4 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Temmür b M —a ) Sğggan_l' ÂAlemi Habeş Meselesin- de İşlenen Hata İtalyanın Habeş macerasına atılır- ken bence yaptığı en büyük yanlış tahmin, o mıntakada Aalâkadar olan Fransa ile İngilterenin tasavvurların- dan tegafül etmiş olmasıdir. İtalya, bu bâdirede, hiç kimsenin — noktal mhazarına ehemmiyet vermek isteme- mekle davasına olan inancını bir defa daha âlemâ ilân etmek istedi. Fakat Fransanın tasavvurları, onun plânları- na aykırı gider bir yolda olmadığın- dan, hiç olmazsa, o cihetten inkisarla arşılaşmadı. Fakat İngiltıre, onun bütün hayallerini şimdilik suya dü- Şürdü. Meclislihas Lordu Bay Edenin “bu münasebetle Romada yaptığı mü- dakereler çok manalıdır. Bu mürzakereler bize gösteriyor ki İngiltere bir harp çıkmasını istemiyor, İtalyayı da büs- bütün gücendirmiş olmamak için ona, bazı tavizler temin etmekten çekin« miyor. Bizzat kendi topraklarından yer vererek İtalyanin Eritre ve Somali Mmüstemlekeleri arasında, onları bir- leştirecek bir surette bir dömiryolu yapmasına imkân vücude getiriyor, buna mukabil — Habeşistana da bir deniz mahreci verilmesini münasip görüyor. İtalyanın bir türlü kabul etmediği edemediği şey de budur. Zira Habe- Şistana deniz mahreci vermek demaek, bilhassa son senelerde gözü fena hal- de açılan bu devletin hariçle kolay tamas etmesi - demektir. Hal- buki bugünkü vaziyet de, Habeşistan, Cibuti Adis - Ababa'yı Fransız lima- nına bağlayan tek hattın ve bu nok- adan Fransızların — arzularına bağlı bir vaziyette bulunuyor — demektir. İngiltereyi bu tarzda harekete sevke- “den sebep ise, Habeşistanı başkasına yverecek yerde kendisinin benimse- mekte olmasıdır. Bundan başka Sudan İle aşağı Mımirin refahini temin eden Omavi Nil, sularını Tsana İsml verilen gölden alır ki bu göl de Habeşistan- Odadır. Binaenaleyh, İngiliz İmperator- Tuğunun istikbali — ile alâkkadar olan Hint yolu üzerinde ve bu yolun bak- şiliğini gören Sudan ve Mısırın yakin« larında bir yabancı hâükimiyetinin rulmasını istememek, İngiltere için bif bir düşünüştür. İtalya gibi seyal politika sahibli olan — bir memleketin —bu hesabı gözden kaçırmaması affa- lunur hatâ değildir. — Süreyya Bir Deniz Faciası Londra, 8 (A.A) — Tokyodan Royter ajansınâ bildirildiğine göre, tenzamaru Japon sularında Midorl« Mmaru ismindeki vapurla çarpışarak batmıştır. Yolculardan 75, tayfadan kişi kaybolmuştur. kolay | Almanya - Lehistan Bek -Hitler Görüşmesin- den Neler h Doğu Andlaşması . .. * a Yine Söz Gelişi e.jie Ediliyor Varşova, 3 (A. A.) — Diş İşleri Bakanı Bek'in Berline yaptığı geziden bahseden hükümet gazetesi Kurjer Poranni, * Polonya ıiğ — Bakanının ,Hitler lle doğu andlaşması hakkında görüşeceğini yazmaktadır. Bu gazete, iki hükümet adamının Dançig - Polonya anlaşmazlığını İn- celeyeceklerine ihtimal vermemekte- dir. Çünkü, Polonyanın tezine göre Almanya, Dânçig ile Polonya arasın- daki meselelerle ilgili değildir. Berlin, 3 (A. A.) — Gazaeteler, Bek'in göretini uzun uzadıya İncele- mektedirler. Völkişer Beobahter, ' Almanya ile Polonya arasındaki elbirliğinin bundar böyle daha içten olacağını sanıyor. Berlin, 3 (Hususi) — Bek buraya eldi, merasimle karşılandı. Hitler - gık görüşmeleri başladı. Loit Corc Yine Sahnede Fakat Bu Sefer İngiliz