Her Sehott'ın ilk hava zareri hakkında verdiği haberlerin dağ- ruluğundan şüpbe etmiyordu. Fa- kat bunun arkası gelecek mi Bu sırada birdenbire şimal tarafından yine yıldırım çakması gibi ışıklar görünmeye ve uzaktan top sesleri gelmeye başladı. Bir dakika sonra da şehir etrafındaki tayyare bataryaları müthiş bir gürültü ile ateş açtı Toplar mütemadiyen patlıyor, kulakları sağır eden bir gürültü- nün fevkinde, yüksekteki tayya- relenin homurtusu işitiliyordu. Bir müddet sonra batarya- ların ateşinin tesiri görüldü ve birbiri arkasından bir sürü düş man tayyaresi karanlığı yırtan alevler içinde yere düşmeye bap ladı. Bunların sık sik düştüğünü gören Sir Geoftrey bir an İçin, şebri kuşatan bataryaların Alman tayyarelerinin geçmesine —mâni elabildiğini zannetli. — Fakat bu zan uzun sürmedi. Beş on sa- tayyare — gürültüleri tam tepeden İşitilmiye başladı ve bunu müteakip de sokaklara, > gehrin ötesine berisine - düşen işitildi. Sir Geofirey pençereden uzak- laştı. Bu şerait tahtında artık uyku uyumak kabil değildi. Mer- divenlerden aşağı inerken, evin büyüğü olmak münasebetile her- kesin selâmet ve emniyetinden kendisinin mes'ul olduğunu düşü- nüyor. Şu tehlikeli dakikalarda neşeli — görünmiye — çalışıyordu. Aşağı indiği zaman memurlardan birkaç tanesile uşaklardan ikisini biraz evvel terkettiği odada buk du. Bunlardan kimisi sakin, kimi- si heyeganlı idi. Bazılarının ba- kışlarında — müthiş bir korku seziliyordu. -0 Sefir odaya girince Lavrence ayağa kalktı ve: — “Sizsin — otomobili şatoya yakın bir yerde bırakmıştık. Büri dÜ onu alayım, — getireyim,, Li Sefir gülümsedi: — “Onu bıraktığın yerde bu- Büyle harkçak: haçeşlği birazndk a Sırar onu belki de birisi —alıp götür: müştür. Mamafih — bir otomobil için kendini tehlikeye — atmakta mana yok. Hoş, şu sırada otur- duğumuz şu binada, — sokaktan daha fazla emniyet altında de- giliz yal.... İstersen git,, dedi. Lavrence bu 1 aldık- tan sonra süratle odadan çıktı. İ Sir Geoffrey ötekilere döndü: “— Bizim — yapabileceğimiz bir şeyler yok. Almanların Prağ şehrini taş taş Üstüne bırakma- mak Üzere harap etmeye azmet- tikleri anlaşılıyor. — Onlar zaten her şeyi tam ve — muntazam bir surette yapmakla iftihar ettikle- rinden, bu kararlarına — hiç de şaşmıyorum, bizim vazifemiz bu- rada kalmak ve bu işlere müda- hale etmemekten ibarettir. Bom- bardıman kesildikten sonra sağ kalırsak, belki bizden daha talih- siz olanlara yardım — edebilmek fırsatını bulur, şimdilik ister tavan arasına çıkınız, İster mahzenlere İniniz, isterseniz de — bu odada oturunuz, zannedersem bu bom- balar birkaç katın tavanını harap edip geçtikten sonra — patlıyan Cİnsten, onun İçin tavan arasına çıkarsanız tâ Hst kattan aşağıya düşmek tehlikesi, mahzene inere seniz o vakit de bütün — binanın sizin Üstünüze çökmesi tehlikesi var. Onun için — bildiğiniz gibi hareket etmekte — serbesteiniz.,, Dedi. Bu küçük nutkunu bitirir bi- tirmer sokakta patlayan bir bom- banın tarakası, yıkılan bir duva- rın gürültüsü ve kırılan camların şangırtısı — işitildi. Sir Geoflrey bütün bu gürültülere kulak as- mayarak masasının başına geçti ve İngiltera Hariciye Nezaretine gönderilmek üzere son bir iki saatlik vukuata dalir bir rapor yazmıya hazırlandı. Fakat elini kaleme uzatırken, başını kaldırdı ve iki genç kadının odaya ” gir diklerini gördü. Caresse ğ e Carcsse ıslanan ve yırtılan e- bisesini çıkarmış, Parliste yeni moda olan pembe bir tuvalet giymişti. Tuvaletine okadar itina etmişti ki, onu görenler Gdeta yarıda kalan baloya tekrar git- meye hazırlanmış. zannederlerdi. sesindeki sinirli rekâketi kontrol etmiye çalışarak: — “Bu gürültü, patırtı