Tefrika No: 78 Perdita hiçbir şey söylemiyor- du. Fakat solgun çehresi Coresse gibi hissiyatını saklayamadığını gösteriyordu. Coressenin kelidi hakkında söylediklerini duyunca ©o da söze karıştı “Sen gelmezsen ben de gitmem,, dedi. Eu sözler Coresseyi yime tered- düde düşürdü... Bir an için burâ- da, sefarethanede dşarıdaki gürül- tülere karşı lâkayt ble tavırla | yükselen bu kalın — duvarların arkasında kalmağı düşündü. Dışa- | rının soğuğundan, karanlığından | korkuyor kanlı kirli manzaraların | hayali bile onu titretiyordu. Karer Coresse bunları düşünürken Sir Geoffrey onun — evvelkf' itirazına cevap verdi: “ Öyle şey olmaz misis Lang- ton, kocamız artık gelemez... Yo- luna devam etmek budalalığını yapsa bile bu hava çemberinden geçomez... Gelebilse bile sizi burada bulmadığına her halde çok mem- nun olur.. Fakat imkâm yok gelemez. Almanlar posta tayyare- lerini birakırlar mı zannediyorsu- nuz? ,, Dedi. Caresse yine Lavrence'e baktı: “ Ne dersin, geleyim mi? ,, Dedi. Hâlâ tereddüt ediyordu. Ya Lavrence gider ve kocası da ge- moyiverirse?... Nihayet kararım verdi. Perditaya döndü: “ Benim yüzümden senin de burada kalman doğru değil yav- rum... Biliyorsun ki ben çocuklu- ğumdan beri korkak bir kadınım. Iyisimi büyüklerimizin dediği gibi yapalım ve ikimiz de gidelim... Haydi yukarı çıkıp sandıklarımızı yerleştirelim. ,, dedi. Iki genç kadın, yanlarına ala- cakları eşyayı bazırlamak Üzere odadan çıktıktan sonra Lavrence, sefire dönerek: *“Sizin Bentley otomobilinimi alacağız? Bana kalırsa ona hacet yok. Zaten dört kişiyiz.... Benim etomobilim hepimizi alır,, dedi. Sir Geoffrey, sert ve âmirana bir tavurla: *Ben Londraya korye gön- derdiğim zaman elimde bulunan en iyi ve en mükemmel vesaili kullanırım... Benim otomobilimi alıramız... Hâttâ hizmetçilerden gitmek istiyen varsa, onlardan da — birini yanınıza alırsınız,, dedi. Hizmetçi Paul derhal - ileri atıldı: “ Müsade edersen ben gide- yim ,, dedi, Ve genç kadınlarm el çantalarını aşağı indirmek Üzere odadan çıktı. Bir kaç dakika sonra Caresele Pergita da aşağıya indiler Lavrence onları derhal avluya sörükledi, Sefirin otomobiline binmek için, onu Laurencenin bıraktığı yero, şatonun —avlusuna kadar yaya yürümek icap ediyordu. Sefarethanenin kapısından çık- tılar ve yer yer alevler içinde yanan, her tarafına havadan ölüm #açılan şehrin içine daldılar. Şa- toya giden yoldan çıkmak için sağa döazdüler, Fakat yarı yçla Boğucu gazlar arasında karşı kazşıya savaş | geldikleri zaman yıkılan duvarla- :lıuı l.:.ıılııilı yolu tıkanmış buk Lavrence, Coarease'le beraber ilerde gidiyordu. Caresse güçlük- le yürüyor ve Lavrence'in koluna asılıyordu. Yoldaki taş yığınları- nın Üzerinden aşıp Öte tarafa geçmek Vâzımgoliyordu. Fakat bu srada Caresse birdenbire durdu. “Ben bu taşların Üzerine tır- manamam... Biliyorsunuz ki aya- ğımı çarpmıştım... O zaman oka- dar ağrı hissetmemiştim... Fakat şimdi fena halde sızlıyor,, dedi. e) — | zetlerder net'cedr, Hırsız Üfürükçü... Hasta Çocuk Okumak Bahanesile Girdiği Evi Soydu Polis, fala bakmak, hastaları