Temmuz Arstulusal Alanda Ölçü Ayarsızlığı man oldu!. Japonya Çin'in ırdı. Koca Mî:çwluk:'ı- Alâ da biçaremin gırtlağına bırakmıyor. Halbuki Çin'de, Uluslar Kurumunun Üye- » Japonyanın bu hareket tarıı Cıııvıı':ı elbetteki tasvip edi- lemezdi. Bu hakikat ortaya vurulunca aponya'nın canı — sakıldı. — Uluslar îl(unıııuıdııı gekildi. O zaman, hiç kimse Japonya hakkinda armıulusal zecri tedbir almaktan bahsetmedi. Bilhassa bir kasım siz gözeteleri, bu nevi ihtimallerli leyhinde — bile bulundular. İngilizler lse, böyle bir tedbiri akla ııtlnı*ıdllıı. talya Habeşistanı ele geçirmek lıü:ı:ı.’Oıııı bı:' ni her ne kadat Fransa destekliyorsa da İngiltere buna karşı gelmek istiyor. Daha şimdidem, halya'ya karşı iktisadi bir boykot mevzuubahe olduğu takdirde Berlin'le Amerika'nın düşüncelerini öğrenmek için Alman ve Aıırıka_ hükâmetlerine müracaat — etmiştir. İngiltörenin bu muhalefeti karşısında İtalya'da tıpkı Japonya gibi Çenevreden ayrılmayı düşünmektedir. Fakat Japonya hakkında tatbiki akla gelmeyen bir tedbir o1 hak- kında cniz görülüyor. Fra ihtimali şiddetle reddediyı * Yeni eilâhlar ve hele tehlikesl karşısın torluğunun ai yi de almakt p denizinin şim: şark noktasında bir toprak pi ve bir körlez vardırı Akabe. Burası, Şerla Arkay hükümetinin malıdır. Fakat İngilterenin elinden kurtaramıyor. Bunun için Uluslar Kuzumuna bile başvurulmuştu. fay- danız. İngilizler, burasını dünyanın en büyük bir deniz ve hava üÜssü haline getirmektedir. Nitekim Basra körfe- zindeki Bahreyn adaları da yine ayaı m bir hava Üssü hallae konulmaktadır. Halbuki — İran hükümeti de - bu adanın hâkimiyeti kendirine ait olduğu 1 : ve İran hükemetinin bu adalar Üluel Kuru- muna bir müracaati olluğu halde İngilizler, buralarda harıl harıl istih- kâmlar yapmâaktadır. Demek oluyor ki arsıulusal slanda siyasal ölçü herkes için bir tutulmuyor. Bunu Öğrenelim ve duydum duymadım demeyelim ha! — Süreyya Ü Bahrayn adalarının yvaziyetinden, diğer sayfalarımızda bir kaç gün evvel de umum? olarak bahsolunmuştu. tayyare Edebi 3 | Tefrika No; 21 O gün Yakacıkta, Ayazmada ben kendi hesabıma çok eğlen dim. Soğanlıkta harmanlar vardı. Düyene binmesine bayılırdım. Gü- neşte kızan ekinlerin bir kokusu vardır ki çok hoşuma gider. Bey- gir koşulu düveni bir çok hayda- dım. Köy çocukları kenara dizik mişler beni alkışlıyorlardı. Tosun bey. Daha bazı erkekler oturmak istediler. Düştüler. Ekin demetleri üzerinde yuvarlanmak da fena ob Mmüyor. Feyzi beyin ibikli yumuk ha- Bimi güneşte yanmamak için ya- nımiza bile gelmedi. Dönüş daha eğlenceli oldu. Gün batmadan Suadiye önle- rinden Kalamışa doğru geldin. Çocukluğumu, genç kızlığımı geçirdiğim bu yeşil kıyılar eskisi gibi kalabalık. Sandallar birbirini kovalıyor. Fenerbahçenin üç çifte futası pek Yakından geçti. Tanıdığım spor- tular.. içimdeki o sönmeyen spor Bevgisi yine kabardı. Motör ağır- üşt. ;Emin Tesun bey elinde bir ANASININ ».. KIZI Fransanın Deniz Gösteriş SON POSTA 58 Gemi Deniz Bakanının Önünden Geçerek Tören Yaptı Y.Cumur Başkanlığı Atina, 8 ( Hususi ) — Başbakan Çaldarle — rejim için — yapılacakr genoyo (reyilm) fesat karıştıfıl« gağını eu« tir. Genoyun doğru yapılması içia, ayrışıklar- Ta ( muhalifler ) hükümet arasın- da — yapılacak konuşmalarda cu mur reisi de bulu. macaktır. * Atina, 8 (Hu- susi) — Anek- sartitos güzetesi Cumur relsi Zal- misla istifa ede- ceğine dalr ev- velce verdiği ha« Zaimia berleri tekrarlamaktadır. » Atina, 8 (Hususi) — Atina şarbayı Köçyosun gelecek hafta Londraya gideceği, eaki Yunan kıralile görüşe- ceği söylenmektedir. « . . Bir Çin Gazetesi Japon Hükümdarına Ha- karet Etti Şanghay, 8 (A-A) — Çin gazetele- rinde nöşredilip Japon imparatoruna karçı hakaret sayılan . bir. betkeden dolayı Japoı eti Çin hükümetli nezdinde teşebbüste bulunmuştu. Japon büyük elçisi bu t Üzerine Çin hükümüti tarafından alı- nacağı bildirilen tedbirlerden memnun olduğunu söylemiştir. Cahit 9/7/BB s bardak bira ile yanıma geldi. Kulağıma eğildi. Yavaş sesle: — Uğurlu kazanın birinden geçiyoruz, dedi, Şerefine, Kocamla bir çok noktalarda birleşemiyoruz. Fakat onun bütün kusurlarını unutturan böyle buluş- ları var ki en sıkıldığım zaman- lar imdadıma yetişiyor. Geriyi, dünü hatırlamaktan daima kaçtım. Hattâ bu biraz da bana bir şeref meselesi geldi. İnsan zayıf nokta- larını bilirse çok harap olmuyor. Kuydan çıkıyoruz, Gün batıyor. Adaya dönmek için motör yolu verdi. Güneş karşımızda büyük ve göz kamaştıran bir altın tünel gibi. Yanımdakiler gülüştüler, — O.. Yarış var. Başımı çevirdim. Sağ gerimiz- de bir. motör, köpükler içinde üstümüze doğru goeliyor. Bizim makin'st farkında değil, Tam yolla gilmiyoruz. Vo arkadan fayrap edip gelen motör bir ande hizamızı buldu. Kıbar âleminin girdi çıktısını A Fransmıt Gediklisi top başinda Akdöniz ve Atlantik denizlerinde manevralar yapan Fransanın - birinel ve ikinel sınıf filoları - deniz bakanı Pietri tarafından Şerhurg'da teftiş edil miştir.2 Zırklı, $ birinel sınıf kruvazör, 2 ikinci sınıf kruvazör, 16 torpito muhribi, 16 torpito, bir denizaltı er- zak gemlsi, 16 denizaltı gemisi olmak üzere 58 harp gemisi manevralara iştirak etmiştir. Vaziyetin yüz alınlı zamanında bu deniz gösterişi Önemli telâkki ediliyor. — Habeş - İtalyan İhtilâfı İngilizler Zeyla Limanını Habeşe Vermekte Musirdirler Londra, 8 (A. A) — Avam Kamâ- rasında Sir Samuel Hoor demiştir kiı — Habeşistana Zella limanı e İngiliz Somalisinden bir geçit veril- mesi hakkında yapılan teklifler, dalma bu topraklardaki ehaliye ait menfaat- lerin korunması şartına tâbi tutul- muştur. İngilizler tarsfinden — biırakılacak topraklarda, hiç bir suretla esir tecimi yapılamıyacağı Habeş hükümetine bil- bilen komisyoncu Akif Bey: — Ha.. dedi. Mısırh Maşuka- nın motörü. Yeni gelirtti, Birl ilâve etti: — Habi şu bir #porcu gençle yaşıyor. — Evet, evet. Kafamın içinde hatıralar, fikir- ler kaynaşıyor. — Mısırlı kadın, spordu genç.. Evet.. Bizl geçmek Üzere olan motöre baktim, Evet, Mısırlı kadın ve sporcu genç.. ol Içimden kopan bir hırsla hay- kırdım: — Geçirmeyin onları, Geçir- meyin onları. Emin Tosun Beyin fırladığını gördüm. Yanımızdan geçen motö- rün köpüklü dalğaları küpeşte- mizi yaladı. Sallandık. Ve ayaıs saniyede müthiş bir uğulta ile ileriye atıldık. Makinist tam yolu vermişti. İçim içime sığımıyor. onlar biz- den on beş yirmi metre ilerdeler. Ve köpükler içinde - gidiyorlar. Motörün kuvvetine emniyetim var. Fakat okadar kalabalıkız ki.. Bu ağırlığın yol kesmesinden korku- yorum. Dayanamadım. Makinistin yanına koştum. O önlinde bir düğmeleri, bir pedalları karıştırıp sür'ati arttırıyor. — Nasıl geçecekmiyiz. Önümüzdeki motörün gidişine baktı. Sonra gülümasedi: Geçeceğiz! l dirilmiş ve bugün İngiliz hlmayesinde bulunun ” kabileleria, ölüdiye bmdat olduğu gibi, bundan böyle de otlak- lardan İstifade edebilmeleri İçin ge- reken tedbirler ulınmıştır. Hakem Komisyonunda Bir Hâdise Şvoningen, 8 (A A.) — İtalya-Habeş hakem komitesinin toplantıları sıra- ağır olduğu toplantılar- ündür. Ko- Onun emniyetle söylemesine rağmen İçim içime sığmiyor. Haykırarak soruyorum: — Ya ağırlık! — Ehemmiyeti yok! Uğultu kulakları sağır edecek bir hale çıktı. Aramızdakl mesa- fenin daralmiya başladığını ben de gördüm. O bizi gördü. Tanıdı ve kene dine güvenerek peşimize takıldı. Bu bir