28 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

28 Haziran 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Prxn Deıı Asıan Tefrika ho— ııı DeliAslanlstıraplar İçinde Kıvranıyordu Işi Ağaya anlattım. Çatık suratı açılıp gülmesin mi?,, Dedi, Ağa Aliye daha birtakım” sözler de söylemişti. Sözün kısası ağabey, Yeniçeri ağası olan kahraman olmasaydı biz baskın gecesl askerle çıkardık amma bugün sen bizi sağ bula- mazdın. Birdenbire Deli Aslan Erxzu- rumlu yaşlı askerin bir ikl gün- dür kendisine karşı tutumunu, hiç te yapmadığı biçimde sözler söylediğini, hele boğaz ağzındaki sözlerini düşündü: — Demek Yeniçeri Ağası sizin böyle beraber olduğunuzu biliyordu? — Biliyordu ne demek ağa- cığım, dün geceki baskında, bugünkü savaşlarda bizi koruyan, ö.ümden, yollarda kalmaktan kur- taran kimdi? Yakup ağa bütün Yeniçerilerile kolladı; onların or- tasından ayırmadı, — savaşlarda bize korkusuz yerler buldu, kar- nımizi — doyürdü. rilerle savaşa girmek için ona karşı geldik. Bu da senin için, senin olduğun yerde bulunmak, seni görmek İçindi...,, Deli Aslan kız kardeşinden bundan çok bir şey sormağı ge- reksiz buldu, Iş meydanda idi, şimdi kensi de düşünmek istiyordu. Sarı Şahin Beyin yüzü gözünün önüne geliyordu. Delikanlı Bir çok düşündükten sonra gün açı- madan ve Budinin kuleleri görün- meden kumandanına hiç bir. şey söylememeği kurdu. Bu en doğru yol olmakla be- raber, kınnı kanlar içinde can vermiş sanan, gönlünü ©o genç kızın mezarında bırakmış olan bir babaya hemen koşup ölü sandığı sevgili yavrunun sağ ve yanında olduğunu söylememek delikanlıya ne kadar acı geliyordu! Bogııı geçerek öte yındılrl Yalnız boğaz | ağzındaki dövüşte biz de Yeniçe- | ovaya İrişmiş olan büyük kol hiş durmadan saatlereo yürüdü. Boğazı düşmana kapayarak bu büyük düşman kolunu durdurmuş olan yiğit yeniçeri zabiti ile ya- nındaki kahraman — ve “meçhul askerle,, silâh arkadaşlarına tam on iki saat kazandırmışlardı. Gün doğup ta Budin şehrinin kalesi ve yüksek kuleleri uzaktan görünmeye başladığı zaman, ken- disinden birar uzakta — atlarını sürmekte olan kızkardeşile onların orada bulunmalarından — gönlünü doldurmuş olan sevinci birdenbire büsbütün unuttu, derin bir acı, damarlarındaki — kanı tutuşturan bir kaygu ile o 1ıssız boğazda kendilerini kurtarmak için ölümü karşılamış yüce yürekli yoldaşları düşlindü.. Acaba — şimdi orada neler oluyordu?. Bidenbire boşanan gözyaşları arasında, küçük kabraman ve olgun İnsan tipi yeniçeri zabitinin yalçın yözü, pala kıranta bıyıkları dalgalandı. — Gitti, hepsl gittiler.. uğrumuza gittiler . Diye ellerile yüzünü kapadı. Öyle işler olur ki; demir adam- ları da ağlatır.. * Öğleye doğru bu yüreklerin- den yaralı kaplanlar sürüsü Budin kalesinin büyük kapısından girdi- ler.. Aylarca süiren kanlı Subuska savaşını bilen Budinlilerden kadın, erkek büyük — bir halk kümesi ortalığı doldurmuştu. Subuska kahramanlari kan, ter ve çamura batmış atları Üzerinde çatık tunç yüzler ile İlerlerken ahali iki yana ayrılıp derin bir sessizlik — ve saygı — İçinde yol veriyorlardı. Bizlm ( arkası var ) Hava Kurumu... Memlekette Feragatler, Teberrular,Ça- lışmalar Büyük Bir Hızla Yürüyor Hava kurumu için çalışmalar, teberrular, taahhütler çoğalmiya başlamıştır. 