Ti ” Ka —— —ç — Uaarali aS S K” eRERE LT Tn Gd ği " gehrin Ötesine berisine - — ginsten, onun JM'( n!l!ıl ııııı" ; --—(ı- Cefrika No: 74 Her Sehott'ın ilk hava zareri hakkında verdiği haberlerin dağ- ruluğundan şüphe etmiyordu. Fa- kat bunun arkası gelecek mi Idi? Bu sırada birdenbire şimal tarafından yine yıldırım çakması gıbı ışıklar görünmeye ve uzaktan op sesleri gelmeye başladı. Bir dıkıkı sonra da şehir etrafındaki tayyare bataryaları müthiş bir gürültü ila ateş açtı. Toplar mütemadiyen patlıyor, | kulakları sağır eden bir gürültü- nün fevkinde, yüksekteki tayya- | relerin homurtusu işitillyordu. Bir müddet sonra batarya- | ların ateşinin tesiri görüldü ve birbiri arkasından bir sürü düş- man tayyaresi karanlığı yırtan alevler içinde yere düşmeye baş- ladı. Bunların sık sık düştüğünü gören Sir Geoffrey bir an İçin, şebri kuşatan bataryaların Alman tayyarelerinin geçmesine — mâni olabildiğini zannetti. — Fakat bu zan uzun sürmedi. Beş on sa- niye sonra tayyare gürültüleri tam tepeden İşitilmiye dı ve bunu müteakip de sokaklara, düşen bombaların müthiş patlamaları Sir Geoffrey pençereden uzak- laştı. Bu şerait —tahtında artık uyku uyumak kabil değildi. Mer- divenlerden aşağı inerken, evin büyüğü olmak münasebetile her- kesin selâmet ve emniyetinden kendisinin mes'ul olduğunu düşü- nüyor. Şu tehlikeli dakikalarda neşeli — görünmiye — çalışıyordu. Aşağı İndiği zaman memurlardan birkaç tanesile uşaklardan ikisini biraz evvel tırhthji odada bul- du. Bunlardan kimisi sakin, kimi- si heyeganlı idi. Bazılarının ba- kışlarında — müthiş bir korku seziliyordu. .- Sefir odaya girince Lavrence ayağa kalktı ve: “Sisin — otomobili şatoya yıkıı bir yerde bırakmıştık. Bâri gi:il? onu alayım, — getireyim,, , Sefir gülümsedi: — “Onu bıraktığın yerde bu- labileceğini pek zannetmiyorum. Böyle herkesin kaçıştığı bir sırada onu belki dea birisi — alıp götür- müştür. Mamafih — bir otomobil için kendini tehlikeye — atmakta mana yok. Hoş, şu sırada otur- duğumuz şu binada, — sokaktan daha fazla emniyet altında de- ğiliz yal.... İstersen git,, dedi. Lavrence Bu müsaadeyi aldık- tan sonra süratle odadan çıktı. —. — Sir Geoffrey ötekilera döndü: “— Bizim — yapabileceğimiz bir şeyler yok. Almanların Prağ şehrini taş taş Üstüne bırakma- mak Üzere harap etmeye azmat- tikleri anlaşılıyor. — Onlar zaten her şeyi tam ve — muntazam bir surette yapmakla iftihar ettikle- rinden, bu kararlarma — hiç de şaşımıyorum, bizim vazifemiz bu- rada kalmak ve bu işlere müda- hale etmemekten ibarettir. Bom- bardıman kesildikten sonra sağ kalırsak, belki bizden daha talih- siz olanlara yardım — edebilmek fırsatını bulur, şimdilik ister tavan arasına çıkınız, İster mahzenlere İniniz, isterseniz de — bu odada oturunuz, zannedersem bu bom- balar birkaç katın tavanını harap edip geçtikten sonra — patlıyan için tavan arasına çıkarsanız tâ tist kattan aşağıya & n H ARP .BAS *& “x Kapıyi açtı ve Alman zabiti İçeri girdi =—P'l uııliıl y l düşmek tehlikesi, mahzene iner- seniz o vakit de bütün — binanın sizin Üstünüze çökmesi tehlikesi var. Onun için — bildiğiniz gibi hareket etmekte Dedi. - Bu küçük nutkunu bitirir bi- tirmez sokakta patlayan bir bom- banın tarakası, yıkılan bir duva- rın gürültüsü ve kırılan camların şangırtısı — işitildi.. Sir Geoflrey bütün bu gürültülere kulak az- mayarak masasının başına geçti ve İngiltere Hariciye Nezaretine gönderilmek Üzere son bir iki saatlik vukuata dalr bir rapor yazmıya hazırlandı. Fakat elini serbestsiniz.,, | kaleme uzatırken, başını kaldırdı ve iki genç kadının odaya gir- diklerini gördü. Caresse z S ae Caresae tslanan ve yırtılan el- bisesini çıkarmış, Pariste yeni moda olan pembe bir tuvalet giymişti. Tuvaletine okadar İtina etmişti ki, onu görenler âdeta yarıda kalan baloya tekrar gilt- meye hazırlanmış. zannederlerdi. gesindeki sinirli rekâketi kontrol etmiye çalışarak: — “Bu gürültü, patırtı ara- sında bir türlü uyuyamadık. Ni- X r—l' ü Ti ı.