Hü- kümetini De Kuşkulandırdı Londra, 8 — Eski Başbakan Loit Core ile serbest kiliselerin önayak olması İle barış vö kalkınma cemiyeti dün 2000 kişilik bir toplantı yapmış- tır. Loit Corç bu yeni partinin prog- ramını kabul edecek olanların hükü- mete aykırı (muhalif) davranmalarını öne sürmüş, fakat kabul edilmemiştir. Bununla beraber dünkü toplantıda bütün birçek kimselerin bulunması, Loit Corcun İngilterede hâlâ kuvvetle söÖzü geçer olduğunu meydana koy- muştur. Lolt Corç bir söylev vererek, gavaş ve işsizlikle — mücadele için tekrar #siyasal hayata — döndüğünü söylemiş ve alkış!lanmıştır. Loit Corcun seçimden önce yapmış olduğu bu hareket çok Önemli görü- lüyor. Hatta Başbakan Baldvin İle Finane Bakanı da Loit Corcun bu hareketinden —geçende — kuşku İle bahsetmişlerdi. Bir Kadın Dört Çocuk Doğurdu Varşova, 3 (A. A.) — Yirmi beş yaşında genç bir kadın dört çocuk | Hitlerle görüşen L ehistan diş işleri Londrada Barış Görüşmeleri Londra, 3 (A.A.) — Roman- ya Dış İşleri Bakanı Titülesko dün Dış İşleri Bakanlığı Sekreteri Sir Robert Van Sittart ila birlikte öğle yemeğini yemiştir. Bundan | sonra Sir Samuel Hoaro ve Mak- “donald'ı görete (ziyarete) gitmiştir. Titülesko, — barış — meselesinin bölünmezsizliğini ve 3 şubat kararı- nın her noktası için toplu hareke- tin lüzumlu olduğunu önemle söy- lemiştir. bakanı Bek Ölüm Cezaları Almanyada İki, Çinde De Beş Kişi Yok Edildi Berlin, 8 (A A.) — Süel hayın- lıktan suçlu olan Brüno Lindenan ile Egou Brest bu sabah yaoğatılmışlardır (idam edilmişlerdir ), Pekin, 3 (A. A.) — Geçenki azıya karışmış olmakla suçlu bulunan beş kişi bu sabah gizlice idam edil- mişlerdir. Alman - Fransız Dostluğu Eski Muharipler Barışı Kurtarmak İstiyorlar Parin (A.LA.) — Büyük harpte bağ- Taşık on bir ülkenin delegelerile, on altı milyon üyesi bulunan Alman seski muharipler cemiyetinde — oruntanmış (temsil edilmiş) bulunduğu, eakl mu- haripler arstulusal konferansı, toplu- lukla aşağıdaki kararları vermiştir : 1 — Bütün ülkenin eski muharip- lerl barışa bağlılıklarını berkiterler (teyid ederler) 2 — Bütün uluslar arasında gü- venlik yaratmak için arsıu'usal sörz bağlarına dokunmamak lâzımdır. ' 8 — Devamlı bir barışın başlıca gartı olmak Üzere, silâhları buclan- dırmak (tahdit etmek) gerektir. 4 — Armulusal — anlaşmarlıkların, yargıçlara gönderilmesi lâzımdır. 5 — Yukardaki fikirlerin yeritil- mesi (tatbiki) vö kargılıklı iyi anlaş- ma için lâzım o'an hav?yı yaratmak ergesile eski muhariplerin kendi ara- larında devamlı surette temasda bu- lunmaları gerektir. Alman delegasyonu şefi OÖberlin- doöber Havas ajansına — şunları sÖöy- lemiştir : “Dün düşmandık. Bugün arkada- şız, yarın dost olacağız. ,, | olmamız onun İçin birşey Gönül İşleri Birkaç |Genç Kızın Sualleri “Yaşım 19, Kimsezizim. Yedi ay- danberi bir gençle konuşuyorum. Ben onu çok seviyorum, fakat o bana kar- şı lâkayıt değilae bile oiddi duruyor. Şimdiye kadar ağzından beni sevdiği- ni bildiren bir kelime işitmedim, Fakat benden de ayrılmıyor. Bu adamın hak- kımdaki hissi ne olabilir ?,, İstanbul E.B. Bazı insanlar duygularını ha- rice verirler, bazıları içlerinde saklarlar. Fakat gözler içimizin aynasıdır. Doğruyu onlar söylerler. Sevdiğiniz gencin gözlerine ba- kınız. Onlar size nediyor? x 19 yaşındayım