çocukluk.. Fakat ne olursa olsun yolum Üstünde ondan gerl kalmıyacağım. Makinist Eşref alışkın gemlel gözlerile ileriye bakıyordu. Geçiyoruz! Şimdi bizim —motörün başı onun dümen hizasında. Eşref kaptan sola dümen kı- riyor, açılıyor. — Yapma, dedim. Yanından sıyırtarak geçelim. Denizciliğin ve yarışçilığın bü- tün sırlarını bilen Eşref kulağıma eğildi: Geçeceğimizi — anladılar. Belki önümlüze kırarlar, tehlikeli olur. Ve biraz daha sola aldıktan sora doğruldu. Şimdi biraz açık- tan bir hizadayız. Motörler çat- layacak gibl çalışyor. Aynı hizada olunca Adeta ye- rimizde oturmıyoruz gibi görünü- yor. Öteki motöre bakıyorum, köpükler içinde. Adota uçuyor ça [Uvey Ananın I Jstırabı “Birl 12, diğeri 14 yaşında biri kız diğeri erkek iki evlâdı olan bir adam- la evlendim. Çocukları bağrıma base tım. Onlara analık etmeye — çalıştım. Fakat çocuklara — üveyananın zalim olduğu kanaatini vermişler. Çocuklar bir türlü bana ısınamadılar. — Onların gönüllerini kazanmak İçin ne yapsam dalma akis netice veriyor. Bana dai- ma gözlerle bakıyorlar, bu yüzden rahatım bozuldu. Evimin sat- deli kalmadı ne yapayım ? Firdeva Siz şefkat ve muhabbetinizi esirgememekte devam edin. Ni hayet bir gün çoçuklar hakikati anlamakta — gecikmeyeceklerdir. Siz de aksl haraket etmeğe baş- larsanız o vakit hayatınızın bütün bütün tadı kalmaz. Sizin anne gi- bi bareketiniz çocukların doğilse bile, kocanızın muhabbet minne: tin! kazandırır ki, sizin için bu en büyük kazanç sayılır. x4 “Gözüm önünde okadar evler ye kıldı ki, - öevlenmekten ta — yıldım. Yaşım otuza göldi, — val halim de evlenmeye müselt. Gelgelelim korku yorum, Haklı değil miyim ?,, Avni Değilsiniz. Eğer herkes sizle gibi düşünseydi, kimse evlenmeezd!. Halbuki sizin yıkıldığıtı gördü- ğünüz evler yanında, Mes'ut yu- valar o kadar çoktur kil bir az da onları :Drmoğı çalışınız, kanaa- tinizi değiştirirsiniz. AA TEYZE misyon buna dalr bugün bir. karal” alacaktır. Taymisin Bir Yazısı Londra 8 (A. A.) — Habeş duru. munu tefselr edön Taymlae gazötesi, uluslar sosyetesinin bu İşi etkin (mücssir) olup olmıyacağı meselesinin ortaya çıktığını tavzih ederek diyor klı Parla, 8 (A. AŞ — Amerikanın, Habeşiatanın — müracaatına — verdiği cevabı. çözeleyön Temps — gazetesi diyor kiş “Amerikamın cevabı, Vaşlagtonun, çok büyük bir saknı ile hareket ederek, — bazı İngiliz çevenlerinin, sonuçlarını düşünmüyor gibi görün- dükleri bir maceraya atılmak letemee diğini göstermektedir. ten 8 varmak, ancak, öne geçe yeni bir el birliğile yııpxlıeık barı mümküna ola! ve onlar.. O direksiyonda, vola- nın Üstüne kapanmış, Yanında Mısırlı kadın gözünde güneş göz- lükleri. Eşref haykırdı: — Geçtik artık. Baktım şimdi onlar bizim dü- men hizamıza düştüler. 4 Başımı arkaya çevirdim, Bizim tayfa rüzgârdan hep yerlere otur- muşlar. Beş dakika #aonra Mısırlı zengin kadının sporcu ve yarışçı fşıkıma îu'::'ır motör bir kirli mendil gibi gerllerde çalkanıyordu. Ömrümde bir kaç heyecanlı an geçirdim, Bu onlardan en lez- zetlisi oldu. O akşam gezmekten, yorgun- luktan değil. Heyecan taşkınlığın- dan çürümüş, ezilmiş gibiydim. Gurur olmasa İnsanlar muhakkak ki heyacanlarından çok kaybeder- ler. Adada geçirdiğim üç aylık lik evlilik mevsiminin de en İezzetli günü bu gündü. Bu yapmacıklı, İğreti, özenğeç Ansanlar arasında kendime dos- doğru bir yaşayış yolu bulmağa çalışıyorum. Annem arasıra sorüyori — Gülseven, mes'utmusun? Bilmem ki! Eğer hayat yemek, içmek, arzularına kolayca erişmek- se evet. Emin Tosun Bey beri hept — Küçüğüm, — gülümi — diye seviyordu. Büu sevğinin de iğreti olmadığına - inanıyorum, Çünkü beni her şeylin Üstünde tutuyor. ( Arkası var |