' HAIj KEMELERDE 4 So:fa Bir Insan Haya- tına Malolan Manto Hırsızlığı Büyük bir salonda bir toplantı kararlaş- tırılmış. Kadın, erkek davetliler birer, ikişer toplanıyorlar. Şapkalar, pardesüler, manto- lar koridordaki askılara takılıyor. Bir aralık davetli kadınlardan birinin feryadı yükseli- yor: — Eyvahi. Mantom yok Herkeste merak ve telâ — Neredeydi? — Çalındı mı acaba? — Kim almış olabilir? — Kapılar kapansın! Meraka da değer tal : Pars derisile iş- lendiği iddia edilen Paris terzilerinin elin- | den çıkmış kıiymetli bir mantol Bu arada bir de bakılıyor ki serseri kılıklı bir genç | elinde bir manto ile dış kapıdan fırlamakta. — İşte hırsız. kaçıyor! — Koşun, koşun!. Hırsızın peşine bir adam takılıyor. Üç, dört dakikalık bir kovalamadan sonra genç suçlu yakalanıyor ve manta da geri alınıyor. Birinci sulh ceza hâkimi bu işin suçlusu olarak getirilen Aliye sordu: — Ne diyeceksin? — Ben yol üstünden geçiyordum. Bak- tım kapı önünde bir manto duruyor. «Alayım da içeriye vereyim, belki birisi kapıp kaçar» dedim. Tam mantoyu alıp ta — kapıya doğru yollandığım sırada beni hırsız — diye yakaladılar. — Senin sabıkan da var, — Var ama; o bir cahillikti, geçti. — Oğlum biz seni suçlu bulduk. İki ay hapiste yatacaksın. Fakat bu cezanın suçuna göre pek az olduğunu düşün! Manen yük- lendiğin suç çok ağırdır. Biliyorsun ya, se- nin bu hırsızlık teşebbüsün bir adamın ha- yatına malolmuz. Şimdi okuyucularım da merak edecek- ler: Bu hırsızlıkla bir hayatın alâkası nedir? Suçlunun peşine düşen adam kalp has- talığile muztaripmiş. Bir kaç dakika koşu- verince... Anlıyorsunuz yal... Düşüp ölü- — Vermiş. aörererereenecerecenAcA AA erene Ziraat Bankası Buğday Alım - Fiatlarını Yükseltti Urfa (Özel)— Buğday fiatlarının — yükselmesi üzerine Ziraat Bankası buğday alım fiatlarını kilo başına 2 ku- ruştan 4 kuruş 10 paraya çıkarmıştır. Köylü bu çıkıştan memnundur. Banka buradan şimdiye kadar 3166 ton buğ- — day satın almıştır. Bir Doktorun Günlük Camartesi Notlarından (*) B Tentürdiyot İle Zehirlenme Bir genç kızın muayenesine çağrıldım. Annesi göz yaşları içinde. Ev halkı ya- takta yatan genç kızın etrafında: — Aman doktor kızımızı kurtar! diyorlar. Hasta yatağındaki genç kız annesine herhangi bir sebepten danlmış ve bir miktar tentürdiyot içivermiş. Şişedeki miktar zehirliyecek kadar fazla değil. Fakat manevi üzüntü çok. Bir kaç kaşık nişasta biraz su içinde kaynatıldı ve ılık olarak kaşık kaşık hastaya verdik. Bir taraftan da (İpoca) şurubunu içirdim. Sonra da öon tane yumurta akını soğuk su ile karıştırdık. Bunu da üzerine ver. dik. Hasta kusmağa başladı. Mide bo- galdı. Hastanın iztirabi. durdü. Sabah bir limonatalı müshil aldı. İki gün pi Tinç çorbası ve az şekerli elma kompos- tosu yedirdik. Tehlike ortadan kalktı. “ Karilerim: Böyle vak'alar karşısında süratle hareket etmek ve yumurta akffı ve nişastalı suyu derhal vermek çok ye- rinde olur. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya- hut bir albüme yapıştırıp — kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar lbddıı.a'.ibıdıdı-ııy MEMLEKET HABERLERİ| Joponyaya 100Bin Ton Tuz özmeş Kedn SON POS1 A Ihraç Ediyoruz Çamaltında Sistematik Bir Çalışma Yapılıyor Çamaltı: İzmirde (Özel) — Elektrikle işliyen hususi trenleri, modern İşçi evleri, çocuk yuvaları, havaf nakliyat hatları karlı balkanları hatırlatan beyaz tuz dağla. t Üzerinde neş'e ile şarkı söyliyen binlerce genç işçi çalıştıran Çamaltı tuzlası... Bir yanda tuz çıkarma ve hazırlama fa- aliyeti, öte tarafta kanal açma işleri, bir başka yanda gidip gelen elektrikli nakliyat trenlerinin geçişi, yine bir başka köşede elektrikle işliyen vinçlerin vapurlara — tuz vermesi zevkle ve gıpta ile görülecek hu- susiyetlerdir. ve Dünyanın en zengin ve en verimli tua şehrini idare eden zat, Bostonlu bir Türk mühendisidir. Bu genç mühendis Fransada Bi l SET ve Almanyada yüksek mühendis mektep- Çamaltı tuzlasında işçi dükkânları, elektrikli tren — ve tuzla direktörü ile aytarımız lerini ikmal ettikten sonra Amerikaya git- miş, Bostonda uzun sencler kalarak kafa- sını Amerikan tekniği ile doldurmuş ve u-| zun tecrübe yılları geçirmiş... Şimdi burada görülen canlı faaliyetin başı ve sonu onun ve arkadaşlarının enerjisinde toplanıyor. Bu genç ve nazik direktörün verdiği iza- hata göre: — 1888 yılında Çamaltı tuzlası kırk iri dalyan halinde idi. Bu dalyanların sahipleri zengin adamlardı. İstihsal ettikleri tuzları sahile kadar getirerek düyunu umumiyeye satarlardı. 913 yılında vaziyet değişti. Dü- yunu umumiye bu dalyan sahiplerini kapı dışarı ederek tuzlaları cebren eline geçirdi. Fakat sahiplerine tazminat vermedi. Düyunu umumiye, az para plâse ederek çok varidat almayı düşündüğü için mılııyı ihmal etmişti. O zaman asıl veriminin onda biri bile alınmıyordu. Biz tuzlayı aldıktan sonra elektrik ve su tesisatı, havai nakliyat hatları, tren, dekovil hatları, otomatik telefon şe- bekesi meydana getirdik. Devletin başarı- elektrikli | ci eli, yapılanları kâfi görmiyecek kndar üstün bir hüsnüniyetle burada kendini gös- teriyor. Şimdi vapurların kolayca yanaşmaları i- çin büyük bir iskele ve ince tuz meydana getiren büyük bir fabrika meydana getire- ceğiz. İnce tuz fabrikasının temeli bir, iki haftaya kadar atılacaktır. Ümit ediyorum ki ilkbaharda kakao paketleri gibi zarif pa- ketler içinde, un gibi ince ve beyaz tuzla- mmızı memleketin dört köşesine yayacağız. Burası, dünyanım evsaf itibarile en üstün ve en beyaz tuz yetiştiren tuzlasıdır. Yıllık taz istihsalâtımız 150,000 tondur. Dahili istihlâkte bunun 60,000 tonu sarfediliyor. |kalan kısmı ihraç ediyoruz. Hazineye yılda 6-7 milyon lirâ varidat temin eden bu mücssese, yeni müşteriler |bulduğumuz takdirde istihsalâtını daha da arttıracaktır. Bugün Belçikaya 2500 tan tuz gönderiyoruz. Ay sonuna kadar da Japon- yaya 100,0007ton tuz ihraç edeceğiz. Bize tuz ihracatında rakip olan yegâne tuzla, İtalyanın Voltera tuzlamdır. Evvelce bizimle iş yapan Yugoslavya, mukabilinde bize vereceği maddesi bulunmadığı için İ- talya ile iş yapmaktadır. Tuz, ileri sanayi memleketlerinde her şeydir. Mensucat fabrikaları, cam fabrika- ları ve harp sanayiü Kostiksoda ile çalıştığı- na göre Türkiye sanayi de genişlediği de- recede bizim istihlâkimiz de artacaktır. » ... Çamaltı tuzlası direktörü Bay Sezai iza- hat verirken tuzların faaliyet aylarında işçi