Türkçe ve Fran- sızca İlk tahsilim var. İki seneden- beri bir genç benimle alâkadar oluyor. Arkamı bırakmıyor. Niha- yet tesadüf bizl buluşup görüş- türdü. Şimdi istemiyerek konu- şuyoruz. Fakat ben macera va- şamak istemiyorum. Üpbur mak- sadını nasıl anlayayım? İstanbul C. Z. Bu gençle konuşmanızı ilerilet- meyiniz. Kendisi size sevginden filân bahsederse, allenize müra- caat ederek konuşmasını tavsiye edersiniz. a * “19 yaşındayım. Ü İlsan bilirim. Türkiyenin yabancısıyım. İki aydan- beri bir gençle tanışmış bulunuyorum. Bu genç 28 yaşındadır. Kendisine ümit vermemek için elimden geleni yaptım. Verdiği randevulara gitmedim. Fakat yine arkamı bırakmadı. Bana daima husust hayatından bahsediyor. Fakat makasadını anlıyamıyorum. ,, İstanbul E.S. Bu genç — sizinle — flürt yapıyor. Randevuya — gitmemiş ifade etmez. Onunla konuşmanız, ran- devu vermeniz kâfidir. Maksadını 3500 Kişilik Bir Grev , Londra, 3 (A.A.) — Londra oto- büslerinin 3500 şoför ve biletçisi, arkadaşlarından ikisine yapılan haksız bir muamele yüzünden grev yap- mışlar, 47 otobüs hattı bu yüzden durmuştur. Gece yarımı toplanan — goförler sabaha karşı greve davam ötmemeğe karer vermişler ve bu sabah te krar işlerine baş amak üzere dağılmışlardır. Edabi Tefjrika No: 16 Ben kıskanç bir kocam olma- sını İsterdim, Beni korusun, ba- na gelecek — tehlikelere — 'siper “olsun diye değil. Buna ihtiyaç yok. Fakat ben bir kadının sev- mek ihtiyacını yalnız her arzusunu yerine getirmekten ibaret telâkki etmem.. Kadın her saniye sevil- diğini anlamalıdır. Bunu anlatacak ne tuvalet, ne para ne cinst bir Özevktir. Kadın Üzerinde . kıskanç koca gözlerininin ihtirasını dalma görmdlidir. Bu hırslı 'alev onun kalbindeki harareti olduğu gibi Baklar. Emin Tosun beni seven fakat sevmesini bilmeyen bir koca. Balolarda, toplanışlarda beni saat- derce yalmız birakıp ya - pokere, ya çeneye dalıyor. Çok defa onu masadan ben kaldırıyorum. Onu bu âdetinden vazgeçir- Meye çalışıyorum. Ö, zannediyor tuvalet, gezmek, — pırlanta her şey beni doyuruyor. Bütün — en bir kadını mes'ut edebilir. dada tanıştığım ahbaplardan ir hanımla — bir gün bu mesele |Üzerine konuşuyorduk. ANASININ -- KIZI bunlar belki benim gibi düşünme- * Cahit -— doğurmuştur. Annenin sıhhati iyidir. 4/ T 1 85 Y — Erkeklerimiz bize cins yarış kısrakları muamelesi yapıyorlar. En modern ahırlarda - besliyor, en lüks — koşumları — alıyor ve bizimle iftihar ediyorlar. Bu yan- lış düşüncelerini — değiştirmeye lüzum yok, onları inandıklarından vazgeçirmek budalalıktır. Yapa- cağımiz şey onların — bizim İçin muz olursa kendimiz temin et- mektir! Genç kadının bu lâkırdısı beni kuşkulandırdı. Birkaç gün sonra bir tesadüfle öğrndim ki zengin bir adamın karısı olan bu kadın bilmem hangi bankada çalışan — bir gence çıldırasıya âşıkmış.