ara- sında bir türlü uyuyamadık. Ni- Muhiddin Üstündağ Avrupa Dönüşünde Yeni Fikirlerini Anlatıyor Avrupadaki gezisinden dönen ilbay Muhiddin Üstündağ şehir işleri hakkında birçok projeleri olduğunu, haklı ve bilgili tenkit« ler istediğini, dünyamın en medeni yeri ağacı bol olan yer olduğu- nu söyledikten sonra demiştir kk * Şehir demek, — medeniyet demek, fazla daha ileri gidecegim, İnsanlık demek, ağaç demektir. Bütün kaymakamlara emir veri- yorum. İstanbulda devlete ait boş araziye tohum serptireceğim, çam yetiştireceğim. ,, libay Üslündağ bundan sonra vapur, tren kişeleri önündeki kar- gaşalıkların önüne geçmek için tedbirler alacağını, sıra bekle- SON POSTA hayet aşaği İnmeye karar verdik, dedi. Etraftakilere baktı ve birden- birer — “Lavrence nerede?,, diye sordu. Sir Geoffry, Lavrence'in oto- mobili aramıya gittiğini söyleyince Caresse büsbütün — sinirlendi ve Adeta sert bir sesle 1 — “Bu tehlikeli — zamanda nasıl oldu da onu sokağa cik- mıya bıraktınız?,, Dedi. Fakat sefir meseleyi uzatmak istemediği için bu suala aldırmadı. Caressenin — hiddetlenmesi, — şu #ırada maneviyatı için çok iyl bir şeydi. Bu sırada Lavrenca de sefa- rethaneden çıkmış bulunuyordu. Daha kapıdan çıkıp da karanlıkta, © dar sokağın içinde ilerilemiye bşlar başlamaz yıkılmış bir duva- rın tuğlalarına çarptı. Yan duvart baştan aşağı yıkılan evin içerisi hayal meyal gör! te idi. Yavaş ilerledi ve köşeyi dö- münce caddeye bir göz gerdirdi. Fazla tahribat görmeyince zarar ve ziyanın tahmin edildiği kadar büyük olmadığını zannetti. Fakat süratle uçuşan tayyarelerin mo- törlerinin çıkardığı Besler ve top- ların, bombaların — tırakaları ha- vayı korkunç bir gürültü ile dok- durmakta idi, Posta Kadrosunda Posta, telgraf ve telefon ida- resi kadrosunda esaslı işiklik yapılmamıştır. Yalıız ka rin daraltılması, münhallerin idare edilmesi ve 936 yılına kadar yesl memur alınmaması kararlaştırıl. mıştır. 936 yılında yeni ve esaslı teşkilât yapılacaktır. Posta idare- sinde 55 yaşını geçmiş ve teka- ütlük müddetini doldurmuş, bütün memurlar mecburi tekaüde sevk edileceklerdir. Kadrolarda başka- A GAŞ Şoktar — miyenleri şiddetle cezalandıraca- ğını söylemiş, otomobillerin korna çalınalarını yasak etmek istediğini, halkın bir taraftan bir tarafa ge- çebileceği yerleri boyatacağım, bunlar yapıldıktan sonra da klak- sen çalınmasını yasak edeceğini ilâve etmiştir. ( Arkam var ) Habeş İşi Temmuz 4 Avrupayı Karıştırdı ( Baştarafı 1 inci yüzde ) bilhass Ingilterenin siyasal ve ekonomik gelişimleri için, sömür- gelerini genişletmet hususundaki haklarını, kendisi için de istemek- tedir. 2 — Habeşistan, Halyanın, sömürgelerini hötlemektedir (teh- dit etmektedir). Halbuki bunları müdafaa etmek İtalyanın ödevidir. 3 — lagilterenin, Habeşistana vermek istediği zeda çıkıtı (mah- reci ) İngiltere için ekonomik bir fayda olacak, fakat buna karşılık İtalyaya zarar verecektir. Çünkü Habeşistana giden eşyanın geç- mesi için 1928 Habeş - İtalyan anlaşmasında ileri sürülmüş olan Assal yolunun artık gereği kal- mıyacaktır. 4 — İltalya'ya — önergelenen Ogadan — toprakları değersizdir. Rtalya şimdi bile tarıma, ziraate, yaramıyan birçok toprağa sa- hiptir. Bundan dolayı — birçok kilometre murabbahk işe yaramaz topraklar değil, işlenecek alanlar aramaktadır. Halyaya Karşı Boykot Teklifleri Londra, 3 (A. A.) — Gaze- teler, bugünkü kabine toplantısı- nn öneminden bahsetmektedirler. Bu toplantıda Ingiliz Bakanları Italyan - Habeş — anlaşmazlığı hakkında kesin — kararlar — vere- ceklerdir. Deyli Meyl diyor ki: * Yetkili çevenlerin dün söy- lediklerine göre, kabinenin bazı Üyeleri, uzlaşma için yapılan bareketler, başarılı sonuçlar ver- mediği — takdirde, — Ingilterenin Uluslar Sosyetesi araciyle ( vası- tasile ) Italyaya karşı herhangi bir ekonomik hareket yapılmak üzere önergede bulunması fikrini ileri sürmektedirler. Bununla beraber kabinedeki bütün Üyelerin bu önergeye ya- naşmaları muhtemel değildir. ,, İngiltere Çorap Örmekle mi Meşgul? Parls, 3( A.A ) — Diplomatik çevenler, — Eden'in — İngiltre'nin Roma'ya yaptığı önerge ( teklif ) hakkında Avam kamarasına ver- | diği izahları hayret ile karşıla- maktadır. Önergeye göre İnglitere, Ingi- liz Somalisinde denize kadar uza- nan bir toprak şeridini Habeşis- tana vermeyi tasarlamaktadır. Diplomatik çevenler Eden'in son göretinde Lâval'e bu önerge- den bahsetmemiş olduğunu söy- lemektedirler. Bu çevenler, Ingil- tere'nin Habeşista vermeyi düşün- düğü, Zeila Himanının, bir Fransız limanı olan Cibuti'ye yakın oldu- ğunu ve bu projenin, şimdi Habeş tecimine çıkıtı (mahreç ) olan bu limanı tehlikeye düşürdüğünü ha- tırlatmaktadırlar" gazeteler, İngilterenin Habeş işindeki hareketini, Fransa men- faatlerine aykırı buluyorlar ve hele Eden tarafından İtalyaya yapılan — tekliflerden Fransanın hiç belerdar edilmemesini çok gar.p görüyorlar. Raliyada Fevkalâde Bir , Toplantı. Yapılıyor Roma, 3 (A. A.) — Musolini bu #sabah deniz kamisyonunu üsnomal ( fevkalâde ) bir tcplan- tıya çağırmıştır. Söylendiğine göre, bu toplan- tıda sömürgelere (müstemlekelere) yapılan asker sevkiyatı ile — ilgili ve önemli deniz meseleleri görü- şülecektir. Masonlara Ve Masonlu- ğa Karşı... (Baştarat birinci yüzde) Küryoziterji çekmiştirki tehlike bu noktada düğümlenir. Masom koğun — ikinci kötü tarafı; Mason olanlarla olmayanlar, yani lerle “ harlci ,, ler arasında adeta bir. yabancılık, bir “ diğerlik ,, telâkkisi vücude geltirmesi — ve cemiyet vahdetini ihlâl etmesidir. Cemiyet içinde kendisine ve geniş cemiyet güvenine İnanma- yanlar dar bir egoizma içinde ( biribirlerini korumak ) vaziyetin- den çok memnun kalmışlar ve Masonluğa bunun iİçin bağlan- mışlardır. Aleni — dinlerin — yanıbaşında bu gizli dinler orta çağlarda bir zaruretti. Gerek hiristiyan- hkta, gerek — islâmlıkta dini te- sallüf ve taassup devrinde fikir hürriyetini ve vwicdan kanaatini Masonluk gibi bir şey- dir, ve belki Türkün naturel din telâkkisini samilerin çöl itikatla- rından korumak ve kurtarmak itibarile Bektaşiliğe “Masonluktan daha milli bir tarikat,, idi diye- biliriz.,, Masonlar arasında — asabiyet uyandıran bu yazı Üzerine temas ettiğim “dereceli ve rütbeli,, Ma- sonlar düşündüklerini söylemek- ten çekindiler. Anlaşılıyor ki bu çekinme — menedilmelerindendir. Tzmir Mason localarından birinde | mühim bir mevki işgal eden bir zat bana, adının yazılmaması şar- tile şunları söylemlşlir: — “Bizim, kökü dışarda bu- lunan teşekküllerle alâkamız yok- | tur. Masonluğun esaslarını benim- semiş bulunmakla beraber başka yerlarden direktif alarak iş gö- rüyor, değiliz. Adımız bile bap- kadır ve “Türk Yükseltme,, Ce- miyetidir. Masonluğun aleyhinde birçok şeyler söylenip duruyor. Bu söy- lenmeler ad ve gürültü koparmak için hazırlanmış siste matik sözlerdir. Bu yolda açılan münakaşalara birçok defalar ce- vap verdiğimiz için artık söyle- necek söz kalmamış — gibidir. Masonluğun dinle alâkası yoktur, Memleketin en ışıklı insanlarını arasında bulunduran bir teşek- külün bir dinle alâkası olduğunu söylemek — saflıktır. — Lâik bir memlekette din işlerile uğraşmak kadar boş bir şey olamaz.,, Bahçesinde Her akşam saat 21,45 de Büyük İSPANO- PARiZiYEN revisü Cumartesi - Pazar matine saat 17 de yeni program Yerlerinizi evvelden te- darik ediniz. Tolefon: 43703