buhranile karşılaşıldığından — şikâyet edi- yordu. Hesaplı ve plânlı çalışan bu müessesede iş saatlerinde konuşmak yazak- tır. Konuşmakla kaybedilecek dakikalar en büyük ziyan telâkki ediliyor. e Burada binlerce işçi ailelerile Tadyolu Jevlerde oturarak yeni cemiyetin istediği ımıkine gibi çalışkan ve bilgili çocuklar ye- tiştiriyorlar. A, Bil. Antepte Emniyet ı İşleri Antep (Özel) — Gııııııtwte e- miyet işlerinin -düzgünlüğü kışta göze çarpmaktadır. Enıııyd İf lerinde örnek bir şehir göstermek icap ederse Antebi öne sürebiliriz. Cinai hâdiseler -Antep zabıta tari- hinin nadiren kaydettiği şeylerdir. Hır- sızlık vak'aları yok gibidir. Mühim bir transit merkezi olan büyük bir şehirde emniyet işlerinin bu derece muntazam olmasından ötürü Antep zabıtasını. tebrik etmek gerektir. Yeni emniyet direktörü Sebati em- miş, çok önemli işler başarmıştır. Ge- |celeri sabahlara kadar şehir devriyele- rini bizzat teftiş etmekten çekinmeme- |si, halk üzerinde kendisine karşı genel bir sevgi temin etmiştir. Güven direktörlüğünde her iş tam bir süratle görülmekte, - kırtasiyecilik yapılmamaktadır. Bütün şehir halkı, bu itibarla çok memnundur. Münasebetsiz hareketlere, sarkıntı - hklara tam bir balta vurulmuştur. Yazgatta Havalar Bozuldu Yozgat (Özel) — Havalar birdenbi- re soğudu. Üç gündenberi devamlı yağ- murlar yağmaktadır. Mükellef amele ile yapılan yol çalışmaları da sona er- miş ve bitmiştir. Gpdülüe Buğlday Pahalı Güdül (Özel) — Zahire fiatları çok ikuruşa satılmaktadır. niyet teşkilâtındaki noksanları incele- YURTTAN .| Büt Ba glılığ_ılıı Büyük Öndere karşı yapılmak - istenen suikast dolayısile yurdun her tarafında Vuyanan heyecanı bildiren telgrafları yaz- miya devam ediyoruz: Taşucundan Taşucu— Size kıyacak hain ve alçak elleri her zaman, her yerde kırmıya ha- zırız. Kamun halkının son yağınç üze- rinde derin teessürlerini bildirir, bütün kamun halkının namına sonsuz saygı- JTarımızı sunarız. Alpulludan Alpullu— Toplanan gençlik size kar- şı uzanmak istiyen hain ellerin kırılma- sını, kem bakışlı gözlerin oyulmasını heyecanla ister ve uzun yıllar sağlığı- nazı diler. Kuruçcaydan Kuruçay— Yücemize yapılmak iste- men teşebbüsü duyduk, Sizin her za- man sağlığınızı candan, bu işi yapanla- yın biran evvel kahredilmesini yürek - ten temenni ederiz. Malkaradan Malkara— Yüce varlığına ve yarattı- ğın mutlu devrime kıymak istiyenleri Malkaralılar bütün yüreğile lânetler ve sağlığınızı dileyerek sonsuz saygılarımı- zı sunarız. Ankara öğretmenlerinden Ankara— — Bizlere emanet ettiğin Yürk Cumhurluğu — ve erginliği kadar deıurlı ve ulusal vicdanın en yüce bir örneği olan varlığına uzanmak istiyen alçak elleri til inme ve iğrenme ile i- ATATÜRKE ün Memleket Şefine 1 Haykırıyor artık bu yurtta imkân bırakmıyacakla- rına ant içiyor. Silvandan Silvan— Size yapılmak istenilen komploya üzüldük. Sonsuz sevgilerimi- zi sağlık dileğimizi sunarız. Sökeden mak istiyen hainlerin bulunduğu nef- retle duyuldu. Bütün Sökeliler tek bir kalp halinde bunu lânetlediler. Ulusun başında çok yıllar varolunuz Büyük A- tatürkümüz, Akşehirden Akşehir— Türk gönlünde yaşıyan a- ziz varlığına uzanmak İstiyen hain kö- tülüğü tel'in