28 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F 10 Sayfa Tefrika No: 68 “ Bir iki gün evvel size vâsıl olan bazı evrak var. Bu evrakın son sayfasının biraz teehhürle elinize geçtiğini söylersem. Hangi evraktan bahsettiğimi anlarsınız değil mi? Şimdi, bana bu evrakı elde edebilecek malümatı verir- seniz sizl hem münasip bir sığna- ğa koyduracağım, hem de muha- kemenizin Divanıharpçe değil, niza- mi mahkemeler tarafından yapılma- sıni temin edeceğim. Ne dersiniz?,, Bu teklifteki kurnazlığı ve tuzağı derhal anlıyan, Alman, hiddetinden kıpkırmızı kesildi: — * Beni ne zannediyorsun? Canımı kurtarmak için böyle bir hiyaneti irtikâp edecek kadar alçak mıyım?,, diye bağırdı. Fakat sözünü bitirmeden çeh- resi birdenbire değişti. Hiddeti tamamile zail oldu, tavrı büsbütün değişti. Düşünceli bir halde: — “Mamafih ne mahzuru olabi'ir? Bu kâğıtların yarın sa- bahtan sonra size artık bir fay- dası olamaz ki.. Memleketi dü- şünmekle - beraber hayatımı da düşünmek mecburiyetindeyim ve hayatım, kendim — için herhalde sizin biçtiğiniz bahadan çok daha kıymetlidir. Teklifinizi kabul edi- yorum.,, dedi. Herr Schott derin bir nefes aldı: _ — “Çok iyi ediyorsunuz Herr Neidelman şimdi evrakın olduğu yeri söyleyiniz ?,, Dedi, Alman lâkayıt bir tavurla : — Dahada ileri — gideyim. İsterseniz. — sizi evrakın — saklı olduğu yere bizzat götüreyim ,, dedi. Her Sehott, cânilerin ve Idam mahkümlarının kurnazlıklarını müteaddit defalar görmüş ve tecrübe etmiş olduğundan Almanın bu teklifini reddetti: — *“ Siz benim dediklerimi yapınız, — ötesine — karışmayınız. Evrakın nerede olduğunu söyle- yiniz. Onlari adamlarım getirip şu masanın üzerine koydukları zaman ben de vaitlerimi yerine getireceğim. ,, dedi. Alman kurnaz bir tebessüimler — * Evrak hiç aklınıza gele- meyecek bir evde, dünyada bula- mıyacağınız bir yerinde saklıdır. Bundan maada bazı ihtiyat ted- *birleri de alınmıştır. Salâhiyettar olmayan bir kimse bu evraka el sürdüğü takdirde hem evrak ve hem de onlara dokunanlar derhal berhava olurlar. Onun İçin banim bulunmaklığım lâzım ,, dedi. “ Şu halde bu tehlikenin nasıl bertaraf edilebileceğini de söyle- melisiniz. ,, — * Bunu söyleyemem işte... İstediğinizi yapabilirsiniz. ,, Her Schott hayretle karşısın- dakine bakıyordu. Alman sözlerine devam ederek: — * Yanıma istediğiniz kadar muhafaza veriniz... Hem sizi niçin aldatayım? Bu, kendi zararıma olmuş olmaz mı?.. Bundan mada o gizli makanizma ile kâğıtları imha etmeye teşebbüs etmeme de imkân yok. Çünkü bu takdirde kendim dea berhava olmuş olurum. Düşünürseniz siz de beni haklı bulacaksınız... Hem — dediğinizi yaptıktan Sonra vadinizi yerine getireceğinizi söylüyorsunuz, hem de bunu yapmaktan beni mene- diyorsunuz. Öyle değil mi am- ma? ,, dedi. Bu sözlerini dikkatle dinleyen Herr Schott bu muhakemede, bir' yanlışlık, bir mantıksızlık sezi- yordu. Çünkü Almanın iddia ettiği evrakı muhafaza eden bazı terti- bat varsa ve ona dokunanlar derhal berhava olacaksa, zaten * geç İdama mahküm edilecek olan bu adamın kendi elile ölmeği hem de yanındaki muhafızlarla beraber berhava olmayı kararlaş- tırmadığı ne malumdu? Bu adamın .seciyesi ve mâzisi / göz önüne getirlilecek olursa böyle bir harekete cür'et etmesi ihtimali | yok değildi. Herr Sechott düşlinmeye baş- ladı. Kâğıtları başka türlü ele geçirmek imkânı olmadığından bu tehlikeyi göze almak lâzımdı. Diğer taraftan, nerde ise şeh- ri İstilâ edecek olan vatandaşları tarafından herhalde birkaç gün zarfında — kurtarılacağına — emin olan bu adamın kendini kolay kolay öldürmesi iİhtimall pek za- yıftı. Böyle bir şey olsa, onunla beraber mahvolacaklar meyanın- da kendisi bulunmıyacaktı. Şu sırada vazifesini terkedemiyeceği için Almanla beraber başkalarını gönderecekti... Bu cihetten de kendi hayatı tehlikede değildi.... Şu halde?.... Herr Schot fazla düşlinmiye lüzüm görmedi, Almanın sıkı bir muhafaza altında, şehir dahilinde istediği yere götürülmesini, fakat arkadaşlarının bir tuzağına düş- memek için Almanın girmek İz- teyeceği herhangi binanın evvel- J | lerle dolu bir — SON POSTA r-r- iw BAS“ NOW M " ü qm—u!