Eski İmparator saraylarının bulunduğu yer: Sultanah, SON POSTA met meydanı istanbulun Altı Nelerle Dolu? İmparator Saraylarının Hazinelerini Meydana Çıkarabilmek Mümkün Mü? İstanbulun Altı Eski Eserler Ve Altın Bütün Istanbulu Altüst Her gün İstanbulun bir köşesinde bir hafriyat yapılır. Toprak kazılır. ermer sütunlar, antika çapaklar, küp küp altınlar bulunur. Almanya - dan, Londradan gelen toprak altı mü - hendisleri © mütehassıslar, o mozayık, mermer beykel, yazı taş bulabilmek İçin kanter içinde çalışır dururlar. Gazetlerde böyle sık sık hafriyat has berlerini okudukça bende bir merak a Acaba İstanbulun altı ne ile de- u?, i Bu merakımı müzeci arkadaşlardan | birine sordum. Güldü: — Ne ile olacak?. dedi, Aklına me Getirebilirsen. OoAma, yapılan hafri. | yat devede kulak kabilinden ... iki karış yer kazıldıktan sonra ya para bi- tiyor, ya sabır tükeniyor. Hemen bırakı- i veriyorlar, Bence, İstanbulun belli başlı ” yerlerinde minareler boyu toprağı ka» zip kaldırmak, işte o zaman adamakıl- h bir şeyler bulmak mümkündür. — Meselâ?. — Meselâ Sultanahmet Şimdiki eski parkın Ticaret mektebine kadar olan kısmı.. Hatta daha aşağıla- ra kadar. Burada büyük ipodromun bü- tün sağlamlığı, güzelliği ve azameti ile dipdiri durduğuna kaniim. Bu ipodrom meydana çıkarıldıktan sonra memle » kete az seyyah mı gelir?. meydanı. İpodromun bulunduğu yet Sultanahmet meydanı altın eşya ile dolu Bizans - duğunn kaniim. İpodrorun şekli deniz tarafı yuvar -İ rn en zengin saraylarında biriy- heykeller, lak, Divanyolu tarafı da iki köşe bu -| & Bu da Hrizotriklinos sarayı gibi ih * run buruna konmus kibrit kutusuna). benzer, Ortalarında üç taş sütun durur. /, v» kaymetli şeyler tepra Kenarlarda Anfiteatr merdivenler, da dez: localar vardır. Birbiri ardı sa gelen, | Karr bilhasan 470 senesindeki büyük zelzele burasını toprakla kapamış, bilâhare ü- saraylar yapıl k altın! biraz aşağısında yapılan zerlerine evler, binalar, Maştır, Müzeci dost önündeki kâğıda Sol * tenahmet ve civarının küçük bir kroki: g sini çizdi, Bazı yerlere bir takım bina İşaretleri yaptı, sonra tarif ederek an » lattız n — Bizans İmparatorlarının eski sa - rayını da ihmal etmemek gerektir. Bu saray şimdiki Sultanahmet sn c denize ve Ayasofyaya kadar olan $a* hadaydı. Bu saray yangınlar, zelzele * (- ler, ihtilâllerle harap olmuş İİ nek Ayasofya ve İshakpaşa yangınların. f ği a ki hafriyattan bir görünüş friyatta ipodromu bulmak için yapılan eski dan sonra buralarda yapılan ba — Şimdiye kadar anlattıklarım birer «İmparatorun evi» denilen Domu sarayı altın taht etrafına otur: e Bu sarayın en bir UI iki altın aslan, ye altından | inos, yani «Altın sedirler» denil açlar üzerinde İbrani vaki ki, bütün sedirler, ve : yi si “e dalyeler, masalar altındandı.. AY" Meraklı dostum gülüyordu: e altı bazinelerle dolu - «Horlokiyem» denilen bir güneş ##Atİ ege vardı, 'nkat biz çıkarması > R sarayı harabe -|dur yeli lâiller, zelzelelerle harap edilmiş, far la Doludur. Fakat Edebilir Miyiz ? cadius olan avrat pazarında bir heykel vardı: İmparator birinci Teodosun oğ- lu Arkadiyüsün heykeli.. Bu heykelin som altından yapıldığı söylenir. 