3 numaralı dernek 35 tane yirmi liralık, 2 tane yirmibeş lira- lık, Bakırköy kazası 14 tane 20 Hiralık, Büyükçarşı 6 tane 20 lira- liralık, 12 tane on İiralık taahhüt temin etmişlerdir. Iş Bankasından Tahir Yâhya, Rasih, Mustafa Naşit, Celâlettin, Hatice Refik, Nesim 41 liradan 20 liraya kadar muhtelif taahhttt- lerde bulunmuşlardır. Şel gaz ve benzin kumpanyası 200, Arif Çu- bukçu 100 lira teberrü etmişler- dir. Ticaret ve zahire borsası memurlarından 42 kişi 64 liradan 18 liraya kadar muhtelif taahhüt- lerde bulunmuşlardır. Ismail Hakkı ve ortakları 30, Vitali ve ortak- ları 40 lira taahhütte bulunmuş- lardır. Dün hava kurumu — İstanbul merkezinde —muhtelif toplantılar yapılmıştır. Bu toplantılardan en mühimmi celeplerin toplar tısıdır. Toplantı sonunda bundan sonra mezbahada kesilen bülün hayvan- lardan kurüm - için hasılat temini kararlaştırılmıştır. Koyun ve kuzulardan celepler, kasaplar ve toptancılardan birer, sığırlardan celepler İçin beşer, toptancı ve kasaplar için dörder kuruş alınacaktır. Her yıl Istan- bulda 500 bin koyun, 200 bin kuzu, 30 bin sığır kesilmektedir. İstanbul kadınları aralarında bir tayyare almak için bir mitinğ yapacaklardı. Bu mitinğ şimdilik geri birakılmıştı. Kadınlar da dün toplantı yapmışlar ve kadın- lara mahsus kaza ve nahiye kol. ları teşkil edilmesine karar ver- mişlerdir. Bu kollardan bazıları da teşkil edilmiş ve hemen faaliyete geçilmiştir. * Mugla, (Husust) — Fethiye ve ve Milâslı vatandaşların hava ku- rumu için yaptıkları taahhüt şimdi ye kadar 10 bin lirayı geçmiştir. Bütün memurlar maaşlarının yüz- de iklsini kuruma terketmişlerdir. x Şarki Karahisar, (Hususi) — Hava kurumu için geniş bir ça- lışma programı THazırlanmıştır. | Son îolgreflır I Lâval'in Eden'e Soruları İngilizleri Hangi Noktalar Zorlukta Bıraktı? Parls, 27 (A.A) — Lâvalin İn-. giliz bakanı Eden'e yaptığı soru- lar ğenel olarak 3 şubat Londra ve 14 nisan Stresa prensiplerinin izabı ve başlıca kara, hava ve iki taraflı Alman - İngiliz Londra an- laşmasına rağmen deniz silâbları arasındaki ilği hakkındadır. İngi- lizleri hanği noktaların zorlukta bıraktığı hentiz belli değildir. An- cak, kesin olarak bilinen bir şey varsa o da İngiltere, Fransa ve Htalyanın siyasal amaçları eskisi- nin aynıdır ve şimdiki konuşma- lar sadece üç hükümetin metod- larına daha açık bir şekil vermek içindir. Lâval'in söyledikleri * Paris, 27 (A.A) — Lâval, Eden: le görüştükten sonra şu diyevde bulunmuştur: “Eden, Muesolini ile yaptığı görüşmeler hakkında bilge ver- miştir . 