ü! VV AYAT venaam A TaayaaNLANaNDlRre ” 28 - 6 - 1935 ce dikkatle gözden geçirilmesini | emretti. . Si — Bir müddet sonra Herr Nei- delmann'ı bir taksiye bindirdiler. Sol bileği, kelepçe ile kısa boylu bir polis komiserinin sağ bileği- ne bağlanmıştı. Solak olan komi- Berin sol elinde bir tabanca var- dı. İki silâhlı polis de karşıların- da yer almışlardı. Silâhlı polis- taksi önden, gi- diyor, “bir diğeri de arkıdan takip ediyordu. Herr Schott, Almanın gerek kuvvetine güvenerek, gerek kur- nazlıkla — teşebbüs — edebileceği herhangl bir hareketin: önüne geçmek İçin böyle sıkı tedbirler almıştı, Gaz Maskeleril Fakat bu ihtiyat tedbirlerinden Neidelmann hiç de — müteessir olmamıştı. Muhafızlarını lâkayıt nazarlarla süzmüş, — sonra da, henüz aşıkları sönmemiş olan sokaklarda, yüzlerine kocaman gözlü, uzun uzun hortumlu gaz maskeleri — takınarak — korkunç şekillere giren insanların akınını gşeyretmeye dalmıştı. Kadınların, erkeklerin, çoluk çocuğun böyle sığınaklara koşuşmaları, Alman tayyarelerinin yaklaşmakta oldu- ğuna şüphe bırakmıyordu. Kara ve tehditkâr harp bulutu, patla- mış, nihayet fırtına kopmuştu. Neidelmann bu gaz maskele- rininin temin edebileceği masunl- yetten çok * şüpheli idi. Hele küçük çocuklar bunlara hiç ta- hammül edemiyorlar, Bu sıkıcı şeyleri yüzlerinden çıkarıp atmak istiyorlardı. Dudaklarında istih- fafkâr bir tebesslim dolaştı. Bu, yalnız gaz maskelerine karşı lstihfafını değil, aynı zamanda aklından geçen gizli maksatlarını da ifade ediyordu. (Arkası var) Cim Londos Dinarlı Mehmöt Pehlî;;ı_- la Karşılaşmaktan Çekiniyor e P ... ( Baştarafı 1 inci yüzde ) mişti. Güreşi, bidayetinden sonuna kadar merakla takip eden halk hakemin bu kararına itiraz etmiş ve güreş sahasında uzun müna- kaşalara girişilmiş ise de hakem kararında İsrar etmiş ve nihavet Dinarlı Mehmet pehlivarla Cim Londosun 1934 kânunevvelinde tekrar Şikago'da karşılaşmaları kararlaştırılmıştı. Haksız olarak mağlüp addedi- len ve bundan son derece müte- essir olan Dinarlı Mehmet pehli- van bu haksızlığı kendi kuvvetile tamir etmeye azmetmiş, ve çetin bir idmana girişmişti. Hattâ bu haksız'ığın kendisinde uyandırdı- gı sönmez bir hırs ile bu idman- | Tarını bir aralık okadar şiddet- lendirmiştir ki antrenörleri müda- haleye mecbur olmuş ve onu güç belâ bir müddet istirahat etmiye ikna edebilmişlerdi. Dinarlı Meh- met. —ÂAmerikada — profesyonel sporcuların rakiplerini yenmek için gayrımeşru üsüllere de müracaat etmekten çekinmiyeceklerini pek iyi bildiğinden idman müddetince, hattâ güreş gecesine kadar yalnız olarak bir tarafa çıkmamış müte- | madiyen Şikagodaki — Türklerin nezareti altında bulundurulmuştur Nihayet güreş gecesi karşı- sında Cim Londosu görmeğe ha- zırlanan Dinarlı Mehmet ve bu çetin güreşi Sseyretmeğe gelen halk büyük bir sukutu hayale uğramışlardı. Çünkü Cim Londos Dinarlı Mehmetle kırşılaşmagı | cesaret edememiş kendi yerine güreşmek - üzere Meksikalı Con Bravn isminde bir pehlvan gön- dermişti. Halkın alkışları arasında bu pehlivanı kolaylıkla yenen Di- narlı bu galebesile hem Cim Lon- dosün korkaklığını isbat etmiş hem de Türk bazusunun yenilmez kuvvetini bir defa daha bütün dünyaya İlân etmiştir. Bu bapta fikrini soranlara Di- narlı Mehmet gülümsemekte ve omuzlarını kaldırarak: — Ne yapayım? Şampiyonlu- ğunu kaybedeceğini bildiği için Cim Londos benimle karşılaşmak- tan çekiniyor demiştir. Askeri San'at Lisesl Ankarada — bulunan askeri san'at mektebi bu sene askerl san'at İisesi haline