Ziraat Bilgisi (*) lki Çapa Bir Su Yerini Tutar Nazilliden muallim Rıza Öz Soruyor: “ Yaz mevsiminde zeytin ve inc'r bahçelerini sık sık sürmenin faydası var mıdır? Bu sıralarda töprakta nem azaldığından bu sürmeler zararlı olmaz mı?,, Bütün köylülerin ağzında dola- şan bir ata sözüdür ki: “İki çapa bir gu yerini tutar ,, köylüler bu- nun neden söylendiğini bilmedik- leri halde onun doğruluğunu de- nedikleri için tekrarlanan bu söze daima inanırlar. Gerçekten görük- müştür ki yazın sık sık çapalanan bağlar, sebze ve meyva bahçeleri ve bütün ekinler bu çapalamanın kazancını dalma açığa vurmuşlar, hiçbir zaman inkâr etmemişlerdir. Öte berinin vaktinde çapalamakla daba iyi yetiştiğini, daha bere- ketli mahsul verdiğini gözden ka- çırmıyan ileri memleket ziraatçıları çapalamayı buğday, arpa gibi ekinlere varıncaya kadar hemen her nebata yaymışlardır. Bu işin düzgün ve tam istenildiği gibi yapılması için de yıllarca uğraşa- rak çeşit çeşit makineler İcat et- mişlerdir. Meselâ Verder çapası denilen tırmık gibi.bir nevi ma- kine sıraya ekilmiş buğday, arpa tarlalarını pek güzel çapalaya- bilmektedir. Hulâsa bugünkü zi- raat dünyasında ekili toprakları sürüp karıştırmak kaygusu başlı başına bir iş olmuştur. Buna niçin bu kadar önem veriliyor? Bu suale cevap vermek içla azıcık düşünmek gerektir. 1 — Bilirsinizki toprakta bi- zim yetiştirdiğimiz nebattan başka daima birçok yabani otlar da tü- rer, Bunlar yok yere bizim nebatla- — gamızin sofrasına ortak olan ehti- lerdir. Onları yok etmekle arta- cak yiyeceği ve suyu kendi nebat- larımızın boği kazandırmış olu- ruz. İşte vaktındaki çapa ve sür- meler herşeyden önce bunu temin etmiş oluyor. 2 — Diğer taraftan — yine bilirsiniz ki bir kesme şeker par- çasını çaya batırdığımız zaman suyun hemen yukarı çıktığı görü- lür. Bu hal şekerin aralıklar bırakarak — sıkışmış - olmasından ileri gelir ki bu sayede o uralıklar suyu yukarı doğru eme bilirler. ( âsârı şâriye — ) İşte yazın top- rağında derinliklerindeki su top- rak tanecikleri arasında kalan aralık borucuklardan kendi ken: dine böylece yukarı çıkar. Eğer bu sırada toprağın yüzünü çapalıyarak zerreleri biribirinden ayırır, kabar- arsak suyun çıkış yollarını bozduğu: muzdan aşağıdan gelen nem, nebat- ların istediği bir yere kadar çıkıp orada kalır. Daha ileri gidip kaybolamaz. Demek oluyor ki her çapada — nebatı sulamış — gibi oluyoruz. 8 — Bunun aksine olarak İfazla su tutan — topraklarda da nebatlar iyi yaşayamazlar. Hep- sinin muhtaç olduğu su derecesi başkadır. Moselâ Nazillide pamuk ekilecek tarlalardan altı çok su tutan yerlere önce mısır ekerler ki bunu sonradan daha yeşilken biçince toprağın suyu iyice aza- tılmış olur. Yerine pamuk ta ferah- hkla ekilir. Bunun gibi toprağın suyunu azaltacak tedbir'erin birisl de çapadır. Çapa sık sık vurül- dukça toprağın yüzü havalanarak bir kasım nemi u urur. İşte bah- —— Dunyada oıııp Biteııler Müebbet Kürek Cezası Kaldırılmalı lüm Cezası, Musteını Ahvalde Verılebılır. Fakat Hapis Cezalarının Azamt Hududu On Yıı Gecmemek Lâzım...,, Sovyetlerde Yeni Bir Hukuk Teorisi Denenmek Uzere... Sovyet ülkesinde anket yap- | mak ile meşgul olan batı gazete- lerinden birinin aytarı tarafından | yazılan yazı serisine bakılacak olursa, Sovyet hâkimleri bu son günlerde, yeni ve çok önemli bir hukuk teorisinin denemesine