— 4-7- 1935 — “Lavrence nerede?,, diye sordu. Sir Geoffry, Lavrence'in oto- mobili aramıya gittiğini söyleyince Caresse büsbütün sinirlendi ve âdeta sert bir sesle : — “Bu tehlikeli zamanda nasıl oldu da onu soakağa cık- mıya bıraktınız ?,, Dedi. Fakat sefir meseleyi uzatmak istemediğl için bu suale aldırmadı. Caressenin — hiddetlenmesi, — şu gırada maneviyatı için çok iyl bir - geydi. Bu sırada Lavrence de sefa- rethaneden çıkmış bulunuyordu. Daha kapıdan çıkıp da karanlıkta, o dar sokağın içinde ilerilemiye bşlar başlamaz yıkılmış bir duva- rın tuğlalarına çarptı. Yan duvart baştan aşağı yıkılan evin içerisi hayal meyal görünmekte idi. Yavaş İlerledi ve köşeyl dö- nünce caddeye bir göz gezdirdi. Fazla tıhılbıt görmeyince zarar ve ziyanın tahmin edildiği kadar büyük olmadığını zannetti. Fakat süratle uçuşan tayyarelerin mo- törlerinin çıkardığı Besler ve top- ların, bombaların tırakaları ha- vayı korkunç bir gürültü ile dol- durmakta idi, ( Arkası var | * Muhiddin Üstündağ Avrupa Dönüşünde Yeni Fikirlerini Anlatıyor Avrupadaki gezisinden dönen ilbay Muhiddin Üstündağ şehir işleri hakkında birçok projeleri olduğunu, haklı ve bilgili tenkit« ler ııtıdigım. dünyanın en medeni yeri ağacı bol olan yer olduğu- nu ıöyledıkton sonra demiştir ki: “ Şehir demek, — medeniyet demek, fazla daha ileri gidecegim, insanlık demek, ağaç demektir. Bütün kaymakamlara emir veri- yorum. Istanbulda devlete ait boş araziye tohum serptireceğim, çam yetiştireceğim. » llbay Üsiündağ bundan sonra vapur, tren kişeleri önündeki kar- gaşalıkların önüne geçmek için tedbirler alacağımı, sıra bekle- Posta Kadrosunda Posta, telgraf ve telefon ida- resi knd'rosuııdn esaslı değişiklik yapılmamıştır. Yalnız kadroların daraltılması, münhallerin — idara edilmesi ve 936 yılına kadar yeni memur alınmaması kararlaştırıl-« mıştır. 936 yılında yeni ve esaslı teşkilât yapılacaktır. Posta idare- sinde 55 yaşını geçmiş ve teka- ütlük müddetini doldurmuş, bütün memurlar mecburi tekaüde sevk edileceklerdir. Kadrolarda başka- ea değişiklik yoktur. miyenleri şiddetle cezalandıraca- ğını söylemiş, otomobillerin korna çalmalarını yasak etmek istediğini, halkın bir taraftan bir tarafa ge- çebileceği yerleri boyatacağımı, bunlar yapıldıktan sonra da klak- son çalınmasını yasak edeceğini ilâve etmiştir. Tımıııuı 4 | Hab Arupayı — Karıştırdı ( Baştarafı 1 inci yüzde ) bilhasa Ingilterenin siyasal ve ekonomik gelişimleri için, sömür- gelerini genişletmet hususundaki haklarını, kendisi için de istemek- tedir. 2 — Habeşlstan, İtalyanın, dit etmektedir), Halbuki bunları müdafaa etmek İtalyanın ödevidir. 3 — lngilterenin, Habeşistana vermek istediğl zedla çıkıtı (mah- reci ) İngiltere için ekonomik bir fayda olacak, fakat buna karşılık İtalyaya zarar verecektir. Çünkü Habeşistana giden eşyanın geç- mesli için 1928 Habeş - İtalyan anlaşmasında ileri sürülmüş olan Assal yolunun artık gereği kal- | mıyacaktır. 4 — İtalya'ya — önergelenen Ogadan toprakları değersizdir. Rtalya şimdi bile tarıma, ziraate, | yaramıyan birçok toprağa sa- hiptir. Bundan dolayı — birçok kilometre murabbalık işe yaramaz topraklar değil, işlenecek alanlar aramaktadır. İtalyaya Karşı Boykot Teklifleri Londra, 3 (A. A.) — Gaze- teler, bugünkü kabine toplantısı- nın öneminden bahsetmektedirler. | Bu toplantıda İngiliz Bakanları İtalyan - Habeş — anlaşmazlığı | hakkında kesin kararlar vere- ceklerdir. Deyli Meyl diyor ki: “ Yetkili çevenlerin dün söy- lediklerine göre, kabinenin bazı Üyeleri, uzlaşma için —yapılan