3 şubat proğramının ğerçek- leşmesi için iki hükümet tarafın: dan güdülen kuralları bağdamak için Eden ve ben aynı arzuda bu- lunuyoruz. Eden aynı zamanda Italyan - Habeş anlaşmazlığı hak- kında Mussolini ile yaptığı görüş- meler hakkında bilğe vermiştir. Edenin bugün Paristen ayrıl: ması ihtimali vardır. Yunanistanda Re- .. . jim Meselesi Atina, 27 ( Hususi ) — Yeni maclis pazartesi günü toplanarak hükümete, reyiâma — başvurmak selâhiyetini vermek — meselesini görüşecek ve verecektir. Bmar; şekli, hükümetle siyasal pazller arasındaki uyuşmaya bağfıdır. * Burada çıkan bir Vonizelist gazetenin Paris muhabirine göre, rejim meselesi hakkında fikrini anlatan Venizelos, bu İşin bitara- fâne yapılması için ya bütün mü- halefet Hderlerinin kabineye gir- meleri, yahut bu işin Sarda olduğu gibi Uluslar Kurumunun nezareti altında yapılması sayesinde müm- kün olacağını söylemiştir. Voroşilof'un İzmir'ilere Teşekkürü izmir, 27 ( A.A ) — Şehrimi zin yeni açılan caddelerinden bi- rine Voroşilof adının konması do- layısile Sovyet Rusya Sü komiseri Voroşilof Izmir şarbaylığına aşa- ğgidaki telgrafı göndermiştir; Şar kurulunun ve güzel Izmir halkının hakkımda gösterdiği ilgi- den çok memnun oldum, Selâm ve şükranlarımın kendilerine bildi- rilmesini reca ederim, Konya Yerli Mallar Sergisi Konya, 27 (A.A) — Konyada | Yerli Ma'lar sergisinin dördüncü- sü bugün Atatürk okulasında açıldı. Sergi 15 gün devam ede- cektir. ( ToElınlılır, Davetler ) Yeşlihilâlin Gezintisi Yeşil Hilâl Cemiyeti her sane olduğu gibi bu yıl da müzdeki pazar günü saat 8 de Şirketi Hayriyenin 68 numaralı vapuru i'e yapılacaktır. Vapur Köprüden Üskü- dar, Kadıköy ve Büyükadaya uğra- yacak, or:dan Yalovaya gidilerek dönülecektir. Yalovaya bir | gezinti tertip etmiştir. Goez nti, önü- | İngiliz mizahı ——— Çeviren: Selim Tıynet — MUZİP MUŞTERİ Tezgühtar, lisell kızın, koltu- ğunda kitap dolu çantasile, dük- kâna giridiğini görünce bir az şaşaladı. Fakat — sonra, belki annesi içtn birşey alacaktır, diye düşündü, bekledi. Hakikatte bu sarı saçlı gü- zelin hiçbir. şey alacağı yoktu. Bir az vakit geçirmek, İnsan sabrının ne dereceye kadar şaka kaldırdığını görmek ve eğlenmek istiyordu. Tezgâha — yaklaşınca sordu: — Eldiven bulunur mu sizde? Satıcı, sesinin bütün tatlılığile hemen atıldı: — Bulunur matmezel. Sued mi istiyorsunuz, yoksa geçi derisi mi? Genç kız büyük bir safiyetle gözlerini açarak cevap verdi: — Geçi derisi mi dediniz? Bu zavallı küçük hayvanın derisinden kesilmiş eldivenleri imkânı yok elime giyemem! Satıcı gülümsedi. — Merak etmeyin siz, dedi. Burada bir tabir yanlışlığı var. Gliâse daha ziyade ihtiyar teke- lerin derisinden yapılır. — O halde ihtiyar tekelerden yapılmış eldivenlerinize, keçiderisi gibi güzel bir isml niçin veriyor- sunuz! bu dürl)ıllngı yakışır mı hiç? — Peki Matmazel. Mademki keçiderisi Ostünde anlaşamadık, size buşka cina eldivenler göste- reyim. Meselâ bu sene — moda, herkes — açıksarı giyiyor. — Ister misiniz ? — Herkesin giydiği hiç hoşlanmam! Satıcı yine gülümsedi. Fakat bu, daha ziyade zoraki bir gü- lüms eyişti. — Şımarıklığın da bu kadarı da çekilmezdi — doğrusu. Amma adamcağız sabrediyordu işte, — O halde, dedi, sted alınız! — Ne demektir bu sücd? — Bir nevi eldivene - verilen isimdir. Her halde çok boşunuza gideceğine eminim. — Sakın — bir hayvan olmasın | — Vallahi ben de bilmiyo- rum, Şimdi