dal- mış bulunmaktadırlar. Bu teori iki üç satırla hulâsa edi!ebilir: — Hâklmin ödevi #uç işlerini cezalandırmak değil, yegritmek, (ıslah ) etmek — olmalıdır. Bunun için, bir suç İşleyeni ömrünün sonuna kadar zındanda yatırmak doğru değildir, kısa bir müddet, sosyetenin dışına çıkarmak, orada huyunu — değiştirmeye — çalışmak kâfidir. Bu —bakımdan azami coza müddeti nihayet on sene ola- bilir, Bununla beraber müstesna ahvalde ölüm cozası verebilir.,, Fakat acaba bu yeni teori Rusyada gökleşecek mi? Haberi veren aytarın iddiasına bakılırsa, şimdiden genel bir tatbik sahası bile bulmuştur. Meslekdaşımız diyor ki: Bana bu yeni Teoriden bah- seden Rus hâkiminin odasında, masasının karşısındaydım, sorgu- ma öÖnce tek bir cümle ile cevap vererek: — Bizce mevzubahsolan suç- luyu cezalandırmak değil, 1slah etmektir, dedi. O kadar tatlı ve o kadar ; - vaş bir sesle söylüyordu ki, İşrte bilmek için eğilmek mecburiyetin- de kalıyordum, içimden: — İşte kızmanın ne olduğunu bilmiyen bir adam diye söylene dim. Bu hâkim muhakeme etmi- yor, tıpkı hiç bir iskandalın kar- şısında Ürpermiyon doktor gibidir, Hastayı tedaviye çalışıyor. An- cak bununu imkânı ölmadığını anladığı takdirdedirk; feda edi- yor. Ve devam etti: — Rusyada en büyük suçlar için bile verilen cezalar on yılı geçmez, azim ekseriyeti iki üç geleri sürmenin bazan bu bakım- dan da faydası olur. Su azlığını da, —su çokluğunu da — düzene koyar. 4 — Çapalamaların bir fay- dası da toprakta yaşayıp ham azotu olgunlaştıran bazı bakteri- leri faaliyette geçirmesidir. Bun- lar ancak kararındaki bir nem, kararındaki bir su ve kararındaki bir sıcaklıkta çalışabildiklerinden çapa bunların hepsini temin ede- rak onları yaşatır. Onlar da ya- şayınca toprağın bitekliği artar. 5 — Hulâsa; sürme, tırmık- lama gibi İşler sayısız faydaları bir getirebilen işlerdir. | Kuru ziraat * Drayfarming | usulünde bunlardan çok hizmetler beklenir, Yalnız her şeyde olduğu gibi bi- lerek, anlayarak çalışmanın ge- rekliğini hiç unutmamalıdır. Çifiçi €) Zirsat husurundaki müşküllerinizi sorumuz. Son — Pesta'nın ( Çiftçi ) al Alme cevap verecektir. I Bir Sovyet mahkemeslade sorgu şoekli 5 esinde reis yıl içinde biter, eksiltilmesi, ba- ğışlanması daima — mümkündür, çünkü bu kısa müddeti içinde suçlu, ahlâkını — düzeltebilecek kabiliyette ise düzeltmiştir, onu neden daha ziyade uzatmalı? Ben içimden de düşünüyorum: — Batı memleketlerinden bir mahkümdan bahsedilirken, cemi- yete karşı borcunu ödemektedir, derler, bu borç bazen ödenemi- yecek kadar çoktar, borçlusunun müecbbet kürek — mahkümu, adı verilir, peki, fakat 20 yaşındaki bir genci, bir tehevvür esnasinda öldürcÜğyü için 50 yıldır zindanda bulunan 70 yaşındaki — ihtiyar mahkümun haline ne demeli? Hâkim devam etti: — Dedim, biz cezayı az veri- tiz, bu az ceza müddeti içinde suçluyu islâh etmeye — çalışırız, bununla beraber kanunumuzda ölüm cezası yok değildir, fakat buna ancak müstesna ahvalde müracaat ederiz: Meselâ farzedi- niz ki cinayetler sari bir hastalık halini almıştır, korku vermek lâzımdır. Ozaman cezalarımız kuvveli olur. Bu artık müstesna zamanın işi demektir. O vakit, on beş gün evvel, tabif zamanlar üç yıl hapis cezasile kurtulabile- cek bir adamın suçunu hayatı ile ödediği — görülebilir. Fakat harp zamanında, batı devletleri: nin ordularında disiplini muhafaza