konulmuştur. Liseden çıkanlar yarsubay olarak kıt'alarda çalışacaklardır. Hlı Şıktı Umumi Heyet Toplantısı ldare Meclisi, Dün Umumi Heyetten Fevkalâde Selâhiyet İstedi Ve Aldı Heyeti umumiye işte bu zevattan mürekkeptir Haliç vapurları şirketi hisse- darları dün saat 15 de bir top- lantı yapmıştır. İdare meclisi, mali — vaziyeti bozulan — şirket hakkında, heyetl — umumiyeden tam selâhiyet istemiş ve bu istek kubul olunmuştur. Meclisi idare buna ait tedbirleri alacaktır. Bu arada belediye ile olan davayı kazanmak için lâzım gelen çare- lere baş vuracaktır. Malümdur ki bu davada, ehli hibrenin raporuna şirket avukatı itiraz etmiş, mahkeme de bu İtiraz kabul ederek ehlihibrenin rapo- rünu tavzih etmesi — İstenmiş, dava da 21 birinci Teşrine bıra- kılmıştı. Esnaf Bankası... Eşyasının Satışı Münasebetile İh- tisas Mahkemesine Verildi Inhisarlar idaresi tarafından Esnaf bankası tasfiye heyeti aley- hine ihtisas mahkemesinde bir kaçakçılık davası açılmıştır. Bu İşe alt evrak İle kanunun kaçak addettiği eşya da müddeiumumil- liğe tevdi edilmiştir. İhtisas müd- deiumumiliği evrakı tetkik etmeğe başlamış, suçlu addedilen'ere de celp müzekkeresi göndermiştir. Inhisar idaresinin açtığı davaya göre Esnaf bankası tasfiye heyeti bulundurulması ve kullanılması, alınıp satılması yasak olan her bini biner yapraklı 14 kopya def- teri satmıştır. Bu defterler Dör- düncü vakıf hanında ticaret ve komisyonculuk - kollektif tarafından satın alınmıştır. Fakat şirket sahiplerinden Hasip bunla- rın yasak mallardan olduğunu far- şirketl | ketmiş ve gidip inhisarlar idare- sine haber vermiştir. Bunun Üze- rine de takibata başlanılmıştır. Inh'sarlar idaresi bir taraftan bun- ları musadere etmiş, diğer taraf- tan biri mülga &snaf bankasının manevi şahsiyeti, diğeri de Esnaf bankası tasfiye heyeti ile yediemin avukat Osman Nuri hakkında ol- mak Üzere iki cepheden takibata başlamıştır. Esnaf bankasının manuvî şah- siyeti hakkındaki takibat yasak olduğu halde bu koöpye defter:- lerinden kullanmış olması, tasfiye heyeti ile yediemin hakkındaki takibatta yasak ve kaçak oldük- ları kanunla tesbit edilen, Imhası veya hükümete teslimi icap eden bu malların satılması noktasından yapılmaktaıiır Bir Posta Ve Telgraf Memuru Yakalandı ( Baştarafı 1 inlci sayfada ) dürü Bay Salih işin tahkikine lü- züum görmüş ve başmüdür yette bir yakalama plânı hazırlanmıştır. Başmüdüriyet uydurm adreslerle otuz tane mektup hazırlamış ve içlerine boş kâğıt ve Üzerlerine de hususl işaretler koymuştur. Bü mektuplardan on beşi cam fabrikasındaki kutuya, on beşi de Beykozda bir başka kutuya atıl- mıştır. Cam fabrikasına atılan mektuplar ertesi günü başmüdü- riyete gelmiş ve İşaretlerinden anlaşıldığı için memurlar tarafın- dan ayrılmıştır. Fakat aradan üç gün geçtiği halde Beykoz kutusuna atılan mektuplar gelmemiştir. Bu- nun Üzerine müfettişlerden birisi derhal Beykoza gitmiş ve müdürle beraber memur Cavlidi sorguya çekmişlerdir. Cavit kutuya atılan bu on beş mektubun kencisine gelmediğini söylemiş ve inkârında ısrar etm şlir. Bunun üzerine Bey- koz sulh hâkimliğinden bir arama emri alınarak Cavidin evi aranmış ve postaneye verilmiş (13) mektup bulunmuştur. Bu mektuplardan bir kısmı Avrupaya gönderiliyor- muş. Bu suretle şüphe tahakkuk etmiş ve hemen Cavide işten el çektirilerek tahkikata Başlanmış— tır. İddia edildiğine göre Cavit altı aydanberi birçok mektupların üstündeki pulları söker ve sonra da bunları yakarmış. Müdüriyetin attırdığı son ön beş mektup da böylece imha edilmiştir, sanılıyor. izmirde Kooperatifcilik İzmir işyarları istihlâk yığal- tım kooperatifinin yıllık genel toplantısı yapılmıştır. Yönetim kurulu ve — mürakipler raporu okunmuş — ve onaylanmnış, yeni yönetim kurulu seçimi yapılmıştır. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: