Çocuklara en değerli armağan Coğrafyada ilk adım Falk Sabri Duran... Tarih © öğreniyorum - Ahmet İtefik Coğrafya kıraatleri - Faik Sabri T Bol resimli, renkli kapaklı m Cüceler ve Devler memleketinde Gulliverin seyahatleri Bütün dünya gençiiğinin en çok sevdiği kitap Türkçeye çeviren: Ercüment Ekrem Talu 4 renkli kapak içinde cllüi ve renkli resimlerle süslü Fiyeti: 75 kuruş AKŞAM NEŞRİYATI “Bir büyük eserin ellinci yılı Bundan elli yıl önceydi. Bir sa- bah ondört yaşında bir çocuk | mektebe giderken, bir köpek ba cağını ısırdı. Köpeğin kuduz ol | duğu anlaşıldı, Vaka Pariste oluyor. Elli yıl önce kuduzun aşısı yok- tu. Fakat, uzaktan uzağa işiten- ler vardı, ve arasıra gazeteler ya- zıyordu ki, kendini ilme vermiş, lâboratuvarından dışarı çıkmaz, alçak gönüllü bir adam kuduza karşı aşı denemeleri yapıyor. Bu adam Pastör'dü. Çocuğun anası Pastöre koştu, ayaklarına kapandı, bu yeni ilâ- Cin! çocuğu üstünde denemesi için yalvardı yakardı. Pastör, çocuğu kudurmak tehli- kesinde olan bu ananın göz yaş- ları karşısında durakladı. Daha ancak hayvanlar üstünde denedi- ği, hiç bir insana tatbik etmediği, iyiliğine ve etkisine gütenemedi- Zi bu yeni aşıyı bu çocuğun kanı- na şırınga etmeye hakkı var mıy- dı? Düşündü, taşındı, başka bil- ginlere sordu. «Denel» dediler, ve Pastör, ilk kuduz aşısını bu çocuk üzerinde denedi. Çocuk iki haftada kurtuldu, İnsanlığı, hastalıkların en kor. kuncundan kurtaran bu hâdise, elli yıl önce oldu. Pastörün adıni taşıyan, Paristeki büyük ilim evin- de bu yıllar dönümü kutlandı. Pastör öleli kırk yıl oluyor. Ku. duzdan ilk kurtulan çocuk, bugün hâlâ Pastörün mezarında bekçi- | lik ediyor, Pastör, yalnız bir milletin, bir memleketin değil, bütün insanlı» ğin, adı ve eserile övündüğü bü- | yük adamdır, Onu yetiştirmiş o lan millet, alnını nekadar yüksek tutsa haklıdır. Kuduz, kuşpalazı serumlarile her yıl binlerce ve binlerce insa- nin hayatını sağlayan bu büyük bilgin, tam anlamında, medeni- yet dünyasının kurtarıcısıdır. Pastörün bulduğu metodlar gü- k zeyindedir ki, bugün ameliyat ya» pan operatörler antisepsi, asepsi isolement gibi, mikroplara karşi fen tedbirlerini biliyorlar ve tat- | bik edebiliyorlar, Bugün en basit bildiğimiz ame- | liyatlar, Pastörden önce ölümle biterdi. Mikrobun nasıl geçtiğini, buna karşı nasıl korunmak lâzım geldiğini öğreten Pastör bugün u derece ilerleyen cerrahlığı im- İ kân içine sokmuştur, Bugün veremden yüzü solgun yavrucuğunun ciğerlerini kemiren mikroplara, yahut k-nserden in- leye inleye ölüme giden hastanın derdine çare bulsun diye, araş- tırmalar yapan büyük doktorla. ra, bu yeni ilâçlarını tatbik etsin diye yalvaran umutsuzlar, bütün ana babalar, elli yıl önce Paştö- rün önünde diz çöken ananın ha- Vini düşünerek, insanlığın -ne ya- zik ki- pek az ve seyrek yetiştir- diği büyük adamların değerini daha iyi anlarlar, Çocuklarımıza bu gibi adam- ların hayatını bol bol okutmalıyız. U gibi adamlar, bütün insanlığın #salıdir. Onlarin resimleri ve her» “eri okullarımızı süslemelidir. N. S. Sene 17 — No. 6006 — Fiati her yerde 5 kuruş Orta Çin su altında kaldı Kıtlıktan korkuluyor, Hindistanda da mahsul bozuldu Hankov 8 — Orta Çin su ak tında kalmak tehlikesindedir. Yangtse nehrinin suları son dere- ce yükselmiştir, Bir su bendi yi- kılmıştır. “Bir çok arazi şimdiden su altında kalmıştır. Ekinler bo- zulmuştur. ” Orta Çinde kıtlık çıkmasından korkuluyor, Nankinden yardım is- tenmiştir. Bombay 8 — Fena havalar bü- tün Hindistanda ürünü bozmuş- tur, Binalar zarar görmüştür. Bir tren yoldan çıkmıştır. Bombay pazarı, yağmurlar üzerine su al- tında kamıştır. Rokfeller Dünyanın en zengin adamı 96 yaşında öldü Nevyork 8 — Dünyanin eği zengin adamı olan John Rokfeller bugün ölmüştür. Rokfeller 96 yaşında idi, (Rekfeller petrol kralı idi. Genş ya- sında beş paramzken sonradan büyük bir servet toplamağa muvaffak olmuş- tu. 96 yaşında olmasına rağmen dinç- | w Neml yaşadığına dair geçende ga İ zetemizde uzun malümat vermiştik.) DÜŞÜNCELER Gölünün görünüşü, o elmalarının tadı dillere destandır diye, evvelsi güm, şöy- Trene bindik erkenden, çıktık yola. mesine güzel gittik. Yol inis o aşağıydı, vagonlar çok kalabalık ve hava çok sı- cak değildi. Sapancada neler gördüğümüzü anlat- mağa niyetim yol. Doğrusunu isterseniz o kadar çok şey görmeğe de vakit kal. madı, dönüş treni geldi, Bindik. İşte iş burdan başlıyarak çatallaştı. Bizi ge- risin geriye İstanbula götürecek trene İ binmedik, bir gürültü bir itilme ve ka- kışma içinde kendi kendimizi yükledik. Tren yirmi vagonluktu. Tıklım tıklım do- lu yirmi vagonu biç tek sık nefes İoko- motifin kuyruğuna takmışlar. Zavallı le evcek Sapancaya gidelim, dedik. SALI — 9 Temmuz 1935 1 Her yolun gidişi güzeldir. Biz de git. | lokomotif uflıya puflıya, cılız bir beygir | gibi kımıldandı. Telefon: 24240 (idare) « 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) Atatürk pazar günü Floryaya gitmişlerdir. Floryada bir kaç bin kişiyi geçen kalabalık vardı. Yeni yapılan evin tarasasında oturan Atatürkün önüne halk yüze yüze gelmiş ve çok büyük tezahü- ratta bulunmuştur, Atatürk cumartesi günlü motörle geçerken Kızkulesi plâj gazinosuna uğramış, bir müddet İstirahat etmişlerdir. Yanlarına gelen Üsküdar kaymakamına öz türkçe hakkında bazı malü- mat vermişlerdir. Atatürkün beyaz masa örtüsüne yazdıkları notlar dolayısile kaymakam masa örtüsünü saklamak üzere almıştır. Resmimizde yukarıda solda Atatürk ve maiyetinde bulunanlar nda, sağda Atatürk halkı seyrederken, aşağıda solda Kizkulesi plâj gazinosu. ağda Floryada gvin önünde biriken halk görünüyor. Umumi mağazaların kurulmasına başlanıyor Mağazalar mal sahiblerinin malları mukabilinde kredi bulmalarını kolaylaştıracak Floryada yeni yapılan evin tar. Avrupada durum karışıyor Gazeteler arasında karşılıklı münakaşalar devam ediyor Paris 8 — Temps gazetesi Bri- and « Kellog paktını ileri süren Habeş imperatoruna o Amerika nın verdiği cevaptan bahseder» ken diyor ki: «Bu cevab, açıktan açığa bip red mahiyetindedir. Binaenaleyi yapılan uzlaşma teşebbüsleri bo şa gittikten sonra İtalya, Habe şistana hücum ederse kendisine karşı alınacak ekonomik tedbirle. re Amerikanın iştirak edebileçe. ğine dair Londrada hiç bir ümiğ beslenemez.» Jour gazetesi, Paris, Londra arasında bulutların dağılağaği üm. dini gösteriyor ve diyor ki: «iy. giliz - Fransız dostluğunu kord. mak gerektir. Bu gibi anlaşma. mazlıklar çıkması ilk defa olmüş bir şey değildir.» (Devamı 4 üncü sahifedeJ SAPANCA DÖNÜŞÜ Tıkır mukir gidiyoruz. İzmiti geçtik biraz ve birden bire zınk! durduk: Önü. müz rampa! Çıkabilirsen çık. Ha babam ha! Nafile! Hani bir yolcuların inip treni arkadan itmedikleri kaldı. Gürühü pa: tırdı telgrafla yardıma başka bir lokomo- tif daha çağrıldı. Neyse yine yola dü. züldük. Yürüdük yürümedik, Gebzeye | 7 bdlometre kala yine zınk! Yine ram. pa! Artık yolu yok yirmi vagondan ild. | si çözüldü, onların içindeki yolcular ağiz ağıza dolu öteki vağonlara bindirildi. Hani bardak olsa taşardı, vagonlar taş» madı. Sözü uzatmıyalım yine yola düzüldük. | Vakitinden iki saat sonra Haydarpaşaya ulaştık. Ne diyeyim? Zaten gidişler ne kadar güzelse, dönüşler o kadar kötü- dür ve bu yalnız Sapanca dönüşü için böyle değildir. Orhan Selim » Ankara 8 (Hususi muhabiri- | mizden) — Ekonomi bakanlığı gu son günlerde memleketin muh- Relif yerlerinde umumi mağaz- lar kurulmasi için yaptığı tetkik- leri bitirmek üzeredir. Ticaret odaları kongresinde de görüşülen bu İş için lâzım gelen sermaye mev- Güd olduğundan yakında tatbikat sahasına geçilecektir, Şimdilik İstanbul, İzmir gibi birinci sinif ticaret şehirlerimizde Kürulmâsi düşünülen umumi ma- ğazalarii memleketin ekonomik hayatinda oyniyacaği roller ve ya- yz değişiklikler çok mühim- Başbakanın Büyük ticaret merkezlerinde umumi mağazaların kurulmasi ge- rek ithalât, gerek ihracat ve hat tâ transit işlerinin daha ziyade artmasına ve merkezileğmesine sebep olacaktır. Umumi mağazaların kurulma» sındaki gaye, memleket içinde istihsal (olunup istihlâke arzedi- lecek, kısmen © işlenip Omemle- ket dışına gönderilecek ve mem- leket dışından gelip satışa çıkarı- lacak mallari muhafaza etmek mal sahiplerinin malları mukabi- inde kredi bulmalarını kolaylaş- tırmaktır. (Devami 4 üncü sahifede) seyahati gn Başbakanın şark vilâyetlerinde seyahati devam ediyor. Yukarıkl resimde başbakan Elâzize bağlı Gezin istasyonunda, - selâm duran askerin önünden geçerken görünüyor. (X işaretli başbakandır)