için verilmiş sert yok mudur? Bu da ona benzer. Birkaç kişi feda edilmiş, fakat ordu veya cemiyet kurtarılmıştır. ,, Hâkim sözünü bu cümle tamamladı: — Tekrar edeyim. Mahsadı- mız, prensipimiz cezalandırmak değil 1slah etmektir. Ve görüşü- müz de büyük — muvaffakiyetler vermektedir. cezalar ile Kaza Yapan Şoför- lere Ceza Kaza Yapanlar, Öldürdükleri Ce- setler Arasında Bırakılacaklar T DAĞ Terihi Fikra i Yeraltı Yolları Bir Alman Kadıköyünde Dörte yol ağzında başlayan bir yeraltı yolunun bir taraftan Büyükadaya, bir taraftan Modaya vardığını söyleyerek araştırma — yapmaya kalkışmış, bir hayli para harca- mış, sonunda parasız kalıp - orta» dan çekilmiş. Son günlerde çıkan gazete- lerimiz bu yeraltı yollarının b kâyesile dolu. Ben, yol değil keçi izi bile göstermeyoen, o sıra sıra resimlere bakarken, o dizi dizi yazıları okurken Aloksandır Dümanın Monte Kristo Romanını okuduğum — günlerdeki heyecanı duydum. Yalnız şu fark var: O vakitler çocuktum, İnanarak heye- cana — kapılıyordum, şimdi — şöir. görmüş bir adamım, İnanmarıe rak heycanlanıyorum. Bununla beraber Istanbulda yeraltı yolları yok değildir. Bun- ların — kimi, vaktile hovardehi yapılmak için komşudan komşuya açılmış yollardır. Kiml de — vezir kafası kestirmek için yapılmışlar. dır. Birinci kısım yolların örneke leri yangın yerlerinde bulunabilir. Ikinci kısım yolların bir örnegini de işte tarihten alıyorum: Birinci Sultan Ahmedin sad- razamlarından Derviş Paşa bit saray yaptırıyordu, bu yapı İşine bir yahudiyi memur etmişti. Çı- fitçık bir gün alacak — defterini getirdi, sadrazama sundu. Paşa, büyük bir yekün taşıyan defteri şöyle bir gözden gaçirdi, kaşlarını çattı, homurdandı: — Bu ne kadar para? Yahudi kellesinin uçmak Üzere bulunduğunu sezdi, hemen defteri geri alıp — yırttı, vezirin eteğini öperek şu sözleri söyledi: — Kölenin hayatı gibi mali, mülküde efendisinindir. Ben para istemiyorum, — efendime — defter sunuyorum. Fakat paşadan öç almayı borç bildi, henüz bitmeyen konağın bir tarafından Topkapı sarayına doğru bir tünel kazdırtmaya başs ladı ve elli altmış metro kadar yol yaptırdıktan #onra padişahın kapı ağasına giderek haber verdi, Saraya — tünell.. Bu, kötü bir düşüncenin söz götürmez belgesl demekti. Hünkâr da öyle saydı, Badrazamin o yor altı yolile saraya girmeyi tasarladığına İnandı ve Derviş Paşayı - Sorguya bile çeke meden - öldürttü. Evet, Istanbulda yeraltı yolları vardır. Birisi de Derviş Paşamı kafasını uçürtmak — için — açıli masına başlanılan bu thım Fakat ne aşk yapmak, ne M almak için yeraltından on on Üz kilometre uzunluğuudu açan babayiğit Istanbul tarihinde görülmemiştir. Böyle bir yal bulunduğuny söyliyen Alman, becce sayık'ıyorli TT : Holivutta ııo a yapan : oli , mobillerin Üstüne; "Dıkkıt Kazaya uğramış iki otomobil Dünyanın muhtelif yerlerinde otomobil kazalarının önüne geçi- mesi için akla gelmedik üsuller cezalar tatbik edilmektedir. Bun- ların arasındı en garibi Ameri- kanın bir şehrinde — tatbik edi- mektedir. Bu şehirde kaza yapan şoförler, ceza olarak, kadavraha- nede parçalanmış insan cesetleri arasına koümaktadırlar. şoförü kaza asılmaks niz, bu stomobilin yapmaktadır,, levhası tadır. Yugoslavyada ise hızlı giden otomodiller zabıta tarafından dere hal durdurulmakta, araba, dört tekerleğin lâsliği eyice delindik- ten sonra bırakılmaktadır.