Yazan: Gerhart Ellert — 40 — 21 /12/935 Çeviren! — Azif f Cemil Attila; Karşılaştığı Üç Hâdise Ile Meşgul Bulunuyordu Yunanlı şaka tarzında: — «Attilânın nazırı olan bir kimse iç insanları tanımaz olur mu?» dedi. — «Bunu bildiğim için öyle ümit diyordum ki Margüs'ü ziyaretimden sı| olan o utanç verici mukaveleden a ikinci samimi bir netice — daha| tüsule getirmiştir: Öneges, sen gayet tüimkâr bir kralın yanında, ben de fayıf bir İmparatorun yanında bulun- tukça elele vererek daim? sulhu mu- fazaya ve felâket çıkmasına mani ağa “çalışalım.» Yunanlı ö e bakıyordu: — «Bu teklifine evet demem lâ- S gelirdi. Evet demek te isterdim. Pokat, Maksimin, sen kralı gördün. O- ün için yaptığın teklife: Kral Attilâ ı) emrederse öyle olur! — cevabını 'trecek olursam beni mazur görür- ün.» » » » ÖOneges'in Endişeleri İstanbuldan gelen — murahhasların l' rekeıinden sonra aradan günler geç- ği halde Öneges, kral Attilânın yü- "mu görmeğe muvaffak olamadı. Yu- danlı saatler geçtikçe artan büyük bir|— Kral Attilâ!. Kırdı,nvı Merovek'e hdişe içindeydi. Acaba, Attilâ - ken-| — karsı yardımını dilemeğe geldim!. ünin hadım ağası Krizafyüs'le hem-|badım ağası Krizafyüs beni katlettir- ir olduğunu mu zannediyordu? At«İmek için seni elde etmeğe çalıştı. Bu- | nın: nu-da anladım.» — «Seni gaflete düşmekten kurtari | * : Öneges söz söylemek İstedi, fakat Üml» Sözü bunu teyit ödiyordu. Kra- | Attilâ eliyle işaret ederek onu sustur- İn, kendisine artık eskisi gibi itimat|du: “|tmiyeceğir düşüncesi Oneges'i © ka- Macera Arayan Prensesler | |r mütcessir etti ki kral (sana ihtiya-| — Sonra Honorya tarafından gönderi: &n olurda Ben deni çağırtırım,) diye- |lEn yüzüğü partnağından çıkararak ah *k çağrılmadan gelmemesini kat'i*su- İette emrettiği halde Yunanlı, Hün lına bir haber göndererek huzuru- Ta kabul olunmasını diledi. Fakat, tahmin ettiği gibi, kabul ö- hamadı. Ancak aradan beş gün geç :Itçıı sonra Attilâ onu yanına çağırt- Taksim - Yenimahalle ve Taksim lerin kış Taksimden Yenimahalleye saat Öneges, mahkeme huzurunda he- p vermeğe mecbur edilecek bir maz- Tun gibi koşa koşa kralın nezdine git- . Attilâ çadırda arkası kapıya dönük iğu halde oturuyor ve dizinin üs- füne koyduğu küçük bir şeyi tetkikle |—wuı oluyordu. Bu maksadla boy- Tunu iyice eğdiğinden kalın ensesi ta- tamiyle meydana çıkmıştı. Yunanlı içeriye girince: —« Emrin üzernie geldim, Tanyü.» Üyerek selâm verdi. Attilâ başını kak a: — #«Bak ne güzel şeyl» dedi, yuvar- u bir altın tepsi gösterdi. Tepsinin üne kabartma ile bir kuzu ile bir h')'lın tersim edilmişti. — Emret Tanyül, Etrafı da mavi taşlarla müzeyyendi. Kral tekrar B F ok çi 2öüs Fidç ü Margüs'te bulmuş. Tepsinin üzerinde: | tesim neye delâlet eder, biliyor mu- k ı Tin? » — «Buna Patene derler. Hiristiyan- ';rıı. kilikelerinde Küllükdikları Bir şöği- ir.y Kral bir daha: « Çok güzell» diye mırıldandık- lah sonra hiç fasıla vermeden şu söz- he de ilâve etti: — «Bizana murahhasları buradan quxden beri beş gün geçti. Kendi dime düşündüm. Her şeyi tama- Niyle anlayamadım; sen bana izahat treceksin.» — «Emret, Tanyü!.» Attilâ kelimeleri çiğneye çiğneye Üvam etti: — «Birbirinden farklı üç hâdise ol- Aelıuı bana bir mektup yazdı. Ta- bizi birbirimize hasım olarak yar dedi. bunu anladım. — Sonra, 883882888288888% Yenimahalleden Taksime dakika 40 20 50 20 00 40 10 11 12 13 13 14 15 16 17 18 19 —a - © 888888888 İA ’il. Tatmış, tın patenenin üzerine attı ve: — «Ayni zamanda Krizafyüs, pren- ses Honorya'yı bana karı olarak teklif etti. İşte bunu anlamadım;» Öneges ses çıkarmadı. Buna karşı ne söylenebilirdi? Krizafyüs kendisine tevdi edilen vazifelerin mahiyetine de- ğil, o vazifeleri yapmak için kendisine verilen paranın miktarına ehemmiyet veren bir adamdı. Bizanslı prensesle: rin yeni maceralar aradıklarına şüphe yoktu. Öneges kralına bir cevap yer- mek için oldukça sıkıldı. Fakat her zaman olduğü gibi Atti- lâ yine başka bir düşünceye dalmiş gi- bi duruyordu. Kral, gözlerini Öneges'in gözüne dikti ve onun düşüncelerini gözlerin- den okumağa çalışıyormuş gibi bakı- yordu. Attilâ bir müddet böylece dur- |duktan sonra gözlerini indirdi: — «Şayet ben araya girmemiş ol- saydım bana karşı acaba ihanet eder miydin? Belki... Belki de etmezdin.» yır hayatımı sania borçlu ölduğümü hiç bir zaman unutamam.» | — Artık Memleketine Dönebilirsin! Öneges, bunları söylerken sesi kı- sıldı, gözleri doldu, kralının itimadını gaspeden hadım ağasına içinden kü- fürler yağdırıyordu. Attilâ dedi ki: — «İnsan bir şeyi unutamıyacağını zannederse, onu unutmayı bütün kal- biyle diler, Oneges, meu?]ıkıüıw geri | ldönebılınm » (Arkası var) .|boynunda.. İstanbul Beledi İlânları »Tarabya arasında işliyen otobüs- tarifesidir. 'Taksimden Tarabyaya sant dakika SEBESESEESESEES 00 ) Bu saatlerde Yeniköy ve Yeııı- 30 ) mahalle postaları bir arada bir ) araba ile yapılacaktır. Yeniköyden Taksime saat dakika 6 10 7 8 9 10 12 12 15 15 16 17 18 19 8& S&öSEsSESüS Yeniköyle Büyükdere ırııındakı yolun açıldığında değiştirilmek ve 1/12/935 h.nhınd:n 1 nisan 936 tarihine kadar muteber olmak ü üzere kış mevsimine mahsüs tarifedir. (B) (8010) — «Hiç bir zaman Kral Attilâ, ha-|vu “|haber alır almaz Beylerbeyinden Kadikö - Kınlı Bir Muadele Bu Kadın ÖldürüldüMü? Yoksa, Bütün Bir Ailenin Manevi Tazyikına Şehit Mi Gıttı? (Baş tarafı ? inci yüzde) ğ Cinayetten Önce L Cinayetten önceki gece ayni evden genc | mcı feryatlar yükseliyor, mahalle halkı genç | ' kadının gene dövülmekte olduğunu anlı - yor. Nihayet evvelki gün saat on buçukta karı kocanın oturduğu evin alt kat odasın- dan birbirini takip eden iki tabanca sesi du- luyor. Az sonra o evden çıkan birisi koşa |koşa karakola giderek şu haberi veriyor: — Gelinimiz Mir'at kendine kıydı. Derhal tahkikat başlıyor. müddeiumumi we doktor vak'a mahalline yetişiyor; Meh- met te karısının ölümü suçlusu olarak neza- ret altına ahınıyor. Dün bir muharririmiz Kadıköyüne git » miş, cinayetin işlendiği evi bularak zavallı| « Miz'at odanın içinde başı kapıya doğru “karyolanın yanında halıların üstüne uzan - Tmniş. Sağ memesi üstünde üzeri kan pıhtı - larile dolu bir yara var. Böyle bir yara da Mir'atın âğzrından da kan bo : şanmış ve göğsüne doğru akmış. Süçlari dâ gene kan bulaşıklarile birbirine yapışmış. Yüzü balmumu gibi sapsarı!. Dayısı Ne Diyor? Genç tazenin dayısı Hulüsi de vak'ayi Bedbaht ananın arkada bıraktığı yavru BAYLAR Ve bilhassa gençlere lâzım olan TEKSAYT sıhhi lâatikleri her eczanede satılır. PARİSTE _KOTİ TÜRKİYEDE HASAN 90 derece halis limon çiçekleri Ha- san Kolonyosı, hakiki Yasemin, Ley - lâk, Menekşe çiçeklerinden yapılmış Hasan losyonları, Hasan lüvantaları, yağsız Hasan kremi, Acıbadem yağ” h Hasan kremi, yarım yağlı Hasan gece kremi, yağlı ve yağsırz Hasan Briyantisleri, Ruj ve Allıkları, Ha - san tuvalet ve gliserin sabunları, Ha san pudraları, Hasan diş macunu ve suyu, Hasan diş fırçaları, Hasan saç su ve tozları ve saç sabunları Tür- kiyenin en şayanı itimat markasıdır. HASAN YULAF ÖZÜ unu çocukların en hayati ve en kuv . wetli gıdasıdır. Dünyada Hasan özlü unlarından daha tabü, daha halis ve daha mükemmel ve mugaddi çocuk gıdası yoktur ve olamaz. Pirinç, mer- cimek, buğday, irmik, bezelya, ba - dem, beyaz misir, çavdar, türlü, pa - tates, arpa Öözlü unlarını çocuk - larınıza ve hastalarınıza değiştire de- üiştire yediriniz. Vitamin, kalori ve hayati gıdayı çok temin eden bu çok taze unlarla çocuklarınız hayat bu - kurlar. Sağlam ve dinç olurlar. Mut - Jaka Hasan markasına dikkat ediniz. HASAN DEPOSU “Ankara, İstanbal, Beyoğlu yüne koşmuş ve yeğeninin cenazesinde bu - hanmuştur. Hulüsi kendisile görüşen mu - harririmizet — Geçimsizlik.. demiştir; Mir'at bana a- rasıra dert yanardı; fakat ben kendisine tahammül etmesini tavsiye ederdim.. Böy- le olacağını bilseydim!.. Zavallınım ağaı oktu; çok mazlumdu... r'atı öldürmekle suçlu görünen koca. 'sı Mehmet dün Yeldeğirmeni karakolunda sorguya çekilmiş, öğleden sonra da elleri ke lepçelenerek tramvayla Üsküdara gönderil- miştir. Toptan İnkâr Ediyorlar Mehmet siyah ve sivil elbiseli, boyunbağ- b, £ötr şapkah 26427 yaşlarında bir genç- tir. Halinden böyle bir şey umulmamaktir we çok soğukkanlı görünmektedir. —. Sorgülara karşi'da: | — Ben yapmadım; karım kendi kendi- sine yaptı! demektedir. Mir'at Mehmaedin ikinci karısıdır ve ma hallçli arasında dolaşan rivayetlere naza - yan birinci karısının ölümüne de kendisi se- bep olmuştur. Çünkü birinci karısı taham- mül edilmez bir dövülmeden sonra can ver- miştir. Bu vak'anın en acıklı tarafı Mir'atın üç aylık bir yavrusu bulunması, bu yavrunun bir taraftan ana öksüzü kalırken, diğer ta- raftan alnı karalı bir baba kazanmasıdır Tabancalı Gezen Bir Hamal Cinayet anında kan ile koca arasında ge çen asıl mesele henüz belli değildir. Meh - medin annesi ve üvey babası da bu ciheti saklamaktadırlar. Mehmedin ekseri zaman- | lar yanında tabanca ile dolaştığı da anla - şılmaktadır. Katil Mehmet bugün İstanbul müddeiv-| | mumiliğine verilecektir. Yedi odalı Lâleli Çukurçeşme 80- kağında 21 kullanışlı, mezaretli, ucuz ev