göstereceğim #size. Ve sonra, açtığı kutudan bir çift eldiven seçerek — genç kıza uzattı. Kız beyenmedi: — Hayır, dedi, bunlar koyu kurşuni, Adamcağız iskemlesinin üstü- ne zıplay rak ikincl bir kutudan başka eldivenler çıkardı. Bunlar da pek açıktı. Sonra merdivene tırmanarak Üçüncü kutudan par- lak kestane rengi - eldivenler çıkardı. Kızt “ Aman şeyden ismi ne — kirli — bir renk!,, Dedi. Yine beğenmedi. Satıcı — tezgâhin — altına — da- larak — dördüncü kutudan — süt gibi beyaz eld.venler — getirdi, Bunlar dayanıksızdı ! Fakat de- mindenberi, karşısında bir şeyler satabilmek için çırpınan tezgâh- tarın alnından akan terlere acımış gibi göründü. — Bari, dedi, bunları alayım. Adamcağıtzın gözleri sevinçle parladı: — Nihayet beğendiniz, dedi. Dört liradır bunların çifti. Güzel, dötr lira olsun, tanesini alacağım. — Emredersiniz! — Sarıyorum bir çiftini, Kız gözlerini açarak tekrar etti : — Hayır, dedi, yanlış anla- dınız. Ben bir tane dedim. Yalnız sağ elinkini istiyorum. Tezgâhtar yine inkisara uğ- ramıştı : — Nasil olur, Matmazel? De- di. Bu imkânsız bir şey, dünyanın hiç bir yerinde eldiven tek olarak satılmaz. Liseli bu İşe sanki şaşmış gibi cevap verdi: — Eldivenlerin tek olarak satılması İmkânsız ha | Ne gülünç şey bu, böyle! Bana yalnız sağ elin ki lâzım, — Peki Matmazel! Sağını size sattık. Fakat sol elinkini biz ne yapalım ? — Çok tuhafsınız siz. Satın almadığım eldiveni ne yapacağı- nizi ben nereden bileyim, Söyle- diğim gibi bana yalnız bir tanesi, sağ elinki lâzım. Satıcı artık kızmıştı. Öfkeli, öfkeli cevap verdi: — Matmazeli Yapılacak bap ka bir şey yok. —Tek eldiven #atamam. — Şaşıyorum doğrusu size, dedi genç kız, hele tek eldiven için de bir çiftin parasını verecek olduktan sonra. Adamcağız tekrar gülümsedi: — Ah, dedi, anlıyorum. Me- sele bösbütün değişti şimdi. Ni- çin vermiyelim efendim? Saği istemiştiniz değil mi, buyurun. Fakat genç kız, eldiveni ala- cağı yerde çantasını kucakladı. Sonra mağrur bir bakışla satıcıyı süzerek : — Afledersiniz, dedi. Bana eldiveni tek olarak satamıyaca- ğınızı söylediniz, ve bunu iki de- fa da tekrar ettiniz. Halbuki şimdi, yalnız sağ elinkini seve seve verebileceğinizi söyliyorsu- nuz. Sizin de hesabınıza aklım ermedi gitti. Bundan dolayı le- tediğimi başka yerden aramıya mecturum. Sonra, bir tanesini bile satmayı — beceremediğiniz halde, kapınızın Üstüne ( büyük eldiven mağazası ) diye koskoca bir de lâvha asmanızın çok gü- lünç olduğunu hatırlatırım - size, Allaha ısmarladık. Bunları söyler söylemez, nefis başını hafifçe eğerek bir röve- rans yaptı, ve gülerek uzaklaştı. Iki dakika sonra veznedar, dükkânın ortasına upuzun - serik miş olan tezgâhtara sirke kokla: tarak ayıltmaya çalışıyordu. bir ürk Hava Kurumu BÜYÜK PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zergin etmiştir. 19.cu Tertip 3.cü Keşide i1 Temmuzdadır. Büyük ikramiye: 50 ça 0 00 Liradır. Ayrıca : 20.000, 12.000, 10.000 Hiralık ikramiyelerle (20.000 ) liralık mükâfat vardır.. ,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: