seser ea se AAA LAALALAAAA AA AAA LA LA LA SON , POSTA "R Dostlukta Rekor,,Da Ame- £ rikada Kırıldı Sabahtan Akşama Kadar Karşı Karşıya Çalıştıktan Sonra Gecele ri De Birlikte Yemek Yiyen Üç Arkadaş Frank — Mak Hugh ile Jams Cagney — bir yaz gecesinin rüyası — fil » minde Geçenlerde bir piyeste yan yana oyna - mış iki kadın yıldız arasında kavga çıktı. Bir resim sergisinde binlerce halkın önünde saç saça, baş başa geldiler. Birisinin yüzü tır - mik içinde kaldı. Ötekinin (25,000) liralık inci gerdanlığı koptu, taneleri yere saçıldı. Bir kısmı kayboldu. Nihayet iş mahkeme salonuna intikal etti. Bu arada da sanatkür- lar arasında dostluğun esas olmasına rağ - men-imesleğin doğurduğu mümareselet hak kında sütunlarca yazı yazıldı: - Yekdiğerini gerçekten samimiyetle se- ven sanatkâr azdır, denildi. Bu hususta umumi! bir kaide komulabilir mi, konulması doğru mudur? Bilmeyiz ama bir meslek mecmuasının daha pek az evvel, yekdiğerile sahnede tanıştıktan sonra ha - kiki hayatta da gerçekten doöst olmuş sa- natkârlardan pek çoklarının adlarını say - y | miş olduğunu hatırlayoruz. Bunların a: larında bilhasaa üç tanesi vardır ki birinci Birincisinin —adı| FrankMak Hugh, üçüncüsünün ise Pat O' Briondur. Bunlardan Jimmy Cagney takdim edil - miye muhtaç değildir, üçünden şöhret mer- dereceyi işgal ederler. Jams Caynes, ikincisininki diveninin üst kademesine ilk çıkan odur. Bu itibarla «üç kişilik dost kumpanyasın nın Frank Mak Hughtur, Elbette tanırsınız. «Dönümü başkanı da- ©o sayılır. - İkinci gelen elmıyan yolculuk», ölİşte deniz kuvvetin, «Altı güne filimlerinden birinde muhakkak üzdür. Şöhreti her gün biraz da- görmü, ha artan Pat O' Brion «Araştırma Büre -|teptan (5000) lira vermişlerdir. İsız buldukları Fransız artisti Meg Le-| Pat O Brion stüdyoda karşı karşıyadırlar. Akşamları ize yemeği mutlaka birinin evinde yerler. Stüd yolarda atalar sözü hükmüne girmiştir: — Birini arayınız, ötekilerini de bulur - sunuz, denilir, Geçenlerde bir Amerikalı gazeteci me - rak etmiş: — Yekdiğerine anlatılacak ne bulurlar acaba? diye düşünmüş ve bu sunli (Jimmy Cagney) € sormuş. Sanatkâr derhal: — Vallahi ben toplantılarda ağzımı bi- le açmam, Ötekiler söylerler, ben dinlerim! demiş. Gazeteci de bu cevap üzerine gidip (Frank Mak Hugh) u yakalamış. Ayni şe- yi sormuş. Ondan ise: — Dostum ben söz söylemesini sevmem, arkadaşlar anlatırlar, ben dinlerim, cevabı ni almış. Gazetecinin bu suali üçüncü ar - tiste sormadığ Amerik: daki — Dostlukta rekor, diyorlar. Doğrudur, fakat hele stüdyoda bu üç arkadaşın yek - diğerile konuşmalarına bakılarak hüküm mı elbette tahmin edersiniz. azeteleri bu üç arkadaş arasın- laşmaya: sun, «Hiç bir şey satınıyorum» «Kaya m gahsiyetir, «Sizin sayınız da bana geçe * cek» filimlerinde oynamıştır. Bu üç sanatkârın hususiyetleri hemen her fillmde yeğdiğerinin karşında oynadıktan başka sahnede tesmüs eden bu döstluğu gerçek hayata da nekletmiş olmalarıdır. Bu | dostluk o kadar kuvvetlidir ki bunlar bir -|!* Beçirirler, bu oyunların arkasından da birlerini bir kaç saat görmeseler yapamaz- | tabil kavga çıkar, fakat kahkaha ile bite- lar, (Gündüzleri sabahtan akşama kadarİcek bir kavga. verilecek olsa hiç te böyle görülmez. Çünkü |bürün vakitlerini birbirlerine oyun yapmak- Meg Lemonnier Bir Gazeteci İle Evlendi Beyaz perde üzerinde | pek sevdikleri, bazılarının da pek tat- atkâr oluşuna rağmen evlilik hayatının devam edeceğine ihtimal verilebilir. monnier evlendi, bundan sonra gerçek hayatta Madam Göddet adını — taşıya- caktır. Kocası Pariste çıkan gündelik| — Gözleri yere inik, yanakları u- #spor gazetesi olan L' auto'nun ida- tançtan — kızarmış genç kiz rolleri Goddet'tir. Bu- | Joynamaktan bıktım, derdi. İsteği ev. ——— İlenip te genç kızlık adını bırakacağı k Bİ sıralarda yerine geldi. Filhakika oyna - Koleksiyon dığı üç filmden birinin adı Çardaş Loretta Young geçenlerde elbise prensesi, ikincisininki — Jorj ve Jorjet, gardrobunda bulunan kostümlerin bir üçüncüsününki ise Hortansia — kardeş- hesdabını yapmış ve bu Besap netice- lerdir. Yakında meydana — çıkaracağı sinde elyevm mevcut kostümlerinin ve Bourrachon filminde de evlenmeden ge - çamaşırlarının kendisine 100 bin liraya be kalan genç kız rolünü oynamıştır.. mal olduğunu görmüştür. Artist bundan * sonra bu elbise ve çamaşırların — satıl.| — MegLemonnler evlendikten — sonra dıkları takdirde ne edeceklerini merak hafif rollere veda edecek mi? Buna etmiştir. Çağrılan dükkâncılar bunlara pek ihtimal verilemez, sahne — başka, İhayat başkadır. HererERAA SresAASAR AAA LA BAA ASAAAAAAA AAA bazılarının |nun içindir ki iki taraftan birinin san- li R Meg Lemonnier eski zamanlarda: Haftanın Filmleri Bağıran köpeğin evi: Öyle zabıta fimleri vardır ki, bir bakışta mevzuu anlaşılır, takibi kolaydır, seyredene, hele cinaf romanlardan haz duyuyor- sa, zevk verir. Buna mukabil yine öy- le zabıta filmleri vardır ki süjesi karı- Şık, anlaşılması güçtür. Perdeyi bir sa- niye gözden kaçırdınız mı ipin ucu e- Kinizden gider katil kimdir, masum hangisidir. Anlayamaz olursunuz. Bi- naenaleyh size Amerikada bağıran kö- peğin evi adı altında yapılan filmin süjesini anlatmıyacağım. Sert, kaba, vahşi bir adam olan kocasını öldüren güzel Bessi'yi avukatı nawmıl kurtar- mıştır, izah etmiyeceğim. Bu filmi sahneye koyan Alan Crosland'dır. * Singapura gidecek çanta: Ameri- kada yeni yapılan birine de bu ad ta- |kılmıştır. Bu bir sergüzeşt filmidir .Baş- hca kahramanı bir vapur - kaptanıdır. | Bu kaptan altın ile dolu bir çantayı Singapora götürmek vazifesiyle mü- tesi vapurun böyle kıymetli bir yük da vapura hücum edilecek, gemiyi ele geçiıeı;eku'r Fakn! altın çantası - kap-| kelleftir. Fakat maalesef bir hırsız çe-| ile yola çıkacağını haber almıştır. Yok| Birinci Kânun ?1 ve>eA. e.xverevrerere ’tan tarafından öyle bir yere saklan- mıştır ki, bulunması mümkün değil- dir. Esasen o sırada gemi tayfası mu- kabil taarruza geçecek, çeteyi mağlüp edecek ve gemiyi salimen Singapora götürecektir. Film çok hareketlidir, içine bir kaç aşk vak'ası da eklenmiştir. Sıkılmadan seyredilebilir. Filmi sahneye — koyan, şimdiye kadar bir çok muvaffakiyet- ler kazanmış olan Tay — Carnett'dir. Kaptan rolünü Clark Gable, genç kız rolünü de Jean Harlov yapmışlardır. * Çatşamba çocuğu: Amerikada bu isim altında yeni bir film daha yapıl- dı, bir nüshası da Fransızcaya çevril- di. Fakat Fransızlar «Çarşamba çocu- ğup adını manâsız buldular, «Sönen ocak» a çevirdiler, Süjesi annesi — ile _bubııı yekdiğerinden ayrılmış bir ço- cuğun acınacak halini anlatır. Şimdi- ye kadar gerek tiyatroda gerek — sine- |mada bu mevzuun ele alındığı görül- memip değildir, fakat bu filmde bu ce- ki süje o tarzda geliştirilmiştir ki in- san kendisini yepyeni bir etüd karşı- sında sanır. Filmi sahneye koyan John Robertson'ı dııı Acaba Siz De İşittiniz Mi? Gertrude Michael hayatına mal ol- |masına parmak kalmış olan otomobil kazasından sonra kendisini bilmez bir halde nakledildiği hastaneden çıkmış- tır. Şimdi nekahet devrini geçirmekte- dir. Maamafih ayakları tamamen iyi olmuş değildir ve leri ile yürümektedir. * Kuş ve hayvan beslemeğe çok me- raklı olan Jo, Penner bu defa da bir |papağan elde etmiştir. Bu kuş öğrendi- |mekte ve evi misafirler hesabına — otu- rulmaz bir hale getirmektedir. Maama- fih artist şikâyetçi değildir. * Sinema sanatkârları arasında ka- fası en |»y Bakerdir. Filhakika bu aktör kendi- ıçmlııçbuıınııhııııııphhlı Jenny Burley «Dora Nelsono filminde n koltuk değnek- | ği üç beş cümleyi mütemadiyen söyle- Fransız Sahnesinde Yeni ŞöhretBulan Birkaç Sima Claüde Agay «Fransa Simaları» filminde jmamakta ve daima başına göre bir ta- |ne ısmarlamaktadır. | * l (Klaudet Kolbert) e yıldönümü mü- nasebetiyle bir altın kitap verilmiştir. Bu altın kitap, artiste sandet temenni eden Amerikanın en meşhur 200 ada- mamın mektupları ile teşkil edilmiştir. * Peter İbbetson filminde pek göze çarpmış olan John Halliday bir kaç gün evvel Paramount stüdyosu tarafın- dan angaje edilmiştir. — İlk olarak «İstek» filmini oynayacaktır. * Gary Grand Amerikadan ayrılmış- tır. Bir haftadan beri Londradadır. O- rada bir İngiliz kumpanyası ile yaptı- ük olan muhakkak ki Ben- ğı mukaveleye göre büyük bir film çe- virecektir. Maamafih şubat sonunda |Amerikaya dönmesi beklınuıolıkd' Maurice Remy ; «Güzel âlemv filminde