için toplanan beş bin Ak- şehirli sana candan saygılarını sunar- ken devrimlerini korumaya içtiği and gibi ulu ve kutsal başın için her an can vermeğe antlı olduğunu tekrarlar. Silivriden Silivri — Köylü, kentli binlerce Türk toplandık ve seni hep seni konuştuk. Yüreklerimiz bir, dillerimiz bir, dilek- lerimiz bir olarak sana ebedi bağlılı - gımızı bir defa daha andık. Senin ba- şına bizim başlarımız feda olsun. Lâ - net yağılara. Mesudiyeden Mesudiye — Sana çirkef ellerin kalktığı canla sana suikastta bulunan mel'unlar kahrolsun diyen feryatlarımız semaya çıktı. Uzun müddet yaşamanızı ve zi - pahalanmıştır. 12 kilo buğday 150-160 lıııçlc-ol için toplandık. Sana ve ema- j yanızın sönmemesini ve size karşı uza- metlerine hainlik tasarlanmasına jıhı]ıııı ellerin kırılmasını dileriz. Söke— Ulusun gözbebeğine el uzat- | — İkinet Tesr'n I' - onul M;ııl HHIŞ Evde ' Kalmalı Mı? — «Yeni evliyim. — Evin idaresindi? ÜĞER mes'ulüm diye kocam masrafı buwü © rüyor. Fakat verdiği her kuruşun * titriyor ve her akşam benden hetaP FDU Ona hesap vermek bana çok âğif İşin acemisiyim. Fazla masraf Bu yüzden aramıza soğukluk gi ğ temel. Bunun bir hal çarmi yok üi Var, iy Kocanız size ev idaresi için n aylık verir. Siz evi bu para ile idatt” bur olursunuz. Fazlasından canıza besap vermeğe mecbur Yokes ber gün yara'ılığ b vermek bakikaten rahatsız edici bir Alac:.ğınız aylık, evin ihtiyacına, ’J canızın kazancına göre tayin edilirst kavgaya vesile kalmaz. l * y «Mektepten yeni çıktım. Ben ’, vam etmek niyetinde idim. — Fakât Ü evlenme ümidi belirmişti. Ailem 'd versiteye göndermeğe lüzum lî"'» buki muhtemel talip olarak adam ortadan kayboldu. Şimdi -'“': €a bekliyorum. Bu hal beni sıkıyor payım? M Evde de okunabilir. M iseniz evde boş vakit ı.F-j /dan daha faydalı bir meşguliyet ü * «Üniversitenin son sınıfında ikef landım. Bir ay evvel de evlendim. lışmak istiyorum. Kocam evde OÜ ketiyor. Benim gibi tahsil görmüs PİL Ti min evde kapalı kalamıyacağını A9 yorum. Hangimiz haklıyız? Üniversiteden — çıkmış bir kazın sosyal hayatta bir rolü olmak c Yıhınoıııu-bıd_-î’ lt mız da haklıdır. Çünkü bizde —Mlınokıdıiıh“' ıı-ıhıaıııı-ııw | HMMM canızın kazancı çalışmanıza lüzumM y—.ı—diıhu-ıdıw ride ihtiyaç halinde konuşursunaz * «Nişanlıyım. Nişanlım başka bİr Bana oradan kıskançlık ...ıım-v"" riyor. İstanbulda gı...dınnı vehme düşüyor. Ben de onun bu lığına sinirleniyorum. Onu nasıl "" bilirim ? ge N tebi. Fi Onun kıskançlığı gayet tabi: .m..ı,..ı......ı.......w dığım ispat ettikçe tehlike yoktur. Y” “Ürfada Sinema » y Urfa (Özel) — Eksikleri nan uray sinema binasının 'd' reni yapılmıştır. Sinema » p muntazaman devam elm*“d 4 sinemanın açılmasından çok olmuştur. L h Nöbetçi Eczaneler Bu geceki nöbetçi cerahanelef : (Yorgi). Alemdar: " DA yıııı (Cemil). Şehzadebatt! (.ı akir ) , Karagümrük: (M. Fuat): | samettin). Şehremini (Ahmet (T"ı' Aksaray: (Sarım). Samatyti C alat D 108s). Bakırköy: (İstepan)- gizanı D (Kaptiçi). Kasımpaşa: o]fe'-' : Hasköy: — (Yeni Türkiye (Riza). Beyoğtu: (İtimat, "";:,,4" ! labasi). Şizli (Maçka Feysi): ” gadil |i (Nuri). Üsküdar: (Merktz) köy: (Sotraki, — Üçler). )L £Mehmez) . Heybeliz (Tanil