hareketler, başarılı sonuçlar ver- mediği — takdirde, — Ingilterenin Uluslar Sosyetesi araciyle ( vası- tasile ) Italyaya karşı herhangi bir ekonomik hareket yapılmak sömürgelerini hötlemektedir (teh- | üzere Öönergede bulunması fikrini ilerl sürmektedirler. Bununla beraber kabinedeki bütün üyelerin bu önergeye ya- naşmaları muhtemel değildir. ,, İngiltere Çorap Örmekle mi Meşgul? Paris, 3( A.A ) — Diplomatik çevenler, — Eden'in — İngiltre'nin Roma'ya yaptığı önerge ( teklif ) hakkında Avam kamarasına ver- diği izahları hayret ile karşıla- maktadır. Önergeye göre Ingiltere, Ingi- | liz Somalisinde denize kadar uza- nan bir toprak şeridini Habeşiz- tana vermeyi tasarlamaktadır. Diplomatik çevenler Eden'in son göretinde Lâval'e bu önerge- den bahsetmemiş olduğunu söy- lemektedirler. Bu çevenler, Ingil- tere'nin Habeşista vermeyi düşün- düğü, Zeila limanının, bir Fransız limanı olan Cibuti'ye yakın oldu- ğunu ve bu projenin, şimdi Habeş tecimine çıkıtı (mahreç ) olan bu limanı tehlikeye düşürdüğünü ha- tırlatmaktadırlar' gazeteler, İngilterenin Habeş işindeki hareketini, Fransa men- faatlerine aykırı buluyorlar ve hele Eden tarafından İtalyaya yapılan — tekliflerden Fransanın hiç belerdar edilmemesini çok gar.p görüyorlar. italyada Fevkalâde Bir ; Toplantı. Yapılıyor Roma, 3 (A. A.) — Musolini bu sabah deniz — kamiayonunu Üüsnomal ( fevkalâde ) bir tcplan- tıya çağırmıştır. Söylendiğine göre, bu toplan- tıda sömürgelere (müstemlekelere) yapılan asker sevkiyatı ile ilgili ve önemli deniz meseleleri görü- şülecektir. (Baştarafı birinci yüzde| Küryoziterji çekmiştirki tehlike bu noktada düğümlenir. Masom- hağan ikinci kötü tarafı; Mason olanlarla olmayanlar, yani kardeş- lerle “ harici ,, ler arasında adeta bir yabancılık, bir “ diğerlik ,, telâkkisi cemiyet vahdetini İhlâl etmesidir. | Cemiyet içinde kendisine ve geniş cemiyet güvenine İnanma- yanlar dar bir egoizma içinde (bıriblrlerinl korumak ) vaziyetin- den çok memnun kalmışlar ve Mıınıhiı bunun için bağlan- Alııl dinlerin — yanıbaşında bu gi dinler orta çağlarda bir zaruretti. Gerek hristiyan- hkta, gerek islâmlıkta dini te- sallüf ve taassup devrinde fikir hürriyetini ve vicdan kanaatini korumak - için h:;lı teşekküller — vilende eselâ Şarktaki Masonluk gibi bir şey- dir, ve belki Türkün naturel din to)ilılnıhi samilerin çöl itikatla- rından korumak ve kurtarmak daha milli bir tarikat,, idi diye- biliriz.,, Masonlar arasında asabiyet uyandıran bu yazı Üzerine temas ettiğim “dereceli ve rütbeli,, Ma- sonlar düşündüklerini söylemek- ten çekindiler. Anlaşılıyor ki bu çekinme — menedilmelerindendir. “Izmir Mason localarından birinde mühim bir mevki işgal eden bir zat bana, adının yazılmaması şar- tile şunları söylemiştir: — “Bizim, kökü dışarda bu- lunan teşekküllerle alâkamız yok- tur. Masonluğun esaslarını benim- vücude getirmesi — ve ' itibarile Bektaşiliğe 'Masonluktan | Masonlara Ve Masonlu- ga Karşı... semiş bulunmakla beraber başka yerlarden direktif alarak iİş gö- rüyor, değiliz. Adımız bile baş- kadır ve "Türk Yükseltme,, Ce- Masonluğun aleyhinde birçok şeyler söylenip duruyor. Bu söy- lenmeler ad yapmak ve gürültü koparmak için hazırlanmış siste matik sözlerdir. Bu yolda açılan münakaşalara birçok defalar ce- vap verdiğimiz için artık söyle- necek söz kalmamış gibidir. Masonluğun dinle alâkası yoktur. Memleketin en ışıklı insanlarını arasında bulunduran bir teşek- külün bir dinle alâkası olduğunu söylemek — saflıktır.. Lâik bir kadar boş bir şey olamaz.,, Ad. Bil. JANE PIERLY ASiNO DE PARiS'in şarkıcısı TAKSİM Bahçesinde Her akşam saat 21,45 de Büyük iSPANo- BARiZiYEN vrevisü Cumartesi - Pazar matine saat 17 de yeni program Yerler'nizi evvelden te-' darik ediniz. Telefon: 43703