470 te- ki zelzele 35 metre yükseğinde olan bu heykeli yıkmış, toprak altına alıp sak- lamıştır, Gene hiristiyanlığı kabul eden İm « parator Kostantinin anası Helena Ku- düste bulup getirdiği ağactan üç haçı altın bir sandık içine koymuş ve Zey- rekteki küçük sarayına kapamıştır. Bu sandık ve haçlar zelzele ile gene top - rak altında kalmıştır. * Müzeci dostum yüzüme israrla bak- b — Sarayburnundaki omahzenlerin nereye kadar uzadığını bilir misin? de- di. Bilmiyorum değil mi? Bu mahzen - ler ta Yedikuleye kadar gider. Bu yol- dan şehrin muhtelif yer altlarına gi den başka yollar da vardır. Aradan a- sırlar geçtiği halde hiç kimse bu mah » zenlere girip araştırmalar yapmamış - tr. İmparator hazinelerinin, gizli mez hep kiliselerinin, heykel ve antika dolu odaların burada olmadığı ne malüm?. Sonra Sarayburnundaki mahzenlerin bir çoğunun biraz evvel isimlerini söy- lediğim saraylara çıkan yolları da el * Müzeci dostuma yeni bir sual sor - dum: | — Ya şehir altındaki definelera me dersin?.. dedim. Güldü: Öyle G. zel Tabiat Karşısında Sayı ve uzunlukça tünel rekorunu da 1927 yılının on üç haziranında ya» pılmağa başlıyan Irmak « Filyos hat- tının açılması 12/11/7935 te olmuş - tur, Aşağı yukarı bu hat (8) senelik bir uğraşmanın ve tabiatle yapılan anut bir savaşın mahsulüdür. Hat Filyosta denizin sathından başlı - yarak Çerkeşte (1115), Batıbeli tü- nelinde (1192) metre yüksekliğe çık maktadır. Irmaktan Filyosa doğru olan ilk kısmında Batıbeli tünelinin açılması | büyük güçlükler göstermiştir. Bu tü-| nel Güllüce ile Ildizim arasında (3440) metre uzunluğundadır. Ve Türkiyenin en uzun tünelidir. Yalnız! bu tünelin açılması bir buçuk sene sürmüştür. İrmaktan (132) inci ki lometrededir. Bu hattın en yüksek noktası: 1202 rakımlı Atkaracalar» dır. Şimendiferin Sürati Meselesi Irmak hattının Eskipazarda Fil -| yos hattına cumhuriyetin (12) inci! yılı nihayetinde bağlanması için gok| gayret sarfedilmiştir. Hattın takvi- yesi ameliyesi devam etmektedir. Ankaradan Filyosa 17 saatte varma- mizin sebebi de budur. Hattın evvel- ce yapılmış ve tamamen oturmuş 0- lan kısmında daha süratle ve yeni kı- sımlarında çok ağır olarak ilerledik. Bu yolu ileride muntazam yürüyüşle | (10.12) saatte katetmek mümkün o- lacaktır. Ankaradan - Çankırıya (5S), Çankırı - Somucak (30), So- mucak - Çerkeş (20), Çerkeş - Eski- pazar (10-15), Eskipazar - Filyos a- İrasını da saatte (50-60) kilometre süratle geçtik. Bilhassa Somucak - Çerkeş ve Çerkeş « Eskipazar ara - smda şimendifer normal süralinin çok aşağısında idi. Maamefih gün geçtikçe takviye edilerek buralar - dan azami süratle geçeceği muhak- kaktır. Zorluk Görülen Kısımlar in defineler küp içinde sarı sa- ni altınlar mı?. Bak bunun için kat'i bir şey söyliyemem. Fakat gene de an- latacak şeylerim var. Meselâ ehlisalip| define sayılmaz mı?, dedi. Yoksa senin kastettiğin İseferlerinde İstanbula giren karışık or-| İdular yağmaya ve halkı tehdide başla» İstanbulu Irmak - Filyos hattı Batıbeli tü - nelinden sonra Karabük ile Balıkı- sık arasında muazzam köprü, tünel, yar ve menfezlerle zorluğa düçar ol- muştur, Bu iki istasyon arasındaki tabii ve vahşi manzaralar insan eli- İnin çok emek sarfetmesini icap et - Irmak - Filyos Hattında. Bu Haşin Tabiate Karşı Mücadele Eden Insan Eli, Sırf Kara Elmasa Ulaşmak Için Bu Zahmeti Göze Almıştır .!dayım. Say'a Tabloları Vardır Ki İsviçrenin Güzelliği, Bu