdılar basta & ler geçli, aylar geç- 5 baneye; iyi olur ol - |Ki; nihayet yağmur « maz, yine işe başla- | - 'lar dindi. Gemi de Evvel zamanın, yeni zamana yadigârı tacaklar.. İCudi dağına oturdu. çıkarttılar. — Etmeyin, öylemeyin, benden — hayır| Şi7 ğ — Haydi; yeniden Haydarpaşa ile köp- | gelmez! 5 ' Yü arasında sefere.. Diyor ama derdini dinliyen yok. :“m"::_:_:h:v:d_::d': gö bir| | — Aman, dedi, acıyın bana denizaltir.| — vi K Ş orum ki: B | Kurik Cai ardesden Büğüet ea 1 a) 55 HAlabm zelkletan Meddik adai ra 1 3 çe K | matizmaya tutuldum. Hem yaşım da iler-| — ÇoctEumun, çocuğunun, çocuğu |cirdi. Üzerine bir boym vürdu, İki yanına | V el &a Eğer günün birinde Haydarpaşaya gi - İki tekerlek taktı; Anbarma bir buhar ma> geee derken Bağdada rastlarsan sana vasiyetim — Olmaz, dediler, sen - sapsağlamsın. * Allem etti, kallem etti; dinletemedi. Çar- maçar sefere hazırlandı. olsun kendisine lâzım gelen hürmeti gös - h [uuııelde kusur etme.. Babanın, babasının, | — p L Bç halkı nasıllar? babasının, babasının babasile çok iyi dost-| — Eski,müşteri — Ben de size karşı mah- kinesi yerleştirdi. Görenler bayıldılar: — Aman ne yeni gemi., Öbür dünyadaki — — Saçlarımı asırlık| — Açıkgöz frenk için için gülüyordu. endüle yaptırmıstım; halbuki elli aene ol-| — Nuhun gercisi beyamola ile İstanbul li-| — ÜÇ günde bir hasta oluyor; haftada bir tular.. çubum amma, ne yapmalı kader; hbepsi rülen terekbireali, manma göükrüldi. hastahaneye| giriyordu. Tedavi ediyorlar, | İşten Anlayan — İiyidirler R vüserğeni drrrk ü eee lana n el a e| Derbeyânı Ahvali Evliyayıcedit Nâmı Diğer Tavli J| e| Çekirge idi. Fakat çekirge ile mü- Talii varmış... cadele heyetlerinin hiç biri onu jmha-| Karga idi. Vurulmuş kargaya be - ya kalkmadı. Bir zıpladı, iki zıpladı, lediyenin yirmi beş kuruş paha biçti- ea kızılca bir kıyamet koptu. Talii'lı zatı tanıyamazsanız yazık size... yokmuş.. | — Taliüniz yokmuş. Babıâli caddesinde bir söz fabrikası| — Derim.. L N ea A D L B kurdu. Fabrika iyi - işliyordu. - Talii| —e GSEE gaca konarak gezdi, u, var- B varmış. Fabrikanın müdürü olan Meşhedi Cafer, makinelerde bazı tadilât yapıp söz yerine habbeden kubbe, kubbeden habbe imaline başladı. Belediye haber alır — almaz bu ruhsatsız iş gören fab- rikayı kapattı. Talii yokmuş.. Talii yokmuş da demeyelim, gene varmış ki eli böğründe kalmadı. Bu - güne bugün gazetelerde direk doldur- makla, ve sözün uzununu kısaltmakla uğraşır. Bu işlerde de yekta olduğu için kendisine — kelimenin başından «y» nin hazfile Ekta dediler. Bazıları Nebidir, bazıları. elidir; dediler, Hakikatte o ne Ne- bi idi, ne de Veil! Yalnız kısa bir za- man evliya türbelerinde kayyumluk etmişti. Evliya türbeleri kapandı za- man onu da kapı dışarı ettiler, Talii yokmuş. © Aslan dediler. Amma aslar. - değil aslan mürebbisi idi. Aslanları terbiye ettikten sonra gemilere — salıverirdi. Bir gün gene bu işi yaparken Hayvan- ları Himaye kurumunun hışmına uğ- radı. Bundan da vaz geçti. Talii yok « müş., — Hoşunuza gimiyen hallerimi söy -| Terik Necmi ile birlik olup Sabir E- 'Telü veraty Haa *” İfendinin güzel gelinini baştan çıkardı- Kim olduğunu tanıyamadınız mı ? a —rHomuma gidenleri söyliyeyim daballtr; Teli varmış. Evliyanin motosiklete bindiğinin — |Ayıp, resminc bakın, dikkat edin!..| — Meshur heykeltraşın kansı — kanburdu; çabuk biter.. Bu mesele mahallede duyulün- resmidir Potur vezninde motur üstündeki Tav- | Meşhur heykeliraş bu kusuru izale etti.