okumak bahanesile evlere girerek hırsızlık yapan bir kadını tevkif etmiştir. Bu kadın, Fatihte Kırk- çeşmede oturan Zeyneptir. Zeynep, Fatihte Diki'itaşta iki kadının çocuklarının hasta olduğu- nu duymuş dertlerine deva bula- bileceğini söyliyerek kadınlara hu- Kül etmiştir. Naciye ve Lütfiye isimlerindeki bu kadıncağızlar da, — Zeynebin sözüne kanmışlar ve hasta olan çocuklarını okutmak Üzere Zey- nebi evlerine almışlardır. Zeynep, çocukları — okumuş üflemiş, icabeden kurnazca ma- nevraları yapmış, sonra — çıkıp gitmiş. Naciye ve Lüt'iye de az sonra konsollarının gözünü çek- likleri zaman, altın bilezik, elmas yüzük ve diğer bazı mücevher- lerinin — yerinde yeller estiğini görmüşlerdir. Hemen polise mü- racaat etmişler. Zeynebin tarifini vermişler ve kadını tutturmuşlar- dır. Fakat çalınan mücevherler ele geçmemiştir. Ortam;kteplere Muallim Muavini.. Yapılan İmtihun Hiç De İyi Netice Vermedi Ortamektep muallim muavin- liği imtihanları tamamlanmış ve neticeler belli olmuştur. Orta ted- risat genel direktörü Bay Refi- kin de şahsen alâkadar olduğu bu imtihanların neticesi memnu- niyet verici değildir. Çünkü imti- hana dahil olan iki yüze yakın namzetten pek azı muyaffak ola- bilmişlerdir. Yazılı, sözlü ve bir de takrir imtiham — geçiren nam- türkçeden 12, diğer zümrelerden de beşer kişi kazanabilmişlerdi. Bu imlihanlarda, en ziyade dikkat. çeken şey şu olmuştur ki, Fransızça muallimliği için imtiha- na giren Lir çok, ecnebi lise me- zanu “Türk gençlerinden, hatta fransızçayı iyi bildikleri bile umu- lan, bir çokları imtihanı kazana- mamışlardır. Her zümreden kaza- nan talebe olduğu halde fransız- çadan bir kişi bile muvaffak ola- maması şâyânı dikkat görülmüş- tür. Çünkü bu namzetler türkçe- den çok geridirler, Tıp Fakülltesinin İmtihanları Tıp fakültesinin imtihanları bitmiştir. Netice oldukça iyidir, Doğrudan doğruya dönen hiç yoktur. Muvaffakıyet nisbeti bi- rinci sınıfta, ** 80, diğer sınıflar- da da ** 90 dan fazladır. Ebe mektebi imtihanlarında dönenlerin nisbeti *0 14 dür. Hukuk Fakültesinda Hukuk - fakültesi ikinci sınıf imtahanları neticesi belli olmuştur. Bu devrede imtihana giren 95 kişk- den (14) kişi bazı deralerden ikma- le kalmışlardır. (24) & ise bütün derslerden, Eylülde tekrar imtihana gireceklerdir. Bu neticeler iyi görülmektedir. Halkevi Temsil Kolunda Halkevi temsil şubesinin faali- yetini artırması Üzerine, şimdilik bu kola 40 talip müracaat etmiştir. Bu sayı gittikçe artmaktadır. Bu müracaatlardan istenen şart orta- mektep mezunu olmaktır. Ayrıca bir de imtihan geçireceklerdir. Burada dersaler bedavadır. Erkek talebeye ayda Halkevi tarafından beş, kadınlara da on beş lira yol parası verllecektir. Ders müddeti üÜç senedir. Temsil kolunun ilk meozunları bu yılıa ikinci Teşri- ninde diplomalarını alacaklardır. SiİNEMA ARTİiSTI OLMAK ISTEYENLERE; TÜRK FiLM STADYOSU DİREKTÖRLÜĞÜNDEN : Sinema artisti olarak çalışmak is- teyen Bayan ve Bayların her gün sa&t 17 den 19 a kadar, Şişlide son tramvoy durağında suvari ı.ıııhlu arkasındaki Studyomuza müracaa!