Manzara Silik Kalır mg) Irmak » Filyos hattı kırmaktadır bildirmeğe kâfidir. Ormanlarda Gördüklerim Hayret ve haşyetle seyrettiğimiz çam, meşe, dişbudak, kavak, çınar, karaağaç ve ceviz a- gaçları vardı. Yer yer, kesilmiş ve devrilmiş ağaçlar arasında muaz « zam ceviz kütükleri çürümeğe terke- dilmişti Geçtiğimiz, gördüğümüz yerler » de asgari 10 sene müddetle yeniden ağaç kesilmemek şartile evvelce ke silmiş, devrilmiş ve kütükleri birer mezar Laşı gibi toprakta dikili kal « mış ağaçlarla kışı pek şiddetli olan bu hat güzergâhmin yakma ihtiya cını temin etmek kâfi gelir zannın- Ağaç - İnsan: Yolda giderken bazı dağlar gör - dük ki üzerinde bir karış toprak yoktu. Sivri ve yekpare taşlar üze « İrine çam ağaçları kartal pençeleri gibi köklerini yapıştırmış, uzamıştı, — Çıplak taşın üstünde yüzlerce metre yüksekte kendisini besliyen ve geçindiren şu ağaçlara bak! dedi. Diğeri şu cevabı verdi: — Buna hayret etmem, sen asıl münbit toprak üstünde aç kalan & - dama bakmalısın! Batıbeli Tüneli Irmak - Filyos hattının o şayanı dikkat ve değerli inşa kısmından bi- ri tünelleridir. Bilhassa Batıbeli tü « neli görülecek bir tüneldir. Türki « yenin en uzun tüneli olmasından başka yapılış tarzi büyük bir mu « vaffakiyet eseridir. Üstü ve etrafı açık bir vagon içinde bu tüneli geç- tim. İçeri girdikten sonra yalnız gi- rilen yer görülür ve gittikçe uzakla- şan ve küçülen bu aydınlık, sanki eşyayı küçülten karanlık bir boru içinden seyredilir hissini vermekte- dir. Tünelin ortasına yani (1720) in- ci metreye gelinciye kadar tünelin çıkış tarafı görünmez. Bu noktada her iki taraf uzaklarda birer yuvar- nelin yarısını geçince bu defa yalnız çıkılacak taraf görülür ve girilen ta- raf Gene şimdiki adliye iyoruz. leri üstünde Senato sarayı da içi altın” > gi altında Sarayburnu mahzeninin geçtiği Imparatorluk saraylarının em aa bir görünüş : eski ismi Forum d'Ar- olmuştur. Bu panikler neticesinde zen- gin halktan bir çoğu servetlerini top- rak altma gömmüşlerdir. O zamanın ların manzarası, dökülen su ve şelâ- kibar semti Banieleemi. Yorükmen, lelerin sadası mütemadiyen değişen İM Ayasofya, şimdiki Türbe olduğuna #ö- ve değiştikçe vah$ileşen tabiat gü- re definelerin en çok buralarda bulun zelliğini harikulâdeleştirmiştir. Bü- ması lâzım gelir. İtön bu haşin tabiate karşı insan eli- Aynen son muhasarada kral Kos “İpin, Türk kabiliyetinin zaferini gu- tantin Polooloğun gömdürmüş olduğu! urla seyretmek kara elmasa ulaş - bir çok vi kan ari iN- mak için çektiğimiz sıkıntıları ve bu ciler de göz önünde tutulabilir. | ini bi e kalem st ikğlecle do: | 90:909 ene elek ir m ludur. Fakat bu hazineleri çıkarabil - bozup kuyular kazmak lâzımdır. mek için İstanbulun taşını, toprağını — Daum durdu! altüst etmek, her evi yıkmak, her yolu yanamafih bütün bu anlattıklarım» nın akışı, bu dağları örten orman -| nini Ün İl in İİİ İLLA bususiyetlerinden bir başkası da şu dur. Bazı noktalarda tüneller yek - "diğerine o kadar yakındırlar ki bi - rinden çıkıp biraz ziyaya kavuştuk- tan sonra, diğer bir ikinciye, bir ü- çüncüye girilir. Bu sanki açılıp uza nan uzun mesafeli dürbünler gibidir. HH. dan bazılarile uğraşılabilir. Meselâ Sa- rayburnu mahzenlerile,. Değil mi? Reşit Şevket İRİSİ ek kk Ba mümini eneend ek gü illlkğci Ski cis Eüü