- Demek kocasının düşlünemediği arzulardan birine kendIi emeği İle kavuşmuş. Bu münasebetler beni İğren- diriyor. . Dostlarımız gittikçe azalıyor. İlk zamanlar evimizin kapıları ardına kadar açıktı. Emin Tosun Beyin — bir ordu — kuracak ka- dar kalabalık ahbapları, kadınlı, erkekli gelip gidiyorlardı. Yavaş düşündüklerinden başka bir arzı- | — ——— ——— ———H— — — yavaş kadroyu daraltmak mecbu- riyetinde kaldım. Bir türlü ısına- madığım bu kibar âlemi, zengin- ler âlemi hergün bir yanından patlak veren çürük bir tülbent gibi iusana emniyet vermiyordu. Ellerini sıktığım iİnsanların ne mayada bir mahlük olduğunu 'bilmediğim için yeni tanıştığım ahbaplara karşı âdeta tetikte duruyorum, Ha bugün ha yarın bir falsosunu yakalamak korkusu beni öyle titiz yaptı kl artık en sıkı dostlardan bile kuşkulanı- yordum. Emin Tosun Bey, bilmem ne- den böyle münasebetsizliklere al- dırmıyor. N Bu zengin âAleminde kadınını, dişisini, kadının erkeğini kıskan- ması âdeta ayıp sayılıyor. Kıskanılan şey - otomobil, pır: lanta, apartıman, güzel eşya.. Bir müteahhidin karısile ta- nıştım. Güzel bir kadın. Eskiden Ak- saray larafında kendi halinde bir evin kızı iken bir xabit sevmiş, | nişanlanmış, sonra günahı Üstün- de kalsın, sözde zabit bunu al- datmış, ayrılmışlar, — ayrıldıktan bir iki yıl sonra bir tesadüfle bu müteahhitle tanışmış. Bir zaman beraber yaşamışlar, sonra da ev- lenmişler. Bir gece Kastellinin köşkünü tutan bir ahbaba davetli İdik. Bu karı koca da vardı. Erkekler su gibi rakı içtiler. Bazı kadınlar da onlarla âdeta yarış ediyorlardı. Bana piyanoda bir — şeyler çalmam * İçin israr ettiler. Bu şarhoşlar âlemine ne çalınabilir? Bir iki bayat şarkı çaldım. Bir aralık pek çok içen bir hanım yanıma geldi, kulağıma iğildi. Adeta yalvarır gibi: — Kuzum kardeşim, bir çifte- telli yahut zeybek çalar mısın? Dedi. Genç kadının bu arzusunu kırmadım. Çiftetelliyi pek çala- mıyordum, fakat zeybek tempo- dan ibaret olduğu için... Arkam onlara dönük çalarken birdenbire bir alkışlır. —koptu. Başımı çevirdim. Benden zeybeği İsteyen genç kadın oynamıyor mu? Tabureye yarım bir tur vererek hem çalıyor, hem d seyrediyo- rum. Güzel oynuyor. Kıyamet koptu. Ve bir kaç erkak sesi yükseldi. — Çiftetelli de isteriz. O, can atıyordu. Fakat ne yazık kli ben piyanoda çiftetelliyi pek kıvıramıyacaktım. İsrar ettiler, beceremliyeceğimi bildirdim. Niha- yet yine bir genç kadın geidi, kalktiığım tabureye oturdu ve alışkın karmaklarile Bahriye çil- tatellisi dedikleri bir — havayı çalmağa başladı. o zaman İyice anlar, ona göre dav- ranırsınız. * Diyaribekirde B. B. K, $. Başka kızlar sevdiğiniz kızı kıskandıkları İçin — tabit — ona karşı gelirler. Sizx bu sözlere ehemmiyet — vermeyiniz. — Hatta onlarla konuşmayınız, çünkü bu defa sevgiliniz kızacak ve sizl bırakıp kaçacaktır. TEYZE O daha başlarken Göteki fır- lamıştı. Şimdi erkekler çevre olmuşlar parmaklarını — şaklatıp, — ellerini çarparak bu kıvıra kıvıra, — çal- kana çalkana, — süzüle — süzüle oynayan genç kadını seyrediyor- lardı. : 4 Emin Tosun Beyi gözlerim aradı. Kalabalık arasında o da ken- dinden geçmiş sağ elinin ikinci parmağını sol avucuna şaklatarak tempo tutuyordu. Yavaşça sokuldum. Erkeklerin bir şey görecek halleri yoktu. Kadınlar bile bu kalça vae göbek ziyafetinden zevk almışlar gibi hayran ve süzgün seyrediyor- lardı. Emin Tosun Beyin kulağına yapışan parmaklarım olanca kuv- veti ile sıkıldı. Ona ilk defa hakaret dolu bir gözle baktımı — Yürül Sersem olmuştu. itaat etti. Piyanonun gümbürtüsü içinde onu önüme kattım. Kapıya birikip alışkın ve yılış- kan bakışlarla bu sahneyi seyre- den lâkayt ve lâlibali hizmetçilerin arasından geçerek dışarı çıktık. O, susuyordu. (Arkamı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: